Biliyorum kızgınsın. Kırgınsın.
Söylemek istemediğin sözler dilinin ucunda
Hani biraz tutmayıp bıraksan kendini, hepsini yüzüme vuracaksın.
Zor duruyorsun. Kibarlığından. Ya da doğru kelimeleri arıyorsun hâlâ
Yok... Boşuna arama
Sevginin arkasında bıraktığın her hece kaybolmuş sayılır
Derin bir kuyuda onlar şimdi; ulaşılmaz, karanlık, dipsiz
Bırak orda kalsınlar. Onlar çirkin. Dokunsan elini, dilini yakarlar
Canını acıtırlar. Benim de
Yüzünden, gözlerinden, dudaklarının titremesinden, bilmediğin bir
melodiyi ıslığa dökme çabandan anlıyorum işte, kızgınsın
Senin olmayanları bırak, bana kendi kelimelerinle ulaş
Haydi söyle
Bağır, çağır, yüzüme haykır ama kızgınlığını yüreğinde saklama ne olur
Gözlerini kaçırma benden. Büyütme... Her şeyi hemen şimdi söyle
Affedeceksen şimdi affet beni
Zaman yok
Doğru değil bu kadar uzak olman. Kendini uzaklara vurman
Zaman yetmezmiş gibi, bir de araya mesafeler koyman
Yollar, duraklar doğru değil... Bilesin. Boşuna bu kaçışın
Alıp kendini başka yerlere götürmen yeterli değil. Ben buradayım
Tam burada. Hiç değişmedi yerim. Bildiğin yerdeyim. Bildiğin gibi
Doğru değil bizi parçalaman. Kabul et bunu
İçin böyle istemiyor, farket, anla
Dokunacaksan şimdi dokun bana
Zaman yok
Ben de bekleyebilirim kır çiçeklerinin,
ıslak çimenler arasından boy atmasını
Ben de bekleyebilirim ılık lodosların coşturduğu bulanık denizin,
küçük sandalları sahilde bir o yana, bir bu yana yatırmasını, ben de
Evet, ben de önce şiirler söyleyebilirim sana
sonra küçük çekingen notlar gönderebilirim
Doğru kelimelerin peşinde
ben de küçük adımlarla dolaşabilirim, ben de
Evet ben de bulduğum ilk aydınlık günde yanına gelip
ilk serin geceyi bekleyebilirim sevdiğimi anlatmak için
Ben de yüreğimi nadasa bırakıp bir süre
bir başıma labirentlerinde dolaşabilirim hayatın, ben de
Ama bunu yapmıyorum görüyorsun
Önce sevdiğimi bilmen gerekiyor diye düşünüyorum
Yaşam bunun ardından geliyor. Adımlarım böyle daha sağlam
Buna inanıyorum, bunu yaşıyorum
Hadi sen de yap bunu
Seveceksen şimdi sev beni
Zaman yok
Söylemek istemediğin sözler dilinin ucunda
Hani biraz tutmayıp bıraksan kendini, hepsini yüzüme vuracaksın.
Zor duruyorsun. Kibarlığından. Ya da doğru kelimeleri arıyorsun hâlâ
Yok... Boşuna arama
Sevginin arkasında bıraktığın her hece kaybolmuş sayılır
Derin bir kuyuda onlar şimdi; ulaşılmaz, karanlık, dipsiz
Bırak orda kalsınlar. Onlar çirkin. Dokunsan elini, dilini yakarlar
Canını acıtırlar. Benim de
Yüzünden, gözlerinden, dudaklarının titremesinden, bilmediğin bir
melodiyi ıslığa dökme çabandan anlıyorum işte, kızgınsın
Senin olmayanları bırak, bana kendi kelimelerinle ulaş
Haydi söyle
Bağır, çağır, yüzüme haykır ama kızgınlığını yüreğinde saklama ne olur
Gözlerini kaçırma benden. Büyütme... Her şeyi hemen şimdi söyle
Affedeceksen şimdi affet beni
Zaman yok
Doğru değil bu kadar uzak olman. Kendini uzaklara vurman
Zaman yetmezmiş gibi, bir de araya mesafeler koyman
Yollar, duraklar doğru değil... Bilesin. Boşuna bu kaçışın
Alıp kendini başka yerlere götürmen yeterli değil. Ben buradayım
Tam burada. Hiç değişmedi yerim. Bildiğin yerdeyim. Bildiğin gibi
Doğru değil bizi parçalaman. Kabul et bunu
İçin böyle istemiyor, farket, anla
Dokunacaksan şimdi dokun bana
Zaman yok
Ben de bekleyebilirim kır çiçeklerinin,
ıslak çimenler arasından boy atmasını
Ben de bekleyebilirim ılık lodosların coşturduğu bulanık denizin,
küçük sandalları sahilde bir o yana, bir bu yana yatırmasını, ben de
Evet, ben de önce şiirler söyleyebilirim sana
sonra küçük çekingen notlar gönderebilirim
Doğru kelimelerin peşinde
ben de küçük adımlarla dolaşabilirim, ben de
Evet ben de bulduğum ilk aydınlık günde yanına gelip
ilk serin geceyi bekleyebilirim sevdiğimi anlatmak için
Ben de yüreğimi nadasa bırakıp bir süre
bir başıma labirentlerinde dolaşabilirim hayatın, ben de
Ama bunu yapmıyorum görüyorsun
Önce sevdiğimi bilmen gerekiyor diye düşünüyorum
Yaşam bunun ardından geliyor. Adımlarım böyle daha sağlam
Buna inanıyorum, bunu yaşıyorum
Hadi sen de yap bunu
Seveceksen şimdi sev beni
Zaman yok