Divan Edebiyatı Nazım Şekilleri (Konularına Göre) Kayyto10


Join the forum, it's quick and easy

Divan Edebiyatı Nazım Şekilleri (Konularına Göre) Kayyto10
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
İsmail YK'nın 2015 Albümü Çıkmıştır!

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Divan Edebiyatı Nazım Şekilleri (Konularına Göre)

5 posters

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

betül yurtseven

betül yurtseven
Board Muhtarı
Board Muhtarı

Konularına göre nazım-nesir türleri

Din dışı şiir türleri

Bahariye

Baharın gelişini, doğadaki değişimleri, çiçeklerin açmasını, kelebeklerin uçmasını konu edinen kasidelerdir. Dönemlerindeki büyük kişilere sunulup ödüllendirilmek için yazılırlar. Hemen her divanda bir bahariye bulunması geleneği vardır. Hemen her divan şairinin de bir bahariyesi vardır.



Cemreviye

Divan şairlerinin cemre düşmesi nedeniyle dönemlerindeki büyük kişilere sunmak için kaleme aldıkları kaside türüdür. Örneklerine az rastlanır. Cemrenin bahar müjdecisi olması nedeniyle bir bahariye niteliği de taşır. Cemreviyelere genellikle teşbib ile başlanır. Kasidenin diğer bölümlerinde bir değişiklik yapılmaz.


Fahriye

Divan şairlerinin kendilerini ya da bir başka şair ya da kişiyi övdükleri şiirlerdir. Genellikle kaside türünde yazılırlar. Fahriye aynı zamanda kasidelerde şairlerin kendileriini övdükleri beyitlerin bulunduğu beşinci bölüme verilen isimdir.

Mersiye

Bir ölünün ardından duyulan üzüntü ve acıyı anlatmak, ölen kişiyi övmek amacıyla kalema alınan düzyazı ya da şiirdir. Kutsal günlerde, ölüm törenlerinde mersiye okuyan kişiye de mersiyehan denir. Lirik bir anlatımın egemen olduğu manzum mersiyeler genellikle terkib-i bend biçiminde yazılır. Ayrıca kaside ve terci-i bend biçiminde yazılmış manzum mersiyeler de vardır. Yahyâ Bey, Sami Fünûnî, Rahmî, Fazlî, Nisîyi, Müdâmi’nin, Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Mustafa için yazdıkları mersiyeler gibi. Ayrıca savaşlarda kaybedilen yerler için yazılan mersiyelere "vatan mersiyesi" denir. Hayvanların ölümü için yazılmış mersiyeler de vardır.
ÖRNEK MERSİYE Şeyh Galib



Medhiye

Bir kimseyi övmek için genellikle kaside biçiminde yazılan şiir ya da düzyazıdır. Az olmakla birlikte gazel, mesnevi, musammad gibi nazım biçimlerinde mediyeler de vardır. Padişah, vezir, şeyhülislam gibi devlet ileri gelenleri ya da halifelerle, başka din ve tarikat büyükleri için yazılmışlardır. Bu türün en güzel örneğini Nef’î vermiştir.
ÖRNEK MEDHİYE Nef'î



Gazavatname

Gazaname olarak da bilinir. Ordunun akınlarını, savaşları, kahramanlıkları, zaferleri anlatılan düz yazı ya da şiir biçimindeki edebi türdür. Arap edebiyatında "magazi" diye bilinir. Türk edebiyatında ilk gazavatname örnekleri 15. yüzyılda yazılmaya başlanmıştır. Kâşîfi’nin Gazaname-i Rum’u bu türün örnekleri arasındadır.



Sahilname

Divan şairlerinin İstanbul kıyıları ile buralardaki yerleşim yerlerini, yaşayış biçimlerini anlattıkları şiirlerinin genel adıdır. Örneklerine az rastlanır. Genellikle mesnevi biçiminde yazılmışlardır.



