DÜYUN-I UMUMİYE
Düyun-i Umumiye :
Osmanlı İmparatorluğu’nun borçlarını tasfiye için kurulan uluslararası kuruluş.
Osmanlı devleti’nde Tanzimat döneminde alınan dış borçlara ve bu borçları ödemek amacıyla oluşturulan kuruma verilen ad.
Düyun-i Umumiye İdaresi:
1854 yılında başlayan borçlanma süreci içinde Osmanlı Devleti 1874
yılına kadar 5.297.676.500 frank itibari borç altına girmişti. Bu
itibari borca karşılık Osmanlı hazinesine giren gerçek miktar
3.018.884.714 frank,bu borçların yıllık taksit ve itfa bedeli ise
299.068.487 franktı. 6 Ekim 1875 tarihinde yayınlanan bir kararnameyle
Osmanlı Devleti bu borç taksitinin ancak yarısını nakit olarak,yarısını
da %5 faizli bonoyla ödeyeceğini ilan etti. Bu kararnameyle Avrupa
kamuoyu bütünüyle Osmanlı Devleti’nin aleyhine döndü. Bu mali bunalım
çözümlenmeden, 1877-1878 Osmanlı-Çarlık Rusya savaşı çıktı. Osmanlı
orduları ağır yenilgilere uğradı,önce Ayastafanos, sonra da Berlin
antlaşmaları imzalandı. Berlin antlaşması gereğince Osmanlı Devleti
Çarlık Rusyası'’a 802.500.000 frank savaş tazminatı ödemeye zorunlu
tutuldu. Bu para yıllık 350.000 liralık taksitler halinde ödenecekti.
Bir yandan Avrupa’ya olan ağır borç, öte yandan ağır savaş tazminatı ve
bu savaşın getirdiği ağır kayıplar karşısında Osmanlı Devleti kelimenin
tam anlamıyla iflasın eşiğine geldi.28 Muharrem 1299( 20 Aralık 1881)
tarihinde yeni bir kararname yayınlandı. Bu kararname gereğince
alacaklılar,alacaklarının %44’den vazgeçtiler,buna karşılık Osmanlı
Devleti tuz,damga resmi,içki,ipek ve balık avı vergilerinin,doğrudan
alacaklıların temsilcilerinden meydana gelen uluslararası bir kuruluş
aracılığıyla (Düyun-i Umumiye-i Osmaniye Meclis-i İdaresi) toplanmasını
kabul etti. Bu kuruluş yedi üyeli bir meclis tarafından
(İngiltere,Hollanda,Fransa,İtalya,Almanya,Osmanlı Devleti ve öteki
alacaklıların birer temsilcisinden oluşuyordu) yönetilecekti. Meclis
başkanlığı sırayla İngiltere ve Fransa temsilcileri tarafından
yürütülecekti. İdarenin merkezi İstanbul’daydı.(Bugünkü İstanbul Erkek
Lisesi binası).
Düyun-i Umumiye İdaresi,devlet içinde devlet olarak,varlığını Osmanlı
Devleti’nin sonuna kadar sürdürdü. Borçların ödenmesi Lozan
Anlaşması’nda yeni bir biçim aldı. Ancak Türkiye Cumhuriyeti bu
borçları 1954 yılına kadar ödemeyi sürdürdü.
NOT:
• 1838 Baltalimanı Antlaşması’ndan başlayarak Osmanlı Devleti’nin iç
pazarı Batı’nın snayi ürünlerinin giderek artan istilasına uğradı ve
dış ticaret dengesi hızla bozuldu. Aynı zamanda,geleneksel (kapitalizm
öncesi) üretim temeli üzerinde,ordunun ve bürokrasinin Avrupa ile
siyasal ve askeri rekabete dayanabilecek ölçüde modernize edilmesi
harcamalarını karşılamakta giderek zorlanan Osmanlı Devleti,ilk kez
1854’te Kırım Savaşı’nın getirdiği mali yükü hafifletmek amacıyla
istikraz (tahvil çıkarma) yoluyla dış borç aldı.
• Osmanlı Devleti,Düyun-i Umumiye’nin kurulmasından sonra 1886-1903
arasında dokuz kez daha borç aldı.1903-1908 arasında buna beş tertip
borç anlaşması eklendi. 1908’den sonra II. Meşrutiyet yönetimi Düyun-i
Umumiye’ye karşı tavır alamadı,ama yeni borçlanmalardan kurtulmak için
çaba harcadı.
