“Hiçbir konuda, Allah'in dilemesine baglamaksizin, ‘Ben yarin mutlaka söyle söyle yapacagim.’ deme! Ancak Allah dilerse (yapacagim de)” ayeti geregince Müslüman yapacagi her isten önce ‘insallah' demeyi düstur edinmeli.
‘Yarin mutlaka sana ugrarim.'
‘Bu hafta sonu Avrupa'ya gidecegim.'
Müslümanlar açisindan, istediginiz kadar siralayabileceginiz bu cümlelerin bir eksigi var? Bu ifadeler, yapilacak isi Yaratici'nin dilemesine havale etmeden, yani baslarina ‘insallah' (Allah dilerse) ifadesi getirilmeden söylenmis sözler. Halbuki Rabb’imiz, kullarindan bu konuya öylesine ehemmiyet vermelerini istiyor ki, bu sözün unutulmasi halinde ise kendisini zikretmesini ve af dilemesini istiyor inananlardan.
Konuyla ilgili söyle bir rivayet vardir. Müsrikler, Peygamber Efendimiz'e (sas) Zülkarneyn ve ruh gibi konularda sorular sorar. Peygamberimiz, “insallah” ifadesini söylemeden, “Size yarin cevap verecegim.” buyurur. Cenab-i Hakk, Efendimiz'e vahyi on oniki gün geciktirir. Müsrikler bu sürede üzücü konusmalarla Efendimiz'e yüklenmeye baslayinca, "Hiçbir konuda, Allah'in dilemesine baglamaksizin, ‘Ben yarin mutlaka söyle söyle yapacagim.’ deme! Ancak Allah dilerse (yapacagim de). Bunu unuttugun takdirde Allah'i zikret ve, “Umarim ki Rabb’im, dogru olma yönünden beni daha isabetli davranisa muvaffak kilar.” (Kehf Sûresi 23-24) ayetleri indirilir.
Acz ve fakr içinde olan insanin, azim ve iradesi istedigi bir seyin meydana gelmesi için yeterli degildir. Kul, cüz'i iradesiyle, olan bitenin hepsine vakif olamayacagi için kendini küll'i iradeye teslim etmeli. Öylesine teslim etmeli ki, yapacagi her isten, davranistan önce ‘insallah' demeyi düstur edinmeli. Sayet mü'min, ‘insallah' demeyi unutsa bile, Yüce Allah (cc), kulunun kendisini tesbih ve istigfarla anmasini, zikretmesini, yaptigi hatayi telafi yoluna gitmesini emrediyor.
Gelin ey dostlar, madem Rabb’imiz bize, söz vermeden, yahut bir fiili yapmadan önce ‘insallah' demeyi emrediyor, bizler de her sözümüzün basina bu sihirli kelimeyi getirmeyi unutmayalim. Hem kendimiz yapmaya gayret edelim bu güzel özelligi hem de ailemize, dostlarimiza, arkadaslarimiza teklif edelim...
‘Yarin mutlaka sana ugrarim.'
‘Bu hafta sonu Avrupa'ya gidecegim.'
Müslümanlar açisindan, istediginiz kadar siralayabileceginiz bu cümlelerin bir eksigi var? Bu ifadeler, yapilacak isi Yaratici'nin dilemesine havale etmeden, yani baslarina ‘insallah' (Allah dilerse) ifadesi getirilmeden söylenmis sözler. Halbuki Rabb’imiz, kullarindan bu konuya öylesine ehemmiyet vermelerini istiyor ki, bu sözün unutulmasi halinde ise kendisini zikretmesini ve af dilemesini istiyor inananlardan.
Konuyla ilgili söyle bir rivayet vardir. Müsrikler, Peygamber Efendimiz'e (sas) Zülkarneyn ve ruh gibi konularda sorular sorar. Peygamberimiz, “insallah” ifadesini söylemeden, “Size yarin cevap verecegim.” buyurur. Cenab-i Hakk, Efendimiz'e vahyi on oniki gün geciktirir. Müsrikler bu sürede üzücü konusmalarla Efendimiz'e yüklenmeye baslayinca, "Hiçbir konuda, Allah'in dilemesine baglamaksizin, ‘Ben yarin mutlaka söyle söyle yapacagim.’ deme! Ancak Allah dilerse (yapacagim de). Bunu unuttugun takdirde Allah'i zikret ve, “Umarim ki Rabb’im, dogru olma yönünden beni daha isabetli davranisa muvaffak kilar.” (Kehf Sûresi 23-24) ayetleri indirilir.
Acz ve fakr içinde olan insanin, azim ve iradesi istedigi bir seyin meydana gelmesi için yeterli degildir. Kul, cüz'i iradesiyle, olan bitenin hepsine vakif olamayacagi için kendini küll'i iradeye teslim etmeli. Öylesine teslim etmeli ki, yapacagi her isten, davranistan önce ‘insallah' demeyi düstur edinmeli. Sayet mü'min, ‘insallah' demeyi unutsa bile, Yüce Allah (cc), kulunun kendisini tesbih ve istigfarla anmasini, zikretmesini, yaptigi hatayi telafi yoluna gitmesini emrediyor.
Gelin ey dostlar, madem Rabb’imiz bize, söz vermeden, yahut bir fiili yapmadan önce ‘insallah' demeyi emrediyor, bizler de her sözümüzün basina bu sihirli kelimeyi getirmeyi unutmayalim. Hem kendimiz yapmaya gayret edelim bu güzel özelligi hem de ailemize, dostlarimiza, arkadaslarimiza teklif edelim...