Sâkiname

Divan edebiyatında gerçek ya da mecaz anlamıyla içki ve içki alemlerinin övülerek anlatıldığı şiir türü. Mesnevilerin bölüm sonlarında bazen sakiname başlığıyla iki beyitlik küçük parçalar olarak yer alır. Türk edebiyatında 17. yüzyılda büyük gelişme gösteren sakinamelerin ilk örneğini İşretname adlı yapıtıyla Revânî vermiştir.


Kıyafetname

İnsanların fiziksel görünümlerini esas alarak karakterlerini açıklamaya çalışan eselerdir. Bu türün kıyafet bilimiyle uğraşanlarına "kayif" ya da "kıyafetşinas" adı verilir. Divan edebiyatında kıyafetnamenin ilk örneği Hamdullah Hamdi’nin ünlü Kıyafetname adlı eseridir. Bu eserde renk, boy, yanak, saç, çene, sakal, parmak gibi 26 başlık altında karakter tahlilleri yer alır. Nesîmi’nin Kıyafet-ül Firase’si de önemli bir örnektir.



Surname

Şehzadelerin sünnet, kadın sultanların evlenmeleri nedeniyle yazılan şiir ya da düzyazı biçimindeki eserlerdir. Yazıldıkları dönemin toplumsal yaşamına ilişkin bilgiler de verdikleri için tarihi bir özellik taşırlar. Genellikle mesnevi ya da kaside türündedirler. Figani’nin Kanuni Sultan Süleyman’ın oğullarının sünnetini anlattığı Suriyye Kasidesi türün en iyi örneğidir.



Hamamname

Hamamları, hamam eğlence ve sohbetlerini, hamamdaki güzelleri betimlemek için yazılan kaside, gazel, mesnevi gibi nazım eserlerdir. Divan edebiyatına ilk kez Deli Birader lakabıyla tanınan Gâzalî’nin Beşiktaş’taki bir hamamı anlatan şiiri ile girmiştir.



Şehrengiz

Bir kenti ve o kentin güzelliklerini anlatan eserlerdir. Daha çok klasik mesnevi biçiminde kaleme alınan bu yapıtlar tevhid, münacaat, na't gibi bölümlerle başlar. Daha sonra kentle ilgili bilgiler verilir ve kente övgü düzülür. Bazen bahar ve doğa betimlemeleri yapıldıktan sonra kentin güzellikleriyle ilgili beyitlere geçilir. Divan edebiyatında ilk şehrengizi yazan Priştineli Mesihi’dir.

Hicviye

Bir kişiyi, kurumu, toplumsal olayı, geleneği yeren söz, düzyazı ya da şiir türüne verilen addır. Hicviye, gazel, kaside, murabba, muhammes gibi nazım biçimleriyle yazılmıştır. Divan edebiyatında en önemli hicviyelerden biri Nef’î’nin Siham-ı Kaza’sıdır.
ÖRNEK:

KITA
Şimdi hayl-i suhan-verân içre
Nef’î mânendi var mı bir şair
Sözleri Seba-i Muallâka’dır
İmrülkays kendidir kâfir
Şeyhüslam Yahyâ

(Şair, "şairler içinde Nef’î'nin bir eşi yoktur. Onun şiirleri Kabe’nin duvarlarına asılan şiirler gibi güzeldir ve sanki o kafir, İmrülkays’ın ta kendisidir" diyor. Kafir aynı zamanda beğenmeyi ifade eder. Şeyhülislam Yahya, Nef’î’yi över gibi görünüyor ama "Seba-i Muallâka" Kabe henüz putperestlerin elinde iken oraya asılan şiirlerdir. İmrülkays ise şiirleri Kabe’de asılı ve müslüman olmayan bir şair. Sonuçta Şeyhülislam Yahya, Nef’î’yi "kafirlikle" suçluyor.)

