ben hala aynı yerdeyim benimde bir resim var ezberimde
hala aynı rüyalarsa düşlerimde
yolunu ayrı at yoksa yolcular mı ayrı düştü
söyle kaç yürek girer bu yolda senle harbe
gitmek istedim mesafeler bana uzar
yolların dikenle dolsa söyle bana kaç yazar
yasak bir hayal bu uzaklarda yalan bir diyar
düşlerin adı ütopya bak önünde bir duvar
ve sonbaharda düştü yaprak toprak oldu
bizimle aynı yolda yandılar ateşle su
tek hazine bu hayat ölümle yar mıdır
ey kara toprak bir bedende kar mıdır yar mıdır sana
al beni yaz her satıra vur beni,
her güne yaz bak çöldeki gibi
al beni vur rast geldiği gibi
rüzgara vur her ses de duy beni
son güneş di battı işte son kiraydı verdim iş de
son saatti geç di işte son adımdı attım işte
son nefes di çektim işte, son derdimdi bitti işte
son sözümdü yazdım iş de sonum buydu gördün işte
ayrı düşler aynı dünya ayrı kalpte aynı sevda
bir yudumluk hayatta görmediğin kendin anla
aynı gözde farklı anlam farklı beden aynı zaman
ayrı sözler aynı yalan ayrı dertler aynı derman
bir dert girdabına girdim acep kurtaran çıka rmı
yaşanan onca günler zarar mı yoksa kar mı
bak güneş battı yine dün geçti yarın var mı
gençliğine güvenene ölenler hep ihtiyar mı
al beni yaz her satıra vur beni,
her güne yaz bak çöldeki gibi
al beni vur rast geldiği gibi
rüzgara ver her ses de duy beni
kelepçelenmiş ellerimle sözlerimle bağdaşan
bi kaç hecemde var ya yok ki
hep bir bekleyiş peşinde doğdu öldü
masumane kaç yetimdi toprak aldı
aşkları ve tarih aldı tüm satırları
kimde kaldı son duman
kimdi son kez aralayan
hazinenin derme çatma kapılarında bekçiyim
kaç saatlik evrimim sürer ki acaba padişahtım
ancak elçi oldu ellerim ve gözlerim
derin nefesler ülkesinde bir çocuktu bedenim
anlatırdı kendi kendine yazılmamış satırlarımdı
arayışımdı belki de gözyaşımdı ıslatan
ağır satırlarımdı solduran bu gençliği
yıkık dökük bi zihniyetti evvelim
dalıp da gittiğim o günlerim hesap sorar
ve yarınım kural koyar
benliğim bölünmüş halde bekler ortalıkta öylece
kimliğimse yalnızsız ve kördüğüm bir bilmece
al beni yaz her satıra vur beni
her güne yaz bak çöldeki gibi
al beni vur rast geldiği gibi
rüzgara ver her ses de duy beni
hala aynı rüyalarsa düşlerimde
yolunu ayrı at yoksa yolcular mı ayrı düştü
söyle kaç yürek girer bu yolda senle harbe
gitmek istedim mesafeler bana uzar
yolların dikenle dolsa söyle bana kaç yazar
yasak bir hayal bu uzaklarda yalan bir diyar
düşlerin adı ütopya bak önünde bir duvar
ve sonbaharda düştü yaprak toprak oldu
bizimle aynı yolda yandılar ateşle su
tek hazine bu hayat ölümle yar mıdır
ey kara toprak bir bedende kar mıdır yar mıdır sana
al beni yaz her satıra vur beni,
her güne yaz bak çöldeki gibi
al beni vur rast geldiği gibi
rüzgara vur her ses de duy beni
son güneş di battı işte son kiraydı verdim iş de
son saatti geç di işte son adımdı attım işte
son nefes di çektim işte, son derdimdi bitti işte
son sözümdü yazdım iş de sonum buydu gördün işte
ayrı düşler aynı dünya ayrı kalpte aynı sevda
bir yudumluk hayatta görmediğin kendin anla
aynı gözde farklı anlam farklı beden aynı zaman
ayrı sözler aynı yalan ayrı dertler aynı derman
bir dert girdabına girdim acep kurtaran çıka rmı
yaşanan onca günler zarar mı yoksa kar mı
bak güneş battı yine dün geçti yarın var mı
gençliğine güvenene ölenler hep ihtiyar mı
al beni yaz her satıra vur beni,
her güne yaz bak çöldeki gibi
al beni vur rast geldiği gibi
rüzgara ver her ses de duy beni
kelepçelenmiş ellerimle sözlerimle bağdaşan
bi kaç hecemde var ya yok ki
hep bir bekleyiş peşinde doğdu öldü
masumane kaç yetimdi toprak aldı
aşkları ve tarih aldı tüm satırları
kimde kaldı son duman
kimdi son kez aralayan
hazinenin derme çatma kapılarında bekçiyim
kaç saatlik evrimim sürer ki acaba padişahtım
ancak elçi oldu ellerim ve gözlerim
derin nefesler ülkesinde bir çocuktu bedenim
anlatırdı kendi kendine yazılmamış satırlarımdı
arayışımdı belki de gözyaşımdı ıslatan
ağır satırlarımdı solduran bu gençliği
yıkık dökük bi zihniyetti evvelim
dalıp da gittiğim o günlerim hesap sorar
ve yarınım kural koyar
benliğim bölünmüş halde bekler ortalıkta öylece
kimliğimse yalnızsız ve kördüğüm bir bilmece
al beni yaz her satıra vur beni
her güne yaz bak çöldeki gibi
al beni vur rast geldiği gibi
rüzgara ver her ses de duy beni