Namaz, nefse ağır gelen bir ibadettir. Nefis, ondan kurtulmak, kaçınmak için akıl almaz gerekçeler uydurur. Bu işte şeytan da nefsin en büyük dostu ve yardımcısıdır. Şeytan’ın ve nefsin, kişiyi namazdan alıkoymak için icat ettikleri bahaneler gerçekten karşı konulması zor şeylerdir. Bu iki düşmanın insana en çok sözlerini geçirebildikleri çağ da insanın bedenen en güçlü, ama tecrübe ve irade bakımından en zayıf çağı olan gençlik çağıdır. Şeytan ve nefis, hayatının hiç bir döneminde kişiye, gençliğinde olduğu kadar musallat olmaz. Çoğu kimsenin namazı hep ertelemeleri, biraz daha yaşlandıkları ya da emekli oldukları zamana bırakmaları bu yüzdendir. Buna katiyyen meydan vermemek, çelik gibi bir irade ile bu çifte düşmanın karşısına dikilmek dinimiz bakımından eşsiz kazançlara vesiledir.
En makbul ibadet gençlikte yapılan ibadettit. Bedenin bütün organları sağlıklı, tüm beyin mekanizması tıkır tıkır işlerken Allah’a kulluk etmenin değeri ve derecesi çok farklıdır. Peygamberimiz (S.A.V)’in bildirdiğine göre Allah (C.C)’nün kıyamet gününde kendilerini kollayacağı, farklı muameleye tabi tutacağı yedi sınıf insandan bir sınıfı da Allah’a ibadetle büyüyen gençlerdir. Akıl ve mantık da kabul eder ki, orası burası ağrıyan, aksayan bir bedenle yapılan ibadetle, saat gibi tıkır tıkır işleyen bir bedenle yapılan ibadet aynı olmaz.
Namaz, çağımızda maddi ve ekonomik endişelerin sebep olduğu bunalımlara, 20. yüzyılın alamet- i farikası olan ve ruh ve beden sağlığını yıpratan streslere karşı da en güçlü kalkandır. Yanlız Allah’a kulluk edip, yanlız O’ndan yardım beklemek, yanlız O’na sığınmak şuuru, dünya hayatının geçici nimetlerine bel bağlamaya, yersiz bir hırs ve telaşa kapılmaya karşı en sağlam teminattır. Din büyüklerinin tecrübesiyle sabit olmuştur ki, namaz esnasında Fatiha süresini, anlamını bilerek, duyarak okumak kişiye, bütün dünya gailelerine bir sünger çekebilme cesaret ve kabiliyetini kazandırır.
Gençlikte namaz kılmak demek, bütün bu İslami hasletlere daha başında sahip olmak demektir…
En makbul ibadet gençlikte yapılan ibadettit. Bedenin bütün organları sağlıklı, tüm beyin mekanizması tıkır tıkır işlerken Allah’a kulluk etmenin değeri ve derecesi çok farklıdır. Peygamberimiz (S.A.V)’in bildirdiğine göre Allah (C.C)’nün kıyamet gününde kendilerini kollayacağı, farklı muameleye tabi tutacağı yedi sınıf insandan bir sınıfı da Allah’a ibadetle büyüyen gençlerdir. Akıl ve mantık da kabul eder ki, orası burası ağrıyan, aksayan bir bedenle yapılan ibadetle, saat gibi tıkır tıkır işleyen bir bedenle yapılan ibadet aynı olmaz.
Namaz, çağımızda maddi ve ekonomik endişelerin sebep olduğu bunalımlara, 20. yüzyılın alamet- i farikası olan ve ruh ve beden sağlığını yıpratan streslere karşı da en güçlü kalkandır. Yanlız Allah’a kulluk edip, yanlız O’ndan yardım beklemek, yanlız O’na sığınmak şuuru, dünya hayatının geçici nimetlerine bel bağlamaya, yersiz bir hırs ve telaşa kapılmaya karşı en sağlam teminattır. Din büyüklerinin tecrübesiyle sabit olmuştur ki, namaz esnasında Fatiha süresini, anlamını bilerek, duyarak okumak kişiye, bütün dünya gailelerine bir sünger çekebilme cesaret ve kabiliyetini kazandırır.
Gençlikte namaz kılmak demek, bütün bu İslami hasletlere daha başında sahip olmak demektir…