İstanbuL
Genel Bilgiler
Yüzölçümü: 5.712 km²
Nüfus: 10.018.735 (2000)
İl Trafik No: 34
"Orada, Tanrı ve insan, doğa ve sanat hep birlikte, yeryüzünde öylesine
mükemmel bir yer yarattılar ki, görülmeğe değer." Bir koluyla Asya'ya,
diğeriyle Avrupa'ya uzanarak iki kıtayı da kucaklayan kenti Lamartine
böyle tanımlıyor.
Başkentler başkenti olarak bilinen, önce Roma, ardından Doğu Roma
(Bizans) İmparatorluğu ve kıtalara hükmederek büyük barış coğrafyaları
yaratmış, Osmanlı İmpatatorluğuna başkentlik yapan İstanbul, geçmişin
ihtişamını gururla korurken modern bir geleceğe doğru ilerlemektedir.
İstanbul'daki çeşitlilik ziyaretçileri gerçekten büyülemektedir.
Müzeleri, kiliseleri, sarayları, camileri, pazar yerleri ve doğal
güzellikleri bitmez tükenmez nüanslar sunmaktadır. Boğazın kıyısında
şöyle bir arkanıza yaslandığınızda, grupta kızaran renklerin karşı
sahildeki evlerin pencerelerine yansımasını seyrederek, yüzyıllar
öncesinde, insanların bu olağanüstü yeri neden seçtiklerini birden
anlar ve İstanbul'un "dünyanın merkezindeki" şehir olduğunu
hissedersiniz.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Şehrin
en güzel anıtları, Haliç-Marmara Denizi-Surlar arasında kalan
yarımadada yer alır. Kentin tepelerinden yükselen 500'ü aşkın caminin
sulieti başdöndürücü bir atmosfer yaratır. İnsan kendini geçmiş zamanla
bugün arasında bir rüyada gibi hisseder! Altı minaresiyle İstanbul'un
sembolü haline gelen, dekorasyonunda kullanılan mavi çiniler nedeni ile
"Mavi Cami" diye anılan Sultanahmet Camii'ni mutlaka görmelisiniz.
Karşısında, İmparator Justinien zamanında kilise olarak inşa edilmiş
olan ünlü Ayasofya Müzesi yer alır; mimari hünerler örneği olan bu
yapı, Hz. İsa'yı, Hz. Meryem'i ve imparatorları tasvir eden nefis
mozaik panolarla bezenmiştir. Bir başka tepeden bu iki muhteşem abideyi
seyreden Süleymaniye Cami ise Osmanlı mimarlık sanatının zirvesidir.
Kanuni Sultan Süleyman'ın isteği üzerine Mimar Sinan tarafından inşa
edilmiştir.
Marmara'ya ve Boğaz'a hakim bir tepe üzerinde, 400 yıl boyunca Osmanlı
sultanlarına konutluk ve siyasi merkezlik etmiş olan Topkapı Sarayı yer
alır. Topkapı'da Çin Porselenleri koleksiyonunu, altın işlemeli ve
değerli taşlarla süslü tahtları, sultan kostümlerini, masallardakileri
andıran mücevherleri, nadir elyazması kitapları, yüzyıllarca merak
uyandırmış olan harem salonlarını görebilirsiniz.
Ayasofya ile Sultanahmet Cami arasında araba yarışlarının yapıldığı
Bizans Devrinin ünlü Hipodromu ve bu Hipodromun orta yerinde, bu
dönemden kalma üç dikilitaş bulunur.
Yerebatan Sarayı Bizans döneminde yapılmış en önemli su sarnıçlarından
biridir. En güzel Bizans devri eserlerinden biri sayılan Kariye Müzesi
mozaik ve fresklerle süslü orijinal dekorunu muhafaza etmektedir.
İstanbul'da görmeden edemeyeceğiniz bir başka mekan da Eyüp Camiidir.
Burası, Eyüp Sultan'ı ziyaret edip manevi haz arayanlara güvercin
sesleriyle her an cıvıl cıvıl bir ortam sunar.
İstanbul tarihsel yapıların yeniyle buluştuğu, yenilendiği bir şehirdir
aynı zamanda. Kapalıçarşı labirentvari yapısıyla geçmişin hülyalı
günlerinin izlerini taşımakta ısrar ederken bir yandan da modern
dünyanın yepyeni ürünlerini serer önünüze; büyüleyici mücevherler,
bakır eşyalar, halılar, çeşit çeşit deri ve süet giyim... Cazibesine
kapılınca en ufak bir yorgunluk duymadan saatlerce dolaşabilirsiniz bu
çarşıda.
Boğaz'da bir vapur gezisi, unutulmaz anılarınız arasına girecektir.
