CÜMLE ÇEŞİTLERİ
CÜMLE ÇEŞİTLERİ
Cümleler, kendini oluşturan
sözcüklerin anlamlarına, cümlede bulundukları yerlere, türlerine göre
değişik özellikler gösterir. İşte bu özelliklere göre cümleler değişik
gruplar altında incelenir. Bu grupları biz dörde ayırabiliriz.
A. Yüklemlerine Göre Cümleler
B. Öğe Dizilişlerine Göre Cümleler
C. Anlamlarına Göre Cümleler
D. Yapılarına Göre Cümleler
A. YÜKLEMLERİNE GÖRE CÜMLELER
Buna “yükleminin türüne göre” de denilebilir.
Çünkü cümleyi yüklemine göre incelerken yüklemi oluşturan sözcüklerin
türüne bakılır.
1. Fiil Cümlesi
Yüklem durumunda bulunan söz, çekimlenmiş bir fiilse, cümle fiil cümlesidir.
“Soğuk günler artık geride kaldı.”
cümlesinde “kaldı” yüklemdir. Bu yüklem “kalmak”
fiilinin bilinen geçmiş zamanda çekimlenmesiyle oluştuğundan, cümle,
yüklemine göre fiil cümlesi olur.
2. İsim Cümlesi
Yüklem çekimli bir fiil değilse, ister isimden
ister edattan isterse fiilimsiden oluşsun isim cümlesi sayılır. Yani
adına aldanıp sadece ismin yüklem olduğu cümleler olarak anlamamak
lazım bunu.
“Bu roman, yazarın okuduğum ilk kitabıydı.”
cümlesinde yüklem “kitabıydı” sözü üzerine
kuruludur ve “kitap” ismi “idi” ekfiilini alarak yüklem olmuştur.
Elbette yüklem bu cümlede “yazarın okuduğum ilk kitabıydı” şeklinde bir
isim ve sıfat tamlamasından oluşan söz öbeğidir.
B. ÖĞE DİZİLİŞİNE GÖRE CÜMLELER
Türkçe’de cümleyi oluşturan öğeler belli bir
mantık dizilişine göre sıralanır. Hatta tamlamayı oluşturan sözcüklerin
bile bir sıraya göre dizilmesi gerekir.
Bu dizilişlerde en önemli unsur yüklemdir. Çünkü
dilimizde yüklemin daima sonda bulunması gerekir. İşte öğelerin bu
sıralanışına göre, cümleler iki grupta incelenir.
1. Kurallı Cümle
Yüklemi sonda bulunan, yani öğelerin Türkçe’nin kurallarına göre sıralandığı cümlelerdir.
“Buralarda eskiden çok güzel evler vardı.”
cümlesinde “vardı” yüklemi sonda bulunduğu için cümle kurallıdır.
2. Devrik Cümle
Yüklemi sonda bulunmayan cümlelerdir.
“Bu kitabı iki yıl önce okumuştum ben.”
cümlesinde yüklem “okumuştum” öğesidir. Ondan sonra “ben” öznesi geldiğinden yüklem sonda değildir. Öyleyse cümle devriktir.
Bazı cümlelerde ise cümlenin temel öğesi olan
yüklemin bulunmadığı görülür. Gerçi “öğe dizilişine göre” dendiğinde
sadece kurallı, devrik anlaşılır, ancak yüklemin bulunmaması da cümlede
öğe dizilişini etkiler. Yüklemin bulunmadığı cümlelere ise eksiltili
cümle denir.
Eksiltili Cümle
Yüklemi bulunmayan cümlelerdir. Yargının ne olduğu okuyucunun yorumuna bırakılır.
Örneğin;
“Karşımızda geniş ve yemyeşil bir ova... Onun tam ortasında küçük ama çok güzel bir göl...”
cümlelerinde yüklem yoktur. Üç noktalar yüklemin
eksik olduğunu gösterir. Ancak biz cümlede “vardı, görünüyordu,
bulunuyordu” gibi bir yargının verilmek istendiğini anlıyoruz. Öyleyse
bu cümleler eksiltili cümlelerdir.
C. ANL----- GÖRE CÜMLELER
Elbette her cümlenin bir anlamı vardır. Ancak
cümleler bu anlamı değişik yapılarla bildirir. Bazen bir yargıyı haber
verir. Bazen anlamı, soruyla bildirir. Bazense bir duyguyu aktararak
ifade eder. İşte bu bildirme şekillerine göre cümleyi üç grupta
inceliyoruz.
1. Haber Cümlesi
Bir yargıyı olumlu ya da olumsuz biçimde aktaran
cümlelerdir. Bir eylemin yapıldığını, yapılabileceğini, bir varlığın
bulunduğunu ifade eden cümleler olumlu, tersini ifade edenler
olumsuzdur. Olumlu cümlelerde mantıkça istenen bir durumun bulunması
gerekir.
Aşağıdaki yüklemleri inceleyerek bunu açıklayalım.
Olumlu
geldi
koşmalı
var
paralı
güzel
Olumsuz
gelmedi
koşmamalı
yok
parasız
güzel değil
Görüldüğü gibi olumlu yüklemler “-ma, -me”
olumsuzluk ekiyle, “değil” olumsuzluk edatıyla, “-sız” gibi olumsuz
anlam veren eklerle olumsuz hale getirilebiliyor.
Bazı cümlelerde ise yapıca yukarıdaki
olumsuzluklar bulunduğu halde cümle anlamca olumlu olabilir. Bu, çoğu
kez iki olumsuzluğun bir arada bulunduğu yargılarda görülür.
Örneğin;
“Aslında o seni tanımıyor değildi.”
cümlesinde “tanımıyor değil” yükleminde iki
olumsuzluk vardır ve bunlar yüklemin “tanıyor” şeklinde olumlu bir
yargı vermesini sağlamışlardır.
Bazı cümlelerde ise olumsuzluk, soru yoluyla sağlanır.
“Ben onu unutabilir miyim hiç?”
cümlesinde yüklem olumlu olduğu halde cümlenin anlamı soru yoluyla olumsuz hale getirilmiştir.
Bazı cümlelerde olumsuzluk bağlaçlarla sağlanır.
“Ne konuyu biliyor ne soruyu soruyor.
cümlelerinde ne... ne.... bağlacı,
“Sanki o seni seviyor da.”
cümlesinde “sanki” bağlacı cümleye olumsuz anlam katmıştır.
2. Soru Cümlesi
Cevap almak amacıyla hazırlanan cümlelerdir. Bunlar değişik soru sözcükleriyle sağlanır.
“Siz de bizimle gelir misiniz?”
“Sana bu ceketi kim almıştı?”
“Ne zaman bizi ziyaret edeceksiniz?”
cümleleri birer soru cümlesidir.
Soru cümlelerinde de olumluluk-olumsuzluk olabilir. Bunu yüklemin yapıca olumlu ya da olumsuz olması belirler.
Örneğin;
“Bu olayı o da biliyor mu?”
cümlesinde yüklem olumlu olduğundan cümle olumlu soru cümlesidir.
“Dünkü davete o da gelmedi mi?”
cümlesi yüklemi olumsuz olduğu için, olumsuz soru cümlesidir.
3. Ünlem Cümlesi
Yargıyı bir duygu aktararak ortaya koyan
cümlelerdir. Çoğu zaman kızgınlık, sevinme, alınma, heyecan gibi bir
duygu aktarır ya da seslenme bildirir.
“Ne güzel bir kitap bu!”
“Hey, bana baksana sen!”
cümleleri ünlem cümlesidir.
Bunların dışında bazı kaynaklarda istek cümlesi,
şart cümlesi, emir cümlesi, gereklilik cümlesi gibi anl----- göre
cümleler de verilmiştir. Ancak bu, cümlenin yapısıyla ilgili olmayan
sadece anlama bağlı özelliktir. Eğer bunu göz önüne alırsak, her
cümleye bir ad bulmak gerekebilir.
“Konuşabilirsin ama biraz alçak sesle.”
cümlesi şart,
“Şimdi bir soğuk su olsa da içsek.”
cümlesi istek,
“Yarına kadar bu ¤¤¤¤ler bitecek.”
cümlesi emir,
“Bugünün işini yarına bırakmamalısın.”
cümlesi gereklilik anlamı veren cümlelerdir.
D. YAPILARINA GÖRE CÜMLELER
Her cümle bir yargı bildirir. Ancak bazı
cümlelerde birden fazla yargı bildiren unsur bulunur. Bunlar bazen iki
ayrı yüklemle, bazen yan cümleciklerle sağlanır. Cümlenin yapısına
geçmeden önce yapıyı belirleyen temel ve yan cümleleri görelim.
Temel Cümle
Bir cümlenin yüklemi temel cümledir. Cümlenin
bildirmek istediği asıl yargı da bu cümleyle verilir. Diğer öğeler
temel cümleyi açıklayan tamamlayıcı öğelerdir.
Örneğin;
“Akşama geleceğim.”
cümlesinde “geleceğim” yüklemi temel öğe, “akşama” sözü de onun tamamlayıcı öğesidir.
Yan Cümle
Tam bir yargı bildirmeyen, temel cümlenin bir
öğesi durumunda bulunan ve kendi içinde değişik tamamlayıcı öğeler de
alabilen söz öbeğidir.
Yan cümleler iki şekilde yapılabilir: Fiilimsilerle ve çekimli fiillerle.
• Fiilimsilerle yapılanlar:
Cümle içinde temel cümlenin bir öğesi olan ya da bir öğenin tamamlayıcısı olan fiilimsiler yan cümlecik yapar.
Örneğin;
“Öğretmen sınıfa girince herkes ayağa kalktı.”
cümlesinde “ayağa kalktı” yüklemdir. “Ne zaman
ayağa kalktı?” sorusuna “Öğretmen sınıfa girince” cevabı geliyor.
Cümlede zarf tümleci olan bu öğe “girince” bağfiili üzerine kuruludur.
Görüldüğü gibi fiilimsi, bir öğe durumundadır. Öyleyse zarf tümleci bir
yan cümleciktir.
“Bana fotoğrafını gönderen okuruma teşekkür ederim.”
cümlesinde ise “teşekkür ederim” yüklemdir. “Kime
teşekkür ederim?” sorusuna “Bana fotoğrafını gönderen okuruma” dolaylı
tümleci cevap verir. Cümlede “gönderen” sıfat-fiilini görüyoruz. Bu söz
“okur” isminin sıfatı durumundadır. Yani dolaylı tümlecin tamamlayıcı
öğesidir. Tamamladığı öğeyle birlikte yan cümle yapmış ve dolaylı
tümleç görevini üstlenmiştir.
“Karadeniz’de denize fazla açılmak tehlikelidir.”
“Davetime gelmeyişine çok üzüldüm.”
“Onunla nerede buluşacağınızı biliyor musunuz?”
“Babasını görmeden okuluna gitmezdi.”
“Kapıyı açar açmaz karşımda onu gördüm.”
cümlelerinde altı çizili söz öbekleri fiilimsiyle yapılan yan cümleciklerdir.
• Çekimli Fiillerle yapılanlar :
Fiilin yüklem olabilmesi için çekimli olması
gerektiğini söylemiştik. Ancak her çekimli fiil yüklem olmaz, bazen
cümlenin tamamlayıcı öğesi olur. İşte bu durumda, yani çekimli bir
fiilin bir öğe olduğu durumda, bu fiil yan cümlecik olur.
