ÇANAKKALE TARİHİ:
Çanakkale ili birçok uygarlığa beşiklik etmiş, yöreye yerleşmek için
gelenler olduğu gibi istila amacıyla gelenler de olmuştur. Mitolojide
Hellespontos adıyla anılan Çanakkale Boğazı'nın kuzeybatısında yer alan
Gelibolu Yarımadası eskiden Khersonesos (Hersonesos), Biga Ya-
rımadası'ndaki topraklar ise Troas olarak bilinirdi. Yapılan kazı ve
araştırmalar Çanakkale ilinin Troas bölümünde ilk yerleşme yerlerinin
İ.Ö 3500 de kurulduğunu göstermiştir. İl toprakları üzerinde Truva,
Dardanos, Abydos, Asos, Sestos ve Gallipolis gibi önemli ilk çağ
kenleri kuruldu.
Akha, Dor, Trak, Aiol, Frig ve Lidya egemenliklerinden sonra Troas İ.Ö
6. yy. da Persler' in eline geçti. Çanakkale yöresi birsüre
Spar-talılar, Atinalılar ve Persler arasında el değiştirdikten sonra
İ.Ö 4. yy da Büyük İskender' in egemenliğine girdi. Büyük İskender Pers
ordula-rını bu topraklar üzerinde eski adı Granikos olan Kocabaş (Biga)
Çayı kıyısında yapılan bir savaşta yenilgiye uğrattı. Yöre Serevkos,
Pontos ve Roma egemenliklerinden sonra Bizans yönetimi döneminde, İS 5.
yy da Hunlar' ın 8. yy da da Araplar' ın istilasına uğradı. Daha sonra,
bir süre Haçlılar' ın ve Venedikliler' in egemenliğinde kalan il
toprakları 14. yy başlarında Karesioğulları' nın, aynı yüzyılın ikinci
yarısında da Os-manlılar'ın eline geçti. Çanakkale Boğazı' nın sık sık
batıdan gelen yabancı donanmalar tarafından tehdit edildiğini gören
Fatih Sultan Meh-met, İstanbul' u altıktan sonra denetimi sağlama amacı
ile boğaz kıyılarında kaleler yaptırdı. Daha sonra Köprülü Mehmet Paşa'
nın da bazı önlemler almasına karşın Çanakkale Boğazı Cumhuriyet
dönemine kadar yabancı donanmaların birçok kez saldırısına uğradı.
ÇANAKKALE SAVAŞLARI :
I. Dünya Savaşı' nda İngilizler ile Fransızlar' ın Çanakkale Boğazı' nı
ele geçirmek amacıyla Osmanlı Devleti' ne karşı açtıkları savaşlar-dan
oluşur. 1915 yılı boyunca denizde başlayıp karada süren savaşlar boğazı
geçemeyeceklerini anlayan İngiliz ve Fransız kuvvetlerinin geri
çekilmeleri ile son bulmuştur. I. Dünya Savaşı' nda İngiltere ve Fransa
kendileri aynı safta yer alan Rusya' ya yardım etmek istiyorlardı. Bu
yardımı karada Avrupa Kıtasındaki güçlü Almanya engelini
aşmadıklarından, deniz yolu ile gerçekleştirmeye karar verdiler.
Aşmalrı gereken ilk engel ve ele geçirmeleri gereken ilk geçit
Çanakkale Boğazı' ydı. Bu boğazı aşarlarsa İstanbul Boğazı' da
kolaylıkla ele geçirilebilir düşün- cesindeydiler. Böylelikle Akdeniz -
Karadeniz yolu İngiltere- Fransa ve Rusya' nın denetimine girecek,
başkenti İstanbul2 u bile yitiren Os-manlı Devleti' de savaş dışı
kalmış olacaktı.
İngiliz - Fransız donanması Osmanlı Devleti ile savaşa girdikleri
Ağustos 1914' ten başlayarak Çanakkale Boğazı' na giriş çıkışı denetimi
altına almışlardı. Kasım - Aralık 1914' te boğazı savunan Türk
tabyalarına karşı birkaç da saldırı düzenlediler. Ama asıl deniz
harekatı 19 Şu-bat 1915' te başladı. 40 gemiden oluşan İngiliz-Fransız
filosunun saldırısını Türk topçuları boğazın iki yakasından açtıkları
şiddetli ateşle geri püskürttüler. 25 Şubat 1915' teki ikinci büyük
saldırılarında boğazı savunan dış tabyaları susturmayı başardılarsa da
iç tabyaların direnmesi karşısında boğaza giremediler. Bu durum
karşısında ellerindeki bütün güçleri toplayarak kesin sonuç almak için
bir harekat düzenlemeye ka-rar verdiler. Böyle bir gelişmeyi bekleyen
Türkler' de boğazın iki yakasındaki savunma güçlerini artırdılar.
Boğazın sularına da çok miktarda mayın döktüler. 18 mart 1915 günü
başlayan büyük saldırının daha başlangıcında İngiliz-Fransız filosunda
dört zırhlı mayınlara çarptı. Bun-lardan ikisi battı, ikisi de
hareketsiz kaldı. Birkaç küçük gemi de kıyıdan açılan ateş sonucu savaş
dışı kaldı. Bu gelişmeler üzerine geri çekil-meye çalışan iki Fransız
zırhlısı da mayına çarparak ağır yara aldı. Uzun hazırlıklar sonunda
giriştikleri saldırının daha ilk gününde böylesi bir yenilgiye
uğrayınca İngiliz-Fransız filosu Çanakkale Boğazı' dan çekilmek zorunda
kaldı.
Denizden boğazı geçemeyeceklerini anlayan İtilaf Devletleri, 25 Nisan'
da İngiliz, Fransız,Avusturya ve Yeni Zelanda (Anzak) askerlerinden
oluşan 70 bin kişilik bir kuvveti Gelibolu Yarımadası' nda Seddülbahir
ve Arıburnu' na çıkardılar. Çanakkale Şavaşları' nın en kanlı dönemi
bunda sonra başladı. Arıburnu' nda karaya çıkan ve Conkbayırı' na doğru
ilerleyen İngiliz birliklerini Mustafa Kemal' in komuta ettiği 19.
Tümen karşıladı ve bir karşı saldırı ile geri püskürttü. Ama
saldırıların ardı arkası kesilmedi. Mayıs, Haziran, Temmuz ayları
boyun-ca göğüs göğüse çarpışmalar sürüp gitti. Ağustos ayı başlarında
savaş bir ara durakladıysa da Çanakkale' yi kesinkes geçmeyi amaçlayan
İngiltere hükümetinin bakısı sonucu yeni bir saldırı planlandı.
Donanmanın koruması altında yeni bir güçle 9 Ağustos da Anafartalar
yö-resine büyük bir çıkarma yaptılar. O sırada Anafartalar Grubu
komutanlığına atanmış olan Mustafa Kemal bu saldırıyı da püskürttü. 20
Ağustos' taki ikinci saldırı da itilaf güçlerinin geri çekilmesi ile
sonuçlandı. Çanakkale' yi karadan da geçemeyeceklerini anlayan
İngilizler ve Fransızlar, bir iki ay daha küçük saldırılarla
oyalandıktan sonra savaşı sona erdirmeyi kararlaştırdılar. Şubat 1916
ya gelindiğinde Gelibolu Yarımadasında hiçbir İngiliz-Fransız askeri
kalmamıştı.
Çanakkale ili birçok uygarlığa beşiklik etmiş, yöreye yerleşmek için
gelenler olduğu gibi istila amacıyla gelenler de olmuştur. Mitolojide
Hellespontos adıyla anılan Çanakkale Boğazı'nın kuzeybatısında yer alan
Gelibolu Yarımadası eskiden Khersonesos (Hersonesos), Biga Ya-
rımadası'ndaki topraklar ise Troas olarak bilinirdi. Yapılan kazı ve
araştırmalar Çanakkale ilinin Troas bölümünde ilk yerleşme yerlerinin
İ.Ö 3500 de kurulduğunu göstermiştir. İl toprakları üzerinde Truva,
Dardanos, Abydos, Asos, Sestos ve Gallipolis gibi önemli ilk çağ
kenleri kuruldu.
Akha, Dor, Trak, Aiol, Frig ve Lidya egemenliklerinden sonra Troas İ.Ö
6. yy. da Persler' in eline geçti. Çanakkale yöresi birsüre
Spar-talılar, Atinalılar ve Persler arasında el değiştirdikten sonra
İ.Ö 4. yy da Büyük İskender' in egemenliğine girdi. Büyük İskender Pers
ordula-rını bu topraklar üzerinde eski adı Granikos olan Kocabaş (Biga)
Çayı kıyısında yapılan bir savaşta yenilgiye uğrattı. Yöre Serevkos,
Pontos ve Roma egemenliklerinden sonra Bizans yönetimi döneminde, İS 5.
yy da Hunlar' ın 8. yy da da Araplar' ın istilasına uğradı. Daha sonra,
bir süre Haçlılar' ın ve Venedikliler' in egemenliğinde kalan il
toprakları 14. yy başlarında Karesioğulları' nın, aynı yüzyılın ikinci
yarısında da Os-manlılar'ın eline geçti. Çanakkale Boğazı' nın sık sık
batıdan gelen yabancı donanmalar tarafından tehdit edildiğini gören
Fatih Sultan Meh-met, İstanbul' u altıktan sonra denetimi sağlama amacı
ile boğaz kıyılarında kaleler yaptırdı. Daha sonra Köprülü Mehmet Paşa'
nın da bazı önlemler almasına karşın Çanakkale Boğazı Cumhuriyet
dönemine kadar yabancı donanmaların birçok kez saldırısına uğradı.
