Bijüteri-Takı Kayyto10


Join the forum, it's quick and easy

Bijüteri-Takı Kayyto10
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
İsmail YK'nın 2015 Albümü Çıkmıştır!

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Bijüteri-Takı

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1Bijüteri-Takı Empty Bijüteri-Takı Çarş. 28 Mayıs 2008 - 18:32

Su Perisi

Su Perisi
Ölümüne YK'Cı
Ölümüne YK'Cı

Takının Tanımı
Takı, tarihin çok eski zamanlarından bu yana insanoğlunun hayatında önemli bir yere sahip olmuştur. Eski zamanlarda daha çok pratik amaçlarla gündelik hayatımızda yer alan takı ve aksesuarlar, günümüzde daha çok güzellik unsuru olarak kullanılmaktadır. Sözgelimi, önceleri iki kumaş parçasını tutturmak için kullanılan parçalar günümüzde daha çok dış görüntünün bir parçası olarak karşımıza çıkmaktadır.


İlk takı ve aksesuar malzemelerini kemik, hayvan dişleri, deniz kabuğu, ahşap ve taş oluşturuyordu. Takı, tarihte toplumda önemli yere sahip kişiler için yapılıyordu ve bu takılar onların sosyal statülerini gösteriyordu. Geçmişte, çoğu kültürde, takıların ölen sahipleriyle beraber gömüldüğü görülmüştür.

Takı ve aksesuar ürünleri, doğada bilinen tüm maddelerden yapılabilmektedir. Takı, saçtan ayak parmağına kadar vücudun her noktası için süslenme amacıyla kullanılabilir.

(2) -Takının İlk Kullanım Amaçları

Takı, dünden bugüne birçok amaca hizmet etmiştir. Kimi zaman maddi varlık göstergesidir takı, kimi zamansa sahibini kötülüklerden koruyan bir tılsım. Kimi zaman sosyal statüyü belli etme aracıdır, kimi zamansa elbisemizi süsleyen bir broş. Şüphesiz ki, günümüzde süslenme amacıyla kullanılması diğer tüm amaçlardan baskın çıkmıştır. Modern dünyada takı, güzelliği tamamlayan bir unsurdur.

Geçmişten günümüze bir yolculuk yaparsak, birçok kültürde değerli takı ve mücevherlerin maddi zenginlik olarak saklandığı bilinmektedir. Bunun yanında, takı, evlilik aşamasında, aileler arasında çeyiz olarak alınıp verilmektedir.

Takının gündelik hayatta pratik amaçlarla kullanımı geçmişte olduğu gibi günümüzde de devam etmektedir. Ancak, önceleri pratik amaçlarla kullanılan broş ve kemer tokası gibi aksesuar ürünleri zamanla süs eşyası olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Takı, belli bir gruba bağlılığı da gösterebilir. Hristiyanlar’ın taktığı haç ve Museviler’in taktığı köşeli yıldız hangi dine mensup olunduğunu göstermek için kullanılır. Nikah yüzüğü de kişinin evli olduğunu göstermek için günlük hayatta kullanılan takı çeşididir.

İnsanoğlu, musibetlerden ve belalardan korunma amacı ile de birçok takı çeşidi kullanmıştır ve günümüzde de kullanmaya devam etmektedir. İlkel kabilelerde kullanılan hayvan figürleri şeklinde takılar kötü ruhlardan korunma amacını güder. Müslüman toplumlarda kolye şeklinde takılan “Ayet el Kursi” de insanların kaza,bela ve kötülüklerden korunma ihtiyacını gidermeye yönelik bir araçtır.

Takının süslenme amaçlı kullanımı 19. yüzyılda diğer kullanım amaçlarına daha baskın çıkmaya başlamıştır.

(3) - Takının Geçmişten Günümüze Yolculuğu

Takı sanatlarının ortaya çıkışı 5000 sene öncesine rastlar. İlk olarak uygarlıkların beşiği Mezopotamya’da bir meslek olarak doğduğu düşünülmektedir. Takılar birçok medeniyette kişinin kimliğini yansıtmış adeta onlarla özdeşleşmişlerdi. Hatta birçok kültürde takıların ölen sahipleriyle beraber gömülmesi çok sık rastlanan bir durumdur.



ESKİ MEDENİYETLERDE TAKI

(1) - Mısır’da Takı Sanatı

Takı, Mısır’da toplum içinde gücü ve dini otoriteyi sembolize ederdi. Varlıklı Mısırlılar takılarını yaşarken kullandıkları gibi ölünce de takılarıyla beraber gömülürlerdi. Ancak mezar soyucuları yüzünden bu takıların çok azı günümüze kadar ulaşabilmiştir.

Takının rengi eski Mısır’da çok önemliydi. Çünkü değişik renkler değişik anlamlara gelebiliyordu. Mesela mumyanın boynundaki İsis’in kolyesi kırmızıydı, bu İsis’in kana olan ihtiyacını gösteriyordu. Yeşil takı ise verimliliği temsil ediyordu.

(2) - Mezopotamya’da Takı Sanatı

Yaklaşık 4000 yıl kadar önce takı yapımı Sümer ve Akad şehirlerinde önemli bir zanaatti. Bunun hakkında en önemli kanıt “Ur Kraliyet Mezarlığı”dır. Yapılan arkeolojik kazılarda M.Ö. 2300-2900 tarihlerinden kaldığı düşünülen gömüler bulunmuştur. Mezarlıktan değişik mücevher taşlarından yapılmış çok sayıda kolye ve iğneler çıkarılmıştır.

Mezopotamya’da hem kadınlar hem de erkekler takı ve aksesuar kullanıyordu. Bunların içinde halhal ve çok halkalı kolyeler de bulunmaktaydı. Takılar ince metal yapraklardan ve parlak renkli taşlardan yapılmaktaydı. Takı ve aksesuarlarda en tercih edilen desen ve şekiller yaprak, helezon ve salkım şekilleriydi. Takı hem insan kullanımı hem de statü ve idolleri süslemek için kullanılmaktaydı. Mezopotamyalılar ayrıca birçok metal işleme tekniği de geliştirmişlerdi.

(3) - Eski Yunan Medeniyeti’nde Takı Sanatı

Eski Yunan’da takı çok özel günlerde seyrek olarak kullanılırdı. Genellikle hediye amaçlı ve kadınlar tarafından güzelliklerini ve sosyal statülerini göstermek için kullanılırdı. Takı ve aksesuarların sahibini “nazar”dan ve kötülükten koruduğu veya sahibine doğaüstü güçler kattığı düşünülürdü. Ayrıca dini sembol olarak da insan hayatında yerini almaktaydı. Daha eski zamanlardan kaldığı düşünülen takı ve aksesuarların tanrılara adandığı tahmin edilmektedir.

Eski Yunan’da da takı ve aksesuarlar ölen kişiyle beraber gömülüyordu. Ama burada amaç Eski Mısır’daki gibi ölen kişinin eşyalarını ölümden sonraki yaşamına götürmesi için değil, ölen kişiyi onurlandırmaktı.

(4) - Eski Roma’da Takı Sanatı

Romalılar, takı ve aksesuar yapımında Avrupa kıtasındaki zengin kaynaklardan faydalanabiliyorlardı. Altın kullandıkları gibi, bazen bronz ve daha eski zamanlarda da cam boncuklar ve inci kullandıkları da görülmektedir. Yaklaşık 2000 yıl kadar önce Sri Lanka’dan safir ve Hindistan’dan elmas ithal ettiler. Romalıların yönetimindeki İngiltere’de, fosilleşmiş ağaç kabukları mücevher parçalarına dönüştürülüyordu.

Eski Yunan’da olduğu gibi Eski Romalılar’da da takının nazardan korunma amaçlı kullanıldığı görülmekteydi. Kadınların değişik çeşitte mücevher kullanmasına rağmen erkekler sadece yüzük takabiliyordu. Hem erkekler hem de kadınlar yontulmuş taştan yüzük takıyorlar ve bunları önemli belgelerde mühür olarak kullanabiliyorlardı. Bu gelenek Orta Çağ kral ve asilleri tarafından da devam ettirildi.

