[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Erzincan’ın
İlkçağ tarihi hakkında esaslı bilgiye henüz sahip değiliz. Ne varki
tarihçiler ikinci bin yıl da, bu yörede, hurrilerin yaşadığını, ikinci
bin yılın ilk yarısı başlarında da Hayaslılarla Azziler’in hüküm
sürdüğünü kaydetmektedir.
Anadolu’da M.Ö. 1050- 1180 tarihleri arasında Hattuşaş’ı merkez yaparak
büyük bir imparatorluk kuran Hitit’ler yakın doğuyu egemenlikleri
altına almışlardır. Şüphesiz ki Erzincan’da Hititler’in yönetimi
altında idi. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yapılan kazılarda Hititlere
ait çeşitli eserler ortaya çıkarılmıştır. Erzincan ve yöresinde
Hititler’e ait bir yerleşim merkezine rastlanmamışsa da, bu yörenin
Hitit egemenliği altında kaldığından da hiç şüphe yoktur.
Doğu Anadolu’da kurulan ilkçağ devletlerinden biri de Urartular’dır.
M.Ö.900 yıllarında kurulan bu devlet Van’ı (Tuspa) başkent yapmış,
sınırlarını Hazar Denizinden Malatya‘ya, kuzeyde Erzurum-Erzincan’dan
güneyde Halep-Musul’a kadar genişletmiştir.
Erzincan yakınlarında Altıntepe’de Prof Dr. Tahsin ÖZGÜÇ tarafından
yapılan kazıda (1953) Urartular’a ait bir çok eser çıkarılmış, bu
yörenin Urartu egemenliği altında kaldığı kanıtlanmıştır.
Çeşitli saldırılara maruz kalan Urartu şehirleri, teker teker tahrip
edilirken Medler’in Anadolu’yu istilası sırasında M.Ö. 600 yıllarında
tamamen ortadan kaldırılmıştır. Erzincan ve yöresi, Urartular’ı yenerek
Anadolu’yu istilaya başlayan Med’lerin (M.Ö. 612) eline geçti. Med
Krallığı’nın Kyaksar döneminde Lidyalılar’la yapılan savaşlar,
muhtemelen Erzincan ve civarında cereyan etmiştir. Bu yöreler M.Ö.550
tarihlerinde Persler’in eline geçmiştir.
Hititler’in Anadolu’yu istila ettikleri sırada, İran yaylasını da
Persler ele geçirdiler. Persler’in yükselişi daha çok Ciroz (550-530),
Kampis (530-520) dönemlerine raslar. Bu dönemde Erzincan ve çevresinde
Persler’in eline geçer. Persler’den sonra Anadolu Makendonyalılar’ın
eline geçmiştir.
Roma ordusu M.Ö.70 tarihinde Doğu Anadolu’yu ele geçirmeye başlıyarak
Elazığ yöresindeki Safen (Harput) Kralığı’nı yıktıktan sonra, Tigran
Ordusunu da yenilgiye uğratmıştır. Bu sırada (M.Ö. 68) Pontuslular da
Erzincan yörelerinde Roma üstünlüğüne son vermişlerdir. İran ile Bizans
arasında sürekli savaşlara sahne olan Erzincan ve yöresi, en son Bizans
imparatoru Heraklius tarafından 629 tarihinde yenilgiye uğratılan
İran’dan geri alındı.
Halife Hz. Osman (644-656) zamanında Habib bin Mesleme 35/655 senesinde
Erzincan ve yöresini ele geçirerek, bu bölgeyi tamamen Müslümanların
yönetimine kattı. Erzincan ve yöresi Abbasiler döneminde de çeşitli
saldırılara maruz kaldı. Halife Mütevekkil Alallah (847-861) döneminde
Malatya Valisi Ömer bin Abdullah, Arapgir, Eğin, Kemah, Erzincan ve
Trabzon kentlerini Bizanslılar’dan geri aldı. (859) Böylece Erzincan
tekrar Arapların hakimiyetine geçti.
Türklerin Anadolu’ya akınlar yaptığını daha önce belirtmiştik. Fakat,
Türklerin Anadolu’yu vatan edinmeleri genel kanaate göre Malazgirt
(1071) zaferinden sonradır. Malazgirt zaferi kazanılınca Alparslan,
Karasu ve Çatlı nehirleri vadilerinin fethine Mengücek Ahmet Gazi’yi
görevlendirmiştir.
Alparslan’ın komutanlarından olan Mengücek Ahmet Gazi, Erzincan, Kemah,
Divriği ve Şebinkarahisar yörelerini hakimiyeti altına aldı. Kemah’ı
merkez yaptı. Ahmet Gazi’nin ölümü üzerine (1114) yerine oğlu İshak Bey
geçti. Bu beyliği uzun süre yöneten İshak Bey ölünce (1124) yerine
Melih Mahmut geçti. İshak Beyin oğulları onu tanımayınca, Mengücek
devleti parçalandı. Kemah Melih Mahmut’a Erzincan Davut Şah’a,
Divriği’de Süleyman Şah’a düştü. Davut şah’ın öldürülmesi üzerine
(1151) Erzincan’a 13 yıl Süleyman Şah’a sahip olmuş; Davut Şah’ın oğlu
Fahrettin Behram Şah (1165) yılında babasının tahtında oturunca,
Mengücek Beyliği tekrar güçlenmiştir. Fahrettin Behram Şah,
Kılıçarslan’ın damadı olması da göz önünde bulundurulursa, Mengücek
Selçuklu münasebeti daha iyi anlaşılır.
Behram Şah zamanında, Erzincan çok ilerlemiş, ticaret ve sanayi
gelişmiştir. Zelzeleler sebebi ile o dönem ait eserler maalesef
günümüze ulaşmamıştır. Behram Şah 1225 tarihinde Erzincan’da ölmüş,
aşağı Urla (Ula) köyünde defnedilmiştir.
Behram Şah ölünce yerine oğlu Davut Şah geçti. 1228 tarihinde Selçuklu
sultanı Alaaddin Keykubat Erzincan ve Kemah’ı işgal ederek Mengücek
Beyliğine son verdi. Alaaddin Keykubat ile Celalettin Harzem Şah
arasında Erzincan yakınlarında, Yassı-Çemen denilen yerde 1230
tarihinde savaş oldu ve Celalettin Harzem Şah yenildi. Alaattin
Keykubat’ın ölümü (1237) üzerine, yerine oğlu II. Gıyasettin Keyhüsrev
geçti. Onun zamanında devlet Moğolların istilasına uğradı. 1240
tarihinde Erzurum’u işgal eden Moğollar Erzincan’ı geçerek 1243
tarihinde Kösedağ savaşında Anadolu Selçuklu Devletini hezimete
uğrattı. Böylece Erzincan ve yöresi İlhanlıların eline geçti.
İlhanlılar yöreyi beylerle (Vali) yönettiler. Timur-Taş Bey Mısır’a
kaçarken yerine Alaaddin Eretna’yi bıraktı.
Timur-Taş’ın Mısır’a sığınmasından sonra valiliğe gelen Alaaddin Eretna
ilhanlı hükümdarı Ebu Sait Bahadır Han’ın ölümü (1335) üzerine
İlhanlılarla olan bağını keserek görünüşte Celayırlı Hükümdarı Büyük
Şeyh Hasan Han’a bağlı kalarak bağımsızlığını ilan etti.
Bir ara Çoban Oğulları Hükümdarı Küçük Şeyh Hasan, Erzincan ve yöresi
kendi beyliğine kattıysa da 1338’de Memluk Sultan Nasreddin Muhammed’in
yardımı ile Erzincan ve yöresi Küçük Şeyh Hasan’dan kurtuldu. Erzincan
bu beylik döneminde de el değişmiştir. Alaaddin Eratna 1352’de öldükten
sonra yerine oğlu Gıyasettin Mehmet getirildi. Çıkan anlaşmazlıklar
sonunda Erzincan bağımsız olarak, Burak Bey’e bırakıldı. Sırası ile Ahi
Ayna Bey (öl. 1362), Pir Hüseyin (öl. 1379), Mutahhareten Bey yönetimi
ele aldı. Mutahhareten döneminde, Kadı Burhanettin Erzincan’a ve
yöresine birkaç kez saldırı düzenledi. Bu saldırılar Akkoyunlu
Hükümdarı Kutlu Bey’in yardımı ile atlatıldı.
Bu dönemde Erzincan üzerinde Akkoyunlular’ın etkisini görmekteyiz.
Erzincan Emiri Mutahhareten’in Timur’a bağlanması Osmanlı Padişahı
Yıldırım Beyazıt’ı kızdırmıştı. Beyazıt da Erzincan’ı muhasara
etti.(1401) Fakat çok geçmeden Ankara Savaşı patlak verince, yöre
tekrar Timur’un eline geçti.(1402)
Yörede Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar Osmanlılar etkili olamadılar.
1419’da 1. Mehmet zamanında Karakoyunlu Beyi Kara Yusuf Erzincan’ı zapt
etti Pir Ömer’i vali tayin etti.
1455’de de, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Erzincan’ı aldı. Kaleyi
yeniden onardı. Yöre Fatih ile Uzun Hasan arasında çıkan Otlukbeli
savaşına kadar (11 Ağustos 1473) Akkoyunların elinden kaldı.
Bu savaştan sonra Osmanlıların denetimine geçti.
1502 tarihinde Safevi tahtına gecen Şah İsmail Erzincan’ı karargah
yapmıştı. Anadolu’yu eline geçirmek isteyen Safeviler’e Yavuz Sultan
Selim 23 Ağustos 1514’te Çaldıran Savaşıy’la dur deyince, Erzincan
tekrar Osmanlılar’ın yönetimine geçti.
Kanuni Sultan Süleyman 1534‘te Tebriz Seferi, 1540’da İran Seferi sırasında Erzincan’a uğramıştır.
Birinci dünya savaşından 11 Temmuz 1916 tarihinde Ruslar tarafından
şehir işgal edilmiş, bunu fırsat bilen ayrılıkçı Ermeniler’de silahlı
birlikler oluşturarak faaliyete geçmişlerdir. 18 Aralık 1917 de Sovyet
hükümeti ile yapılan Erzincan Mütarekesi ile 11 Ocak 1918 de rus
askerleri bölgeden çekilmiş ancak, ermeni çeteleribir çok kanlı olaya
neden olmuştur. Kazım Kara Bekir komutasındaki askeri birlikler 13
Şubat 1918 de Erzincan’ı 22 Şubat 1918 de Tercan’ı ermeni silahlı
güçlerinden kurtarmışlardır. Kurtuluş savaşında ve hareketli geçen
Cumhuriyetin ilk yıllarında Erzincan halkı Büyük Atatürk’ün yanında
olmuştur.
Kentin adının “Eriza” veya “Aziriz” kelimelerinden geldiği, ilk önce
“Erziricin” daha sonrada bugün ifade edildiği şekilde “Erzincan” a
dönüştüğü rivayet edilmektedir.
1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ili olan Erzincan,
1939’da şiddetli depreme maruz kalmış, şehir harabeye dönmüştür.
Şehirde taş taş üstünde kalmamış, onbinlerce insan hayatını
kaybetmiştir. Depremden sonra demiryolundan yukarı yeni bir şehir
inşaatına başlanarak bugünkü Erzincan şehri meydana getirilmiştir.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Erzincan’ın
İlkçağ tarihi hakkında esaslı bilgiye henüz sahip değiliz. Ne varki
tarihçiler ikinci bin yıl da, bu yörede, hurrilerin yaşadığını, ikinci
bin yılın ilk yarısı başlarında da Hayaslılarla Azziler’in hüküm
sürdüğünü kaydetmektedir.
Anadolu’da M.Ö. 1050- 1180 tarihleri arasında Hattuşaş’ı merkez yaparak
büyük bir imparatorluk kuran Hitit’ler yakın doğuyu egemenlikleri
altına almışlardır. Şüphesiz ki Erzincan’da Hititler’in yönetimi
altında idi. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yapılan kazılarda Hititlere
ait çeşitli eserler ortaya çıkarılmıştır. Erzincan ve yöresinde
Hititler’e ait bir yerleşim merkezine rastlanmamışsa da, bu yörenin
Hitit egemenliği altında kaldığından da hiç şüphe yoktur.
Doğu Anadolu’da kurulan ilkçağ devletlerinden biri de Urartular’dır.
M.Ö.900 yıllarında kurulan bu devlet Van’ı (Tuspa) başkent yapmış,
sınırlarını Hazar Denizinden Malatya‘ya, kuzeyde Erzurum-Erzincan’dan
güneyde Halep-Musul’a kadar genişletmiştir.
Erzincan yakınlarında Altıntepe’de Prof Dr. Tahsin ÖZGÜÇ tarafından
yapılan kazıda (1953) Urartular’a ait bir çok eser çıkarılmış, bu
yörenin Urartu egemenliği altında kaldığı kanıtlanmıştır.
Çeşitli saldırılara maruz kalan Urartu şehirleri, teker teker tahrip
edilirken Medler’in Anadolu’yu istilası sırasında M.Ö. 600 yıllarında
tamamen ortadan kaldırılmıştır. Erzincan ve yöresi, Urartular’ı yenerek
Anadolu’yu istilaya başlayan Med’lerin (M.Ö. 612) eline geçti. Med
Krallığı’nın Kyaksar döneminde Lidyalılar’la yapılan savaşlar,
muhtemelen Erzincan ve civarında cereyan etmiştir. Bu yöreler M.Ö.550
tarihlerinde Persler’in eline geçmiştir.
