İlişki Durumu
Genel Menajeri Sinan Engin, kampımızda yaşanan kavga olayı sonrası ağır konuştu
Futbol Takımımızın Genel Menajeri Sinan Engin, iki gün önce siyah
beyazlı takımın kaptanları İbrahim Üzülmez ve İbrahim Toraman'ın
kavgası sonrası sessizliğini bozdu. Engin ilk olarak iki futbolcu
arasında yaşananların nasıl geliştiğini şöyle anlattı: "Her şeyden önce
bu sezon geniş bir kadro kurduk ve bu geniş kadro takım içindeki
oyuncularda takıma girememe stresi yaratmış olabilir. Ben de bu takımın
sorumlusuyum ve bu takımda olan her türlü olay benim sorumluluğumdadır.
Benim de sevdiğimim bu iki futbolcumuzun aralarının daha önceden de iyi
olmadığını biliyordum. Ben bu insanların yapılarını değiştiremem ama
aynı takımda birinci ve ikinci kaptanlar. 3 Temmuz günü öğle yemeğinde
bu iki arkadaşımız yaklaşık 15 dakika tartışıyorlar. Takım arkadaşları
bile onları ayıramıyorlar. Ben yapıcı bir insanım ve bu oyuncularımızı
yatıştırmak için elimden geleni yaptım. Antrenmandan sonra İbrahim
Toraman'a, İbrahim Üzülmez ile birlikte yanıma gelmesini söyledim. 'Ben
onunla biraraya gelmem' dedi. Daha sonra ben Toraman ile yalnız
konuştum ve bana her şeye razı olduğunu, bir daha İbrahim Üzülmez ile
barışmayacağını söyledi. Bu konuşmamıza rağmen ben ona yeniden olayı
unutmasını ve Üzülmez ile barışması söylediğimde, benden ve tüm takım
arkadaşlarından özür dilediğini ancak bir kesinlikle barışmak
istemediğini tekrarladı. İbrahim Üzülmez de bana konuşacak bir şey
olmadığını söyleyince, 5 saat önce kıran kırana kavga eden iki oyuncuyu
bir seferliğine idare edelim dedik. Akşam yemeğinden sonra bunlar
yeniden münakaşa etmeye başlayınca ben ikisini çağırıp nasihat ettim
ama yeniden kavga etmeye başladılar. Yani benim gibi adam bu iki
oyuncuyu barıştıramıyorsa, bu işi bitmiştir demek. Ben de birbirlerini
parçalamasınlar diye araya girmeye çalıştım ama yerlerde süründüğüm
gibi olaylar gerçek değil. Ben sakatlanmasınlar diye araya girdim.
Kavgadan sonra ikisini de çağırdım ve kampı terk etmelerini söyledim.
Onlarda kabul etti."
Engin olayın ardından medyada hakkında çıkan eleştirilere de cevap
vererek, böyle bir olaydan sonra yapılması gerekenleri yaptıklarını
ifade ederek sözlerini şöyle konuştu:
"Böyle bir olaydan sonra ne yapmamız gerekiyordu. Oyuncuları gönderdik
eleştiri alıyoruz. Göndermeyip ne yapacaktık. Bir takımın felsefesi,
düzeni ve disiplini vardır. Yarın Delgado ve Bobo kavga etse ne
diyecektik. Bu konu ile ilgili konuşan herkes eleştirmek ve bize
sallamak için konuşuyor. Bu işi benden iyi kimse bilmez. Bana kimse
işimi öğretmesin. Beni herkes iyi bilir. Ben iki insanı
barıştıramıyorsam demek ki bu iki insan barışmak istemiyordur. Beşiktaş
ile bağlarını koparmaya razı oldular. Onlar da beni mantıklı
karşıladılar ve gittiler. Aynı uçağa da bindirmedim ki yeniden tartışma
yaşanmasın diye. Şimdi bu yaptıklarımız eleştiriliyor. Bizim başka ne
yapmamız lazımdı. Takımın birinci ve ikinci kaptanı kavga ediyor ve biz
bunları yolluyoruz. Bu gayet normal bir durum. İşimizi bize mi
öğretecekler. Bana Türkiye Spor Yazarları Derneği'nden kınama geliyor.
Peki biz yalan haberlerle ilgili bir çok tekzip yayınlıyoruz. Niye
onları kınamıyorlar. Benim önlemeye çalıştığımı bizim kulübümüz içinde
olan olayları birileri duyuyor ve bunu önce yazıyorlar. Ben de bu
olayları aktaranları bulmak istiyorum. Gazetelerde çıkan haberi kimin
söylediğini bulmadan bu gazetecileri antrenmana almayacağım dedim. Ben
de kim olduğunu öğrendim ve arkadaşları antrenmana aldım. Ama insanlar
şartlanmışlar. Eline kalemi alan bizi eleştiriyor. Ne yapmamızı
istiyorlardı. İki kaptan kavga etti ve çok iyi kavga ettiniz bir daha
edin mi diyeceğim. Haber bazı gazetelerde çıktı bazılarında çıkmadı
diye bizi yine eleştiriyorlar. Kimseye yaranamıyoruz. Ben yıllardır bu
sorunları yaşıyorum. Tüm gazeteciler benimle röportaj istiyor ama ben
diğerleri kırılmasın diye kimseyle yapamıyorum. İnsanlara aktarasın
diye ben de seni seçtim. Menfaatine ters düşünler bizi eleştiriyor.
Sonunda suçlu ben oluyorum. Beni kimse suçlayamaz. Ben buradan medyaya
sesleniyorum. İnsanlar doğru yazmıyorlar. Buradaki muhabirler doğru
yazılar yazmıyorlar. Bu duruma birinin yeter demesi lazım. Bu işi
yapamıyorlar. Beni eleştirenler benden daha mı iyi yapacak bu işi.
Adamlar bana barışmak istemiyorum diyor, aralarında çıkan olayı da bir
iki densiz sızdırıyor. Sonunda suçlu biz oluyoruz. Ben insanlara
yaşanan olayları anlatmaya mecbur değilim ki. Böyle bir şey olamaz.
İnsanlar akıllarını başlarına alsınlar. Kalemlerini daha doğru düzgün
kullansınlar."
Engin, Beşiktaş Kulübü'nün ciddi bir kurum olduğunun altını çizerek,
"Burası dingonun ahırı değil. Bu iki arkadaşımız yollarını kendileri
çizdiler. İki tane birbiriyle konuşmayan insanın bu takımda olması
mümkün mü. Bu oyuncuların bir daha Beşiktaş forması giymeleri zor
gözüküyor. İkisinden birinin affedilmesi diye bir şey de söz konusu
değildir. Hocamızla da konuştuk. Bizim kesin kararımız takıma
dönmelerinin biraz zor gözüktüğüdür. Beşiktaş defteri kapandı diyemeyiz
ama şu ortamda dönmeleri zor gözüküyor. Onlar da istemezler zaten.
İkisi de gururlu, kişilikli futbolcular ve yaptıklarının arkasında
duruyorlar. Yine olsa yine yaparız diyorlar. Birbirlerine nasıl bir kin
beslediklerini bilemiyorum. Demek ki biz bunları yollamakla doğru
yapmışız. Burada tutsaydık iki gün sonra yine kavga etselerdi ne
odlacaktı. Biz burada kulüp yönetiyoruz. Burası dingonun ahırı değil"
diye konuştu.
Sinan Engin, takımımızın yeni kaptanlarının Delgado ve Nobre'nin
Beşiktaş forması giydikleri sürece kaptan olacaklarını kaydederek,
"Delgado takım içinde çok sevilen bir futbolcu. Onu kaptan yapmayı çok
önceden düşünüyorduk. Nobre de çok hırslı bir futbolcu. İbrahim Üzülmez
ve İbrahim Toraman takıma dönse bile kaptanımız Delgado olacaktır.
Beşiktaş'ta oynadığı sürece kaptanımız odur" dedi.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Futbol Takımımızın Genel Menajeri Sinan Engin, iki gün önce siyah
beyazlı takımın kaptanları İbrahim Üzülmez ve İbrahim Toraman'ın
kavgası sonrası sessizliğini bozdu. Engin ilk olarak iki futbolcu
arasında yaşananların nasıl geliştiğini şöyle anlattı: "Her şeyden önce
bu sezon geniş bir kadro kurduk ve bu geniş kadro takım içindeki
oyuncularda takıma girememe stresi yaratmış olabilir. Ben de bu takımın
sorumlusuyum ve bu takımda olan her türlü olay benim sorumluluğumdadır.
Benim de sevdiğimim bu iki futbolcumuzun aralarının daha önceden de iyi
olmadığını biliyordum. Ben bu insanların yapılarını değiştiremem ama
aynı takımda birinci ve ikinci kaptanlar. 3 Temmuz günü öğle yemeğinde
bu iki arkadaşımız yaklaşık 15 dakika tartışıyorlar. Takım arkadaşları
bile onları ayıramıyorlar. Ben yapıcı bir insanım ve bu oyuncularımızı
yatıştırmak için elimden geleni yaptım. Antrenmandan sonra İbrahim
Toraman'a, İbrahim Üzülmez ile birlikte yanıma gelmesini söyledim. 'Ben
onunla biraraya gelmem' dedi. Daha sonra ben Toraman ile yalnız
konuştum ve bana her şeye razı olduğunu, bir daha İbrahim Üzülmez ile
barışmayacağını söyledi. Bu konuşmamıza rağmen ben ona yeniden olayı
unutmasını ve Üzülmez ile barışması söylediğimde, benden ve tüm takım
arkadaşlarından özür dilediğini ancak bir kesinlikle barışmak
istemediğini tekrarladı. İbrahim Üzülmez de bana konuşacak bir şey
olmadığını söyleyince, 5 saat önce kıran kırana kavga eden iki oyuncuyu
bir seferliğine idare edelim dedik. Akşam yemeğinden sonra bunlar
yeniden münakaşa etmeye başlayınca ben ikisini çağırıp nasihat ettim
ama yeniden kavga etmeye başladılar. Yani benim gibi adam bu iki
oyuncuyu barıştıramıyorsa, bu işi bitmiştir demek. Ben de birbirlerini
parçalamasınlar diye araya girmeye çalıştım ama yerlerde süründüğüm
gibi olaylar gerçek değil. Ben sakatlanmasınlar diye araya girdim.
Kavgadan sonra ikisini de çağırdım ve kampı terk etmelerini söyledim.
Onlarda kabul etti."
Engin olayın ardından medyada hakkında çıkan eleştirilere de cevap
vererek, böyle bir olaydan sonra yapılması gerekenleri yaptıklarını
ifade ederek sözlerini şöyle konuştu:
"Böyle bir olaydan sonra ne yapmamız gerekiyordu. Oyuncuları gönderdik
eleştiri alıyoruz. Göndermeyip ne yapacaktık. Bir takımın felsefesi,
düzeni ve disiplini vardır. Yarın Delgado ve Bobo kavga etse ne
diyecektik. Bu konu ile ilgili konuşan herkes eleştirmek ve bize
sallamak için konuşuyor. Bu işi benden iyi kimse bilmez. Bana kimse
işimi öğretmesin. Beni herkes iyi bilir. Ben iki insanı
barıştıramıyorsam demek ki bu iki insan barışmak istemiyordur. Beşiktaş
ile bağlarını koparmaya razı oldular. Onlar da beni mantıklı
karşıladılar ve gittiler. Aynı uçağa da bindirmedim ki yeniden tartışma
yaşanmasın diye. Şimdi bu yaptıklarımız eleştiriliyor. Bizim başka ne
yapmamız lazımdı. Takımın birinci ve ikinci kaptanı kavga ediyor ve biz
bunları yolluyoruz. Bu gayet normal bir durum. İşimizi bize mi
öğretecekler. Bana Türkiye Spor Yazarları Derneği'nden kınama geliyor.
Peki biz yalan haberlerle ilgili bir çok tekzip yayınlıyoruz. Niye
onları kınamıyorlar. Benim önlemeye çalıştığımı bizim kulübümüz içinde
olan olayları birileri duyuyor ve bunu önce yazıyorlar. Ben de bu
olayları aktaranları bulmak istiyorum. Gazetelerde çıkan haberi kimin
söylediğini bulmadan bu gazetecileri antrenmana almayacağım dedim. Ben
de kim olduğunu öğrendim ve arkadaşları antrenmana aldım. Ama insanlar
şartlanmışlar. Eline kalemi alan bizi eleştiriyor. Ne yapmamızı
istiyorlardı. İki kaptan kavga etti ve çok iyi kavga ettiniz bir daha
edin mi diyeceğim. Haber bazı gazetelerde çıktı bazılarında çıkmadı
diye bizi yine eleştiriyorlar. Kimseye yaranamıyoruz. Ben yıllardır bu
sorunları yaşıyorum. Tüm gazeteciler benimle röportaj istiyor ama ben
diğerleri kırılmasın diye kimseyle yapamıyorum. İnsanlara aktarasın
diye ben de seni seçtim. Menfaatine ters düşünler bizi eleştiriyor.
Sonunda suçlu ben oluyorum. Beni kimse suçlayamaz. Ben buradan medyaya
sesleniyorum. İnsanlar doğru yazmıyorlar. Buradaki muhabirler doğru
yazılar yazmıyorlar. Bu duruma birinin yeter demesi lazım. Bu işi
yapamıyorlar. Beni eleştirenler benden daha mı iyi yapacak bu işi.
Adamlar bana barışmak istemiyorum diyor, aralarında çıkan olayı da bir
iki densiz sızdırıyor. Sonunda suçlu biz oluyoruz. Ben insanlara
yaşanan olayları anlatmaya mecbur değilim ki. Böyle bir şey olamaz.
İnsanlar akıllarını başlarına alsınlar. Kalemlerini daha doğru düzgün
kullansınlar."
Engin, Beşiktaş Kulübü'nün ciddi bir kurum olduğunun altını çizerek,
"Burası dingonun ahırı değil. Bu iki arkadaşımız yollarını kendileri
çizdiler. İki tane birbiriyle konuşmayan insanın bu takımda olması
mümkün mü. Bu oyuncuların bir daha Beşiktaş forması giymeleri zor
gözüküyor. İkisinden birinin affedilmesi diye bir şey de söz konusu
değildir. Hocamızla da konuştuk. Bizim kesin kararımız takıma
dönmelerinin biraz zor gözüktüğüdür. Beşiktaş defteri kapandı diyemeyiz
ama şu ortamda dönmeleri zor gözüküyor. Onlar da istemezler zaten.
İkisi de gururlu, kişilikli futbolcular ve yaptıklarının arkasında
duruyorlar. Yine olsa yine yaparız diyorlar. Birbirlerine nasıl bir kin
beslediklerini bilemiyorum. Demek ki biz bunları yollamakla doğru
yapmışız. Burada tutsaydık iki gün sonra yine kavga etselerdi ne
odlacaktı. Biz burada kulüp yönetiyoruz. Burası dingonun ahırı değil"
diye konuştu.
Sinan Engin, takımımızın yeni kaptanlarının Delgado ve Nobre'nin
Beşiktaş forması giydikleri sürece kaptan olacaklarını kaydederek,
"Delgado takım içinde çok sevilen bir futbolcu. Onu kaptan yapmayı çok
önceden düşünüyorduk. Nobre de çok hırslı bir futbolcu. İbrahim Üzülmez
ve İbrahim Toraman takıma dönse bile kaptanımız Delgado olacaktır.
Beşiktaş'ta oynadığı sürece kaptanımız odur" dedi.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