Boğaz'ın iki yakasında sıralanan her birinden ayrı bir sevda masalının
sulara yansıdığı asude ve emsalsiz yalılar, 20. yüzyılda yapılan lüks
villalar, Dolmabahçe, Göksu ve Beylerbeyi Sarayları, Rumeli ve Anadolu
Hisarları, balıkçı köylerinden kalma izler, lokantalar, çay bahçeleri,
parklar, gece kulüpleri sizi büyüleyebilir. Aynı günde Karadeniz'in
vahşi sahillerinde denize girip ardından Marmara'nın sakin kıyılarında
bir çay bahçesinde bir fincan kahvenizi yudumlarken belki de tarihe
geçecek anılarınızı kaleme alabilirsiniz.
Eşsiz tarihi ve kültürel geçmişi ve sayısız cazibesine ilave olarak
modern oteller, istisnai lokantalar, gece kulüpleri, kabareler, tarihi
çarşılar ve dükkanlar İstanbul'u konferans ve kongreler için dört
dörtlük bir mekan yapmaktadır.
İlçeler
Adalar, Bakırköy, Beşiktaş, Beykoz, Beyoğlu, Eminönü, Eyüb, Fatih, Gazi
Osman Paşa, Kadıköy, Kâğıthane, Kartal, Küçükçekmece, Pendik, Sarıyer,
Şişli, Ümraniye, Üsküdar, Zeytinburnu, Büyükçekmece, Çatalca, Silivri,
Şile, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bayrampaşa, Esenler, Güngören,
Maltepe, Sultanbeyli, Tuzla.
Önemli Semtler
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Boğaz: Avrupa
ve Asya'yı ayıran Boğaz'da Karadeniz'e doğru geleneksel ve unutulmaz
bir deniz gezisi yapmadan İstanbul ziyareti tamamlanmış sayılamaz.
Büyük bir ihtişam ve saf bir güzellik yansıtan kıyıları geçmiş ve
günümüzün karmasıdır. Yalıların yanında modern oteller, taştan
hisarların yanı başında rustik saraylar ve küçük balıkçı köylerinin
hatırasını taşıyan semtlerde şık yapılar... Boğaz'ı görmenin en iyi
yolu kıyılarında zig zag çizen yolcu vapurlarından birine binmektir.
Eminönü'nden başlayan gezi sanki bir bayramda akraba ziyaret ediyormuş
gibi sırayla Boğazın Asya ve Avrupa kıyılarına uğranarak devam eder.
Gezi, aşağı yukarı 6 saat sürmektedir. Eğer gezi özel bir biçimde
gerçekleştirilmek istenirse, bu konuda gece veya gündüz kısa
düzenlemeler yapan ihtisaslaşmış acentalara başvurulabilinir.
Haliç: Uzun ve dar, boynuz biçimindeki Haliç İstanbul'un Avrupa
tarafını bölmektedir. Dünyanın en tabii limanlarından biri olduğundan
Bizans ve Osmanlı donanmaları ve ticari gemicilikle ilgilenenler burada
toplanmışlardır. Gurup vakti suyun altın rengini aldığı bu yerin
kıyıları bugün hoş parklarla ve yürüme alanlarıyla çevrilidir. Haliç'in
ortasına doğru gidildiğinde yer alan Fener ve Balat semtlerinde, Bizans
ve Osmanlı döneminden kalma ahşap evler, kiliseler ve sinagoglarla dolu
sokaklar bulunmaktadır. Ortodoks Patriği de burada oturmaktadır. Biraz
yukarıdaki Eyüp, Osmanlı mimarisinde oymacılığın yansıdığı bir yerdir.
Tepelerin yamaçlarını yer yer koyu selvilerin bulunduğu mezarlıklar
kaplamaktadır. Dualarının kabul göreceğine inananlar buradaki Eyüp
Türbesini ziyaret ederler. Bu tarafa bakan tepedeki Pierre Loti Kahvesi
manzaranın keyfine varmak için mükemmel bir mekandır.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Beyoğlu Ve Taksim: Beyoğlu
yapıldığı devrin özelliklerini koruyan, 100 yıl evvelki Avrupa tesirli
mimari mirasıyla görülmeye değer bir semttir. Avrupa'nın ikinci eski
metrosu Tünel halen en kısa metro unvanını korumaktadır. Metro ile
kulesi bir sembol haline gelen Galata bölgesine geçmek mümkündür.
Tünelin üst ucu Istiklal Caddesinin başlangıcıdır. Eski tramvayların
tekrar servise konulduğu, yalnız yayalara açık cadde, Cumhuriyet
devrinde konsolosluklara tahsis edilen eski elçilik binaları ile
çevrilidir. Tünelin üst kısmında, İstiklal Caddesinin başlangıcındaki
Divan Edebiyati Müzesi (Mevlevi Tekkesi - 18. yy. eseri) güzel bir
yapıdır. Caddenin iki yanında birbirinden meşhur mekanlar vardır. Bir
yanda Galatasaray Lisesi, karşı sırada rengarek, otantik restoranları
ve Balık Pazarını içine alan Çiçek Pasajı... Sonra cadde boyunca
sinemalar, tiyatro, kafe, lokanta ve eğlence yerleri... Taksim
meydanına ulaşan cadde eski parlak, hareketli, daima kalabalık gün ve
gecelerine yeniden kavuşmuştur.