Örneğin;
“O da gelirse gideriz.”
cümlesinde “gideriz” yüklemdir; “O da gelirse”
zarf tümlecidir. Bu tümleci oluşturan “gelirse” sözü “gelmek” fiilinin
geniş zamanının şartıyla çekimlenmiştir. Görüldüğü gibi çekimli bir
fiil temel cümlenin öğesi durumundadır ve yan cümlecik oluşturmuştur.
“O bana, ben de geleceğim, dedi.”
cümlesinde ise “dedi” yüklemdir; "ben de
geleceğim” sözü ise nesnedir. Bu öğe aynı zamanda “geleceğim” sözünün
çekimli olmasından dolayı bir cümle özelliği de gösteriyor. Bu yüzden
nesne görevindeki bu cümle, bir yan cümlecik oluşturmuştur.
Şimdi cümleleri yapılarına göre inceleyerek konuyu daha da pekiştirelim.
1. Basit Cümle
İçinde yan cümlecik bulunmayan cümlelerdir. Bu cümleler tek bir yargı bildirir.
“Bu sıcakta evde oturulur mu?”
cümlesi basit bir cümledir. Çünkü “oturulur mu”
yükleminden başka yargı bildiren öğe yoktur. Yan cümlecik kullanılmayan
bir cümle basit demektir.
Basit cümle demek, kısa cümle demek değildir.
“Bahçenin ana kapısından, üstü başı perişan, zavallı bir adam, elinde eski, yırtık bir torbayla içeriye girdi.”
cümlesi uzun bir cümledir. Ancak tek bir yargı bildirdiğinden, yani içinde yan cümlecik bulunmadığından basittir.
“Kalabalıktan biri yavaşça kürsüye doğru ilerledi.”
“İri iri şeftalileri büyük bir zevkle dalından kopardı.”
“Sözlerime içten içe gülüyorlardı.”
cümleleri yapısına göre basit cümlelerdir.
2. Bileşik Cümle
Tek bir yüklemi olan ve içinde yan cümlecik
bulunan cümlelerdir. Yan cümlenin özelliğine ve yükleme bağlanışına
göre değişik gruplara ayrılır.
CÜMLE ÇEŞİTLERİ
Cümleler, kendini oluşturan
sözcüklerin anlamlarına, cümlede bulundukları yerlere, türlerine göre
değişik özellikler gösterir. İşte bu özelliklere göre cümleler değişik
gruplar altında incelenir. Bu grupları biz dörde ayırabiliriz.
A. Yüklemlerine Göre Cümleler
B. Öğe Dizilişlerine Göre Cümleler
C. Anlamlarına Göre Cümleler
D. Yapılarına Göre Cümleler
A. YÜKLEMLERİNE GÖRE CÜMLELER
Buna “yükleminin türüne göre” de denilebilir.
Çünkü cümleyi yüklemine göre incelerken yüklemi oluşturan sözcüklerin
türüne bakılır.
1. Fiil Cümlesi
Yüklem durumunda bulunan söz, çekimlenmiş bir fiilse, cümle fiil cümlesidir.
“Soğuk günler artık geride kaldı.”
cümlesinde “kaldı” yüklemdir. Bu yüklem “kalmak”
fiilinin bilinen geçmiş zamanda çekimlenmesiyle oluştuğundan, cümle,
yüklemine göre fiil cümlesi olur.
2. İsim Cümlesi
Yüklem çekimli bir fiil değilse, ister isimden
ister edattan isterse fiilimsiden oluşsun isim cümlesi sayılır. Yani
adına aldanıp sadece ismin yüklem olduğu cümleler olarak anlamamak
lazım bunu.
“Bu roman, yazarın okuduğum ilk kitabıydı.”
cümlesinde yüklem “kitabıydı” sözü üzerine
kuruludur ve “kitap” ismi “idi” ekfiilini alarak yüklem olmuştur.
Elbette yüklem bu cümlede “yazarın okuduğum ilk kitabıydı” şeklinde bir
isim ve sıfat tamlamasından oluşan söz öbeğidir.