ÇANAKKALE SAVAŞLARI :
I. Dünya Savaşı' nda İngilizler ile Fransızlar' ın Çanakkale Boğazı' nı
ele geçirmek amacıyla Osmanlı Devleti' ne karşı açtıkları savaşlar-dan
oluşur. 1915 yılı boyunca denizde başlayıp karada süren savaşlar boğazı
geçemeyeceklerini anlayan İngiliz ve Fransız kuvvetlerinin geri
çekilmeleri ile son bulmuştur. I. Dünya Savaşı' nda İngiltere ve Fransa
kendileri aynı safta yer alan Rusya' ya yardım etmek istiyorlardı. Bu
yardımı karada Avrupa Kıtasındaki güçlü Almanya engelini
aşmadıklarından, deniz yolu ile gerçekleştirmeye karar verdiler.
Aşmalrı gereken ilk engel ve ele geçirmeleri gereken ilk geçit
Çanakkale Boğazı' ydı. Bu boğazı aşarlarsa İstanbul Boğazı' da
kolaylıkla ele geçirilebilir düşün- cesindeydiler. Böylelikle Akdeniz -
Karadeniz yolu İngiltere- Fransa ve Rusya' nın denetimine girecek,
başkenti İstanbul2 u bile yitiren Os-manlı Devleti' de savaş dışı
kalmış olacaktı.
İngiliz - Fransız donanması Osmanlı Devleti ile savaşa girdikleri
Ağustos 1914' ten başlayarak Çanakkale Boğazı' na giriş çıkışı denetimi
altına almışlardı. Kasım - Aralık 1914' te boğazı savunan Türk
tabyalarına karşı birkaç da saldırı düzenlediler. Ama asıl deniz
harekatı 19 Şu-bat 1915' te başladı. 40 gemiden oluşan İngiliz-Fransız
filosunun saldırısını Türk topçuları boğazın iki yakasından açtıkları
şiddetli ateşle geri püskürttüler. 25 Şubat 1915' teki ikinci büyük
saldırılarında boğazı savunan dış tabyaları susturmayı başardılarsa da
iç tabyaların direnmesi karşısında boğaza giremediler. Bu durum
karşısında ellerindeki bütün güçleri toplayarak kesin sonuç almak için
bir harekat düzenlemeye ka-rar verdiler. Böyle bir gelişmeyi bekleyen
Türkler' de boğazın iki yakasındaki savunma güçlerini artırdılar.
Boğazın sularına da çok miktarda mayın döktüler. 18 mart 1915 günü
başlayan büyük saldırının daha başlangıcında İngiliz-Fransız filosunda
dört zırhlı mayınlara çarptı. Bun-lardan ikisi battı, ikisi de
hareketsiz kaldı. Birkaç küçük gemi de kıyıdan açılan ateş sonucu savaş
dışı kaldı. Bu gelişmeler üzerine geri çekil-meye çalışan iki Fransız
zırhlısı da mayına çarparak ağır yara aldı. Uzun hazırlıklar sonunda
giriştikleri saldırının daha ilk gününde böylesi bir yenilgiye
uğrayınca İngiliz-Fransız filosu Çanakkale Boğazı' dan çekilmek zorunda
kaldı.
Denizden boğazı geçemeyeceklerini anlayan İtilaf Devletleri, 25 Nisan'
da İngiliz, Fransız,Avusturya ve Yeni Zelanda (Anzak) askerlerinden
oluşan 70 bin kişilik bir kuvveti Gelibolu Yarımadası' nda Seddülbahir
ve Arıburnu' na çıkardılar. Çanakkale Şavaşları' nın en kanlı dönemi
bunda sonra başladı. Arıburnu' nda karaya çıkan ve Conkbayırı' na doğru
ilerleyen İngiliz birliklerini Mustafa Kemal' in komuta ettiği 19.
Tümen karşıladı ve bir karşı saldırı ile geri püskürttü. Ama
saldırıların ardı arkası kesilmedi. Mayıs, Haziran, Temmuz ayları
boyun-ca göğüs göğüse çarpışmalar sürüp gitti. Ağustos ayı başlarında
savaş bir ara durakladıysa da Çanakkale' yi kesinkes geçmeyi amaçlayan
İngiltere hükümetinin bakısı sonucu yeni bir saldırı planlandı.
Donanmanın koruması altında yeni bir güçle 9 Ağustos da Anafartalar
yö-resine büyük bir çıkarma yaptılar. O sırada Anafartalar Grubu
komutanlığına atanmış olan Mustafa Kemal bu saldırıyı da püskürttü. 20
Ağustos' taki ikinci saldırı da itilaf güçlerinin geri çekilmesi ile
sonuçlandı. Çanakkale' yi karadan da geçemeyeceklerini anlayan
İngilizler ve Fransızlar, bir iki ay daha küçük saldırılarla
oyalandıktan sonra savaşı sona erdirmeyi kararlaştırdılar. Şubat 1916
ya gelindiğinde Gelibolu Yarımadasında hiçbir İngiliz-Fransız askeri
kalmamıştı.