Sivas evliyâsından “Şemseddin Sivâsî” hazretleri, bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, îmana gelmek kolay olduğu gibi “Îmanını kaybetmek” de çok kolaydır, buyurdu.
- Bir misal verseniz, dediler.
- Mesela bir Müslüman, dînimizin emir ve yasaklarından birine bile uymak istemezse, yâni beğenmez, vazîfe olduğuna önem vermez, hafîf görürse, îmanını kaybeder.
- Efendim bâzıları; (Namaz kılmıyorsam, açık geziyorsam ne çıkar? Sen kalbe bak. Kalbim temiz ya...) gibi şeyler söylüyorlar.
- Evet. Bâzıları da; (Öce ekmek parası, sonra namaz) diyorlar. Bu sözler, emir ve yasakların bir kısmını beğenip, bir kısmını beğenmemektir ki, çok tehlikelidir.
Ve ilave etti:
- Emre uymamak başkadır. Uymak istememek başkadır. Bu ikisini karıştırmayalım!
- Nasıl yâni hocam?
- Emre uymamak, îmana zarar vermez. Emre uymak istememekse, o emri beğenmemek, kabul etmemek, önemsememek, hatta hafife almaktır ki, îmanı götürür.
- Kardeşlerim, îmana gelmek kolay olduğu gibi “Îmanını kaybetmek” de çok kolaydır, buyurdu.
- Bir misal verseniz, dediler.
- Mesela bir Müslüman, dînimizin emir ve yasaklarından birine bile uymak istemezse, yâni beğenmez, vazîfe olduğuna önem vermez, hafîf görürse, îmanını kaybeder.
- Efendim bâzıları; (Namaz kılmıyorsam, açık geziyorsam ne çıkar? Sen kalbe bak. Kalbim temiz ya...) gibi şeyler söylüyorlar.
- Evet. Bâzıları da; (Öce ekmek parası, sonra namaz) diyorlar. Bu sözler, emir ve yasakların bir kısmını beğenip, bir kısmını beğenmemektir ki, çok tehlikelidir.
Ve ilave etti:
- Emre uymamak başkadır. Uymak istememek başkadır. Bu ikisini karıştırmayalım!
- Nasıl yâni hocam?
- Emre uymamak, îmana zarar vermez. Emre uymak istememekse, o emri beğenmemek, kabul etmemek, önemsememek, hatta hafife almaktır ki, îmanı götürür.