(5) - Orta Çağ’da Takı Sanatı

Roma sonrası Avrupa, takı yapma sanatını ilerletmeye devam etti. Düğmeler, nazarlıklar ve mühür yüzükleri bizim bildiğimiz eserlerdendir. 8. yüzyılda değerli taş işlenmiş silahlar erkekler arasında yaygındı. Öte yandan diğer mücevher çeşitleri kadınların kullanım alanındaydı. 6. ve 7. yüzyıla ait mezarlardan çıkarılan gömüler bunun en açık göstergesidir. “Chalon-sur-Saone” yakınlarında bulunan bir mezardan o tarihlerde ölen bir genç kızın kolye, bilezik, altın küpe, bir çift saç firketesi, tarak ve saç tokasıyla beraber gömüldüğü anlaşılmıştır. Bu da takının Orta Çağ’da insan hayatındaki önemini göstermektedir.

Roma’nın doğudaki halefi Bizans’ta da Romanın takı yapma ve mücevher işleme teknikleri devam etti. Batı’da olduğu gibi Bizans’ta da mücevher, varlıklı aileler tarafından takılıyordu. O çağın diğer kültürleri gibi ölen insan takılarıyla beraber gömülüyordu.

(6) - Asya’da Takı Sanatı

Asya’da takı yapımı, Çin’de 5000 sene kadar önce, Indus Vadisi’nde ise daha sonraki zamanlarda başladı. Anlamını dini öğelere dayandıran Asya’da takı, oldukça dekoratif olmakla beraber, sıklıkla törenlerde kullanılmak üzere yapılmaktaydı.

(7) - Çin’de Takı Sanatı

Takı yapımına en erken başlayan toplum, Çin toplumudur ve takı yapma geleneği 5000 sene öncelerine dayanır.

Tasarımlar genelde dini unsur ağırlıklıydı ve Budizm sembolleri içermekteydi. Bu gerçek günümüze kadar devam etmiştir.

Çin’de takı, hem kadın hem de erkeğin hayatında yerini almaktaydı. Her takı kişinin asaletini ve maddi zenginliğini göstermeye yarayan bir araçtı. Bununla beraber daha sonraki yıllarda takı daha çok güzellik unsuru olarak kullanılmaya başlandı.

Çin’de kullanılan ilk takı unsuru küpeydi ve hem erkek hem de kadın tarafından takılmaktaydı. Nazarlık/tılsım kullanımı da yaygındı ve genelde Çin’e özgü bir sembol veya ejderha içeriyordu. Ejderhanın yanında Anka kuşu motifleri de takılarda sıkça kullanılan motiflerdi.

Çinliler de ölüyü takılarıyla beraber gömme işlemi yapılıyordu. Bu, yapılan arkeolojik kazılarda ispatlanmıştır.

(8) - Hindistan’daTakı Sanatı

Takı yapımına ilk başlayan toplumlardan biri İndus Vadisi Bölgesi insanları idi. M.Ö.1500 yıllarında altın küpeler ve kolyeler, boncuktan kolyeler yapıyorlardı. M.Ö. 2100 senesinden önce metal, takı yapımında sıkça kullanmadan önce, bölgede en fazla boncuk ticareti yapılıyordu. Boncuk, basit teknikler kullanılarak imal ediliyordu. Boncuk imalatçısı ilk başta doğulu bir taş tüccarından sert bir taş temin ediyor, bunu kızgın fırında koyu kırmızı olana kadar ısıtıyordu. Kırmızı taş daha sonra doğru ölçüye gelene kadar yontuluyordu. Bundan sonraki aşamada ise ilkel delgeçlerle boncuğun üzerinde bir delik açılıyor ve parlatılıyordu. Bazı boncuklar desenlerle de süsleniyordu. Bu zanaat biçimi ailede kuşaktan kuşağa aktarılıyor, genç nesiller erken yaştan başlayarak boncuk yapımını öğreniyorlardı.

Hindistan’da takının ağırlıklı olarak kadınlar tarafından kullanılmış olduğunu görüyoruz.

Diğer birçok kültürden farklı olarak Hindistan’da takı hiçbir zaman ölülerle birlikte gömülmezdi. Bunun yerine, miras olarak çocuklarına bırakılırdı.