1853 Kırım Harbi sırasında yabancı devletlerden alınan büyük borçlar;
Reşid, Fuad ve Ali Paşaların sınırsız harcamaları, Sultan Abdülaziz
zamanında ordu ve donanmanın geliştirilmesini sağlamak için alınan
borçlar ve Rusya'ya ödenecek savaş tazminatı devletin belini bükmüştü.
Dış borçlar devlet borcu olduğu için, bunlar ödenmedikçe, yabancı
devletlerin elleri Türkiye'de olacaktı. Bu sebeple padişah ilk iş
olarak bu meseleye çare bulmaya çalıştı. 1881'de yayınladığı bir
kararname ile devletin bir çok tekel gelirlerini tek idare altında
topladı ve buradan dış borçların düzenli taksitlerle ödenmesine karar
verildi. Buna karşılık dış borcumuzun yarısı silindi. Düyun-i Umumiye
denilen bu idare, alacaklı devletlerin temsilcileriyle ortak idare
ediliyordu. Padişah, böylece hem yabancı müdahalelerini önlemiş, hem
devletin malî işlerine bir düzen vermiş oldu.
Birçok gelirini Düyun-u Umumiye’ye bırakan devlet, memur ve asker
maaşlarını zamanında ödeyememe, iki veya üç ayda bir ödeme yapma
durumuyla karşı karşıya kaldı. Ancak aynı devirde hayatın fevkalâde
ucuz ve Osmanlı parasının kıymetli olması sayesinde, sıkıntı çeken hiç
kimseye rastlanmadı. Bir aylık maaş, üç ay boyunca rahatlıkla yetiyordu.
NOT:
• Osmanlı Devleti’nden alacağı olan Avrupalıların alacaklarını toplamak
için Düyun-i Umumiye (GENEL BORÇLAR) teşkilatını kurmaları ve
kapütülasyonlarla elde ettikleri hakları Osmanlıların aleyhine
kullanmaları Osmanlı Devleti’nin çöküş sebeplerinin başlıca
nedenlerinden bir tanesidir.
Düyun-i Umumiye :
Osmanlı İmparatorluğu’nun borçlarını tasfiye için kurulan uluslararası kuruluş.
Osmanlı devleti’nde Tanzimat döneminde alınan dış borçlara ve bu borçları ödemek amacıyla oluşturulan kuruma verilen ad.
Düyun-i Umumiye İdaresi:
1854 yılında başlayan borçlanma süreci içinde Osmanlı Devleti 1874
yılına kadar 5.297.676.500 frank itibari borç altına girmişti. Bu
itibari borca karşılık Osmanlı hazinesine giren gerçek miktar
3.018.884.714 frank,bu borçların yıllık taksit ve itfa bedeli ise
299.068.487 franktı. 6 Ekim 1875 tarihinde yayınlanan bir kararnameyle
Osmanlı Devleti bu borç taksitinin ancak yarısını nakit olarak,yarısını
da %5 faizli bonoyla ödeyeceğini ilan etti. Bu kararnameyle Avrupa
kamuoyu bütünüyle Osmanlı Devleti’nin aleyhine döndü. Bu mali bunalım
çözümlenmeden, 1877-1878 Osmanlı-Çarlık Rusya savaşı çıktı. Osmanlı
orduları ağır yenilgilere uğradı,önce Ayastafanos, sonra da Berlin
antlaşmaları imzalandı. Berlin antlaşması gereğince Osmanlı Devleti
Çarlık Rusyası'’a 802.500.000 frank savaş tazminatı ödemeye zorunlu
tutuldu. Bu para yıllık 350.000 liralık taksitler halinde ödenecekti.
Bir yandan Avrupa’ya olan ağır borç, öte yandan ağır savaş tazminatı ve
bu savaşın getirdiği ağır kayıplar karşısında Osmanlı Devleti kelimenin
tam anlamıyla iflasın eşiğine geldi.28 Muharrem 1299( 20 Aralık 1881)
tarihinde yeni bir kararname yayınlandı. Bu kararname gereğince
alacaklılar,alacaklarının %44’den vazgeçtiler,buna karşılık Osmanlı
Devleti tuz,damga resmi,içki,ipek ve balık avı vergilerinin,doğrudan
alacaklıların temsilcilerinden meydana gelen uluslararası bir kuruluş
aracılığıyla (Düyun-i Umumiye-i Osmaniye Meclis-i İdaresi) toplanmasını
kabul etti. Bu kuruluş yedi üyeli bir meclis tarafından
(İngiltere,Hollanda,Fransa,İtalya,Almanya,Osmanlı Devleti ve öteki
alacaklıların birer temsilcisinden oluşuyordu) yönetilecekti. Meclis
başkanlığı sırayla İngiltere ve Fransa temsilcileri tarafından
yürütülecekti. İdarenin merkezi İstanbul’daydı.(Bugünkü İstanbul Erkek
Lisesi binası).
Düyun-i Umumiye İdaresi,devlet içinde devlet olarak,varlığını Osmanlı
Devleti’nin sonuna kadar sürdürdü. Borçların ödenmesi Lozan
Anlaşması’nda yeni bir biçim aldı. Ancak Türkiye Cumhuriyeti bu
borçları 1954 yılına kadar ödemeyi sürdürdü.
NOT:
• 1838 Baltalimanı Antlaşması’ndan başlayarak Osmanlı Devleti’nin iç
pazarı Batı’nın snayi ürünlerinin giderek artan istilasına uğradı ve
dış ticaret dengesi hızla bozuldu. Aynı zamanda,geleneksel (kapitalizm
öncesi) üretim temeli üzerinde,ordunun ve bürokrasinin Avrupa ile
siyasal ve askeri rekabete dayanabilecek ölçüde modernize edilmesi
harcamalarını karşılamakta giderek zorlanan Osmanlı Devleti,ilk kez
1854’te Kırım Savaşı’nın getirdiği mali yükü hafifletmek amacıyla
istikraz (tahvil çıkarma) yoluyla dış borç aldı.
• Osmanlı Devleti,Düyun-i Umumiye’nin kurulmasından sonra 1886-1903
arasında dokuz kez daha borç aldı.1903-1908 arasında buna beş tertip
borç anlaşması eklendi. 1908’den sonra II. Meşrutiyet yönetimi Düyun-i
Umumiye’ye karşı tavır alamadı,ama yeni borçlanmalardan kurtulmak için
çaba harcadı.
1853 Kırım Harbi sırasında yabancı devletlerden alınan büyük borçlar;
Reşid, Fuad ve Ali Paşaların sınırsız harcamaları, Sultan Abdülaziz
zamanında ordu ve donanmanın geliştirilmesini sağlamak için alınan
borçlar ve Rusya'ya ödenecek savaş tazminatı devletin belini bükmüştü.
Dış borçlar devlet borcu olduğu için, bunlar ödenmedikçe, yabancı
devletlerin elleri Türkiye'de olacaktı. Bu sebeple padişah ilk iş
olarak bu meseleye çare bulmaya çalıştı. 1881'de yayınladığı bir
kararname ile devletin bir çok tekel gelirlerini tek idare altında
topladı ve buradan dış borçların düzenli taksitlerle ödenmesine karar
verildi. Buna karşılık dış borcumuzun yarısı silindi. Düyun-i Umumiye
denilen bu idare, alacaklı devletlerin temsilcileriyle ortak idare
ediliyordu. Padişah, böylece hem yabancı müdahalelerini önlemiş, hem
devletin malî işlerine bir düzen vermiş oldu.
Birçok gelirini Düyun-u Umumiye’ye bırakan devlet, memur ve asker
maaşlarını zamanında ödeyememe, iki veya üç ayda bir ödeme yapma
durumuyla karşı karşıya kaldı. Ancak aynı devirde hayatın fevkalâde
ucuz ve Osmanlı parasının kıymetli olması sayesinde, sıkıntı çeken hiç
kimseye rastlanmadı. Bir aylık maaş, üç ay boyunca rahatlıkla yetiyordu.
NOT:
• Osmanlı Devleti’nden alacağı olan Avrupalıların alacaklarını toplamak
için Düyun-i Umumiye (GENEL BORÇLAR) teşkilatını kurmaları ve
kapütülasyonlarla elde ettikleri hakları Osmanlıların aleyhine
kullanmaları Osmanlı Devleti’nin çöküş sebeplerinin başlıca
nedenlerinden bir tanesidir.