''Sakat doğacaktı, kürtaj oldum''
Kibariye, birkaç ay önce mecburen kürtaj olduğunu itiraf etti...
'Anlayamazsın' albümünü piyasaya çıkaran Kibariye, birkaç ay önce
mecburen kürtaj olduğunu itiraf etti: Doktorum bebeğin gelişme sorunu
yaşadığını, sakat doğacağını söyledi. Ben de 3 aylıkken aldırdım. Aşı
tedavisi görüyorum ve kızıma mutlaka bir kardeş yapacağım..
Kibariye, 30 yıllık müzik kariyerinin 33. albümü 'Anlayamazsın'ı
geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkardı. Yeni albümünde Sezen Aksu, Yalın,
Ercan Saatçi, Selami Şahin, Sinan Akçil gibi ünlülerin şarkılarını
seslendiren Kibariye, kısa sürede 'en çok satanlar listesi'nin üst
sıralarına yükseldi. Her zaman şen şakrak görünen ve 'hiç üzülmez,
öfkelenmez ve ağlamaz' imajı yaratan 50 yaşındaki Kibariye, yeni albümü
öncesinde yaşadığı bir üzüntüyü ise şöyle anlattı:
"Birkaç ay önce hamile kaldım ama çocuk karnımda gelişme sorunu
yaşamış. Doktorum kürtaj olmamı, aksi halde doğacak çocuğun sakat
olacağını söyledi. Ben de kürtaj oldum. 3 aylık hamileydim. Sakat
doğmasın istedim. Şimdi yeniden hamile kalmak için aşı tedavisi
görüyorum. Yaşımdan dolayı yumurtalıklarım zayıflamış. Yumurtalıkları
güçlendirici aşılardan oluyorum." Kibariye ile hem yeni albümünü, hem
sanat dünyasını hem de aile ve çocuk kavramlarına bakışı üzerine
konuştuk.
* Tam 33 albüm yaptınız. Bu kadar üretken olmanızın karşılığını nasıl aldınız?
Bu kadar albüm yapmış mıyım? Şimdi geriye dönüp bakıyorum da aralarında
en güzel, en içime sinen üç albümden birini şimdi yapmışım.
* Peki 'Anlayamazsın'ın diğer albümlerinizden farkı nedir?
Çok güzel şarkılar vardır, sesinize gitmeyebilir. Sesinize de gider ama
bir şekilde o şarkıyı sevmezsiniz. 'Anlayamazsın'da hem şarkılar çok
güzel, hem her şarkı sesime gitti, hem de bütün şarkıları sevdim. Bu
nedenle de albümlerim arasında özel bir yere sahip oldu.
* Albümünüzde yine bir Sezen Aksu şarkısı olan 'Gidemem'i yorumlamışsınız...
Sezen'in şarkıları benim sesime yakışıyor. 'Gidiyorum', 'Kaybolan
Yıllar', 'Unutuldum', 'Vazgeçtim', 'İstanbul İstanbul Olalı' gibi
Sezen'in birçok şarkısını söyledim. Hepsi de sesime yakıştı. Sezen de
bana şarkılarını verirken "Sen bu şarkıyı koparırsın" diyor. Zaten
Sezen, sesine güvenmediği hiç kimseye şarkısını vermez.
* Sezen'den şarkıları kolayca alıyorsunuz, Tarkan ile düet yapıyorsunuz... Sadece sesinizle ilgili bir durum mu bu?
Tarkan'ın çocukluğunu biliyorum. Kanal 6'da program yaptığım yıllar
Tarkan'ın 'Kıl Oldum Abi' dönemiydi. İlk o zaman tanışmıştık. Bir gün
bana "Gün gelecek benim şarkılarımı sen söyleyeceksin" demişti. Bu
sözünü unutmamış. Bir önceki albümümü hazırlarken aradı; "Sana bir
şarkı vereyim. Birlikte düet yapalım" dedi. Sorunuza gelecek olursak;
elbette Sezen Aksu ve Tarkan gibi bizim sektörde ekol olmuş iki isimle
çalışmamın nedeni, sadece ses güzelliğiyle açıklanamaz. Alçakgönüllü
olmamış olsaydım kimse beni sevmezdi. Ne kazandıysam alçakgönüllü
olmaktan kazanmışımdır.
* Bu albümünüzde Yalın'ın 'İstanbul Benden Büyük' adlı şarkısını da
söylediniz. Bu şarkı da çok beğeniliyor. Bu parçayı seslendirmeyi neden
düşündünüz?
Yalın'a buradan sevgiler, saygılar gönderiyorum. Albümdeki bütün
şarkılar harika. Yalın'ın şarkısı herkesin dilinde. Albüm için
hazırlıklara başlamadan önce "Ben bu şarkıyı seslendireceğim" demiştim.
Çok hoşuma gitmişti. Sağolsun Yalın da beni kırmadı ve şarkıyı verdi.
* Sanatçılar genelde birbirini kıskanır. Sizi sevmeyen, kıskanan bir meslektaşınız yok mu?
Hayır! Beni neden sevmesinler, neden kıskansınlar? Kötü bir insan,
havalı bir kadın olsam o zaman sevmezler. Benim yetiştirilme tarzım,
beni sevilen bir insan yapmıştır. Hiç kimseye saygısızlık yapmam.
Kimseyi incitmem. Bunları öğrenirken annemden çok dayak yedim ama iyi
olmuş. O çocukluk günlerimde yanlış arkadaş edindiğimde, büyüklerime
saygısızlık yaptığımda, annem beni çok dövmüştü. Anneme çok kızıyordum.
Şimdi ise 'İyi ki dövmüş' diyorum.
* Kızınız Birgül'ü de kendi yetiştirildiğiniz şekilde mi yetiştiriyorsunuz?
Ben çok dayak yedim, dayakla büyüdüm ama kızımı dövmüyorum. Kızıma
doğruyu yanlışı anlatarak öğretiyorum. Benim içinde bulunduğum
şartlarla, annemin içinde bulunduğu şartlar çok farklıydı. Annemin
başında 8 çocuk vardı; eğitimi yoktu. Öyle her birimizi yanına çekip,
uzun uzun anlatamazdı. Benim tek çocuğum ve ona ayıracak çok zamanım
var. Ayrıca Birgül'ü bugünlerde Kur'an kursuna verdim. Kur'an'ı çok
güzel okusun, bilsin istiyorum. Ben okuyamadım, bari kızım okusun.
* Birgül ileride hangi mesleği seçsin istersiniz?
Hiç karışmam. Hangi mesleğe yatkınsa onu yapsın. Ben desteklerim.
Avukat da olabilir, şarkıcı da. Mutlu olacağı bir işi yapsın. Çünkü
'Kariyerli bir meslek yapacağım' derdine düşüp mutsuz olursa, başarılı
da olamaz.
* Çok para kazandınız mı, gelecek kaygınız var mı?
Parada pulda gözüm yok. Bakmakla yükümlü olduğum bir ailem, annem
kardeşlerim var. Onların rızkı çıksın yeter. Gelecek kaygım da yok.
Çünkü kazandıklarım bizi yaşatır. Lüks bir yaşama sahip olmadığımız
için çok büyük paralara ihtiyacımız yok. Daha çok çalışacağım. Kimseye
muhtaç olmadan yaşamak için son nefesime kadar çalışacağım.
* Hiç beş parasız kaldınız mı?
Annemim kapısındayken, çok parasız kaldım. Babam ayakkabı boyacısı,
annem ev kadınıydı. Evde 8 çocuk vardı! Babamın kazandığı boya
parasıyla geçiniyorduk. Karnımız doymuyordu, inanılmaz fakirlik vardı.
Bir kilimin üzerinde yatıyorduk... Ben o yoksulluğu yaşadım ama o
günler de güzeldi. Annemle babamın nikahını ben para kazandıktan sonra
kıydırdık.
* Albüm satışları azaldı ama sizin albümleriniz yine çok fazla ilgi görüyor. Bunun sırrı nedir?
Çünkü içten söylüyorum. Bu nedenle de şarkıları insanların kulaklarına
hoş gelecek şekilde seslendiriyorum. İnsanlar, şarkı söylerken ne kadar
samimi olduğumu, işimi severek yaptığımın farkına varıyor. Bu nedenle
albümlerimi satın alıyorlar. İşini doğru yapan herkese duyulan saygıyı
gösteriyorlar.
* Dünyevi zevkleriniz var mı?
Ne olacak ki? Yatım, katım mı? Olmayıversin... Yat-kat insanı ne kadar
mutlu eder ki? Mutlu ediyormuş gibi eder o kadar. Canım yat gezisi mi
istedi; gider kiralarım. Bir limanda yılda iki kez kullanılmak üzere
alınan yat, bir insanı mutlu etmez. Ancak hava attırır o kadar. Benim
hava atma yaradılışım yok.
* Sürekli neşeli görünmeniz her zaman çok mutlu olmanızdan mı kaynaklanıyor; yoksa neşeli insanı mı oynuyorsunuz ?
Ben bütün sıkıntılarıma, bütün dertlerime pozitif yaklaşırım. Her şeyin
Allah'tan geldiğine inanırım. Gelen iyilik, yaptığım iyiliklerin
karşılığıdır. Kötülük; bilmeden, istemeden de olsa yaptığım
kötülüklerin karşılığıdır. Sorunlarımı, sıkıntılarımı çevremdekilere
yansıtmam. İçim kan ağlayabilir ama kimse farkına varmaz.
* 30 yıldan beri çalışıyorsunuz. Hiç yorgunluk hissetmiyor musunuz?
Hayır, gördüğünüz gibi taş gibiyim! İçim hep kıpır kıpır. Engel olamıyorum. Biri beni durdursun.
* Kalabalık ailede büyümüş olmanıza rağmen neden tek çocuğunuz var?
Birkaç ay önce hamile de kaldım. Ama çocuk karnımda gelişme sorunu
yaşamış. Doktorum kürtaj olmamı, aksi halde doğacak çocuğun sakat
olacağını söyledi. Ben de kürtaj oldum. Üç aylık hamileydim; sakat
doğmasın istedim. Şimdi yeniden hamile kalmak için aşı tedavisi
görüyorum. Yaşımdan dolayı yumurtlalıklarım zayıflamış. Yumurtalıkları
güçlendirici aşı oluyorum.
* İkinci bebeği neden bu kadar çok istiyorsunuz
Yaşlandığım zaman Birgül'üm kardeşsiz kalmasın diye bir çocuk daha
doğurmam gerek. Tek çocuk olmak zor. Birgül'üm yalnızken çok
üzülüyorum. Zaten sayın başbakanımız Tayyip Erdoğan da 'Çocuk yapın'
diyor. Ben kendisine katılıyorum. Maddi durum müsaitse çocuk yapılmalı.
Değilse yapılmamalı; nasıl bakılacak o çocuklara?
* Kürtaj sonrasında nasıl bir psikolojiye girdiniz?
Karnımda bir canlı taşıyordum. Onun koparılıp, bedenimden ayrılmasını
kabullenmek hiç kolay değil. Sarsıldım elbette... Kimseye belli
etmedim. Gözyaşlarımı içime akıttım. 'Allah'ın takdiri' diyerek kendimi
avuttum. Böylelikle yeniden güç kazandım. Her şeyde bir hayır vardır..
Kibariye, birkaç ay önce mecburen kürtaj olduğunu itiraf etti...
'Anlayamazsın' albümünü piyasaya çıkaran Kibariye, birkaç ay önce
mecburen kürtaj olduğunu itiraf etti: Doktorum bebeğin gelişme sorunu
yaşadığını, sakat doğacağını söyledi. Ben de 3 aylıkken aldırdım. Aşı
tedavisi görüyorum ve kızıma mutlaka bir kardeş yapacağım..
Kibariye, 30 yıllık müzik kariyerinin 33. albümü 'Anlayamazsın'ı
geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkardı. Yeni albümünde Sezen Aksu, Yalın,
Ercan Saatçi, Selami Şahin, Sinan Akçil gibi ünlülerin şarkılarını
seslendiren Kibariye, kısa sürede 'en çok satanlar listesi'nin üst
sıralarına yükseldi. Her zaman şen şakrak görünen ve 'hiç üzülmez,
öfkelenmez ve ağlamaz' imajı yaratan 50 yaşındaki Kibariye, yeni albümü
öncesinde yaşadığı bir üzüntüyü ise şöyle anlattı:
"Birkaç ay önce hamile kaldım ama çocuk karnımda gelişme sorunu
yaşamış. Doktorum kürtaj olmamı, aksi halde doğacak çocuğun sakat
olacağını söyledi. Ben de kürtaj oldum. 3 aylık hamileydim. Sakat
doğmasın istedim. Şimdi yeniden hamile kalmak için aşı tedavisi
görüyorum. Yaşımdan dolayı yumurtalıklarım zayıflamış. Yumurtalıkları
güçlendirici aşılardan oluyorum." Kibariye ile hem yeni albümünü, hem
sanat dünyasını hem de aile ve çocuk kavramlarına bakışı üzerine
konuştuk.
* Tam 33 albüm yaptınız. Bu kadar üretken olmanızın karşılığını nasıl aldınız?
Bu kadar albüm yapmış mıyım? Şimdi geriye dönüp bakıyorum da aralarında
en güzel, en içime sinen üç albümden birini şimdi yapmışım.
* Peki 'Anlayamazsın'ın diğer albümlerinizden farkı nedir?