Hititler’in Anadolu’yu istila ettikleri sırada, İran yaylasını da
Persler ele geçirdiler. Persler’in yükselişi daha çok Ciroz (550-530),
Kampis (530-520) dönemlerine raslar. Bu dönemde Erzincan ve çevresinde
Persler’in eline geçer. Persler’den sonra Anadolu Makendonyalılar’ın
eline geçmiştir.
Roma ordusu M.Ö.70 tarihinde Doğu Anadolu’yu ele geçirmeye başlıyarak
Elazığ yöresindeki Safen (Harput) Kralığı’nı yıktıktan sonra, Tigran
Ordusunu da yenilgiye uğratmıştır. Bu sırada (M.Ö. 68) Pontuslular da
Erzincan yörelerinde Roma üstünlüğüne son vermişlerdir. İran ile Bizans
arasında sürekli savaşlara sahne olan Erzincan ve yöresi, en son Bizans
imparatoru Heraklius tarafından 629 tarihinde yenilgiye uğratılan
İran’dan geri alındı.
Halife Hz. Osman (644-656) zamanında Habib bin Mesleme 35/655 senesinde
Erzincan ve yöresini ele geçirerek, bu bölgeyi tamamen Müslümanların
yönetimine kattı. Erzincan ve yöresi Abbasiler döneminde de çeşitli
saldırılara maruz kaldı. Halife Mütevekkil Alallah (847-861) döneminde
Malatya Valisi Ömer bin Abdullah, Arapgir, Eğin, Kemah, Erzincan ve
Trabzon kentlerini Bizanslılar’dan geri aldı. (859) Böylece Erzincan
tekrar Arapların hakimiyetine geçti.
Türklerin Anadolu’ya akınlar yaptığını daha önce belirtmiştik. Fakat,
Türklerin Anadolu’yu vatan edinmeleri genel kanaate göre Malazgirt
(1071) zaferinden sonradır. Malazgirt zaferi kazanılınca Alparslan,
Karasu ve Çatlı nehirleri vadilerinin fethine Mengücek Ahmet Gazi’yi
görevlendirmiştir.
Alparslan’ın komutanlarından olan Mengücek Ahmet Gazi, Erzincan, Kemah,
Divriği ve Şebinkarahisar yörelerini hakimiyeti altına aldı. Kemah’ı
merkez yaptı. Ahmet Gazi’nin ölümü üzerine (1114) yerine oğlu İshak Bey
geçti. Bu beyliği uzun süre yöneten İshak Bey ölünce (1124) yerine
Melih Mahmut geçti. İshak Beyin oğulları onu tanımayınca, Mengücek
devleti parçalandı. Kemah Melih Mahmut’a Erzincan Davut Şah’a,
Divriği’de Süleyman Şah’a düştü. Davut şah’ın öldürülmesi üzerine
(1151) Erzincan’a 13 yıl Süleyman Şah’a sahip olmuş; Davut Şah’ın oğlu
Fahrettin Behram Şah (1165) yılında babasının tahtında oturunca,
Mengücek Beyliği tekrar güçlenmiştir. Fahrettin Behram Şah,
Kılıçarslan’ın damadı olması da göz önünde bulundurulursa, Mengücek
Selçuklu münasebeti daha iyi anlaşılır.
Behram Şah zamanında, Erzincan çok ilerlemiş, ticaret ve sanayi
gelişmiştir. Zelzeleler sebebi ile o dönem ait eserler maalesef
günümüze ulaşmamıştır. Behram Şah 1225 tarihinde Erzincan’da ölmüş,
aşağı Urla (Ula) köyünde defnedilmiştir.
Behram Şah ölünce yerine oğlu Davut Şah geçti. 1228 tarihinde Selçuklu
sultanı Alaaddin Keykubat Erzincan ve Kemah’ı işgal ederek Mengücek
Beyliğine son verdi. Alaaddin Keykubat ile Celalettin Harzem Şah
arasında Erzincan yakınlarında, Yassı-Çemen denilen yerde 1230
tarihinde savaş oldu ve Celalettin Harzem Şah yenildi. Alaattin
Keykubat’ın ölümü (1237) üzerine, yerine oğlu II. Gıyasettin Keyhüsrev
geçti. Onun zamanında devlet Moğolların istilasına uğradı. 1240
tarihinde Erzurum’u işgal eden Moğollar Erzincan’ı geçerek 1243
tarihinde Kösedağ savaşında Anadolu Selçuklu Devletini hezimete
uğrattı. Böylece Erzincan ve yöresi İlhanlıların eline geçti.
İlhanlılar yöreyi beylerle (Vali) yönettiler. Timur-Taş Bey Mısır’a
kaçarken yerine Alaaddin Eretna’yi bıraktı.
Timur-Taş’ın Mısır’a sığınmasından sonra valiliğe gelen Alaaddin Eretna
ilhanlı hükümdarı Ebu Sait Bahadır Han’ın ölümü (1335) üzerine
İlhanlılarla olan bağını keserek görünüşte Celayırlı Hükümdarı Büyük
Şeyh Hasan Han’a bağlı kalarak bağımsızlığını ilan etti.
Bir ara Çoban Oğulları Hükümdarı Küçük Şeyh Hasan, Erzincan ve yöresi
kendi beyliğine kattıysa da 1338’de Memluk Sultan Nasreddin Muhammed’in
yardımı ile Erzincan ve yöresi Küçük Şeyh Hasan’dan kurtuldu. Erzincan
bu beylik döneminde de el değişmiştir. Alaaddin Eratna 1352’de öldükten
sonra yerine oğlu Gıyasettin Mehmet getirildi. Çıkan anlaşmazlıklar
sonunda Erzincan bağımsız olarak, Burak Bey’e bırakıldı. Sırası ile Ahi
Ayna Bey (öl. 1362), Pir Hüseyin (öl. 1379), Mutahhareten Bey yönetimi
ele aldı. Mutahhareten döneminde, Kadı Burhanettin Erzincan’a ve
yöresine birkaç kez saldırı düzenledi. Bu saldırılar Akkoyunlu
Hükümdarı Kutlu Bey’in yardımı ile atlatıldı.
Bu dönemde Erzincan üzerinde Akkoyunlular’ın etkisini görmekteyiz.
Erzincan Emiri Mutahhareten’in Timur’a bağlanması Osmanlı Padişahı
Yıldırım Beyazıt’ı kızdırmıştı. Beyazıt da Erzincan’ı muhasara
etti.(1401) Fakat çok geçmeden Ankara Savaşı patlak verince, yöre
tekrar Timur’un eline geçti.(1402)
Yörede Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar Osmanlılar etkili olamadılar.
1419’da 1. Mehmet zamanında Karakoyunlu Beyi Kara Yusuf Erzincan’ı zapt
etti Pir Ömer’i vali tayin etti.
1455’de de, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Erzincan’ı aldı. Kaleyi
yeniden onardı. Yöre Fatih ile Uzun Hasan arasında çıkan Otlukbeli
savaşına kadar (11 Ağustos 1473) Akkoyunların elinden kaldı.
Bu savaştan sonra Osmanlıların denetimine geçti.
1502 tarihinde Safevi tahtına gecen Şah İsmail Erzincan’ı karargah
yapmıştı. Anadolu’yu eline geçirmek isteyen Safeviler’e Yavuz Sultan
Selim 23 Ağustos 1514’te Çaldıran Savaşıy’la dur deyince, Erzincan
tekrar Osmanlılar’ın yönetimine geçti.
Kanuni Sultan Süleyman 1534‘te Tebriz Seferi, 1540’da İran Seferi sırasında Erzincan’a uğramıştır.
Birinci dünya savaşından 11 Temmuz 1916 tarihinde Ruslar tarafından
şehir işgal edilmiş, bunu fırsat bilen ayrılıkçı Ermeniler’de silahlı
birlikler oluşturarak faaliyete geçmişlerdir. 18 Aralık 1917 de Sovyet
hükümeti ile yapılan Erzincan Mütarekesi ile 11 Ocak 1918 de rus
askerleri bölgeden çekilmiş ancak, ermeni çeteleribir çok kanlı olaya
neden olmuştur. Kazım Kara Bekir komutasındaki askeri birlikler 13
Şubat 1918 de Erzincan’ı 22 Şubat 1918 de Tercan’ı ermeni silahlı
güçlerinden kurtarmışlardır. Kurtuluş savaşında ve hareketli geçen
Cumhuriyetin ilk yıllarında Erzincan halkı Büyük Atatürk’ün yanında
olmuştur.
Kentin adının “Eriza” veya “Aziriz” kelimelerinden geldiği, ilk önce
“Erziricin” daha sonrada bugün ifade edildiği şekilde “Erzincan” a
dönüştüğü rivayet edilmektedir.
1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ili olan Erzincan,
1939’da şiddetli depreme maruz kalmış, şehir harabeye dönmüştür.
Şehirde taş taş üstünde kalmamış, onbinlerce insan hayatını
kaybetmiştir. Depremden sonra demiryolundan yukarı yeni bir şehir
inşaatına başlanarak bugünkü Erzincan şehri meydana getirilmiştir.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]