Türk'ün Kurtuluş Savaşını, Atatürk ve arkadaşlarını sembolize eden, göz
okşayan abide Taksim meydanını süslemektedir. Yeni metronun ana
terminali meydanın altında, Atatürk Kültür Merkezi de kuzeyde yer
almaktadir. Beş yıldızlı Hyatt ve Intercontinental Otelleri Taksim
Parkındadır, Istanbul Hilton Oteli de buradadır. Sınıfında Türkiye'de
yapılan ilk otel olan Hilton (1955) halen en meşhur ve en iyi olma
özelliğini korumaktadır. Radyo Evi, türünün en zenginlerinden olan
Istanbul Askeri Müzesi, Lütfü Kırdar Kongre Sarayı, Açık Hava Tiyatrosu
da bu civardadır.
Sultanahmet: Tarihi yarımadanın batı ucunda yer alan semtte
farklı İmparatorlukların önemli dini, idari ve sivil yapıları yer
almaktadır. Tarihi Sultanahmet meydanının etrafı Ayasofya, Haseki
Hürrem Hamamı, Sultanahmet Camii, Hippodrome, Dikilitaşla gibi tarihi
eserlerle çevrilidir.
Ortaköy: Boğazın en güzel yerine tahtlanan, zamanında
padişahların sayfiye yeri olan Ortaköy Osmanlı Dönemi'nden beri ilgi
çeken bir yerleşim merkezidir. Bugün Çırağan Sarayı, Kabataş Erkek
Lisesi, Feriye, Princess Oteli, ve cami kilise ve sinagog üçgeninde yer
alan Ortaköy, çarşısı ve içindeki seyyar "entel pazarı", hediyelik eşya
dükkanları, kafeleri, barları ve restoranlarıyla İstanbulun önemli
eğlence ve alışveriş merkezlerinden birisidir.
Sarıyer: Tarabya'dan sonraki virajdan Boğaziçi'nin Karadeniz'e
kavuşması ilk defa görünür. Buradan Sarıyer semti içlerine kadar
elçiliklere ve şahıslara ait eski yazlıklar ve balık lokantaları
sıralıdır. Büyükdere'den ayrılan dar bir yol orman içlerini aşarak,
bentleri geçerek Karadeniz sahillerine, meşhur Kilyos plajlarına
ulaşır.
Sarıyer ve sonraki Rumeli Kavaği vapur seferleri ile Boğazı gezenlerin
Avrupa yakasındaki son iskeleleridir. Balık lokantaları ile şöhretli
her iki komşu semt ve karşı kıyıda bulunan Anadolu Kavağı tatil günleri
çok kalabalık olur.
Boğaziçi bu yerleşimleri geçtikten sonra sadece yeşil koruluklarla
örtülü yamaçlara sahiptir. Her iki kıyıda son yerleşimler Karadeniz'e
komşu Anadolu ve Rumeli Fenerleri ile balıkçı köyleridir.
Üsküdar: Üsküdar, Kız Kulesi ile bütünleşen bir semttir.
Karşıya, Avrupa'ya geçişin iskelesidir. Meydandaki 16. yüzyıl camileri,
ortadaki abidevi çeşme, sahildeki minyatür Şemsi Paşa Cami ve Medresesi
Türk sanatının güzel örnekleridir. Tarihi Karacaahmet Mezarlığı ve daha
ilerideki büyük ve küçük Çamlıca tepeleri Üsküdarın sırtlarında
bulunur. Tepeler çamlıklarla örtülü olup, Adaların ve Boğazın kuş
bakışı manzaralarına hakimdir.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Kadıköy:
Marmara sahillerindeki güzel Kadıköy'de tarihi yapı bulunmaz.
Istanbul'un son yüzyılda hızla gelişen semtlerinden biridir. Antik
Kahlkedon yerleşim biriminde sonraları bir çok manastır inşaa
edilmişti. M.S. 5. yüzyıl Hıristiyanlık dünyası önemli konsül
toplantıları burada yapılmıştı. Eski bahçeli malikanelerin çok azı
zamanımıza gelebilmiştir. Yat Kulüpleri, marinalar, geniş caddeler,
Kadıköy sahilleri boyu uzanır.
Fenerbahçe güzel bir gezinti yeridir. Meşhur Bağdat Caddesi de
alışveriş imkanları ile ünlüdür. 1908 yılında tamamlanan Prusya mimari
üslubundaki Haydarpaşa Tren İstasyonu, Üsküdar çıkışındadır. İstasyon
Bağdat demiryolunun ilk (veya son) duraği idi. Yandaki yamaçta Kırım
Savaşında hayatlarını kaybeden Ingiliz ve Fransız askerlerinin
mezarları ve abideleri, büyük askeri hastanenin yanında
bulunmaktadır.<br><br>Ticari liman tesisleri arkasındaki
tepelere yerleşmiş iki büyük bina vardır. Saat kuleli olan eski
Haydarpaşa Lisesi, şimdi üniversitedir. Diğeri, büyük ve 4 kuleli olan
Selimiye Kışlasıdır (19. yy). Kırım Savaşı sırasında buradaki
yaralılara hemşirelik yapan Florence Nightingale anısına kaldığı oda o
günlerdeki gibi korunmaktadır.
Şile: Üsküdar'dan 50 km. mesafedeki şirin ve güzel turistik
kasaba Karadeniz sahillerindedir. Kısmen tamamlanmış otoyolu ve sonrası
ormanları aşan viraj yol ile geniş ve meşhur Şile plajlarına ulaşılır.
Balıkçı barınaği, Ceneviz kale kalıntısı ve şöhretli feneri görülmeye
değer yerlerdir. Batıda plajlar, kasabanın doğusunda da bir sıra küçük
kumsal koy uzanır. Yaz aylan hareketli ve kalabalık geçer, bol sayıda
pansiyon ve oteller mevcuttur.
Adalar: Prens Adaları adı ile de bilinen Istanbul Adaları,
Marmara Denizinde, şehre bir saat kadar yakınlıkta 8 adadır. Haliç
girişi ve Kabataş Iskelelerinden kalkan vapur veya deniz otobüsleri
dört adaya muntazam seferler yaparlar.
Bizans devrinde manastırların kurulduğu Adalar, saray mensuplarına
yazlık veya sürgün yeri olmuş; Heybeliada'da Bizans'ın son yapısı,
Meryem Ana'ya ithaf edilmiş küçük kilise, Deniz Lisesi üst binası
avlusunda bulunur.
19. yüzyıl başlarında servise giren buharlı vapurlar ile Adalar'a
ulaşım kolaylaşmış, okullar ve oteller de inşa edilince nüfus artışı
başlamıştır. Büyükçe olan, yan yana sıralı dört ada yazlık evler,
villalar, çamlık korularla kaplı olup, plaj ve piknik yöreleri ile
ünlüdürler. Mayıs ayından eylül sonuna kadar kalabalıklaşan Adalar
diğer zamanlarda tenhadır. Yerleşim bölgelerinin iskelelere yakın
çevrelerde, şehre bakan yönde geliştiği, tepeleri çamlıklarla örtülü
ada yollarının tek vasıtası faytonlardır. Mevsim boyu, bilhassa tatil
günlerinde koylar ve plajlar özel yat ve motorların, yelkenli
teknelerin çekici duraklarıdır.
Her adada bulunan Yelken ve Su Sporlan kulüplerinin ilki ve meşhuru
Burgaz Adasındadır. Hikaye yazarı Salt Faik Abasiyanık adada yaşamış,
yaşadığı ev müzeye çevrilmiş ve uğrağı, gün batımı ile şöhretli
Kalpazan Kaya mahalli meşhur bir kahve olmuştur.
Heybeli yönünde, şeklinden dolayı adlandırılmış, Kaşık Adası yer alır.
Heybeli Ada'nın ikiz tepeleri arasında Deniz Lisesi üst binası
bulunurken, öndeki diğer tepe üzerinde, çamlık içerisinde, Rum Ruhban
Okulu ilk görülen büyük yapılardır. Ada iskelesi yanında Deniz Lisesi
sahil boyu uzanır. Lokanta ve çayhaneler diğer yöndedir. Yerleşim
alanlarının arka cephesinde çok güzel bir koy ile, Kaşık Adası'na bakan
tarafta halk plajı ve Deniz Kulübü tesisleri ile arkasında meşhur
Değirmen Burnu piknik alanı bulunur. Tepeleri çevreleyen yollarda,
çamlar içerisinde güzel ve manzaralı yürüyüş güzergahlan adayı dolanır.
Ada okullar ve sanatoryum tesislerinden dolayı kış aylannda da nispeten
hareketlidir.
Takım Adaların en büyüğü ve meşhuru Büyük Ada'dır. Fayton turu ile
etrafı iki saate yakın bir sürede dolaşabilirsiniz. Ancak bir saatte
dolaşılan yarım tur daha enteresandır. Halk plajlarından Heybeli Ada
yönündeki Yörük Plajı şahane bir koyda bulunmaktadir. Dil Burnu mesire
alanı tercih edilen güzel bir yerdir. Iskele civarı kalabalık yerleşim
bölgesinin aksine adanın güney tarafı ıssızdır. Buralardaki koylar
teknelerin ziyaret yerleridir. Adanın üst sırtlarında harap halde
bulunan 19. yüzyıl yapısı eski oteli, belki dünyadaki en büyük ahşap
yapı, ihya edileceği zamanın özlemi ile ayakta durmaya çabalamaktadır.
Büyük Ada iskele civarı lokantaları, çayhaneleri ve dükkanları ile
renkli ve hareketlidir. Yaz aylarında servis veren dört oteli vardır.
Güzel evler, bakımlı bahçeler eşsiz manzaralar adaları gezenlerde
unutulmaz anlar bırakır. Sonraki Sedef Adası sakinlerinin dışında
gelenlere plajı ile açıktır.
Genel Bilgiler
Yüzölçümü: 5.712 km²
Nüfus: 10.018.735 (2000)
İl Trafik No: 34
"Orada, Tanrı ve insan, doğa ve sanat hep birlikte, yeryüzünde öylesine
mükemmel bir yer yarattılar ki, görülmeğe değer." Bir koluyla Asya'ya,
diğeriyle Avrupa'ya uzanarak iki kıtayı da kucaklayan kenti Lamartine
böyle tanımlıyor.
Başkentler başkenti olarak bilinen, önce Roma, ardından Doğu Roma
(Bizans) İmparatorluğu ve kıtalara hükmederek büyük barış coğrafyaları
yaratmış, Osmanlı İmpatatorluğuna başkentlik yapan İstanbul, geçmişin
ihtişamını gururla korurken modern bir geleceğe doğru ilerlemektedir.
İstanbul'daki çeşitlilik ziyaretçileri gerçekten büyülemektedir.
Müzeleri, kiliseleri, sarayları, camileri, pazar yerleri ve doğal
güzellikleri bitmez tükenmez nüanslar sunmaktadır. Boğazın kıyısında
şöyle bir arkanıza yaslandığınızda, grupta kızaran renklerin karşı
sahildeki evlerin pencerelerine yansımasını seyrederek, yüzyıllar
öncesinde, insanların bu olağanüstü yeri neden seçtiklerini birden
anlar ve İstanbul'un "dünyanın merkezindeki" şehir olduğunu
hissedersiniz.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Şehrin
en güzel anıtları, Haliç-Marmara Denizi-Surlar arasında kalan
yarımadada yer alır. Kentin tepelerinden yükselen 500'ü aşkın caminin
sulieti başdöndürücü bir atmosfer yaratır. İnsan kendini geçmiş zamanla
bugün arasında bir rüyada gibi hisseder! Altı minaresiyle İstanbul'un
sembolü haline gelen, dekorasyonunda kullanılan mavi çiniler nedeni ile
"Mavi Cami" diye anılan Sultanahmet Camii'ni mutlaka görmelisiniz.
Karşısında, İmparator Justinien zamanında kilise olarak inşa edilmiş
olan ünlü Ayasofya Müzesi yer alır; mimari hünerler örneği olan bu
yapı, Hz. İsa'yı, Hz. Meryem'i ve imparatorları tasvir eden nefis
mozaik panolarla bezenmiştir. Bir başka tepeden bu iki muhteşem abideyi
seyreden Süleymaniye Cami ise Osmanlı mimarlık sanatının zirvesidir.
Kanuni Sultan Süleyman'ın isteği üzerine Mimar Sinan tarafından inşa
edilmiştir.
Marmara'ya ve Boğaz'a hakim bir tepe üzerinde, 400 yıl boyunca Osmanlı
sultanlarına konutluk ve siyasi merkezlik etmiş olan Topkapı Sarayı yer
alır. Topkapı'da Çin Porselenleri koleksiyonunu, altın işlemeli ve
değerli taşlarla süslü tahtları, sultan kostümlerini, masallardakileri
andıran mücevherleri, nadir elyazması kitapları, yüzyıllarca merak
uyandırmış olan harem salonlarını görebilirsiniz.
Ayasofya ile Sultanahmet Cami arasında araba yarışlarının yapıldığı
Bizans Devrinin ünlü Hipodromu ve bu Hipodromun orta yerinde, bu
dönemden kalma üç dikilitaş bulunur.
Yerebatan Sarayı Bizans döneminde yapılmış en önemli su sarnıçlarından
biridir. En güzel Bizans devri eserlerinden biri sayılan Kariye Müzesi
mozaik ve fresklerle süslü orijinal dekorunu muhafaza etmektedir.
İstanbul'da görmeden edemeyeceğiniz bir başka mekan da Eyüp Camiidir.
Burası, Eyüp Sultan'ı ziyaret edip manevi haz arayanlara güvercin
sesleriyle her an cıvıl cıvıl bir ortam sunar.
İstanbul tarihsel yapıların yeniyle buluştuğu, yenilendiği bir şehirdir
aynı zamanda. Kapalıçarşı labirentvari yapısıyla geçmişin hülyalı
günlerinin izlerini taşımakta ısrar ederken bir yandan da modern
dünyanın yepyeni ürünlerini serer önünüze; büyüleyici mücevherler,
bakır eşyalar, halılar, çeşit çeşit deri ve süet giyim... Cazibesine
kapılınca en ufak bir yorgunluk duymadan saatlerce dolaşabilirsiniz bu
çarşıda.
Boğaz'da bir vapur gezisi, unutulmaz anılarınız arasına girecektir.
Boğaz'ın iki yakasında sıralanan her birinden ayrı bir sevda masalının
sulara yansıdığı asude ve emsalsiz yalılar, 20. yüzyılda yapılan lüks
villalar, Dolmabahçe, Göksu ve Beylerbeyi Sarayları, Rumeli ve Anadolu
Hisarları, balıkçı köylerinden kalma izler, lokantalar, çay bahçeleri,
parklar, gece kulüpleri sizi büyüleyebilir. Aynı günde Karadeniz'in
vahşi sahillerinde denize girip ardından Marmara'nın sakin kıyılarında
bir çay bahçesinde bir fincan kahvenizi yudumlarken belki de tarihe
geçecek anılarınızı kaleme alabilirsiniz.
Eşsiz tarihi ve kültürel geçmişi ve sayısız cazibesine ilave olarak
modern oteller, istisnai lokantalar, gece kulüpleri, kabareler, tarihi
çarşılar ve dükkanlar İstanbul'u konferans ve kongreler için dört
dörtlük bir mekan yapmaktadır.
İlçeler
Adalar, Bakırköy, Beşiktaş, Beykoz, Beyoğlu, Eminönü, Eyüb, Fatih, Gazi
Osman Paşa, Kadıköy, Kâğıthane, Kartal, Küçükçekmece, Pendik, Sarıyer,
Şişli, Ümraniye, Üsküdar, Zeytinburnu, Büyükçekmece, Çatalca, Silivri,
Şile, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bayrampaşa, Esenler, Güngören,
Maltepe, Sultanbeyli, Tuzla.
Önemli Semtler
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Boğaz: Avrupa
ve Asya'yı ayıran Boğaz'da Karadeniz'e doğru geleneksel ve unutulmaz
bir deniz gezisi yapmadan İstanbul ziyareti tamamlanmış sayılamaz.
Büyük bir ihtişam ve saf bir güzellik yansıtan kıyıları geçmiş ve
günümüzün karmasıdır. Yalıların yanında modern oteller, taştan
hisarların yanı başında rustik saraylar ve küçük balıkçı köylerinin
hatırasını taşıyan semtlerde şık yapılar... Boğaz'ı görmenin en iyi
yolu kıyılarında zig zag çizen yolcu vapurlarından birine binmektir.
Eminönü'nden başlayan gezi sanki bir bayramda akraba ziyaret ediyormuş
gibi sırayla Boğazın Asya ve Avrupa kıyılarına uğranarak devam eder.
Gezi, aşağı yukarı 6 saat sürmektedir. Eğer gezi özel bir biçimde
gerçekleştirilmek istenirse, bu konuda gece veya gündüz kısa
düzenlemeler yapan ihtisaslaşmış acentalara başvurulabilinir.
Haliç: Uzun ve dar, boynuz biçimindeki Haliç İstanbul'un Avrupa
tarafını bölmektedir. Dünyanın en tabii limanlarından biri olduğundan
Bizans ve Osmanlı donanmaları ve ticari gemicilikle ilgilenenler burada
toplanmışlardır. Gurup vakti suyun altın rengini aldığı bu yerin
kıyıları bugün hoş parklarla ve yürüme alanlarıyla çevrilidir. Haliç'in
ortasına doğru gidildiğinde yer alan Fener ve Balat semtlerinde, Bizans
ve Osmanlı döneminden kalma ahşap evler, kiliseler ve sinagoglarla dolu
sokaklar bulunmaktadır. Ortodoks Patriği de burada oturmaktadır. Biraz
yukarıdaki Eyüp, Osmanlı mimarisinde oymacılığın yansıdığı bir yerdir.
Tepelerin yamaçlarını yer yer koyu selvilerin bulunduğu mezarlıklar
kaplamaktadır. Dualarının kabul göreceğine inananlar buradaki Eyüp
Türbesini ziyaret ederler. Bu tarafa bakan tepedeki Pierre Loti Kahvesi
manzaranın keyfine varmak için mükemmel bir mekandır.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Beyoğlu Ve Taksim: Beyoğlu
yapıldığı devrin özelliklerini koruyan, 100 yıl evvelki Avrupa tesirli
mimari mirasıyla görülmeye değer bir semttir. Avrupa'nın ikinci eski
metrosu Tünel halen en kısa metro unvanını korumaktadır. Metro ile
kulesi bir sembol haline gelen Galata bölgesine geçmek mümkündür.
Tünelin üst ucu Istiklal Caddesinin başlangıcıdır. Eski tramvayların
tekrar servise konulduğu, yalnız yayalara açık cadde, Cumhuriyet
devrinde konsolosluklara tahsis edilen eski elçilik binaları ile
çevrilidir. Tünelin üst kısmında, İstiklal Caddesinin başlangıcındaki
Divan Edebiyati Müzesi (Mevlevi Tekkesi - 18. yy. eseri) güzel bir
yapıdır. Caddenin iki yanında birbirinden meşhur mekanlar vardır. Bir
yanda Galatasaray Lisesi, karşı sırada rengarek, otantik restoranları
ve Balık Pazarını içine alan Çiçek Pasajı... Sonra cadde boyunca
sinemalar, tiyatro, kafe, lokanta ve eğlence yerleri... Taksim
meydanına ulaşan cadde eski parlak, hareketli, daima kalabalık gün ve
gecelerine yeniden kavuşmuştur.
Türk'ün Kurtuluş Savaşını, Atatürk ve arkadaşlarını sembolize eden, göz
okşayan abide Taksim meydanını süslemektedir. Yeni metronun ana
terminali meydanın altında, Atatürk Kültür Merkezi de kuzeyde yer
almaktadir. Beş yıldızlı Hyatt ve Intercontinental Otelleri Taksim
Parkındadır, Istanbul Hilton Oteli de buradadır. Sınıfında Türkiye'de
yapılan ilk otel olan Hilton (1955) halen en meşhur ve en iyi olma
özelliğini korumaktadır. Radyo Evi, türünün en zenginlerinden olan
Istanbul Askeri Müzesi, Lütfü Kırdar Kongre Sarayı, Açık Hava Tiyatrosu
da bu civardadır.
Sultanahmet: Tarihi yarımadanın batı ucunda yer alan semtte
farklı İmparatorlukların önemli dini, idari ve sivil yapıları yer
almaktadır. Tarihi Sultanahmet meydanının etrafı Ayasofya, Haseki
Hürrem Hamamı, Sultanahmet Camii, Hippodrome, Dikilitaşla gibi tarihi
eserlerle çevrilidir.
Ortaköy: Boğazın en güzel yerine tahtlanan, zamanında
padişahların sayfiye yeri olan Ortaköy Osmanlı Dönemi'nden beri ilgi
çeken bir yerleşim merkezidir. Bugün Çırağan Sarayı, Kabataş Erkek
Lisesi, Feriye, Princess Oteli, ve cami kilise ve sinagog üçgeninde yer
alan Ortaköy, çarşısı ve içindeki seyyar "entel pazarı", hediyelik eşya
dükkanları, kafeleri, barları ve restoranlarıyla İstanbulun önemli
eğlence ve alışveriş merkezlerinden birisidir.
Sarıyer: Tarabya'dan sonraki virajdan Boğaziçi'nin Karadeniz'e
kavuşması ilk defa görünür. Buradan Sarıyer semti içlerine kadar
elçiliklere ve şahıslara ait eski yazlıklar ve balık lokantaları
sıralıdır. Büyükdere'den ayrılan dar bir yol orman içlerini aşarak,
bentleri geçerek Karadeniz sahillerine, meşhur Kilyos plajlarına
ulaşır.
Sarıyer ve sonraki Rumeli Kavaği vapur seferleri ile Boğazı gezenlerin
Avrupa yakasındaki son iskeleleridir. Balık lokantaları ile şöhretli
her iki komşu semt ve karşı kıyıda bulunan Anadolu Kavağı tatil günleri
çok kalabalık olur.
Boğaziçi bu yerleşimleri geçtikten sonra sadece yeşil koruluklarla
örtülü yamaçlara sahiptir. Her iki kıyıda son yerleşimler Karadeniz'e
komşu Anadolu ve Rumeli Fenerleri ile balıkçı köyleridir.
Üsküdar: Üsküdar, Kız Kulesi ile bütünleşen bir semttir.
Karşıya, Avrupa'ya geçişin iskelesidir. Meydandaki 16. yüzyıl camileri,
ortadaki abidevi çeşme, sahildeki minyatür Şemsi Paşa Cami ve Medresesi
Türk sanatının güzel örnekleridir. Tarihi Karacaahmet Mezarlığı ve daha
ilerideki büyük ve küçük Çamlıca tepeleri Üsküdarın sırtlarında
bulunur. Tepeler çamlıklarla örtülü olup, Adaların ve Boğazın kuş
bakışı manzaralarına hakimdir.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Kadıköy:
Marmara sahillerindeki güzel Kadıköy'de tarihi yapı bulunmaz.
Istanbul'un son yüzyılda hızla gelişen semtlerinden biridir. Antik
Kahlkedon yerleşim biriminde sonraları bir çok manastır inşaa
edilmişti. M.S. 5. yüzyıl Hıristiyanlık dünyası önemli konsül
toplantıları burada yapılmıştı. Eski bahçeli malikanelerin çok azı
zamanımıza gelebilmiştir. Yat Kulüpleri, marinalar, geniş caddeler,
Kadıköy sahilleri boyu uzanır.
Fenerbahçe güzel bir gezinti yeridir. Meşhur Bağdat Caddesi de
alışveriş imkanları ile ünlüdür. 1908 yılında tamamlanan Prusya mimari
üslubundaki Haydarpaşa Tren İstasyonu, Üsküdar çıkışındadır. İstasyon
Bağdat demiryolunun ilk (veya son) duraği idi. Yandaki yamaçta Kırım
Savaşında hayatlarını kaybeden Ingiliz ve Fransız askerlerinin
mezarları ve abideleri, büyük askeri hastanenin yanında
bulunmaktadır.<br><br>Ticari liman tesisleri arkasındaki
tepelere yerleşmiş iki büyük bina vardır. Saat kuleli olan eski
Haydarpaşa Lisesi, şimdi üniversitedir. Diğeri, büyük ve 4 kuleli olan
Selimiye Kışlasıdır (19. yy). Kırım Savaşı sırasında buradaki
yaralılara hemşirelik yapan Florence Nightingale anısına kaldığı oda o
günlerdeki gibi korunmaktadır.
Şile: Üsküdar'dan 50 km. mesafedeki şirin ve güzel turistik
kasaba Karadeniz sahillerindedir. Kısmen tamamlanmış otoyolu ve sonrası
ormanları aşan viraj yol ile geniş ve meşhur Şile plajlarına ulaşılır.
Balıkçı barınaği, Ceneviz kale kalıntısı ve şöhretli feneri görülmeye
değer yerlerdir. Batıda plajlar, kasabanın doğusunda da bir sıra küçük
kumsal koy uzanır. Yaz aylan hareketli ve kalabalık geçer, bol sayıda
pansiyon ve oteller mevcuttur.
Adalar: Prens Adaları adı ile de bilinen Istanbul Adaları,
Marmara Denizinde, şehre bir saat kadar yakınlıkta 8 adadır. Haliç
girişi ve Kabataş Iskelelerinden kalkan vapur veya deniz otobüsleri
dört adaya muntazam seferler yaparlar.
Bizans devrinde manastırların kurulduğu Adalar, saray mensuplarına
yazlık veya sürgün yeri olmuş; Heybeliada'da Bizans'ın son yapısı,
Meryem Ana'ya ithaf edilmiş küçük kilise, Deniz Lisesi üst binası
avlusunda bulunur.
19. yüzyıl başlarında servise giren buharlı vapurlar ile Adalar'a
ulaşım kolaylaşmış, okullar ve oteller de inşa edilince nüfus artışı
başlamıştır. Büyükçe olan, yan yana sıralı dört ada yazlık evler,
villalar, çamlık korularla kaplı olup, plaj ve piknik yöreleri ile
ünlüdürler. Mayıs ayından eylül sonuna kadar kalabalıklaşan Adalar
diğer zamanlarda tenhadır. Yerleşim bölgelerinin iskelelere yakın
çevrelerde, şehre bakan yönde geliştiği, tepeleri çamlıklarla örtülü
ada yollarının tek vasıtası faytonlardır. Mevsim boyu, bilhassa tatil
günlerinde koylar ve plajlar özel yat ve motorların, yelkenli
teknelerin çekici duraklarıdır.
Her adada bulunan Yelken ve Su Sporlan kulüplerinin ilki ve meşhuru
Burgaz Adasındadır. Hikaye yazarı Salt Faik Abasiyanık adada yaşamış,
yaşadığı ev müzeye çevrilmiş ve uğrağı, gün batımı ile şöhretli
Kalpazan Kaya mahalli meşhur bir kahve olmuştur.
Heybeli yönünde, şeklinden dolayı adlandırılmış, Kaşık Adası yer alır.
Heybeli Ada'nın ikiz tepeleri arasında Deniz Lisesi üst binası
bulunurken, öndeki diğer tepe üzerinde, çamlık içerisinde, Rum Ruhban
Okulu ilk görülen büyük yapılardır. Ada iskelesi yanında Deniz Lisesi
sahil boyu uzanır. Lokanta ve çayhaneler diğer yöndedir. Yerleşim
alanlarının arka cephesinde çok güzel bir koy ile, Kaşık Adası'na bakan
tarafta halk plajı ve Deniz Kulübü tesisleri ile arkasında meşhur
Değirmen Burnu piknik alanı bulunur. Tepeleri çevreleyen yollarda,
çamlar içerisinde güzel ve manzaralı yürüyüş güzergahlan adayı dolanır.
Ada okullar ve sanatoryum tesislerinden dolayı kış aylannda da nispeten
hareketlidir.
Takım Adaların en büyüğü ve meşhuru Büyük Ada'dır. Fayton turu ile
etrafı iki saate yakın bir sürede dolaşabilirsiniz. Ancak bir saatte
dolaşılan yarım tur daha enteresandır. Halk plajlarından Heybeli Ada
yönündeki Yörük Plajı şahane bir koyda bulunmaktadir. Dil Burnu mesire
alanı tercih edilen güzel bir yerdir. Iskele civarı kalabalık yerleşim
bölgesinin aksine adanın güney tarafı ıssızdır. Buralardaki koylar
teknelerin ziyaret yerleridir. Adanın üst sırtlarında harap halde
bulunan 19. yüzyıl yapısı eski oteli, belki dünyadaki en büyük ahşap
yapı, ihya edileceği zamanın özlemi ile ayakta durmaya çabalamaktadır.
Büyük Ada iskele civarı lokantaları, çayhaneleri ve dükkanları ile
renkli ve hareketlidir. Yaz aylarında servis veren dört oteli vardır.
Güzel evler, bakımlı bahçeler eşsiz manzaralar adaları gezenlerde
unutulmaz anlar bırakır. Sonraki Sedef Adası sakinlerinin dışında
gelenlere plajı ile açıktır.