Türk edebiyatının klasikleri arasında yer alan “Aşk-ı Memnu”, edebiyatımızın güçlü kalemlerinden Halid Ziya Uşaklıgil’in en önemli eserlerindendir. Romanda, Bihter ile Behlul’un yasak aşkı konu olarak işlenmektedir. İlk Türk romanı olaarak kabul edilen Aşk-ı Memnu yasak aşk anlamına gelmektedir.
Kitabın kısa özeti:
Kitaptaki olaylar Peyker ve Nihat Bey’in evliliği ile başlamaktadır. Peyker ve Bihter kardeşlerin annesi olan Firdevs Hanım dul bir kadındır. Firdevs Hanım, Adnan Bey’e ilgi duymaktadır ama Adnan Bey’in gönlü Firdevs Hanım’ın kızı Bihter’dedir. Varlıklı ve asil bir aileden gelen Adnan Bey, Bihter ile evlenir. Fakat firdevs Hanım bu evliliği onaylamamaktadır. Bütün aile bir gün topluca pikniğe gider. Adnan Bey’in yeğeni Behlûl Peyker’e dayanamaz ve onu ensesinden ateşli bir şekilde öper. Fakat kocasına çok bağlı olan Peyker buna çok kızar. Behlûl çok güzel olan Bihter’e göz koyar ve Bihter’in kendisinden hoşlanmasını sağlar. O günden sonra her gece birlikte olurlar. Behlûl ve Bihter’in birbirne yazdığı mektupları Nihal görür. Behlûlle evlenmeyi düşünen Nihal bu olaya inanamaz. Bu olay Nihal’in hayatını yıkmıştır. Adnan Bey’in bu olayı öğrenmesiyle birlikte her şey değişir. Adnan Bey ve Nihal eskisi gibi tekrarberaber yaşamaya karar verirler, artık hayatlarında Behlûl ve Bihter yoktur.
Arka Kapak:
“Bihter hepsini unutmak isteyerek, kandili hala bütün bütüne yakmadığı için birtakım karartılar yansıtan aynanın karşısına geçiyor, çıplak gövdesine bakıyor, nergisçe bir tutumla hazdan sarsılıyordu. Başkaları ne düşünürdü bilmem, ama bu, kendi kendine tatmine giden yol, Bihter’i büsbütün yalnızlıkla sarıp sarmalardı. Hazlarda söze dökülemeyecek uçurumlar hissederdim. Romancı, Bihter için, ‘Evet bu vücudu seviyor…’ diye yazıyordu. Genç kadın ayna karşısındaydı, vücuduna sevgiler, vurgunluklar duyuyordu. Gülümsüyor, aynadaki aksinden sevda umuyordu.
(…) Çünkü Bihter, hayatında bundan böyle aşkların karşılıksız kalacağını, daha da yalnızlıklarla dolup taşacağını, kendisinden o kadar yaşlı Adnan Bey’in ne aşka, ne ihtirasa yanıt verebileceğini sezinlemişti. İşlemeli, dantelalı yatak örtüleri, bu gece ve her gece, Bihter’e bomboş süsler, düzmece incelikler sunacak, ama Bihter süslü döşeğinde hep ihtirasların, genç tenlerin hayalini kuracaktı…”
Kitabın kısa özeti:
Kitaptaki olaylar Peyker ve Nihat Bey’in evliliği ile başlamaktadır. Peyker ve Bihter kardeşlerin annesi olan Firdevs Hanım dul bir kadındır. Firdevs Hanım, Adnan Bey’e ilgi duymaktadır ama Adnan Bey’in gönlü Firdevs Hanım’ın kızı Bihter’dedir. Varlıklı ve asil bir aileden gelen Adnan Bey, Bihter ile evlenir. Fakat firdevs Hanım bu evliliği onaylamamaktadır. Bütün aile bir gün topluca pikniğe gider. Adnan Bey’in yeğeni Behlûl Peyker’e dayanamaz ve onu ensesinden ateşli bir şekilde öper. Fakat kocasına çok bağlı olan Peyker buna çok kızar. Behlûl çok güzel olan Bihter’e göz koyar ve Bihter’in kendisinden hoşlanmasını sağlar. O günden sonra her gece birlikte olurlar. Behlûl ve Bihter’in birbirne yazdığı mektupları Nihal görür. Behlûlle evlenmeyi düşünen Nihal bu olaya inanamaz. Bu olay Nihal’in hayatını yıkmıştır. Adnan Bey’in bu olayı öğrenmesiyle birlikte her şey değişir. Adnan Bey ve Nihal eskisi gibi tekrarberaber yaşamaya karar verirler, artık hayatlarında Behlûl ve Bihter yoktur.
Arka Kapak:
“Bihter hepsini unutmak isteyerek, kandili hala bütün bütüne yakmadığı için birtakım karartılar yansıtan aynanın karşısına geçiyor, çıplak gövdesine bakıyor, nergisçe bir tutumla hazdan sarsılıyordu. Başkaları ne düşünürdü bilmem, ama bu, kendi kendine tatmine giden yol, Bihter’i büsbütün yalnızlıkla sarıp sarmalardı. Hazlarda söze dökülemeyecek uçurumlar hissederdim. Romancı, Bihter için, ‘Evet bu vücudu seviyor…’ diye yazıyordu. Genç kadın ayna karşısındaydı, vücuduna sevgiler, vurgunluklar duyuyordu. Gülümsüyor, aynadaki aksinden sevda umuyordu.
(…) Çünkü Bihter, hayatında bundan böyle aşkların karşılıksız kalacağını, daha da yalnızlıklarla dolup taşacağını, kendisinden o kadar yaşlı Adnan Bey’in ne aşka, ne ihtirasa yanıt verebileceğini sezinlemişti. İşlemeli, dantelalı yatak örtüleri, bu gece ve her gece, Bihter’e bomboş süsler, düzmece incelikler sunacak, ama Bihter süslü döşeğinde hep ihtirasların, genç tenlerin hayalini kuracaktı…”