Kıyamet, kelimesi Kur’an- ı Kerim’de 70 kez geçer. Kıyamet sözlükte geçen anlamıyla yalnız kalkmak, dirilmek anlamında değildir. Bu tabir canlı ve cansız bütün yaratıklara şamil umumi bir imha ve yeniden dirilme gibi iki safhalı bir olay bildirmektedir. Yani bütün canlılarınhelak oldukları güne Kıyamet dendiği gibi, bütün ölülerin tekrar diriltikleri günede Kıyamet denir.
Kıyamet kelimesi Kur’an-ı kerim de 70 kez geçer. O’nun dehşetinden levhalar çizen ayet-i kerimeler pek çoktur.
“Kıyamet gününe yemin ederim, kendini kınayan nefse de yemin ederim ki, (elbette siz dirileceksiniz.) İnsan Kıyamette kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı sanıyor. Elbette biz, parmak uçlarını bile iade etmeye kadiriz. Fakat insan önündekini (o kıyameti) yalanlamak ister. Kıyamet günü de ne zamanmış diye sorar. Göz kamaştığı, ay tutulduğu, güneşle ay birleşip karardığı zaman. İşte o gün insan kaçacak yer neresi diyecek. Yok, o gün kaçılamayacak, asla sığınacak yer olmayacak. O gün herkesin karargahı ancak Rabbinin huzurudur. ” (Kıyamet Suresi 1-12)
“Yıldızların ışığı söndüğü zaman, gök yarıldığı zaman, dağlar parça parça savrulduğuı zaman, peygamberler belli vakitte toplandıkları zaman (Kıyamet Kopar)” (Mürselat Suresi 8-11)
KIYAMET NE ZAMAN KOPACAK?
Kıyametin ne zaman kopcağını Allah’tan başka kimse bilemez. Cenab-ı Hak, peygamberler, veliler, melekler dahil hiçbir yaratığına bildirmemiştir. Kendisine saklamıştır. Bu hususu Kur’an-ı Kerim açıklamaktadır.
“(Resulüm) Senden Kıyametin ne vakit olacağını soruyorlar. De ki: Onun bilgisi ancak Rabbimin yanındadır. Onu, vaktinde Allah’tan başka kimse açıklamaz. Kıyamet hatırası göklere de yere de ağır basmıştır. O size ansızın gelir. Sanki sen onu bilmiş de (saklıyormuşsun) gibi sana soruyorlar. Onlara de ki: Onun bilgisi ancak allah katındadır. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” (Araf Suresi 187)
KIYAMET ALAMETLERİ
İslam alimleri, “kıyamet alametlerini “küçük” ve büyük” alametler diye iki kısımda incelemişlerdir.
Küçük Alametler : Kıyamet gününün yaklaşmakta olduğunu haber veren belirtilerdir.
Kıyamet kelimesi Kur’an-ı kerim de 70 kez geçer. O’nun dehşetinden levhalar çizen ayet-i kerimeler pek çoktur.
“Kıyamet gününe yemin ederim, kendini kınayan nefse de yemin ederim ki, (elbette siz dirileceksiniz.) İnsan Kıyamette kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı sanıyor. Elbette biz, parmak uçlarını bile iade etmeye kadiriz. Fakat insan önündekini (o kıyameti) yalanlamak ister. Kıyamet günü de ne zamanmış diye sorar. Göz kamaştığı, ay tutulduğu, güneşle ay birleşip karardığı zaman. İşte o gün insan kaçacak yer neresi diyecek. Yok, o gün kaçılamayacak, asla sığınacak yer olmayacak. O gün herkesin karargahı ancak Rabbinin huzurudur. ” (Kıyamet Suresi 1-12)
“Yıldızların ışığı söndüğü zaman, gök yarıldığı zaman, dağlar parça parça savrulduğuı zaman, peygamberler belli vakitte toplandıkları zaman (Kıyamet Kopar)” (Mürselat Suresi 8-11)
KIYAMET NE ZAMAN KOPACAK?
Kıyametin ne zaman kopcağını Allah’tan başka kimse bilemez. Cenab-ı Hak, peygamberler, veliler, melekler dahil hiçbir yaratığına bildirmemiştir. Kendisine saklamıştır. Bu hususu Kur’an-ı Kerim açıklamaktadır.
“(Resulüm) Senden Kıyametin ne vakit olacağını soruyorlar. De ki: Onun bilgisi ancak Rabbimin yanındadır. Onu, vaktinde Allah’tan başka kimse açıklamaz. Kıyamet hatırası göklere de yere de ağır basmıştır. O size ansızın gelir. Sanki sen onu bilmiş de (saklıyormuşsun) gibi sana soruyorlar. Onlara de ki: Onun bilgisi ancak allah katındadır. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” (Araf Suresi 187)
KIYAMET ALAMETLERİ
İslam alimleri, “kıyamet alametlerini “küçük” ve büyük” alametler diye iki kısımda incelemişlerdir.
Küçük Alametler : Kıyamet gününün yaklaşmakta olduğunu haber veren belirtilerdir.