Her gece yıldızları toplar gönderirdim sana ve sık sık balkona çıkıp o yıldızlara bakardım.
Ve de düşünürdüm geçmişimi geleceğimi. Sonra tamam derdim kendi kendime,
hayata iyimser bakmamı sağlayan çektiğim acıları hafifleten sen vardın.
Çünkü yazdıkların söylediklerin yüreğime akardı. Oysa şimdi ıssız gecelerde katran tutmuş haldeyim.
Buz tutmuşum ama üşümüyorum tuzlu göz yaşlarımla hayal etnek yerine rüyamda görmek istiyorum seni.
Ama her seferinde uykumun yarısında uyanıyorum. Çünkü sen benim için her şeyden fazlaydın.
Biliyorum bir dilin bütün sözcüklerini kullansam seni tarif edemez.
Ulaşılmaz oldun hep, dokunmak hissetmek ve deli deli yaşamak isterken seni kocaman bir yalnızlıktı payıma düşen.
Payıma düşen her şeyi ertelemeye çalıştım bende ama erteleyemedim sana benzeyen şeyleri.
Su olsan dokunduğumda bozulurdun , bozulmayan bir şeydin sen.
Gidilecek bir sey olsan sonun olurdu sonu olmayan bir şeydin sen.
Seni düşündükçe yoruluyorum desen yine senin için dünyanın en büyük yalanı olur,
ama yalanım yok yoktu. Ama inanmadın ve bitirdin, belki de böyle olması gerekiyordu senin
için şimdi arkadaşız ve bugünden yarına ne kalır bilmem ama sen kalırsın içimde yatağı değişmeyen ırmaklar gibi.
Çünkü bana hep kendimi hatırlatırdın. Yakındın uzaktın özlenendin ama bugün değil yarın gibi bir şeydin sen.
Bugün her ölümle biraz daha ölürken seni düşündükçe hayata dönüyorum.
Gelincikler gibi tek bir mevsim değil dört mevsim köşe bucak.
Bir tek benim sevgimle yaşansada yine de seviyorum seni.
Sensiz dallarını kaybetmiş ağaç gibi yapayanlız kaldım.
Gece seni çok seviyorum diye mesaj attığında şaşırdım, içine gömüp
üzerine beton döktüğünü sandığın o duyguların hiç biri ölmemiş ve o
duygularının zamanı geldiğinde baş kaldırmış ve senin emrinden çıkıyor
artık seni de kendi peşine takıyor. Çünkü sen onları çok uzun bir süre baskı altında tuttun.
Haksızlık ettin... Her neyse her insanın bir hayat çizgisi olurmuş kimisininki uzun kimisininki
kısa önemli olan o çizgiyi uzatmak değil o anları iyi yaşamaktır. Ben senle geçirdiğim her an
için mutluydum ve her zaman maviyi evlat edinmiş düşler gibisin benim için. Sıcak bir gülümsemede
baharda açan tomurcuklarda ve bir bebeğin masumane bakışlarında bulacağım seni kalbinin sahibiyle kal.
Ve de düşünürdüm geçmişimi geleceğimi. Sonra tamam derdim kendi kendime,
hayata iyimser bakmamı sağlayan çektiğim acıları hafifleten sen vardın.
Çünkü yazdıkların söylediklerin yüreğime akardı. Oysa şimdi ıssız gecelerde katran tutmuş haldeyim.
Buz tutmuşum ama üşümüyorum tuzlu göz yaşlarımla hayal etnek yerine rüyamda görmek istiyorum seni.
Ama her seferinde uykumun yarısında uyanıyorum. Çünkü sen benim için her şeyden fazlaydın.
Biliyorum bir dilin bütün sözcüklerini kullansam seni tarif edemez.
Ulaşılmaz oldun hep, dokunmak hissetmek ve deli deli yaşamak isterken seni kocaman bir yalnızlıktı payıma düşen.
Payıma düşen her şeyi ertelemeye çalıştım bende ama erteleyemedim sana benzeyen şeyleri.
Su olsan dokunduğumda bozulurdun , bozulmayan bir şeydin sen.
Gidilecek bir sey olsan sonun olurdu sonu olmayan bir şeydin sen.
Seni düşündükçe yoruluyorum desen yine senin için dünyanın en büyük yalanı olur,
ama yalanım yok yoktu. Ama inanmadın ve bitirdin, belki de böyle olması gerekiyordu senin
için şimdi arkadaşız ve bugünden yarına ne kalır bilmem ama sen kalırsın içimde yatağı değişmeyen ırmaklar gibi.
Çünkü bana hep kendimi hatırlatırdın. Yakındın uzaktın özlenendin ama bugün değil yarın gibi bir şeydin sen.
Bugün her ölümle biraz daha ölürken seni düşündükçe hayata dönüyorum.
Gelincikler gibi tek bir mevsim değil dört mevsim köşe bucak.
Bir tek benim sevgimle yaşansada yine de seviyorum seni.
Sensiz dallarını kaybetmiş ağaç gibi yapayanlız kaldım.
Gece seni çok seviyorum diye mesaj attığında şaşırdım, içine gömüp
üzerine beton döktüğünü sandığın o duyguların hiç biri ölmemiş ve o
duygularının zamanı geldiğinde baş kaldırmış ve senin emrinden çıkıyor
artık seni de kendi peşine takıyor. Çünkü sen onları çok uzun bir süre baskı altında tuttun.
Haksızlık ettin... Her neyse her insanın bir hayat çizgisi olurmuş kimisininki uzun kimisininki
kısa önemli olan o çizgiyi uzatmak değil o anları iyi yaşamaktır. Ben senle geçirdiğim her an
için mutluydum ve her zaman maviyi evlat edinmiş düşler gibisin benim için. Sıcak bir gülümsemede
baharda açan tomurcuklarda ve bir bebeğin masumane bakışlarında bulacağım seni kalbinin sahibiyle kal.