KITA
Bize kâfir demiş mütfî efendi
Tutalım ben anca diyem Müselmân
Varılınca yarın Rûz-i Cezâya
İkimiz de çıkarız anda yalan

Nef’î

(Nef’i de bu kıtayla Şeyhülislam Yahyâ’ya yanıt veriyor. "Müftü efendi bana kafir demiş. Tutalım ben de ona Müslüman diyeyim. Ama yarın Rûz-i Ceza’da ikimiz de yalancı çıkarız. Çünkü kafir olan kendisidir.")

Hezliyat

Alaylı bir dille kaleme alınmış nazım türüdür. Kaba şakalara, taşlamalara ve sövgülere yer verilir. Hezeliyat olarak da bilinir. Hezliyatta zarif bir nükte ya da güzel bir manzum bulunur. Konu şakayla karışık alaylı bir dille anlatılır. Nev’izade Atai’nin Bahayi-i Küfri eseri bu türün örneğidir. Bayburtlu Zihni’de hezliyatın usta şairlerindendir.

Tarih düşürme

Önem verilen bir olayın, yılını göstermek üzere ebced hesabıyla bir cümle, biz dize ya da beyit söyleme sanatıdır. Tarih dizesinin bütün harfleri hesaplanarak söylenenlere tarih-i tam, yalnız noktalı harfler hesaplanacaksa tarih-i mücevher, yalnız noktasız harfler esas alınacaksa tarih-i mühmel denir. Bazen dizedeki harflerin sayı değerlerinin toplamı tarihi tam olarak göstermez. Bu tür tarihlere de tamiyeli tarih denir.

Muamma

Belli kurallara göre düzenlenip çözülebilen ve yanıtı tanrının sıfatlarından biri ya da bir insan adı olan manzum bilmecedir. Muamma beyit, kıta gibi küçük nazım biçimleriyle yazılır. Ama mesnevi parçalarıyla yazılmış muammalara da rastlanır. Ali Şir Nevai, Fuzûlî, Nâbî, Kınalızade Ali Efendi, Sümbülzade Vehbi ve Fitnat Hanım’ın yazdığı çok sayıda muamma vardır. Edirneli Emrî Çelebi ise 600'den fazla muammasıyla bu alanın en ünlü şairidir. Örnek:

Bende yok sabr ü sükûn sende vefâdan zerre
İki yoktan na çıkar fikr idelim bir kerre
Nâbî

(Bu beyitte yok anlamına gelen iki edat var. Bunlar "nâ" ve "bî". Bu edatlar bize beyitteki ismi veriyor. Yani Nâbî.)


Lugaz


Herhangi bir nesnenin ya da varlığın özellikleri anlatılarak yazılan manzum bilmecedir. Muamma ile birlikte çok kullanılan bir söz oyunudur. Muamma’dan farkı konusunun daha geniş olmasıdır. Çoğunlukla soru biçiminde düzenlenir. En önemli özelliği içinde çözüme ilişkin ipuçlarının bulunmasıdır. Divanların son bölümlerine konur. Eğlendirici ve öğretici olanların yanısıra öğretici ve dinsel lugazlar da vardır. Lugazlar yazarlarının imzasını taşıdığından halk edebiyatındaki bilmeceden ayrılır. Bütün lugazlar, "Bir acayip nesne gördüm", "Ol nedir kimdir" ya da "Nedir ol kim" gibi kalıplaşmış sözlerle başlar. Örnek:

Nedir kim ol iki yüzlü münâfık
Nümâyan çihresinde levn-i âşık

Gezer dünyayı hem bî-dest ü pâdır
Mukim-i hâne-i ehl-i gınâdır

Teâl-Allah nedir anda bu kudret
Yemez içmez virir dünyaya nî’met

Gehi Müslim kıyâfetle be-didâr
Gehi şekl-i firengide nümûdâr

Kırılsa pâre pâre olsa amma
Zarar gelmez ana bir türlü kat’â

Yatar zir-i zemînde hâke yek-sân
Semâda adıdır mihr-i dirahşân

Eğer kim olmasaydı kalbi fasîd
Cihânda olmaz idi kadri kâsid

Yeter vasf eyledin ol bî-vefâyı
Yanından gitmese virmez safâyı
Sünbülzade Vehbî

(Şair bu lügazda "altın"ı anlatıyor.)

