Biyoloji dersinden yapılacak sınav için sınıftaki herkes acayip
çalışmış, notlar fotokopiler havada uçuşmuş. Daha sonra sınavın
yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar, ortada kağıt kalem yok
sadece sıra sıra mikroskoplar. Hocada başlarında bekliyorken demiş ki,
"Bu mikroskoplarda lam'da bir böceğin bacağı var, sınavınız bacağından
böceği tanımak" Tabi hemen itirazlar, ama fayda etmemiş, hoca dediği
dedik. Öğrenciler mikroskopların başına geçmiş. Ama bir şey
yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış, kapıyı çarpıp çıkmış. Hoca
arkasından seslenmiş :
''Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun?" Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış :
"Tanısana hadi, tanısana kim olduğumu"
çalışmış, notlar fotokopiler havada uçuşmuş. Daha sonra sınavın
yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar, ortada kağıt kalem yok
sadece sıra sıra mikroskoplar. Hocada başlarında bekliyorken demiş ki,
"Bu mikroskoplarda lam'da bir böceğin bacağı var, sınavınız bacağından
böceği tanımak" Tabi hemen itirazlar, ama fayda etmemiş, hoca dediği
dedik. Öğrenciler mikroskopların başına geçmiş. Ama bir şey
yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış, kapıyı çarpıp çıkmış. Hoca
arkasından seslenmiş :
''Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun?" Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış :
"Tanısana hadi, tanısana kim olduğumu"