B. ÖĞE DİZİLİŞİNE GÖRE CÜMLELER
Türkçe’de cümleyi oluşturan öğeler belli bir
mantık dizilişine göre sıralanır. Hatta tamlamayı oluşturan sözcüklerin
bile bir sıraya göre dizilmesi gerekir.
Bu dizilişlerde en önemli unsur yüklemdir. Çünkü
dilimizde yüklemin daima sonda bulunması gerekir. İşte öğelerin bu
sıralanışına göre, cümleler iki grupta incelenir.
1. Kurallı Cümle
Yüklemi sonda bulunan, yani öğelerin Türkçe’nin kurallarına göre sıralandığı cümlelerdir.
“Buralarda eskiden çok güzel evler vardı.”
cümlesinde “vardı” yüklemi sonda bulunduğu için cümle kurallıdır.
2. Devrik Cümle
Yüklemi sonda bulunmayan cümlelerdir.
“Bu kitabı iki yıl önce okumuştum ben.”
cümlesinde yüklem “okumuştum” öğesidir. Ondan sonra “ben” öznesi geldiğinden yüklem sonda değildir. Öyleyse cümle devriktir.
Bazı cümlelerde ise cümlenin temel öğesi olan
yüklemin bulunmadığı görülür. Gerçi “öğe dizilişine göre” dendiğinde
sadece kurallı, devrik anlaşılır, ancak yüklemin bulunmaması da cümlede
öğe dizilişini etkiler. Yüklemin bulunmadığı cümlelere ise eksiltili
cümle denir.
Eksiltili Cümle
Yüklemi bulunmayan cümlelerdir. Yargının ne olduğu okuyucunun yorumuna bırakılır.
Örneğin;
“Karşımızda geniş ve yemyeşil bir ova... Onun tam ortasında küçük ama çok güzel bir göl...”
cümlelerinde yüklem yoktur. Üç noktalar yüklemin
eksik olduğunu gösterir. Ancak biz cümlede “vardı, görünüyordu,
bulunuyordu” gibi bir yargının verilmek istendiğini anlıyoruz. Öyleyse
bu cümleler eksiltili cümlelerdir.
C. ANL----- GÖRE CÜMLELER
Elbette her cümlenin bir anlamı vardır. Ancak
cümleler bu anlamı değişik yapılarla bildirir. Bazen bir yargıyı haber
verir. Bazen anlamı, soruyla bildirir. Bazense bir duyguyu aktararak
ifade eder. İşte bu bildirme şekillerine göre cümleyi üç grupta
inceliyoruz.
1. Haber Cümlesi
Bir yargıyı olumlu ya da olumsuz biçimde aktaran
cümlelerdir. Bir eylemin yapıldığını, yapılabileceğini, bir varlığın
bulunduğunu ifade eden cümleler olumlu, tersini ifade edenler
olumsuzdur. Olumlu cümlelerde mantıkça istenen bir durumun bulunması
gerekir.
Aşağıdaki yüklemleri inceleyerek bunu açıklayalım.
Olumlu
geldi
koşmalı
var
paralı
güzel
Olumsuz
gelmedi
koşmamalı
yok
parasız
güzel değil
Görüldüğü gibi olumlu yüklemler “-ma, -me”
olumsuzluk ekiyle, “değil” olumsuzluk edatıyla, “-sız” gibi olumsuz
anlam veren eklerle olumsuz hale getirilebiliyor.
Bazı cümlelerde ise yapıca yukarıdaki
olumsuzluklar bulunduğu halde cümle anlamca olumlu olabilir. Bu, çoğu
kez iki olumsuzluğun bir arada bulunduğu yargılarda görülür.
Örneğin;
“Aslında o seni tanımıyor değildi.”
cümlesinde “tanımıyor değil” yükleminde iki
olumsuzluk vardır ve bunlar yüklemin “tanıyor” şeklinde olumlu bir
yargı vermesini sağlamışlardır.
Bazı cümlelerde ise olumsuzluk, soru yoluyla sağlanır.
“Ben onu unutabilir miyim hiç?”
cümlesinde yüklem olumlu olduğu halde cümlenin anlamı soru yoluyla olumsuz hale getirilmiştir.
Bazı cümlelerde olumsuzluk bağlaçlarla sağlanır.
“Ne konuyu biliyor ne soruyu soruyor.
cümlelerinde ne... ne.... bağlacı,
“Sanki o seni seviyor da.”
cümlesinde “sanki” bağlacı cümleye olumsuz anlam katmıştır.
2. Soru Cümlesi
Cevap almak amacıyla hazırlanan cümlelerdir. Bunlar değişik soru sözcükleriyle sağlanır.
“Siz de bizimle gelir misiniz?”
“Sana bu ceketi kim almıştı?”
“Ne zaman bizi ziyaret edeceksiniz?”
cümleleri birer soru cümlesidir.
Soru cümlelerinde de olumluluk-olumsuzluk olabilir. Bunu yüklemin yapıca olumlu ya da olumsuz olması belirler.
Örneğin;
“Bu olayı o da biliyor mu?”
cümlesinde yüklem olumlu olduğundan cümle olumlu soru cümlesidir.
“Dünkü davete o da gelmedi mi?”
cümlesi yüklemi olumsuz olduğu için, olumsuz soru cümlesidir.
3. Ünlem Cümlesi
Yargıyı bir duygu aktararak ortaya koyan
cümlelerdir. Çoğu zaman kızgınlık, sevinme, alınma, heyecan gibi bir
duygu aktarır ya da seslenme bildirir.
“Ne güzel bir kitap bu!”
“Hey, bana baksana sen!”
cümleleri ünlem cümlesidir.
Bunların dışında bazı kaynaklarda istek cümlesi,
şart cümlesi, emir cümlesi, gereklilik cümlesi gibi anl----- göre
cümleler de verilmiştir. Ancak bu, cümlenin yapısıyla ilgili olmayan
sadece anlama bağlı özelliktir. Eğer bunu göz önüne alırsak, her
cümleye bir ad bulmak gerekebilir.
“Konuşabilirsin ama biraz alçak sesle.”
cümlesi şart,
“Şimdi bir soğuk su olsa da içsek.”
cümlesi istek,
“Yarına kadar bu ¤¤¤¤ler bitecek.”
cümlesi emir,
“Bugünün işini yarına bırakmamalısın.”
cümlesi gereklilik anlamı veren cümlelerdir.
D. YAPILARINA GÖRE CÜMLELER
Her cümle bir yargı bildirir. Ancak bazı
cümlelerde birden fazla yargı bildiren unsur bulunur. Bunlar bazen iki
ayrı yüklemle, bazen yan cümleciklerle sağlanır. Cümlenin yapısına
geçmeden önce yapıyı belirleyen temel ve yan cümleleri görelim.
Temel Cümle
Bir cümlenin yüklemi temel cümledir. Cümlenin
bildirmek istediği asıl yargı da bu cümleyle verilir. Diğer öğeler
temel cümleyi açıklayan tamamlayıcı öğelerdir.
Örneğin;
“Akşama geleceğim.”
cümlesinde “geleceğim” yüklemi temel öğe, “akşama” sözü de onun tamamlayıcı öğesidir.
Yan Cümle
Tam bir yargı bildirmeyen, temel cümlenin bir
öğesi durumunda bulunan ve kendi içinde değişik tamamlayıcı öğeler de
alabilen söz öbeğidir.
Yan cümleler iki şekilde yapılabilir: Fiilimsilerle ve çekimli fiillerle.
• Fiilimsilerle yapılanlar:
Cümle içinde temel cümlenin bir öğesi olan ya da bir öğenin tamamlayıcısı olan fiilimsiler yan cümlecik yapar.
Örneğin;
“Öğretmen sınıfa girince herkes ayağa kalktı.”
cümlesinde “ayağa kalktı” yüklemdir. “Ne zaman
ayağa kalktı?” sorusuna “Öğretmen sınıfa girince” cevabı geliyor.
Cümlede zarf tümleci olan bu öğe “girince” bağfiili üzerine kuruludur.
Görüldüğü gibi fiilimsi, bir öğe durumundadır. Öyleyse zarf tümleci bir
yan cümleciktir.
“Bana fotoğrafını gönderen okuruma teşekkür ederim.”
cümlesinde ise “teşekkür ederim” yüklemdir. “Kime
teşekkür ederim?” sorusuna “Bana fotoğrafını gönderen okuruma” dolaylı
tümleci cevap verir. Cümlede “gönderen” sıfat-fiilini görüyoruz. Bu söz
“okur” isminin sıfatı durumundadır. Yani dolaylı tümlecin tamamlayıcı
öğesidir. Tamamladığı öğeyle birlikte yan cümle yapmış ve dolaylı
tümleç görevini üstlenmiştir.
“Karadeniz’de denize fazla açılmak tehlikelidir.”
“Davetime gelmeyişine çok üzüldüm.”
“Onunla nerede buluşacağınızı biliyor musunuz?”
“Babasını görmeden okuluna gitmezdi.”
“Kapıyı açar açmaz karşımda onu gördüm.”
cümlelerinde altı çizili söz öbekleri fiilimsiyle yapılan yan cümleciklerdir.
• Çekimli Fiillerle yapılanlar :
Fiilin yüklem olabilmesi için çekimli olması
gerektiğini söylemiştik. Ancak her çekimli fiil yüklem olmaz, bazen
cümlenin tamamlayıcı öğesi olur. İşte bu durumda, yani çekimli bir
fiilin bir öğe olduğu durumda, bu fiil yan cümlecik olur.
Örneğin;
“O da gelirse gideriz.”
cümlesinde “gideriz” yüklemdir; “O da gelirse”
zarf tümlecidir. Bu tümleci oluşturan “gelirse” sözü “gelmek” fiilinin
geniş zamanının şartıyla çekimlenmiştir. Görüldüğü gibi çekimli bir
fiil temel cümlenin öğesi durumundadır ve yan cümlecik oluşturmuştur.
“O bana, ben de geleceğim, dedi.”
cümlesinde ise “dedi” yüklemdir; "ben de
geleceğim” sözü ise nesnedir. Bu öğe aynı zamanda “geleceğim” sözünün
çekimli olmasından dolayı bir cümle özelliği de gösteriyor. Bu yüzden
nesne görevindeki bu cümle, bir yan cümlecik oluşturmuştur.
Şimdi cümleleri yapılarına göre inceleyerek konuyu daha da pekiştirelim.
1. Basit Cümle
İçinde yan cümlecik bulunmayan cümlelerdir. Bu cümleler tek bir yargı bildirir.
“Bu sıcakta evde oturulur mu?”
cümlesi basit bir cümledir. Çünkü “oturulur mu”
yükleminden başka yargı bildiren öğe yoktur. Yan cümlecik kullanılmayan
bir cümle basit demektir.
Basit cümle demek, kısa cümle demek değildir.
“Bahçenin ana kapısından, üstü başı perişan, zavallı bir adam, elinde eski, yırtık bir torbayla içeriye girdi.”
cümlesi uzun bir cümledir. Ancak tek bir yargı bildirdiğinden, yani içinde yan cümlecik bulunmadığından basittir.
“Kalabalıktan biri yavaşça kürsüye doğru ilerledi.”
“İri iri şeftalileri büyük bir zevkle dalından kopardı.”
“Sözlerime içten içe gülüyorlardı.”
cümleleri yapısına göre basit cümlelerdir.
2. Bileşik Cümle
Tek bir yüklemi olan ve içinde yan cümlecik
bulunan cümlelerdir. Yan cümlenin özelliğine ve yükleme bağlanışına
göre değişik gruplara ayrılır.