Çok güzel şarkılar vardır, sesinize gitmeyebilir. Sesinize de gider ama
bir şekilde o şarkıyı sevmezsiniz. 'Anlayamazsın'da hem şarkılar çok
güzel, hem her şarkı sesime gitti, hem de bütün şarkıları sevdim. Bu
nedenle de albümlerim arasında özel bir yere sahip oldu.
* Albümünüzde yine bir Sezen Aksu şarkısı olan 'Gidemem'i yorumlamışsınız...
Sezen'in şarkıları benim sesime yakışıyor. 'Gidiyorum', 'Kaybolan
Yıllar', 'Unutuldum', 'Vazgeçtim', 'İstanbul İstanbul Olalı' gibi
Sezen'in birçok şarkısını söyledim. Hepsi de sesime yakıştı. Sezen de
bana şarkılarını verirken "Sen bu şarkıyı koparırsın" diyor. Zaten
Sezen, sesine güvenmediği hiç kimseye şarkısını vermez.
* Sezen'den şarkıları kolayca alıyorsunuz, Tarkan ile düet yapıyorsunuz... Sadece sesinizle ilgili bir durum mu bu?
Tarkan'ın çocukluğunu biliyorum. Kanal 6'da program yaptığım yıllar
Tarkan'ın 'Kıl Oldum Abi' dönemiydi. İlk o zaman tanışmıştık. Bir gün
bana "Gün gelecek benim şarkılarımı sen söyleyeceksin" demişti. Bu
sözünü unutmamış. Bir önceki albümümü hazırlarken aradı; "Sana bir
şarkı vereyim. Birlikte düet yapalım" dedi. Sorunuza gelecek olursak;
elbette Sezen Aksu ve Tarkan gibi bizim sektörde ekol olmuş iki isimle
çalışmamın nedeni, sadece ses güzelliğiyle açıklanamaz. Alçakgönüllü
olmamış olsaydım kimse beni sevmezdi. Ne kazandıysam alçakgönüllü
olmaktan kazanmışımdır.
* Bu albümünüzde Yalın'ın 'İstanbul Benden Büyük' adlı şarkısını da
söylediniz. Bu şarkı da çok beğeniliyor. Bu parçayı seslendirmeyi neden
düşündünüz?
Yalın'a buradan sevgiler, saygılar gönderiyorum. Albümdeki bütün
şarkılar harika. Yalın'ın şarkısı herkesin dilinde. Albüm için
hazırlıklara başlamadan önce "Ben bu şarkıyı seslendireceğim" demiştim.
Çok hoşuma gitmişti. Sağolsun Yalın da beni kırmadı ve şarkıyı verdi.
* Sanatçılar genelde birbirini kıskanır. Sizi sevmeyen, kıskanan bir meslektaşınız yok mu?
Hayır! Beni neden sevmesinler, neden kıskansınlar? Kötü bir insan,
havalı bir kadın olsam o zaman sevmezler. Benim yetiştirilme tarzım,
beni sevilen bir insan yapmıştır. Hiç kimseye saygısızlık yapmam.
Kimseyi incitmem. Bunları öğrenirken annemden çok dayak yedim ama iyi
olmuş. O çocukluk günlerimde yanlış arkadaş edindiğimde, büyüklerime
saygısızlık yaptığımda, annem beni çok dövmüştü. Anneme çok kızıyordum.
Şimdi ise 'İyi ki dövmüş' diyorum.
* Kızınız Birgül'ü de kendi yetiştirildiğiniz şekilde mi yetiştiriyorsunuz?
Ben çok dayak yedim, dayakla büyüdüm ama kızımı dövmüyorum. Kızıma
doğruyu yanlışı anlatarak öğretiyorum. Benim içinde bulunduğum
şartlarla, annemin içinde bulunduğu şartlar çok farklıydı. Annemin
başında 8 çocuk vardı; eğitimi yoktu. Öyle her birimizi yanına çekip,
uzun uzun anlatamazdı. Benim tek çocuğum ve ona ayıracak çok zamanım
var. Ayrıca Birgül'ü bugünlerde Kur'an kursuna verdim. Kur'an'ı çok
güzel okusun, bilsin istiyorum. Ben okuyamadım, bari kızım okusun.
* Birgül ileride hangi mesleği seçsin istersiniz?
Hiç karışmam. Hangi mesleğe yatkınsa onu yapsın. Ben desteklerim.
Avukat da olabilir, şarkıcı da. Mutlu olacağı bir işi yapsın. Çünkü
'Kariyerli bir meslek yapacağım' derdine düşüp mutsuz olursa, başarılı
da olamaz.
* Çok para kazandınız mı, gelecek kaygınız var mı?
