Müslüman Olduktan Sonra İlk Namaz İlk Secde.. Kayyto10


Join the forum, it's quick and easy

Müslüman Olduktan Sonra İlk Namaz İlk Secde.. Kayyto10
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
İsmail YK'nın 2015 Albümü Çıkmıştır!

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Müslüman Olduktan Sonra İlk Namaz İlk Secde..

2 posters

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Yaz Yağmuru

Yaz Yağmuru
Ölümüne YK'Cı
Ölümüne YK'Cı

Profesör jeffrey Lang Amerikan Kansas Üniversitesinde matematik öğretmeni (Müslüman Olduğum Gün) adlı kitabında diyor ki:
Müslüman olduğum gün mescidin imamı bana namaz kılmayı öğreten bir kitap hediye etmişti. Bunu gören Müslüman öğrencilerin tedirgin olduklarını görünce şaşırmıştım. Bana öğüt verenler oluyordu. Kimi rahatına bak daha sonra kılarsın diyordu, kimisi de nefsine ağır gelen şeyi sonraya bırak yavaş yavaş kendiliğinden olur diyordu. Kendi kendime düşünüyordum namaz kılmak bu kadar zor mu acaba diye?
Öğrencilerin nasihatini duymazdan gelerek beş vakit namazı kılmaya karar verdim.
İşte o gece, küçük odamda koltuğuma oturdum uzun müddet elimdeki namaz kitabını inceledim, sureleri okudum,duaları ve namazın hareketlerini ezberlemeye çalıştım. Tabii ki çok vaktimi aldı saatlerce arapça metne uygun bir şekilde okumaya ve İngilizce manalarını öğrenmeye çalıştım. İlk namazımı eda etmeye güvencem oldu. Saatin epeyce ilerlediğini gördüm tam gece yarısı olmuştu. Yatsı namazını kılmaya niyet ettim.
Hemen abdest almak için lavaboya vardım kitabımı açtım, bir kenara koydum. Ona dikkatlice bakıyorum ve tertip üzere olmasına önemle dikkat ediyorum. Abdestimi güzelce aldım sular damlayarak içeriye girdim. Çünkü kitapçıkta abdest alınca kurulamamak daha müstehaptır yazıyordu. Odanın ortasına durdum. Kıblenin o taraf olduğunu tahmin ederek. Hemen kapıya koştum kapalı olduğunu gördüm, sonra tekrar namaza durmaya niyet ederek kendime çeki düzen vermeye başladım. Evvela bir derin nefes aldım sonra ellerimi kaldırdım. Avuçlarımın açık olması gerekiyordu. Kulağımın yumuşak dokusuna değdirerek Allah-u Ekber diyerek başlıyordum ki aman sesimi kısayım kimseler duymasın derken hemen penceredeki perde açık mı düşüncesi takıldı kafama. Açık bıraktığımı hatırladım. Komşulardan birisi beni görürse ne olur halim dedim ve hemen pencereye yöneldim dışarıya bakındım kimseler bana bakıyor mu tecessüs ediyor mu diye kimseyi görmedim rahatladım. Perdeyi iyice kapadım sonra tekrar namaz kılacağım yere yöneldim. Kıbleye doğru ellerimi kaldırarak kulağıma dokundurdum ve Allah-u Ekber dedim. Ama çok kısık bir ses ile kimseler duymasın diye. Zorla Fatiha suresini okudum. Sonra kısa sure okudum metinleri arapça okuduğum için zorlandım. O gece bir Arap beni duymuş olsa hiç bir şey anlamazdı okuduğumdan. Sonra yine kısık bir ses ile tekbir getirdim. Allah-u Ekber dedim ve ruku'a eğildim elimi dizimin üstüne koydum belimi bu çeşit daha kimseye eğmemiştim. Çok zoruma gitti de iyi ki odamda başka kimse yokmuş dedim ve Subhane Rabbiyel Aziym dedim bir kaç defa sonra doğruldum. Semi'allah-u limen Hamide Rabbena lekel hamd dedim. Kalbimin atışının arttığını hissettim, heyecanımı daha da artıran Allah-u Ekberi dedim. Şimdi secdenin sırası gelmişti ve secde yerine o kadar tedirgin bir bakış ile bakıyordum ki ben mi bunu yapacam? nasıl ellerimi dizimi ve yüzümü yere koyup kölelerin efendisine yaptıkları hareketi yapacakmışım? dedim. Sanki yerimde çivilenmiş gibi duruyordum, hayır bunu yapamam, diye haykırıyordu içimden bir ses. Kendimi bu kadar zelil edemem ben burnumu da mı yere dokunduracaktım?? hayır! yapamam dedim sanki ayaklarım dondu da hareket edemedi. Beni böyle görecek arkadaşlarımın bana ne kadar güleceklerini ve hatta kahkaha atacaklarını hayal ediyorum ve onların bana yazık miskin olmuş araplar ona dokunmuş "San Francisco" da diyorlar gibi bana. Hayır! Hayır! dedim ve dua etmeye başladım ne olur yardım et Allah’m dedim ve derin bir nefes aldım nefsimi zorladım ve ellerim ve ayaklarım ile yere indim. Yüzümü bir türlü seccadeye koyamıyordum. Sonra bütün düşünceleri attım kafamdan ve zorlayarak seccadeye yüzümü koydum, üç defa Subhane Rabbiyel A'la dedim ve Allah-u Ekber dedim kalktım oturdum. Zihnimi başka şeyle meşgul etmeden tekrar yere koydum yüzümü bu defa burnumun yere dokunmasını hissettim, yine Subhane Rabbiyel A'la dedim üç defa ve ne kadar zor olsa da bu namazı kılmaya mecbur ettim kendimi. Yine Allah-u Ekber dedim ve ayağa kalktım ve nefsime dedim ki üç rekatım kaldı madem başladım bitirmem lazım dedim. Gururumla mücadele ederek devam ettim. Ama bunlar birinciden daha kolay oldular. Son secdemde sakin idim. Teşehhüde oturdum okudum ve sağıma ve soluma selam verdim. O kadar yorulmuştum ki oturdum ve ne yaptığımı baştan sona bütün hareketleri düşündüm ve utandım bir namaz emrini yerine getirmem bu kadar güç mü olacaktı dedim ve utandım başımı eğdim ağlamaya başladım.
Ey Allah’m benim kabalığımı ve kibirliğimi sen affet biliyorsun ben uzak yoldan geldim bu yolunda başındayım bu yolu tamamlamaya bana yardım et Allah’m dedim ve durmadan ağlıyordum. Tam bu sırada öyle bir hal aldı ki beni söz ile anlatamam ancak anlayabilmeniz için bir soğuk hava esintisi gibi tam göğüs kısmımdan başlayarak bütün vücudumu sardı ve beni de şiddetli bir titreme aldı. Bütün vücudumu saran bu tatlı bir haz garip bir şekilde vicdanıma kadar ulaştı sanki Allah Tealanın rahmeti benim bütün zerrelerimi sardı yayıldı bu anda sebebini bilmediğim bir tatlı tatlı ağlamaya başladım. Öyle ağlıyorum ki göz yaşlarım yanaklarımdan akıp gidiyor. Ağıdım arttıkça hissim de artıyordu ki beni latif bir rahmet kucaklıyordu. Bu ağıt suçumdan dolayı ve yahut kibrimden dolayı bir ağıt değildi, sevinç de değildi o zaman ne ağıdı idi bu?
Sanki bir set açıldı ilk defa içerimden ta derinliklerden açıldı da içerisinde büyük bir define varmış da gazap ve korku ile beraber bir serinlik bir rahatlama şu anda bu satırlarımı yazarken kendime sorular yöneltiyorum ve cevabını veriyorum. Allah azze ve celle bizlerin suçunu mağfiret ettiğinde sadece suçu affetmeyle kalmıyor aynı anda hem suçu affedip hem de şifa veriyor. Hem de sükunet huzur veriyor da o kadar bir rahatlama oluyor ki anlatılmaz bir duygu. Hayatımda ilk defa hissettiğim bir duygudur bu.
Epey bir zaman iki dizimin üstünde başım eğilmiş yere yakın bir vaziyette ve iki elimin arasında olmak üzere epeyce ağladım. Kendime geldiğimde öyle bir yorgunluk hissettim ki ömrümde böyle yorulduğumu hatırlamıyorum. Öyle bir deneydi ki bu hiç görmediğim ve aklımdan geçirmediğim bir deney oldu. Bir düşündüm bu deneyimi bir kimseye anlatılacak olsa asla anlatamam lakin o anda en mühim şeyi idrak etmiştim o da:
Benim Allah-u Tealâ’ya ve namaza o kadar ihtiyacım olduğunu hissettim ki onsuz asla yaşayamazdım. Artık yerimden kalkmadan şöyle dua ettim:
Ey Allah’ım eğer ben sana tekrar küfretmeye cüret gösterecek olursam beni öldür de tekrar küfretmeyeyim ve bu yaşantıma iman ile son ver şu anda inanıyorum ki senin varlığını inkar ederek bir gün de olsa yaşayamam artık sensiz yaşamak bana haramdır Allah’ım dedim
Allah teâla şöyle buyurur:
(Bir de sabır ve namazla Allah dan yardım isteyin. Gerçi bu nefislere pek ağır gelirse de Allah'a saygısı olan kimselere ağır gelmez.
Onlar öyle kimselerdir ki, Rablerine kavuşacaklarını ve ona döneceklerini bilirler.) Bakara suresi Ayet 45-46

Mavi_Kiyamet

Mavi_Kiyamet
BanLı Üye
BanLı Üye

Tesekkürler

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Similar topics

-

» Namaz Platformu

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz