Yasarken icindeki buruklugu hisseden varsa da, onu ortaya cikaran yok.
Belki parmagimizin ucuyla biraz dokunsak bile, burulunca hemen elimizi geri cekmisizdir.
Insanin cani elbette burulur. Yoksa kimse yola cikmazdi, is yapmazdi ya da
kimse yazi yazmazdi. kimse sevmezdi....Oydu buydu, bir suru varsayımlar...
Böyle uykuyla uyaniklik arasi bir sey bu burukluk.
Burukluklara dokunursak, eşelersek biraz daha biraz daha deyip dişimizi sıkarak, volkan misali patlıyoruz çünkü sonunda...
Ondan belki bu bastırma, bu iç burukluğunun üstünü acemice kapatmaya çalışma...
Oysa en can yakan da gizli patlamalar bu bastırmaların sonunda...
Bilincinde olmadan ruhumuzu bi' o yana bi' bu yana sallayan, savuran, biz farketmeden bizi adamakıllı yolumuzdan saptıran...
Ama dediğim gibi, yola çıkıyoruz en azından...
Gitmek istediğimiz yerin hayali, illa oraya varamayacak olsak bile,
avutuyor işte, belki de elimizdeki en değerli şey budur...
Avunuyorum, avunuyoruz....
Belki parmagimizin ucuyla biraz dokunsak bile, burulunca hemen elimizi geri cekmisizdir.
Insanin cani elbette burulur. Yoksa kimse yola cikmazdi, is yapmazdi ya da
kimse yazi yazmazdi. kimse sevmezdi....Oydu buydu, bir suru varsayımlar...
Böyle uykuyla uyaniklik arasi bir sey bu burukluk.
Burukluklara dokunursak, eşelersek biraz daha biraz daha deyip dişimizi sıkarak, volkan misali patlıyoruz çünkü sonunda...
Ondan belki bu bastırma, bu iç burukluğunun üstünü acemice kapatmaya çalışma...
Oysa en can yakan da gizli patlamalar bu bastırmaların sonunda...
Bilincinde olmadan ruhumuzu bi' o yana bi' bu yana sallayan, savuran, biz farketmeden bizi adamakıllı yolumuzdan saptıran...
Ama dediğim gibi, yola çıkıyoruz en azından...
Gitmek istediğimiz yerin hayali, illa oraya varamayacak olsak bile,
avutuyor işte, belki de elimizdeki en değerli şey budur...
Avunuyorum, avunuyoruz....