1. BABA EVİ..
Üstüne yoktur. Ne kira, ne bir sürü fatura ne de çamaşır, yemek, ütü.
Ekmek elden su gölden ortamdır. Yaşanacak yerdir. Yeryüzündeki cennettir.
Ta ki büyüyüp ihtiyaçlar artıp da ayrılınca ve bitmek bilmeyen faturalar
aracılığıyla hayatla yüzleşince değeri anlaşılır. Şayet mümkünse hiç
çıkmamakta fayda vardır...
2. ÖĞRENCİ EVİ..
Zor ama o kadar da zevklidir. O yaşlarda ABD olmadan "özgürlük ve
demokrasi" yaşamanın tadına doyum olmaz. Hele bir de iş bulunmuş ve IMF
konumundaki aile yardımı olmadan yaşanıyorsa mis.. Bol geyik, bol eğlence,
biraz pislik, az ders. Hayat yaşanası bir şeydir ve İclal Aydın çok net
anlaşılır o evde. 4-5 seneden fazlası bayar..
3. DÜĞÜN EVİ.
Ayvanın sık sık hatırlandığı bir mekandır. Eksiği gediği hiç bitmez.
"Koçum, acele etme, ben 10 yıllık evliyim, hala bitiremedim eksiği!"
kıdemli arkadaşlarınıza "Abi battım ben" diye dert yandığınızda en sık
duyacağınız cümledir. Biraz rahatladığınızı sandığınızda doğan bebek ve
artan masrafla birlikte Baba Evi'ne duyulan özlem daha da bir artar.
Mecbur kalmadıkça girmemek gerekir...
4. BBG EVİ..
100 gün diye girip 15 günde çıkma ihtimali olduğu için, kendini gösterme
adına olmadık maymunluklar ivedilikle yapılır. Para kazanırken paranın
alamayacağı şeyleri kaybedersiniz. "Fakir ama onurlu genç"lerin filmlerde
kaldığı ülkelerde taliplisi çoktur. Girenin dostu olmaz, ona göre. Allah
kimseyi düşürmesin!
5. BEN EVLENİYORUM EVİ..
Tekin yer değildir. Hayal gücü son derece geniş insanların girdiği bir
evdir. Kızlar, Brad Pitt, Beckham, İlhan Mansız; erkekler ise Eva
Herzigova, Britney Spears ya da Pınar Altuğ gelecek diye hayal kurup
yarışmaya katılırlar. Saatler yüz yüze karşılaşmayı gösterdiğinde hayaller
suya düşer. Karşılıklı beğenmeyişler içerisinde işin içinden çıkılmaz hal
alır. Evlilik kurumu bir darbe daha yer. Uzak durmak en hayırlısıdır.
Üstüne yoktur. Ne kira, ne bir sürü fatura ne de çamaşır, yemek, ütü.
Ekmek elden su gölden ortamdır. Yaşanacak yerdir. Yeryüzündeki cennettir.
Ta ki büyüyüp ihtiyaçlar artıp da ayrılınca ve bitmek bilmeyen faturalar
aracılığıyla hayatla yüzleşince değeri anlaşılır. Şayet mümkünse hiç
çıkmamakta fayda vardır...
2. ÖĞRENCİ EVİ..
Zor ama o kadar da zevklidir. O yaşlarda ABD olmadan "özgürlük ve
demokrasi" yaşamanın tadına doyum olmaz. Hele bir de iş bulunmuş ve IMF
konumundaki aile yardımı olmadan yaşanıyorsa mis.. Bol geyik, bol eğlence,
biraz pislik, az ders. Hayat yaşanası bir şeydir ve İclal Aydın çok net
anlaşılır o evde. 4-5 seneden fazlası bayar..
3. DÜĞÜN EVİ.
Ayvanın sık sık hatırlandığı bir mekandır. Eksiği gediği hiç bitmez.
"Koçum, acele etme, ben 10 yıllık evliyim, hala bitiremedim eksiği!"
kıdemli arkadaşlarınıza "Abi battım ben" diye dert yandığınızda en sık
duyacağınız cümledir. Biraz rahatladığınızı sandığınızda doğan bebek ve
artan masrafla birlikte Baba Evi'ne duyulan özlem daha da bir artar.
Mecbur kalmadıkça girmemek gerekir...
4. BBG EVİ..
100 gün diye girip 15 günde çıkma ihtimali olduğu için, kendini gösterme
adına olmadık maymunluklar ivedilikle yapılır. Para kazanırken paranın
alamayacağı şeyleri kaybedersiniz. "Fakir ama onurlu genç"lerin filmlerde
kaldığı ülkelerde taliplisi çoktur. Girenin dostu olmaz, ona göre. Allah
kimseyi düşürmesin!
5. BEN EVLENİYORUM EVİ..
Tekin yer değildir. Hayal gücü son derece geniş insanların girdiği bir
evdir. Kızlar, Brad Pitt, Beckham, İlhan Mansız; erkekler ise Eva
Herzigova, Britney Spears ya da Pınar Altuğ gelecek diye hayal kurup
yarışmaya katılırlar. Saatler yüz yüze karşılaşmayı gösterdiğinde hayaller
suya düşer. Karşılıklı beğenmeyişler içerisinde işin içinden çıkılmaz hal
alır. Evlilik kurumu bir darbe daha yer. Uzak durmak en hayırlısıdır.