Ölüm anılınca sakın ürperme!
Aman! Bunun da sırası mı deme Belki çok gençsin, ölümü sevmezsin,
Ama kadere boyun eğeceksin.
Bak! Yerin altında nice gençler var
Sözlüler, nişanlılar, evliler var.
Canlıların ortak kaderidir bu,
Değişmeyen ilâhi kanundur bu.
Bütün canlılar ölümü tadacak,
Ölüm meleği canları alacak.
Sonra; teneşir, kefen, tabut derken…
İnsan kendini mezarda bulacak.
Ölümü yasaklayan kanunlar çıksa,
Bütün ülkeler bunu onaylasa,
Kanunlar, kararlar beş para etmez,
İlâhi kanuna karşı gelinmez.
Kim olursan ol sen de öleceksin,
O bembeyaz kefeni giyeceksin.
Benim diyen yiğitler yeraltında,
Ölümü tattı sultan Süleyman da.
İnsana, cinlere emir verirdi,
Kuşun, karıncanın dilin bilirdi.
Nice Lokmanlar, hekimler öldüler,
Onlar da karanlık kabre girdiler.
Ya Rab! Kimse kalmıyor bu dünyada,
En üst makamlarda oturanlar da..
Her gün Minâreden salâ verilir,
Filan öldü diye haber verilir.
Yakında bizim salâmızda verilir,
filan bugün öldü denilir.
Bir bir gidiyor dost ve ahbaplar
Hayal değil, birer gerçektir bunlar.
Bizim de kapanacak gözlerimiz,
Bizim de bağlanacak alt çenemiz.
Ruhsuz bedenimiz yerde yatacak,
Dostlar ürperip karşıdan bakacak.
Sararıp solacak güzel yüzümüz,
Konuşmaz olacak güzel dilimiz.
Ah kardeş! Ne hale gelecek insan,
Cenaze adını alacak insan.
Gelin dostlar gelin! Tevbe edelim,
Ne olur! Günahları terk edelim.
Başımızı örtelim kapanalım,
Nefsimizi, çevremizi aşalım.
Namazımızı düzenli kılalım,
Ne olur! Ölümü unutmayalım..
Ölüm yatağına yattığın zaman,
Hayattan ümidin kestiğin zaman,
Bomboş geçen ömrün için yanarsın,
Ah!... Ah!... diyerek ciğerin yakarsın.
Dünyanın son ışıkları sönerken,
Son ümitlerin bir bir tükenirken,
Ürkek ürkek etrafına bakarsın,
“Dünyaya aldandım!” diye ağlarsın.
Sayılı nefeslerin tükenirken,
Hararetten ciğerlerin yanarken,
Gözünden mânevi perdeler kalkar,
Melekler, ruhlar görünmeye başlar.
O anda amel defterin dürülür,
Günahın, sevabın tek tek görülür.
Sevapların nur gibi ışık saçar,
Günahların kapkara dehşet saçar.
O an şeytan imânına saldırır,
İmânın zayıfsa, seni aldatır.
Son nefeste, son imtihan olur,
Mü’mine, melekler yardımcı olur.
Kalbinde var ise gerçek imânın,
Korkma! Aldatamaz seni şeytanın.
Azrâil uzaklardan belirince,
Korkup ürperirsin, O’nu görünce.
Aklın gider, acı canına vurur,
O anda âşıklar Cânân’ı bulur.
Kazanıp kaybettiğin belli olur,
Yerin ya Cennet ya Cehennem olur.
Azrâil alınca tatlı canımız,
Solar yüzümüz, donar kanımız.
Yıkıldı hayaller, bitti dünyamız!
Yalan dünyaya biz de aldanmışız.
Kim olursan ol, sonun bu olacak,
Ünvanın adın cenâze olacak.
Makamın, rütben geçersiz olacak,
Bütün servetin ellere kalacak.
Yardım et Allah’ım! Son nefesimde,
Seni zikredeyim, her nefesimde.
Kulum de yeter! Sana kul olayım,
Dilersen yolunda kurban olayım.
Beni sen yarattın, başka Rabbim yok.
Kâinat bütündür, başka ilâh yok
alıntı
Aman! Bunun da sırası mı deme Belki çok gençsin, ölümü sevmezsin,
Ama kadere boyun eğeceksin.
Bak! Yerin altında nice gençler var
Sözlüler, nişanlılar, evliler var.
Canlıların ortak kaderidir bu,
Değişmeyen ilâhi kanundur bu.
Bütün canlılar ölümü tadacak,
Ölüm meleği canları alacak.
Sonra; teneşir, kefen, tabut derken…
İnsan kendini mezarda bulacak.
Ölümü yasaklayan kanunlar çıksa,
Bütün ülkeler bunu onaylasa,
Kanunlar, kararlar beş para etmez,
İlâhi kanuna karşı gelinmez.
Kim olursan ol sen de öleceksin,
O bembeyaz kefeni giyeceksin.
Benim diyen yiğitler yeraltında,
Ölümü tattı sultan Süleyman da.
İnsana, cinlere emir verirdi,
Kuşun, karıncanın dilin bilirdi.
Nice Lokmanlar, hekimler öldüler,
Onlar da karanlık kabre girdiler.
Ya Rab! Kimse kalmıyor bu dünyada,
En üst makamlarda oturanlar da..
Her gün Minâreden salâ verilir,
Filan öldü diye haber verilir.
Yakında bizim salâmızda verilir,
filan bugün öldü denilir.
Bir bir gidiyor dost ve ahbaplar
Hayal değil, birer gerçektir bunlar.
Bizim de kapanacak gözlerimiz,
Bizim de bağlanacak alt çenemiz.
Ruhsuz bedenimiz yerde yatacak,
Dostlar ürperip karşıdan bakacak.
Sararıp solacak güzel yüzümüz,
Konuşmaz olacak güzel dilimiz.
Ah kardeş! Ne hale gelecek insan,
Cenaze adını alacak insan.
Gelin dostlar gelin! Tevbe edelim,
Ne olur! Günahları terk edelim.
Başımızı örtelim kapanalım,
Nefsimizi, çevremizi aşalım.
Namazımızı düzenli kılalım,
Ne olur! Ölümü unutmayalım..
Ölüm yatağına yattığın zaman,
Hayattan ümidin kestiğin zaman,
Bomboş geçen ömrün için yanarsın,
Ah!... Ah!... diyerek ciğerin yakarsın.
Dünyanın son ışıkları sönerken,
Son ümitlerin bir bir tükenirken,
Ürkek ürkek etrafına bakarsın,
“Dünyaya aldandım!” diye ağlarsın.
Sayılı nefeslerin tükenirken,
Hararetten ciğerlerin yanarken,
Gözünden mânevi perdeler kalkar,
Melekler, ruhlar görünmeye başlar.
O anda amel defterin dürülür,
Günahın, sevabın tek tek görülür.
Sevapların nur gibi ışık saçar,
Günahların kapkara dehşet saçar.
O an şeytan imânına saldırır,
İmânın zayıfsa, seni aldatır.
Son nefeste, son imtihan olur,
Mü’mine, melekler yardımcı olur.
Kalbinde var ise gerçek imânın,
Korkma! Aldatamaz seni şeytanın.
Azrâil uzaklardan belirince,
Korkup ürperirsin, O’nu görünce.
Aklın gider, acı canına vurur,
O anda âşıklar Cânân’ı bulur.
Kazanıp kaybettiğin belli olur,
Yerin ya Cennet ya Cehennem olur.
Azrâil alınca tatlı canımız,
Solar yüzümüz, donar kanımız.
Yıkıldı hayaller, bitti dünyamız!
Yalan dünyaya biz de aldanmışız.
Kim olursan ol, sonun bu olacak,
Ünvanın adın cenâze olacak.
Makamın, rütben geçersiz olacak,
Bütün servetin ellere kalacak.
Yardım et Allah’ım! Son nefesimde,
Seni zikredeyim, her nefesimde.
Kulum de yeter! Sana kul olayım,
Dilersen yolunda kurban olayım.
Beni sen yarattın, başka Rabbim yok.
Kâinat bütündür, başka ilâh yok
alıntı