Kahveye iriyarı, öfkeli bir adam girdi; olanca sesiyle bağırdı:
— Ahmet kim?
Kimse ağzını açmadı. Gelen adam bir daha bağırdı:
— Ahmet hanginiz? Çabuk karşıma çıksın!
Sonunda ufak tefek, çelimsiz biri yerinden kalktı:
— Benim.
Kabadayı, yumruklarını sıkıp onun üstüne atıldı, pestilini çıkarıncaya kadar dövdü. Kahvedekiler yerlerinden kımıldamıyorlar, neredeyse soluk bile almıyorlardı.
Kabadayı gittikten sonra dayak yiyenin başına üşüştüler:
— Hastaneye götürelim mi?
Yerde kanlar içinde yatan adam, bir iki yutkunduktan sonra konuşabildi:
— Nasıl kandırdum enayiyu. Benim adım Temel.
Amma nasil inandırdum oni!..
— Ahmet kim?
Kimse ağzını açmadı. Gelen adam bir daha bağırdı:
— Ahmet hanginiz? Çabuk karşıma çıksın!
Sonunda ufak tefek, çelimsiz biri yerinden kalktı:
— Benim.
Kabadayı, yumruklarını sıkıp onun üstüne atıldı, pestilini çıkarıncaya kadar dövdü. Kahvedekiler yerlerinden kımıldamıyorlar, neredeyse soluk bile almıyorlardı.
Kabadayı gittikten sonra dayak yiyenin başına üşüştüler:
— Hastaneye götürelim mi?
Yerde kanlar içinde yatan adam, bir iki yutkunduktan sonra konuşabildi:
— Nasıl kandırdum enayiyu. Benim adım Temel.
Amma nasil inandırdum oni!..