Dariye

Divan şiirinde ev ile ilgili kasidelere dariye adı verilir. Divan şairlerinin caize (armağan alma) amacıyla ortaya çıkan fırsatçılıkları sonucu gelişmiş bir türdür. Bazıları gazel tarzında da yazılmıştır. Yeni yaptırılan köşk, saray, yalı benzeri binalar için yazılır. Şair eserden çok az bahseder hemen yaptıranı övmeye geçer. Binalar için hazırlanan kitabeler de bir tür dariye sayılır.



Rahşiye

Atlar için yazılmış kaside. Nesib bölümünde atlar övülür. Nef’î’nin IV. Murad’ın atlarını övdüğü rahşiyesi meşhurdur. Örnek:
Bâreka’llâh zih’i rahş-i humâyun-sîmâ
Ki komuş nâmını sultân-ı cihan bâd-ı sabâ

Ne sabâ sâika dersem yaraşır sür’atte
Ki seğirdikten ana sâyesi ile pâ-der-pâ

Bırakır anı dahi sâyesi gibi yolda
Olsa ger şâtır-ı endişe ile pâ-der-pa

Düşmeden sayesi hak üzre eder âlemi
Sehv ile rakibi göserse ihâna irhâ

Kuş yetişmez der idim olmasa tayyâr eğer
Eremez gerdine zîrâ ki ne sarsar ne sabâ
Nef'î

Din konulu düz yazı


Evliya tezkiresi

Din ulularının gerçek ya da efsaneleştirilmiş yaşam öyküleri ile kerametlerini anlatan yapıtlardır. İçinde İslam velilerinin yaşamlarına ilişkin bilgilerin yanında vaazlar ve ahlaki öğütler de yer alır. Sinan Paşa’nın Tezkiretü’l-Evliya adlı eseri ile Ahmed Hilmi’nin Ziyaret-i Evliya adlı yapıtları bu türün divan edebiyatımızdaki başlıca örnekleridir.


Kısas-ı enbiya

Peygamberlerle ilgili kıssaları içeren yapıtların genel adıdır. İlk kısas-ı enbiya Kısai’nin 9. yüzyılda yazdığı Kitabü Kısasi’l-Enbiya adlı eseridir. Türkçe kısas-ı enbiya kitapları arasında Rabguzi’nin 1310’da Çağatay Hanı Termaşir’in emiri Nasuriddin Tokboğa’nın emriyle yazdığı Kısasü’l-Enbiya ve Ahmet Cevdet Paşa’nın Kısas-ı-Enbiya ile Tevarih-i Hulefa adlı eserleri sayılabilir.


Siyer

Hazreti Muhammed’in yaşam öyküsünü ya da halifeler ve hükümdarların savaş ve barış dönemlerindeki uygulamalarını, ululararası ilişkileri konu edinen düz yazı biçimidir.

merweyk

merweyk
Ölümüne YK'Cı
Ölümüne YK'Cı

saolasınnnnnnn

lazibere53

lazibere53
BanLı Üye
BanLı Üye

sagol betul.......

http://www.ismailyk fanboard.net

betül yurtseven

betül yurtseven
Board Muhtarı
Board Muhtarı

rica ederim...

**MyMyMy**

**MyMyMy**
Ölümüne YK'Cı
Ölümüne YK'Cı

teskkrler...

betül yurtseven

betül yurtseven
Board Muhtarı
Board Muhtarı

rica ederiiim...

dilekyk

dilekyk
Ölümüne YK'Cı
Ölümüne YK'Cı

çok tesekkurler

http://olumuneykci.blogcu.com

betül yurtseven

betül yurtseven
Board Muhtarı
Board Muhtarı

rica ederim...

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz