Göz, cismi olan varlıkları görebilecek şekilde sınırlı yaratılmıştır. Fakat var olanlar sadece gördüklerimizden ibaret değildir. Materyalist düşünceye sahip insanlar varlık âlemini sadece maddeden ibaret zannetmekteler. Oysa varlığın mertebeleri vardır. Ve varlığın en asılsız, en zayıf ve en düşük mertebesi maddedir. Bu yüzdendir ki madde her an çürümeğe, dağılmaya, değişmeye ve yok olmaya mahkûmdur. Maddenin varlık derecesinin yükselmesi ve kıymetlenmesi ise ancak ona hayat ve ruh girmesiyle mümkün olur.
Mesela insanda “asıl” olan beden değil ruhtur. Çünkü ruh olmadıktan sonra beden, gözü olsa bile göremez, kulağı olsa da işitemez, dili söyleyemez. Nitekim ölümle ruh bedenden ayrıldığında insan bedenindeki bütün kabiliyetler hiçe iner.
İnsan dünyada gayb olana yani görünmeyene iman etmek ile imtihan olunur. Biz Allah’ı, melekleri, cenneti, cehennemi gözümüzle görmediğimiz halde var olduklarına inanıyoruz. Çünkü varlığın tek delili gözle görmek değildir. Mesela akıl ve ruh da gözle görülmez fakat o kadar çok delilleri vardır ki insan onların varlıklarından asla şüpheye düşmez.
Mesela insanda “asıl” olan beden değil ruhtur. Çünkü ruh olmadıktan sonra beden, gözü olsa bile göremez, kulağı olsa da işitemez, dili söyleyemez. Nitekim ölümle ruh bedenden ayrıldığında insan bedenindeki bütün kabiliyetler hiçe iner.
İnsan dünyada gayb olana yani görünmeyene iman etmek ile imtihan olunur. Biz Allah’ı, melekleri, cenneti, cehennemi gözümüzle görmediğimiz halde var olduklarına inanıyoruz. Çünkü varlığın tek delili gözle görmek değildir. Mesela akıl ve ruh da gözle görülmez fakat o kadar çok delilleri vardır ki insan onların varlıklarından asla şüpheye düşmez.