Ayakkabı da köpek de İslam'a göre...
Bush'a “veba” öpücüğü...
ABD Başkanı George W. Bush, Irak ve Afganistan'a veda ziyareti yaptı.
8 yıldır dünyanın en güçlü devletini yöneten lider, Bağdat'ta şok bir protesto ile karşılaştı.
Kahire'den yayın yapan El Baghdadi televizyonunun Iraklı muhabiri Muntader El Zeidi ayakkabılarını çıkarıp, basın toplantısında tek tek Bush'a savurdu.
Bush eğilmeseydi, yüzüne gelmesi kaçınılmazdı.
Herkes dondu kaldı. ABD komuta merkezinin yer aldığı Yeşil Bölge'de Bush'a saldırı, hayal bile edilemezdi.
Saldırıyı yapan gazeteci, "Sana veda öpücüğü, köpek" diyerek ayakkabılarını fırlattı.
BBC, gazetecinin sözleri ve eyleminin Iraklılar açısından büyük hakaret olduğunu müthiş(!) bir analizle tespit etmiş.
Ayakkabı da köpek de İslam'a göre "necis".
Dolayısıyla, saldırı büyük hakaret anlamına geliyor. Aşağılayıcı bir hareket...
Saldırıyı yapan bir gazeteci olunca, işin rengi değişiyor.
Gazetecilerin basın toplantısını protesto ettiklerine çok şahit oldum.
Muhatabını sorularla terleten çok başarılı meslektaşlarımla çalıştım.
Ama, ayakkabı fırlatanına hiç rastlamadım.
Peki gazetecilerin, sözlü, yazılı veya görsel haber yapmak dışında, fiili saldırıda bulunması kabul edilebilir mi?
Tek kelime ile "hayır".
Ama, her olayı kendi şartları içinde de değerlendirmek gerek.
Irak'taki yaşam şartları ile Türkiye arasında uçurumlar var.
30 yıldır savaşlar geçiren Irak, hiç gülmedi.
10 yılı uluslararası ambargo altında geçti.
2003'te başlayan ABD işgalinin ise 2011'de son bulması bekleniyor.
Irak'a "özgürlük" ve "demokrasi" getirmek üzere başlayan işgal, ülkede "can güvenliği ve refahı" da Saddam'la birlikte alıp götürdü.
Son beş yılda, resmi rakamlara göre 100 bin, gayrı resmi rakamlara göre bir milyon Iraklı yaşamını yitirdi.
Çoğu eğitimli ya da varlıklı 2 milyona yakın Iraklı ülke dışına kaçtı.
Petrol zengini Iraklılar'ın, elektrik, su gibi temel ihtiyaçları büyük oranda karşılanamıyor...
Amerikalılar açısından, Ebu Gureyb'de olduğu gibi şüphelilere "işkence" meşru.
Hadisa'da olduğu gibi, direnişçilerle mücadele yolunda sivil kayıplar mübah...
Yaptığı saldırı nedeniyle dün tutuklanan Zeidi, ayakkabı fırlatırken bir taraftan da şöyle bağırıyordu: "Sen Iraklılar'ı öldürdün."
Irak ile Türkiye'nin durumunu karşılaştırmak doğru değil.
Şartlar, bazen en olmazların gerçekleşmesine neden oluyor.
Mesela, İzmir'in işgalini protesto için ilk kurşunu da gazeteci Hasan Tahsin sıktı.
Gazetecilik mesleği adına yapılan bir hata.
Ama eylemi Kurtuluş Savaşı'nın sembollerinden biri haline geldi.
Iraklı gazeteci Zeidi'nin yaptığı ile Hasan Tahsin'i karşılaştırmak tabii ki mümkün değil.
Şartlar farklı, aktörler farklı...
Ama Iraklı gazetecinin de "halk kahramanı" haline geldiği görülüyor.
Şii ve Sünni bölgelerde halk, ilk kez aynı tepkileri veriyor.
Göndere ayakkabı çeken de var, ABD askeri konvoyuna ayakkabı fırlatan da...
Dünyanın en güçlü adamına, Yeşil Bölge'de hayal bile edilemeyen ayakkabılı protesto, Iraklılar'a büyük cesaret vermiş.
ABD'yi "dünyanın tek ve sürekli imparatorluğu" haline getirmek için Irak'ı işgal eden Bush ve şahinler ekibi için de o kadar çok onur kırıcı olsa gerek.
Iraklı gazetecininki Bush'a "veda öpücüğü" değil, belki "veba öpücüğü..."
Bush'a “veba” öpücüğü...
ABD Başkanı George W. Bush, Irak ve Afganistan'a veda ziyareti yaptı.
8 yıldır dünyanın en güçlü devletini yöneten lider, Bağdat'ta şok bir protesto ile karşılaştı.
Kahire'den yayın yapan El Baghdadi televizyonunun Iraklı muhabiri Muntader El Zeidi ayakkabılarını çıkarıp, basın toplantısında tek tek Bush'a savurdu.
Bush eğilmeseydi, yüzüne gelmesi kaçınılmazdı.
Herkes dondu kaldı. ABD komuta merkezinin yer aldığı Yeşil Bölge'de Bush'a saldırı, hayal bile edilemezdi.
Saldırıyı yapan gazeteci, "Sana veda öpücüğü, köpek" diyerek ayakkabılarını fırlattı.
BBC, gazetecinin sözleri ve eyleminin Iraklılar açısından büyük hakaret olduğunu müthiş(!) bir analizle tespit etmiş.
Ayakkabı da köpek de İslam'a göre "necis".
Dolayısıyla, saldırı büyük hakaret anlamına geliyor. Aşağılayıcı bir hareket...
Saldırıyı yapan bir gazeteci olunca, işin rengi değişiyor.
Gazetecilerin basın toplantısını protesto ettiklerine çok şahit oldum.
Muhatabını sorularla terleten çok başarılı meslektaşlarımla çalıştım.
Ama, ayakkabı fırlatanına hiç rastlamadım.
Peki gazetecilerin, sözlü, yazılı veya görsel haber yapmak dışında, fiili saldırıda bulunması kabul edilebilir mi?
Tek kelime ile "hayır".
Ama, her olayı kendi şartları içinde de değerlendirmek gerek.
Irak'taki yaşam şartları ile Türkiye arasında uçurumlar var.
30 yıldır savaşlar geçiren Irak, hiç gülmedi.
10 yılı uluslararası ambargo altında geçti.
2003'te başlayan ABD işgalinin ise 2011'de son bulması bekleniyor.
Irak'a "özgürlük" ve "demokrasi" getirmek üzere başlayan işgal, ülkede "can güvenliği ve refahı" da Saddam'la birlikte alıp götürdü.
Son beş yılda, resmi rakamlara göre 100 bin, gayrı resmi rakamlara göre bir milyon Iraklı yaşamını yitirdi.
Çoğu eğitimli ya da varlıklı 2 milyona yakın Iraklı ülke dışına kaçtı.
Petrol zengini Iraklılar'ın, elektrik, su gibi temel ihtiyaçları büyük oranda karşılanamıyor...
Amerikalılar açısından, Ebu Gureyb'de olduğu gibi şüphelilere "işkence" meşru.
Hadisa'da olduğu gibi, direnişçilerle mücadele yolunda sivil kayıplar mübah...
Yaptığı saldırı nedeniyle dün tutuklanan Zeidi, ayakkabı fırlatırken bir taraftan da şöyle bağırıyordu: "Sen Iraklılar'ı öldürdün."
Irak ile Türkiye'nin durumunu karşılaştırmak doğru değil.
Şartlar, bazen en olmazların gerçekleşmesine neden oluyor.
Mesela, İzmir'in işgalini protesto için ilk kurşunu da gazeteci Hasan Tahsin sıktı.
Gazetecilik mesleği adına yapılan bir hata.
Ama eylemi Kurtuluş Savaşı'nın sembollerinden biri haline geldi.
Iraklı gazeteci Zeidi'nin yaptığı ile Hasan Tahsin'i karşılaştırmak tabii ki mümkün değil.
Şartlar farklı, aktörler farklı...
Ama Iraklı gazetecinin de "halk kahramanı" haline geldiği görülüyor.
Şii ve Sünni bölgelerde halk, ilk kez aynı tepkileri veriyor.
Göndere ayakkabı çeken de var, ABD askeri konvoyuna ayakkabı fırlatan da...
Dünyanın en güçlü adamına, Yeşil Bölge'de hayal bile edilemeyen ayakkabılı protesto, Iraklılar'a büyük cesaret vermiş.
ABD'yi "dünyanın tek ve sürekli imparatorluğu" haline getirmek için Irak'ı işgal eden Bush ve şahinler ekibi için de o kadar çok onur kırıcı olsa gerek.
Iraklı gazetecininki Bush'a "veda öpücüğü" değil, belki "veba öpücüğü..."