F.Bahçe'de İspanyol teknik adam Luis Aragones, dünkü idmanda önce
Gökhan Gönül’ü sahada koordinasyon hareketleri sırasındaki koşusunun
daha hızlı olması için uyardı. Sonra memnun kalmayınca Gökhan’ı uzun
süre koşarak kovaladı. Akşam gazetesinden Alaattin METİN izlenimlerini
şu şekilde devam ettiriyor;
Gözlerime inanamadım.. 70 yaşında denilen Aragones sahada
futbolcular ile birlikte koşuyor, deparlar atıyor.. İdmanlarda topla
çalışmaya ağırlık veren İspanyol hocanın yüzü gülmüyor, tez canlı.. Her
istediğinin çabuk yapılmasını istiyor.
İdmanlarda futbolculara bir dakika nefes almalarına bile izin
vermiyor. Otelde bile kimsenin boş oturmasını istemiyor.
Malzemecisinden masörüne kadar ne kadar görevli varsa hepsine bir iş
buluyor.
Aragones-medya gerginliği ikinci gün de devam etti. İspanyol hoca on beş dakika gazetecilerin görüntü almalarına izin verdi.
Sonra alıştığımız tartışmalar.
Nedeni de Aragones’in futbolcularla baş başa kalmak istemesi.
İspanyol hoca futbolcuların tamamen çalışmalara konsantre olmalarını
istiyor. Yani futboldan başka bir şey düşünmemelerini... Kameraların,
fotoğraf makinalarının futbolcuların dikkatlerini dağıtacağını
söylüyor. Bir anlık da olsa futbolcu kamerayı görünce, güzel görünme iç
güdüsü ile çalışmalardan koptuğunu varsayıyor..
Tel örgülerle çevrili, antrenman sahasının etrafını bile branda ile
kapatılmasını istemiş. Nedeni de “Futbolcularla yalnız kalmak!”
İspanya Milli Takımı’nı örnek vermiş...
“Biz idmanlarımızı dış dünya ile ilişkimizi keserek yapıyorduk. Siz de buranın etrafını branda ile kapatın.”
Sözü kanun gibi. Ne derse, yardımcıları ne söylerse itirazsız herkes
yapıyor. İş zamanı despot. Boş zamanlarda ise bir baba gibi şefkatlı.
Futbolcularla oturup, sohbet ediyor. Onları tanımaya çalışıyor..
Ayağa kırılan Deivid hastahane de, “Brezilya da tedavi olmak istiyorum” diye tutturmuş. Aragones’e telefonla haber
verilmiş. “Hemen benim yanıma getirin” demiş. Ambulansla takımın
oteline getirmişler. Aragones gelmiş, Deivid’in önce saçını okşamış,
sonra da şöyle demiş:
“Benim sana ihtiyacım var. Vakit kaybetmeden bir an önce ameliyat
olman lazım. Bir gün, bir saat keybetmen, senin iyileşmeni uzatır.
Brezilya’yı bırak, hemen Almanya’ya git ve hemen ameliyatını ol.”
O ana kadar Brezilya diye tutturan Deivid ikna olmuş.
Bu arada dünkü antrenmanda ilginç bir olay oldu. Luis Aragones,
Gökhan Gönül’ü sahada koordinasyon hareketleri sırasındaki koşusunun
daha hızlı olması gerektiği konusunda uyarırken, bu ikazın ardından
Aragones’in sahada Gökhan Gönül’ü uzun süre koşarak kovalaması ise
oyuncular arasında gülüşmelere neden oldu. Aragones, ayrıca kalecilerin
de yanına giderek onlara özel bir çalışma yaptırdı. Antrenör Cesar
Mendiondo’nun da tüm antrenman boyunca oyuncuları izleyerek not aldığı
gözlerden kaçmadı.
Gökhan Gönül’ü sahada koordinasyon hareketleri sırasındaki koşusunun
daha hızlı olması için uyardı. Sonra memnun kalmayınca Gökhan’ı uzun
süre koşarak kovaladı. Akşam gazetesinden Alaattin METİN izlenimlerini
şu şekilde devam ettiriyor;
Gözlerime inanamadım.. 70 yaşında denilen Aragones sahada
futbolcular ile birlikte koşuyor, deparlar atıyor.. İdmanlarda topla
çalışmaya ağırlık veren İspanyol hocanın yüzü gülmüyor, tez canlı.. Her
istediğinin çabuk yapılmasını istiyor.
İdmanlarda futbolculara bir dakika nefes almalarına bile izin
vermiyor. Otelde bile kimsenin boş oturmasını istemiyor.
Malzemecisinden masörüne kadar ne kadar görevli varsa hepsine bir iş
buluyor.
Aragones-medya gerginliği ikinci gün de devam etti. İspanyol hoca on beş dakika gazetecilerin görüntü almalarına izin verdi.
Sonra alıştığımız tartışmalar.
Nedeni de Aragones’in futbolcularla baş başa kalmak istemesi.
İspanyol hoca futbolcuların tamamen çalışmalara konsantre olmalarını
istiyor. Yani futboldan başka bir şey düşünmemelerini... Kameraların,
fotoğraf makinalarının futbolcuların dikkatlerini dağıtacağını
söylüyor. Bir anlık da olsa futbolcu kamerayı görünce, güzel görünme iç
güdüsü ile çalışmalardan koptuğunu varsayıyor..
Tel örgülerle çevrili, antrenman sahasının etrafını bile branda ile
kapatılmasını istemiş. Nedeni de “Futbolcularla yalnız kalmak!”
İspanya Milli Takımı’nı örnek vermiş...
“Biz idmanlarımızı dış dünya ile ilişkimizi keserek yapıyorduk. Siz de buranın etrafını branda ile kapatın.”
Sözü kanun gibi. Ne derse, yardımcıları ne söylerse itirazsız herkes
yapıyor. İş zamanı despot. Boş zamanlarda ise bir baba gibi şefkatlı.
Futbolcularla oturup, sohbet ediyor. Onları tanımaya çalışıyor..
Ayağa kırılan Deivid hastahane de, “Brezilya da tedavi olmak istiyorum” diye tutturmuş. Aragones’e telefonla haber
verilmiş. “Hemen benim yanıma getirin” demiş. Ambulansla takımın
oteline getirmişler. Aragones gelmiş, Deivid’in önce saçını okşamış,
sonra da şöyle demiş:
“Benim sana ihtiyacım var. Vakit kaybetmeden bir an önce ameliyat
olman lazım. Bir gün, bir saat keybetmen, senin iyileşmeni uzatır.
Brezilya’yı bırak, hemen Almanya’ya git ve hemen ameliyatını ol.”
O ana kadar Brezilya diye tutturan Deivid ikna olmuş.
Bu arada dünkü antrenmanda ilginç bir olay oldu. Luis Aragones,
Gökhan Gönül’ü sahada koordinasyon hareketleri sırasındaki koşusunun
daha hızlı olması gerektiği konusunda uyarırken, bu ikazın ardından
Aragones’in sahada Gökhan Gönül’ü uzun süre koşarak kovalaması ise
oyuncular arasında gülüşmelere neden oldu. Aragones, ayrıca kalecilerin
de yanına giderek onlara özel bir çalışma yaptırdı. Antrenör Cesar
Mendiondo’nun da tüm antrenman boyunca oyuncuları izleyerek not aldığı
gözlerden kaçmadı.