Zamanla takı yapım teknikleri çok ilerledi ve bu da daha kompleks takı yapımını kolaylaştırdı. Kolyeler değerli taşlarla ve yeşil taşlarla süslenmeye başladı.

Günümüzde, Hindistan’da geleneksel takı yapımı sürdürülmektedir ve takı tören ve nikahlarda yaygın olarak kullanılmaktadır.

(9) - Amerika’da Takı

Takı yapımının Amerika’da 5000 sene önce Orta Ve Güney Amerika’da ortaya çıktığı görülmektedir. Aztekler’de mücevher sadece asiller tarafından takılıyordu ve takıları onların makamını, gücünü ve varlığını gösteriyordu. Aztekler yaygın olarak altın mücevher işliyorlar ve bunları kuş tüyüyle süslüyorlardı.

Süslenme ve statü göstermenin dışında Aztekler takılarını adak olarak Tanrılara sunuyorlardı. Bunun onları yatıştırdığını düşünüyorlardı.

Mücevher ve takı yapımında uzman bir diğer Amerikan medeniyeti Mayalar’dı. Medeniyetlerinin doruğuna ulaştıkları zamanda, yeşimden, altından, gümüşten, bronzdan ve bakırdan takı yapıyorlardı. Maya tasarımları da Aztekler’in tasarımlarına benziyordu.

Mayalar değerli taş ticareti de yapıyorlardı. Tarihin daha eski zamanlarında Mayalar’ın metal maddelere ulaşımı çok kısıtlı olduğu için takı ve mücevherlerinin birçoğu kemikten veya taştan yapılma idi. Maya İmparatorluğu’nda tüccarlar ve asiller değerli mücevher takabilen şanslı azınlık idi.

Kuzey Amerika’da, yerliler, ağaç ve deniz kabukları, türkuvaz ve sabuntaşı kullanıyorlardı. Türkuvaz kolye ve küpelerde kullanılıyordu. Bunun yanında yerli Amerikalılar diğer kabilerle istiridye kabuğu ticareti yapıyorlardı. Bu da süslenmenin Kuzey Amerika’da ne kadar büyük önemi olduğunu göstermekteydi.

(10) - Rusya’da Takı

İlk karmaşık mücevherat yapımı 1000 sene kadar önce başlamasına rağmen, kemik ve taşlardan yapılan takılar Ruslar tarafından çok öncelerden beri kullanılıyordu. Bizans İmparatorluğu güçlendikçe, Bizans tasarımları Rus takı hayatını da etkiliyordu. Her iki tarafta da takı ve aksesuarlarda dini öğeler hakimdi ve aralarındaki ticaret aynı materyallerin kullanımına yol açıyordu. Batı’yla ticaret arttıkça yeni tasarımlar ortaya çıkmaya başladı.

Birçok Rus, takı ve mücevher kullanıyordu. Diğer kültürlere benzer olarak önemli ve varlıklı insanlar arasında mücevher daha yaygındı. Erkeklerde takı kullanımı kadınlara göre daha seyrekti. Takı ve aksesuarlarda hayvan figürü oldukça sık görülmekteydi.

Takının Modern Dünyadaki Yeri

Geçmişten günümüze çeşitli amaçlarla kullanılan takı ve aksesuarlar günümüzde güzellik unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde unutulmaya yüz tutmuş geleneklerimize rağmen takı kullanma ve süslenme son günlerde ilgi gören otantik takı kavramıyla bütünleşerek devam etmektedir.

Türklerde Takı Geleneği

Zengin kültür mirası bulunan Anadolu’da gerek Selçuklular ve Osmanlılar zamanında gerekse günümüz Türkiye’sinde takı sanatları çok çeşitli evrelerden geçerek günümüze kadar gelmiştir. Bu gelenek Osmanlılar zamanında doruğa ulaşmıştır. Kah kem gözlerden koruyan bir nazarlık kah Anadolu’da yeni evlilerin kollarını donattığı bir bilezik. Günümüz Türkiye’sinde güzelleşme amacına hizmet eden takı yapma geleneği değişken ekonomik şartlara bağlı olarak zaman zaman sorunlar yaşamakta, ama dinamizm ve renkliliğinden ödün vermemektedir.

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz