Erdoğan İle Başbuğ'dan Aynı Suçlama: Vicdansızlık ! Kayyto10


Join the forum, it's quick and easy

Erdoğan İle Başbuğ'dan Aynı Suçlama: Vicdansızlık ! Kayyto10
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
İsmail YK'nın 2015 Albümü Çıkmıştır!

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Erdoğan İle Başbuğ'dan Aynı Suçlama: Vicdansızlık !

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

[- Melankolik -]

[- Melankolik -]
Ölümüne YK'Cı
Ölümüne YK'Cı






[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] , hükümeti '[url=http://www.milliyet.com.tr/index/sivil darbe]sivil darbe[/url]' yapılıyor diye eleştirenleri, Başbuğ ise TSK'yı 'askeri darbe' planlamakla ithem edenleri aynı ifadeyle suçladı. Erdoğan: Bizi demokrasi karşıtlığıyla itham etmek vicdansızlıktır... Başbu: Askerin camiye bomba atacağını düşünmek vicdansızlıktır...
İşte düne damga vuran iki konuşmanın ana hatları...

SABRIMIZIN SINIRI VAR
AYDIN HASAN Ankara Org. Başbuğ: “Askerine ‘Allah Allah’ diye hücum ettiren bir ordu nasıl Allah’ın evi camiye bomba atmayı düşünür? Vicdansızlıktır. Lanetliyorum bunları” diye konuştu
Başbuğ: “Türk ordusunun da bir sabrı var. Karargâhlardan bilgi sızdırılması konusunda 61 soruşturma yürütüldü. Bu çerçevede bir subay 3 yıl [url=http://www.milliyet.com.tr/index/hapis cezasi]hapis cezası[/url] aldı, 10 personel de tutuklandı Genelkurmay Başkanı Orgeneral [url=http://www.milliyet.com.tr/index/Ilker Basbug]İlker Başbuğ[/url], 1. Ordu Komutanlığı’ndaki plan seminerinde “Balyoz Harekâtı” adı altında darbe planları yapıldığına ilişkin iddialar konusunda sessizliğini bozdu.
Türkiye’de darbe dönemlerinin geride kaldığını kesin bir dille ifade eden Başbuğ “Darbe demekten hicap duyuyorum” dedi. Taraf gazetesindeki [url=http://www.milliyet.com.tr/index/darbe plani]darbe planı[/url] iddialarında “İstanbul’daki bazı camilerin bombalanması” savlarına da sert tepki gösteren Başbuğ “Askerine ‘Allah Allah’ diye hücum ettiren bir ordu nasıl Allah’ın evi camiye bomba atmayı düşünür? Vicdansızlıktır. Lanetliyorum bunları” diye konuştu. “Türk ordusunun da bir sabrı var” diye konuşan Başbuğ, karargâhlardan bilgi sızdırılması konusunda 61 soruşturma yürütüldüğünü, bu çerçevede bir subayın 3 yıl hapis cezası aldığını, 10 personelin de tutuklandığını açıkladı.Genelkurmay karargâhında dün düzenlenen Kazım Karabekir’i anma toplantısının ardından gazetecilere önemli açıklamalarda bulunan Başbuğ’un sözleri şöyle: BELGELER İMHA EDİLDİ: 2003 yılında 1. Ordu karargâhında icra edilen bir plan semineri ile ilgili olarak geçtiğimiz hafta çarşamba günü yanılmıyorsam bir gazeteye yansımalar oldu. Bir gün sonra bir açıklama yaptık. Şimdi bir kere şunun altını çizmek istiyorum, icra edilen plan semineri 7 yıl önce. O zaman bu plan semineri ile ilgili komutanlıklar dediğimiz zaman tabii ki 1. Ordu var, Kara Kuvvetleri Komutanlığı var, Genelkurmay Başkanlığı var. Bu iddiaların basında yer alması üzerine elbette bu plan semineri ile ilgili elimizdeki bilgileri toplamaya ve değerlendirmeye başladık. Ancak 7 yıl önce olması, artı bir de yönetmeliklerimize göre 5 yıl sonra normal olarak daha önceki faaliyetlere ilişkin, elimizdeki doküman belgeleri imha ediyoruz.UZAMASI DOĞRU OLMAZ: O gün yaptığımız açıklama ki, 24 saat sonradır, hemen hemen o anda ulaştığımız bilgiler kapsamında yaptığımız açıklamadır. Biz TSK olarak doğru, sağlıklı bilgilere dayanarak kamuoyunu bilgilendirmek durumundayız. Bizim şöyle bir lüksümüz yok: ‘Bugün ‘a’ diyelim, ertesi günü çıkalım ‘b’ diyelim’. Biz bunu yapamayız. Kimse de bizden bunu beklemesin. Özellikle Kara Kuvvetleri Komutanlığımız konuya ilişkin detaylı, derinlemesine incelemelerine devam ediyor ve bu incelemeler sonuçlandıktan sonra elbette bunu da bu hafta içinde neticelenmesini istiyoruz. Fazla uzaması da doğru değil.ORDU ALLAH ALLAH DİYOR: Bu iddialar kapsamında vahim konular da var. Vahim iddialar. Keşke buraya getirseydik, gösterseydik. Eğitimde kullandığımız dokümanlara talimname deriz. Sahra talimnamesi vs. gibi. Talimnamelerimizden taarruzla ilgili bölüme baktığımız zaman ki, tahmin ediyorum çoğunuz da askerlik hizmetini yaparken görmüşsünüzdür, özellikle hücum bölümü, taarruzun en son safhası, askere ne dedirttiriyoruz, biliyor musunuz? ‘Allah Allah’ diye asker taarruz ediyor. Ya şimdi ben size soruyorum, vicdansızlara soruyorum, ‘Allah Allah’ diye askerine hücum ettiren, taarruz eden bir ordu nasıl Allah’ın evi camiye bomba atmayı düşünür? Vicdansızlıktır. Lanetliyorum bunları. Bu kadar vicdansızlık olur mu? Çanakkale’de de böyleydi, İstiklal Savaşı’nda da böyleydi, bugün de böyle. Bugün de, bu ordunun Mehmetçiği Allah Allah sesleriyle düşmana, eğitim tabii bu, Allah sesleriyle eğitim yapıyor. Talimnamemizde var. Ya böyle bir ordu, böyle bir ordunun kişileri çıkacak, Allah’ın evi camilere bomba atacak. Oradaki dini ibadetini yapan kişileri şey yapacak. Yine bu ordunun kişileri çıkacak kendi uçağını bilmem ne yapacak. Lanetliyorum. Türk ordusunun da bir sabrı var. Asker şimdi bölgede elinde silah yine bekliyor bu ülkeyi, milleti. Siz bu orduyu, tümünü nasıl böyle itham edersiniz? Hiç mi vicdanınız yok? Yapanlara söylüyorum elbette.BİLGİ SIZDIRANA HAPİS: Bilgi sızdıranlarla ciddi şekilde mücadele içinde olmamız lazım. Bakın ilk defa bunu burada açıklıyorum. Bugüne kadar TSK içinde çeşitli şekillerde bilgi sızdırmasıyla ilgili, sağa sola, basına, medyaya, nereye derseniz deyin, kişilere... Bilgi sızdırması kapsamında açılan soruşturma adedi 61’dir. Bunlardan 9 tanesi kovuşturma safhasına, yani yargı safhasına dönüşmüştür. Yani 9 konu mahkeme tarafından devam ediyor. Bir tanesi sonuçlandırıldı ve bu mahkemenin sonuçlandırdığı karara göre bir subay 3 yıl hapis aldı ve Silahlı Kuvvetler’den tard edildi. Ve şu anda 10 kişi de bu kapsamda çeşitli rütbelerde tutukludur.EKLEMELER YAPILIYOR: Maalesef bu sızan bilgiler değiştirilerek, eklemeler, vesaireler yapılarak işte zamanı geldiği zaman kullanılıyor.[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]SONUCU TAKİP EDECEĞİZ: Elbette silahlı kuvvetlere karşı yürütülen karşı faaliyetlerle ilgili olarak bize düşen görevler olduğu gibi devletimize de düşen görevler var. Bu konuyu, Silahlı Kuvvetler olarak tek başımıza mücadeleyi götüremeyiz. Elbette devletimizin de bu konuda yapacağı hususlar var. Bunu daha önce de ifade ettim, burada bir defa daha ifade ediyorum, bu konulara ilişkin ben görüş, düşünce ve tekliflerimi uygun zamanlarda, uygun platformlarda Sayın Cumhurbaşkanımıza da arz ediyorum, Sayın Başbakanımıza da çeşitli vesilelerle arz ettim ve elbette bu görüş, düşünce ve tekliflerimizin sonuçlandırılmasını da takip edeceğiz. Bizim dışımızda bazı konularda da gerekli tedbirlerin alınması zorunluluğu var.HİCAP DUYUYORUM: Son olarak değineceğim konu şudur, bu kelimeyi burada söylemekten hicap duyuyorum ama mecbur kaldığım için söylüyorum, severek söylemiyorum, ama söylemek durumundayım. Türkiye’de son dönemde maalesef darbe, darbe iddiaları Türkiye’nin gündemini teşkil etmektedir. Ana gündem maddesini teşkil etmektedir. Ve bu kapsamdaki iddialardan TSK olarak fevkalade rahatsızız. Bu konulara ilişkin TSK’nın durumu, pozisyonu nettir.SEÇİMLE DEĞİŞMELİ: Artık Silahlı Kuvvetler olarak biz, ülkemizin ve toplumumuzun huzura ve barışa ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Bugün herkesin, 72 milyonun bizce artık yürekten inanması gereken husus şu olmalı; diyoruz ki demokraside, demokratik yönetimlerde en önemli olan husus, iktidarların seçimlerle demokratik yöntemlerle el değiştirmesidir. Ve bu düşünceye herkesin de yürekten inanması gerektiğini değerlendiriyoruz.(...)ben de haklı olarak şunu soruyorum: Peki bu darbe iddiaları, darbeyle ilgili iddiaların devamlı gündemde kalmasından kim menfaat arıyor? Bunu da sormak benim hakkım. Ben Silahlı Kuvvetler olarak bundan rahatsızlık duyuyorum, Türk milletinin de rahatsızlık duyduğu kanaatindeyim. O zaman kim bundan menfaat sağlıyor? İŞTE ‘ALLAH ALLAH!’ YAZILI TALİMNAME Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un “Vicdansızlara soruyorum, ‘Allah Allah’ diye askerine hücum ettiren bir ordu nasıl Allah’ın evi camiye bomba atmayı düşünür” sözleriyle atıfta bulunduğu talimnamede “ALLAH! ALLAH!” ifadesi büyük harflerle yer alıyor. Başbuğ dünkü konuşmasında, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın Mekanize Piyade Manga ve Takımı Talimnamesi’ne atıfta bulundu. Talimnamenin 4. maddesinde “Hücumun icrası” başlığı altında saldırının nasıl yapılacağı düzenleniyor. Başbuğ’un atıfta bulunduğu talimnamenin hücumla ilgili maddesi şöyle: “Hücum çıkış mevziine varıldığında hiç beklemeden düşman yakın mesafeden, kitle halinde açılan şiddetli bir ateşle baskı altına alınır. Bu maksatla bütün silahlar kullanılmalıdır. Düşmanın baskı altına alındığından emin olununca; himaye unsuru olarak görevlendirilen manga - mangalar veya silahlar, derinlikteki mevziler üzerinde ateş baskısını sürdürürken, hücum unsurları, takım ve manga komutanlarının HÜCUM, MARŞ MARŞ komutu ile hep birlikte komutu tekrar ederek ayağa fırlayıp hücum ateşiyle düşmanın üzerine atılırlar. Hücum ateşi, hücum nişan vaziyetinde koşarak ve kısa ateş darbeleri şeklinde omuzdan, kalçadan, koltuk altından icra edilir. Hücumda ilk hamlede hücum çıkış hattına ulaşılmalıdır. Bomba mesafesine ulaşıldığında, manga komutanının emrettiği personel, bombalarının pimlerini çekerek BOMBALAR komutu ile hep birlikte karşılarındaki düşman mevzi ve / veya irtibat hendeklerine atlarlar. Bombalar patlar patlamaz, hücuma kalkan bütün personel ALLAH! ALLAH! nidaları ile bir anda karşılarına çıkan ilk düşman mevzii ve / veya irtibat hendeğine atlarlar. Karşılaşılan düşman ateş, süngü veya dipçikle imha edilir. Manganın dış kanatlarına düşen personel, süratle irtibat hendeklerinin bağlantı noktalarını tutup uzantılarını kontrol altına alır.”NOTLAR Eliyle kürsüye vurdu * Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı Orbay Salonu’nda düzenlenen törenlerin ardından gazetecilerle genellikle konukların ağırlanması sırasında ayakta sohbet ederdi. Ancak, dün Başbuğ’un törenden sonra gazetecilerle salonda sohbet edeceği duyuruldu.* Konuklarını uğurladıktan sonra salona dönen Başbuğ, gazetecilerle salonun ortasında ve ayakta sohbet etmek istedi. Ancak, kameraların ses alma cihazları mikrofona ayarlı olduğu ve salonda karmaşa yaşanacağı uyarıları üzerine kürsüye çıktı.* Başbuğ kürsüde cebinden notlarını çıkarırken “Kazım Karabekir ile ilgili notları çıkarttım. Ceplerim not dolu” diye espri yaptı.* Başbuğ konuşmasına “Bu bir basın toplantısı, basın brifingi değil. Sohbet edelim diye düşündük” diye başladı.* Gazetecilere takılan Başbuğ, “Tören için buraya geldiniz. Ama töreni ne kadar takip ettiniz, onu biraz sonra test edeceğiz. Yoksa siz de başka yerlerde miydiniz düşünce olarak? Güncel olaylara daha fazla yoğunlaşıyorsunuz. Haklısınız, göreviniz de o. Saygı gösteriyorum” dedi.* Başbuğ, konuşması sırasında ve özellikle darbe planında yer alan camilere bomba konulacağı iddialarına tepki gösterirken, eliyle zaman zaman sert biçimde kürsüye vurdu. Konuşmasının bazı bölümlerinde de ses tonunu yükseltti.* Başbuğ, konuşmasının sonunda programına geç kaldığını belirterek “Bugün itibarıyla, bu an itibarıyla sizlere söyleyeceğim bunlardır. Soru almayacağım. Biraz geç kaldım programıma...” dedi ve salondan ayrıldı.

Vicdansız saldırı var
ANKARA Milliyet Başbakan Erdoğan: Tek parti diktatörlüğü CHP döneminde yaşandı. Demokrasiyi kökleştiren bir hükümeti demokrasi karşıtlığıyla itham etmek haksızlıktır, tutarsızlıktır, daha ötesi vicdansızlıktır Başbakan [url=http://www.milliyet.com.tr/index/Recep Tayyip Erdogan]Recep Tayyip Erdoğan[/url], sivil dikta eleştirilerine tek parti diktatörlüğünün CHP döneminde yaşandığını belirterek yanıt verdi. Erdoğan, “Demokrasiyi kökleştiren bir hükümeti, demokrasi karşıtlığıyla itham etmek, haksızlıktır, tutarsızlıktır, daha da ötesi vicdansızlıktır” dedi. Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan yasayı iptal eden [url=http://www.milliyet.com.tr/index/Anayasa Mahkemesi]Anayasa Mahkemesi[/url]’ni de eleştiren Erdoğan, “Muhalefetin sadece TBMM içindeki muhalefet olmadığı iyi görülmelidir” diye konuştu.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Erdoğan, Memur-Sen’in Rixos Otel’de düzenlediği Uluslararası Demokrasi Kongresi’nde sivil dikta ve darbe tartışmaları nedeniyle sert eleştirilerini dün de sürdürdü. Erdoğan, şunları söyledi: DİKTATÖRLÜK CHP İLE YAŞANDI: ‘Türkiye sivil diktatörlüğe gidiyor, tek parti diktatörlüğü, sivil vesayet, sivil faşizm var’ dediler. İbretlik tartışmalar. Bize ‘tek parti diktatörlüğüne Türkiye gidiyor’ iftirasını atanlar, önce aynaya baksınlar. Bu ülke, tek parti diktatörlüğünü yaşadı. Kiminle? CHP ile yaşadı. O dönemde CHP’nin il başkanları aynı zamanda o ilin valisi, belediye başkanıydı. Şimdi hangi yüzle onların o yandaş düşünce grupları bunları söyleyebiliyor? Ayıp oluyor ayıp. Biraz kendinize çeki düzen verin.

VİCDANSIZLIK: Yedi yıl boyunca kararlıkla, cesaretle demokrasi mücadelesi veren, demokrasinin standartlarını yükselten, demokrasiyi kökleştiren bir hükümeti, demokrasi karşıtlığıyla itham etmek, haksızlıktır, tutarsızlıktır, daha da ötesi vicdansızlıktır. Devamlı hayali tehditler üzerinden bize karşı bu vicdansız saldırıyı yürütüyorlar. Kitleler korkutuluyor; ‘Bunlar gelirse laiklik elden gidecek, yaşam şeklimiz değişecek’. İstanbul’da belediye başkanlığı yaptığımda da bunları söylediler. Hatta bunlar ‘trenden başı açık olanları atacaklar’ dediler. Aynı şeyi şimdi yapıyorlar. Ya yedi yıl oldu, neyin değişti? Yaşamında ne değişti? SİZİ DE YANAŞTIRMAYIZ: Peki bu ülkede anayasa sorunu var mı? Var. Hemfikiriz. Gelin çözelim. ‘Türkiye’ye yakışan bir anayasayı hep birlikte yapalım’ diyorsunuz. ‘Hayır biz yanaşmayız. Sizi de yanaştırmayız’ diyorlar. Niye çünkü bir 367, 411 deneyimi yaşandı. Çekiniyorlar. Çünkü bu ülkede yasama organının yetkisine müdahalenin olduğunu görüyor halk. Statükoyla bu ülke nereye gidebilir?HERKESİ SERSEM Mİ SANIRSIN?: Köşelerinde koalisyon dönemlerine methiyeler düzenler var. Koalisyon dönemlerine özlem duyduklarını dile getiren mütekait (emekli) siyasetçiler var. [url=http://www.milliyet.com.tr/index/erken secim]Erken seçim[/url] diye bağırıyorlar. Seçim zamanında yapılacak. Türkiye’de güçlü bir siyaset var. Artık olayları çok yakından takip eden... Ve Ziya Paşa’nın o meşhur bir sözü var ya; ‘sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?’ ‘LAİKLİK ELDEN GİDİYOR’ TUTMADI: Yedi yıl bu malum koro aynı nakaratı tekrar etti. ‘Laiklik elden gidiyor’ dediler, tutmadı. ‘İrtica, takiyye’ dediler, tutmadı. ‘İhanet, hıyanet’ dediler, tutmadı. Bundan sonra da ne yaparlarsa yapsınlar tutmayacak.

ANAYASA MAHKEMESİ’NE ELEŞTİRİ: Değişime direnen, her reforma ayak direten, aka kara diyen, statükodan beslenen, elitist bir muhalefeti karşısınızda bulunuyorsunuz. Hiçbir zaman mazeretlere sığınmadık, bahane üretmedik. Ama muhalefetin de sadece TBMM içindeki muhalefet olmadığı da iyi görülmelidir. Nelerle karşılaştığımızı sizler çok iyi biliyorsunuz. Yasa çıkaracağız, ‘hayır’. Cumhurbaşkanı seçeceğiz, ‘hayır seçemezsiniz’. Anayasayı değiştireceğiz, ‘hayır değiştiremezsin’.

DİREKSİYONU KURCALIYORLAR: Biz direksiyondayız gaza basıyoruz ama birileri frene basıyor, debriyaja basıyor. Direksiyonu kurcalıyor, müdehale etmek istiyor. Çağdaş demokrasilerde demokratik unsurların her birinin yeri, yetkisi, sorumluluğu bellidir. Ama bizde sorunların üzerine gittiğinizde statükoyla karşılaşıyorsunuz.

KİRLİ SENARYOLAR: Milletin emaneti kutsaldır o emanete uzanan ellere ‘dur bakalım’ demek, bunun da hesabını hukuk çerçevesinde sormak hepimizin ortak boynumuzun borcudur. Kirli senaryolarla, çirkin oyunlarla tahriklerle, kışkırtmalarla kimsenin varabileceği bir yer yoktur.

HANİ KUVVETLER AYRILIĞI?: ‘Bu Meclis [url=http://www.milliyet.com.tr/index/anayasa degisikligi]anayasa değişikliği[/url] yapamaz’ dediler, neden dedik? Halbuki anayasa değişikliğini yaptı, fakat ne yazık ki Meclis iradesi ile oluşan, halkın iradesiyle oluşan bu Meclis’e bu iradeyi kullanma noktasında ne yazık ki olumsuz yaklaşan zihniyetler siyaset yapıyor, muhalefet görevini üstleniyor. Yandaşlarıyla beraber böyle bir çalışmanın içine giriyorlar. Hani kuvvetler ayrılığı vardı, yasama, yürütme, yargı vardı. Söyledikleri şey şu; ‘Efendim bu erklerin birbirini denetleme yetkisi var’. Eyvallah, bizde aksini hesap etmiyoruz. Ama siyaha beyaz dendiği zaman da şaşırıp kalıyoruz.

KANADOĞLU’NA ELEŞTİRİ: 367 garabetinin mucitleri, akıl daneleri çıkıyor akla ziyan iddialarla reformların önünü kesmek için yeniden sahne alıyorlar. Peki neden? Bu Meclis seçimle teşekkül etmedi mi? Uzaydan mı geldi? BEDELİ GÖZE ALIYORUM: Bu millete, ‘göbeğini kaşıyan adam’ diyeceksin, ‘bidon kafalı’ diyeceksin. Milletin seçimini küçümseyip aşağılayacaksın, milletin iradesiyle oluşmuş Meclis’i yok sayacaksın, sonra kalkıp milletin iktidarını sivil diktayla suçlayacaksın (Yuh sesleri). Bu ne perhiz ne lahana turşusu. Sivil dikta tartışmasını çıkaranlara bakın, sivil anayasaya, referanduma da karşı olduklarını görürsünüz. Ben siyasi olarak her türlü bedeli göze alıyorum.

http://www.melankolikdamlalar.tk

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz