Ergenekon'da Avukatlardan Biri, Mahkeme Heyetine, "Burası Mahkeme mi Morg mu? Yoksa Siz Ölü Yıkayıcısı Mısınız?" Dedi. |
Birleştirilen Ergenekon davasının öğleden sonra görülen bölümünde tutuklu sanıklar Durmuş Ali Özoğlu ve İbrahim Özcan'ın avukatı Yusuf Erikel'in, mahkeme heyetine, "Burası mahkeme mi morg mu? Yoksa siz ölü yıkayıcısı mısınız?" sözleri, duruşma salonunun gerilmesine neden oldu. Başkan Köksal Şengün ile avukat Erikel arasında zaman zaman tartışmalar yaşanırken, Şengün, hakaret olarak belirttiği konuşmasından dolayı Erikel'i sık sık uyardı. |
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada talepler bölümünde tutuklu sanık Servet Kaynak, geçtiğimiz çarşamba günü ifade vermesi için Emniyet Disiplin Kurulu'nca çağrıldığını, ancak gidemediğini söyledi. Kaynak, "Gitmeyince meslekten atılacağım. Meslekten ihraç etmeye hiç gerek yok. Ben istifa dilekçemi veririm." dedi. Kaynak, meslekten atıldıktan sonra tahliye olmasının da bir anlamı olmadığını söyledi.
Avukat Hasan Gürbüz, müvekkili Cengiz Köylü'nün ve birinci davanın tutuklu sanığı İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı'nca yürütülen "İP/Karargah Evleri" konulu soruşturma kapsamında tanık sıfatıyla ifadeye çağrıldıklarını ifade etti. Köylü'nün Hasdal Askeri Savcılığı'nca, Perinçek'in de Silivri Cumhuriyet Savcılığı'nca dün tanık olarak ifadelerinin alındığını belirten Gürbüz, "Askeri savcılık müvekkilimi şüpheli olarak görmüyor, tanık olarak görüyor. 16 aydır tutuklu tahliyesini istiyorum." dedi.
Bu arada, Cengiz Köylü ve Doğu Perinçek'in, aynı soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla ifadeleri alınmıştı. Köylü, tanık olarak verdiği son ifadesinde soruşturma kapsamında tutuklanan Yarbay Selami Selçuk Çakmaklı'nın, 2007 yılında kendi emrinde öğretim elemanı olarak çalıştığını söylediği öğrenildi. İddiaya göre Köylü ifadesinde, "Kendisini daha önceden hiç tanımıyorum. Kendisi ile astlık üstlük ilişkisi dışında hiçbir ilişkimiz yoktur. Bu sorduğunuz MİT belgesini, kendisi tutuklandığı zaman basından duydum. Detayını ise 2009 yılı Ocak ayında Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı tarafından ifademin alınması neticesinde öğrendim. Bu belgenin kendisinde bulunması hususunda herhangi bir bilgim ve görgüm yok." şeklinde ifade verdi.
Aynı konuya ilişkin yürütülen son soruşturmanın farklı olduğu, "MİT belgesinde ismi geçen asker kişilerin karargah evleri veya başka bir siyasi yapılanma çerçevesinde askeri yargının görev alanına giren eylem ya da eylemleri gerçekleştirip gerçekleştirmedikleri" olayına ilişkin adı geçen asker kişilerle ilgili olduğu öğrenildi.
BAŞKAN ŞENGÜN İLE AVUKAT ERİKEL ARASINDA GERGİNLİK
Tutuklu sanıklar Durmuş Ali Özoğlu ve İbrahim Özcan'ın avukatı Yusuf Erikel'in talebi sırasında sarfettiği "Hakim beyler, burası mahkeme mi, morg mu, ameliyathane mi? Siz burada bizi sanık sayıp yargılıyor musunuz yoksa ölü sayıp kefenliyor musunuz? Yoksa bizim üstümüzden ameliyat yapıyor veya yapılmasına olanak mı veriyorsunuz? Siz hukukçu musunuz? Yoksa, ölü yıkayıcı mısınız? Yoksa, ameliyat cerrahı mısınız?" şeklindeki sözleri Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün müdahalesine neden oldu. Şengün, saygısızlık yaptığını belirterek Erikel'i sert bir tavırla uyardı. Erikel'in saygısıylık yapmadığını söylemesi üzerine Başkan Şengün, sinirli bir şekilde "Saygısızlığın daniskasını yapıyorsunuz. Sözünüzü kesmek istemiyorum ama konuşmalarınızı kulağınızla duyun." diye ikinci kez uyarıda bulundu.
Müvekkillerinin 22 aydır tutuklu olduğunu belirten Erikel, "Sözlerimde bir saygısızlık yok. Morg kelimesinden dolayı mı tepki gösterdiniz?" diye sordu. Şengün de "Ne söylediğinizi duymuyorsunuz ki" diye tepki gösterdi. Müvekkillerinin tutukluluğunda bir gerekçe gösterilmediğini, sözlerini hakaret olarak söylemediğini belirten Erikel, mahkemenin savunmaya saygı göstermesi gerektiğini söyledi. Bu konuşmaların savunma sınırını aştığını belirten Başkan Şengün, mahkemeye bu şekilde hitap edilemeyeceğini söyledi.
Başkan Şengün'ün bu sözlerinden sonra Erikel, "Hani kıyametin de cuma günü kopacağından bahsedilmektedir. Bu kıyamet haftalardır müvekkillerim aleyhine kopmaya devam etmektedir. Sizden isteğimiz şudur. Artık mahkeme heyeti olarak adeta bir İsrafil gibi adalet suruna üfleyiniz ve aylardır öldürdüğünüz adaleti, diriltip, felç ettiğiniz bu insanlara şifa veriniz. Burada biz maden arar gibi aylardır insafınızı aramaktayız. Ama nedendir bilinmez, var sandığımız halde o insafa ulaşamadık. Biz her hafta sizden tahliye manasında müjde muştusu umarken, geç saatler sizden aynı adaletin hala dirilmediği yönünde sala sesi işitmekten muzdarip olduğumuzu bilmenizi isterim. Sayın başkanım, eğer bizlerin konuşmalarından rahatsız oluyor veya da hukuk adına etkilenmiyorsanız, isterseniz hukuk adına sukut edelim, sukutumuz bu tahliyeye vesile olsun." dedi.
Öte yandan Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Süheyl Batum, öğleden sonraki bölümde duruşmaya izleyici olarak katıldı. Duruşmaya hukukçu sıfatıyla, izlemek için katıldığını belirten Batum, "Bir haksızlık olduğunun farkına vardığımızı yargılanan kişiler de görsün, onlara moral olsun istedim." ifadesini kullandı.