bir ganimettir ciğerinden geçen her nefes
gitti giden hiç gidenden var mı ses
biri yer biri bakardı öyle koptu kıyamet
büyüklük göstermekti küçüklüğe alamet
görünüyor ruhunun çirkin köşeleri
öyle güzelsin ki hala elmasın çamurlu hali
parlamadığını fark ettin oldu akıl baliğ
böyle dosta malum olur alemin tüm halleri
yalnız kalınabilen bir yer var mı bildiğin
saklanacak yer yok derdi Mahmut Hüdayim
kullanırda dostu derdi benim canım enayim
kaf ve keftir helalim sanki odur cemalim
şekil alır demir döve döve
insan olgunlaşır dert çeke çeke
dedikodu gibi yayılıyor bende bilmece
binilmeyen yaşlı bir at
bakılmayan yaşlı bir surattı öptün her gece
bir bilsen içimi bi kemiren var
bir bilsen anlayan yok halimi
bir bilsen anlatacağım şeyleri
bir bilsen ah bir bilsen sen
bir bilsen kaybettin herşeyi
bir bilsen çok ağlayacaksın
hele gülsen zahirden geçip altını görsen
ah bir görsen sen
nakarat.
gazla dostum kesme hızını bunlar rapten laftan anlamaz
aldım hızımı sende anlamadın bu kız mı tazı mı
beyin boşluk dolu kavramaz
havlayan adam ısırmaz
iyilik edersin eşek hoşaftan anlamaz
bir kurtarıcı ararken çoktan soğumuştu beden
gaddar adam neden üzülsün ki zulm ederken
henüz rapi bırakmam için hayli erken
savaştığımı bil de korkudan doğurma erken
hakkımda konuşulur ama şahsiyetim bilinmez
resmime bakarsın ama gözümün derini görülmez
belki elimi tutarsın elime paha biçilmez
mayından koşup geçilmez
turla ruhum gezilmez
gayba pek meraklıyız
bildiklerimize isteksiz
bilmediğinden korkan dalaksız yüreksiziz
şeytan bal sürdü dudağa hoşumuza gitti tadı
kandırıldık anladık bal değilde külmüş adı
nakarat**
Zahir:Gözümüzle görebildiğimiz, algılayabildiğimiz herşeye zahir denir.
Gayb:Gayb, duygu organları ile veya hesap ile, tecrübe ile anlaşılmayan şey demektir. Gaybı ancak Allah bilir.
gitti giden hiç gidenden var mı ses
biri yer biri bakardı öyle koptu kıyamet
büyüklük göstermekti küçüklüğe alamet
görünüyor ruhunun çirkin köşeleri
öyle güzelsin ki hala elmasın çamurlu hali
parlamadığını fark ettin oldu akıl baliğ
böyle dosta malum olur alemin tüm halleri
yalnız kalınabilen bir yer var mı bildiğin
saklanacak yer yok derdi Mahmut Hüdayim
kullanırda dostu derdi benim canım enayim
kaf ve keftir helalim sanki odur cemalim
şekil alır demir döve döve
insan olgunlaşır dert çeke çeke
dedikodu gibi yayılıyor bende bilmece
binilmeyen yaşlı bir at
bakılmayan yaşlı bir surattı öptün her gece
bir bilsen içimi bi kemiren var
bir bilsen anlayan yok halimi
bir bilsen anlatacağım şeyleri
bir bilsen ah bir bilsen sen
bir bilsen kaybettin herşeyi
bir bilsen çok ağlayacaksın
hele gülsen zahirden geçip altını görsen
ah bir görsen sen
nakarat.
gazla dostum kesme hızını bunlar rapten laftan anlamaz
aldım hızımı sende anlamadın bu kız mı tazı mı
beyin boşluk dolu kavramaz
havlayan adam ısırmaz
iyilik edersin eşek hoşaftan anlamaz
bir kurtarıcı ararken çoktan soğumuştu beden
gaddar adam neden üzülsün ki zulm ederken
henüz rapi bırakmam için hayli erken
savaştığımı bil de korkudan doğurma erken
hakkımda konuşulur ama şahsiyetim bilinmez
resmime bakarsın ama gözümün derini görülmez
belki elimi tutarsın elime paha biçilmez
mayından koşup geçilmez
turla ruhum gezilmez
gayba pek meraklıyız
bildiklerimize isteksiz
bilmediğinden korkan dalaksız yüreksiziz
şeytan bal sürdü dudağa hoşumuza gitti tadı
kandırıldık anladık bal değilde külmüş adı
nakarat**
Zahir:Gözümüzle görebildiğimiz, algılayabildiğimiz herşeye zahir denir.
Gayb:Gayb, duygu organları ile veya hesap ile, tecrübe ile anlaşılmayan şey demektir. Gaybı ancak Allah bilir.