Parada pulda gözüm yok. Bakmakla yükümlü olduğum bir ailem, annem
kardeşlerim var. Onların rızkı çıksın yeter. Gelecek kaygım da yok.
Çünkü kazandıklarım bizi yaşatır. Lüks bir yaşama sahip olmadığımız
için çok büyük paralara ihtiyacımız yok. Daha çok çalışacağım. Kimseye
muhtaç olmadan yaşamak için son nefesime kadar çalışacağım.
* Hiç beş parasız kaldınız mı?
Annemim kapısındayken, çok parasız kaldım. Babam ayakkabı boyacısı,
annem ev kadınıydı. Evde 8 çocuk vardı! Babamın kazandığı boya
parasıyla geçiniyorduk. Karnımız doymuyordu, inanılmaz fakirlik vardı.
Bir kilimin üzerinde yatıyorduk... Ben o yoksulluğu yaşadım ama o
günler de güzeldi. Annemle babamın nikahını ben para kazandıktan sonra
kıydırdık.
* Albüm satışları azaldı ama sizin albümleriniz yine çok fazla ilgi görüyor. Bunun sırrı nedir?
Çünkü içten söylüyorum. Bu nedenle de şarkıları insanların kulaklarına
hoş gelecek şekilde seslendiriyorum. İnsanlar, şarkı söylerken ne kadar
samimi olduğumu, işimi severek yaptığımın farkına varıyor. Bu nedenle
albümlerimi satın alıyorlar. İşini doğru yapan herkese duyulan saygıyı
gösteriyorlar.
* Dünyevi zevkleriniz var mı?
Ne olacak ki? Yatım, katım mı? Olmayıversin... Yat-kat insanı ne kadar
mutlu eder ki? Mutlu ediyormuş gibi eder o kadar. Canım yat gezisi mi
istedi; gider kiralarım. Bir limanda yılda iki kez kullanılmak üzere
alınan yat, bir insanı mutlu etmez. Ancak hava attırır o kadar. Benim
hava atma yaradılışım yok.
* Sürekli neşeli görünmeniz her zaman çok mutlu olmanızdan mı kaynaklanıyor; yoksa neşeli insanı mı oynuyorsunuz ?
Ben bütün sıkıntılarıma, bütün dertlerime pozitif yaklaşırım. Her şeyin
Allah'tan geldiğine inanırım. Gelen iyilik, yaptığım iyiliklerin
karşılığıdır. Kötülük; bilmeden, istemeden de olsa yaptığım
kötülüklerin karşılığıdır. Sorunlarımı, sıkıntılarımı çevremdekilere
yansıtmam. İçim kan ağlayabilir ama kimse farkına varmaz.
* 30 yıldan beri çalışıyorsunuz. Hiç yorgunluk hissetmiyor musunuz?
Hayır, gördüğünüz gibi taş gibiyim! İçim hep kıpır kıpır. Engel olamıyorum. Biri beni durdursun.
* Kalabalık ailede büyümüş olmanıza rağmen neden tek çocuğunuz var?
Birkaç ay önce hamile de kaldım. Ama çocuk karnımda gelişme sorunu
yaşamış. Doktorum kürtaj olmamı, aksi halde doğacak çocuğun sakat
olacağını söyledi. Ben de kürtaj oldum. Üç aylık hamileydim; sakat
doğmasın istedim. Şimdi yeniden hamile kalmak için aşı tedavisi
görüyorum. Yaşımdan dolayı yumurtlalıklarım zayıflamış. Yumurtalıkları
güçlendirici aşı oluyorum.
* İkinci bebeği neden bu kadar çok istiyorsunuz
Yaşlandığım zaman Birgül'üm kardeşsiz kalmasın diye bir çocuk daha
doğurmam gerek. Tek çocuk olmak zor. Birgül'üm yalnızken çok
üzülüyorum. Zaten sayın başbakanımız Tayyip Erdoğan da 'Çocuk yapın'
diyor. Ben kendisine katılıyorum. Maddi durum müsaitse çocuk yapılmalı.
Değilse yapılmamalı; nasıl bakılacak o çocuklara?
* Kürtaj sonrasında nasıl bir psikolojiye girdiniz?
Karnımda bir canlı taşıyordum. Onun koparılıp, bedenimden ayrılmasını
kabullenmek hiç kolay değil. Sarsıldım elbette... Kimseye belli
etmedim. Gözyaşlarımı içime akıttım. 'Allah'ın takdiri' diyerek kendimi
avuttum. Böylelikle yeniden güç kazandım. Her şeyde bir hayır vardır..