Erkekler "MUTSUZ GÖRÜNEN KADIN"dan Uzaklaşır!
Erkekler "MUTSUZ GÖRÜNEN KADIN"dan Uzaklaşır! “Bir türlü memnun olmuyor!” “Ne yapsam yaranamıyorum!”
Bu sözler eşinden yana dertli olan erkeklerin ağzından çok sık dökülür.
Mutlu bir hayat “imkan meselesi” olmanın ötesinde “kişilik” ve “hayat algılaması” ile ilgilidir.
Ciddi bir sebep yokken hayatlarını “mutsuzluk” çizgisinde görenler psikolojik açıdan sorunlu kişilerdir. Problemin kökü ise evlilik öncesinde yatar. Çocukluktan beri gelen kişilikleri mutluluğa değil mutsuzluğa programlıdır.
Bu evliliğin ya da tanışmanın ilk zamanlarında pek fark edilmese de hayatın gerçekleri ile karşılaşınca hızla kendini gösterir. Tatlı hayaller hızla kaybolmaya başlar.
I.Savunma
Hep mutsuz görünen eş karşısında erkeğin ilk adımı “savunma”dır. O gördüğü mutsuz davranışları kendisi için bir “eleştiri ve onaylanmama” olarak algılar. Bu sebeple de savunmaya geçer.
Kendine göre izahlar yapmaya çalışır.
Konu şahsıyla ilgili ise yanlış anlaşılmakta olduğu
Ailesi ile ilgili ise anlayış beklediği
Zaman tanınması gerektiği gibi söylemler geliştirir. Elinden gelenin bu kadar olduğunu anlatmaya çalışır.
İkna çabaları ile mutsuz görüntü değişmez ise ki genellikle de değişmez o zaman gönül kırıklığı ile ikinci safha gelişir.
II.Sorgulama
İkinci safha erkeğin evlilikle ilgili olarak kendini “sorgulama”sıdır.
Karşısındaki kişinin aslında anlaşılabilecek biri olmadığı onunla evlenmekle pek de isabetli bir karar vermediği düşüncesine kapılır.
Eğer bu birlikteliğe baştan muhalif olanlar var idiyse onları dinlememekle nasıl bir hata yaptığını düşünür. “Ne olacak bu işin sonu?” diye düşünmekten kendini alamaz.
Pişmanlık dolu duygu ve düşünceler içinde bir nevi çaresizliğin yaşanmaya başladığı safhasıdır bu safha!
III. Soğuma
Pişmanlık zemininde gelişen kendini sorgulama safhası erkeğin bu ilişkiden hızla soğumasına sebep olur. Başlangıçtaki sevginin artık hafiflemekte olduğunu hissedilir.
“Birliktelik” tatsızlaşmış ve zevk vermez olmuştur.
Bu safhada artık ikna gayreti pek görülmez.
İlişkiler ve iletişim mesafeli olmaya başlamış ve “nerden ince ise oradan kopsun!” umursamazlığı bütün davranışlara sinmeye başlamıştır.
IV. Cezalandırma
Artık minnetsiz davranmaya daha önce yaptığı iyi şeyleri de yapmamaya eşinin hoşuna gitmeyecek başka eğilimler göstermeye ve evini açık bir şekilde ihmal etmeye başlar.
Mümkün olduğunca konuşmaz konuşsa bile yüzüne bakmaz. Sert ve suratsız bir tavır sergiler. Onunla bir yere gitmemeye özellikle hanım tarafı ile ilişkilerini sınırlı tutmaya özen gösterir. Bazen kabalaşma hatta şiddete meyletme bile görülebilir.
Bu durum bazı kadınları düşündürür.
Daha iyisini istediği ya da mevcutla yetinmediği için gösterdiği olumsuz tavırlar sonucu sahip olduklarını da kaybetmekte olduğunu fark edenler olur. Panik başlayabilir.
Gördüğü tepkilerle mutsuzluğu artan ve artık bu iş bitmeli diye düşünenlere karşılık sergilediği olumsuz davranışlarından geri adım atarak tekrar erkeğini kazanmanın hesaplarını yapmaya başlayanlar durumu kurtarma çabası gösterenler olabilir.
V. Kopma
Son safhada duygusal kopuş tamamlanmış fiziki ayrılma artık kapıya dayanmıştır. Bunun nasıl olacağını tarafların kişilikleri ekonomik durumu ailelerin müdahalesi sosyal ve mesleki çevre ayrılışın ortaya çıkaracağı problemler gibi faktörler tayin edecektir. Ancak şurası kesindir ki ayrılma olmasa bile artık hiçbir şey eskisi gibi değildir.
Tatsız tuzsuz mutsuz saygıdan yoksun sevginin uçup gittiği yıllarca sürecek didişmeler!
Erkekler "MUTSUZ GÖRÜNEN KADIN"dan Uzaklaşır! “Bir türlü memnun olmuyor!” “Ne yapsam yaranamıyorum!”
Bu sözler eşinden yana dertli olan erkeklerin ağzından çok sık dökülür.
Mutlu bir hayat “imkan meselesi” olmanın ötesinde “kişilik” ve “hayat algılaması” ile ilgilidir.
Ciddi bir sebep yokken hayatlarını “mutsuzluk” çizgisinde görenler psikolojik açıdan sorunlu kişilerdir. Problemin kökü ise evlilik öncesinde yatar. Çocukluktan beri gelen kişilikleri mutluluğa değil mutsuzluğa programlıdır.
Bu evliliğin ya da tanışmanın ilk zamanlarında pek fark edilmese de hayatın gerçekleri ile karşılaşınca hızla kendini gösterir. Tatlı hayaller hızla kaybolmaya başlar.
I.Savunma
Hep mutsuz görünen eş karşısında erkeğin ilk adımı “savunma”dır. O gördüğü mutsuz davranışları kendisi için bir “eleştiri ve onaylanmama” olarak algılar. Bu sebeple de savunmaya geçer.
Kendine göre izahlar yapmaya çalışır.
Konu şahsıyla ilgili ise yanlış anlaşılmakta olduğu
Ailesi ile ilgili ise anlayış beklediği
Zaman tanınması gerektiği gibi söylemler geliştirir. Elinden gelenin bu kadar olduğunu anlatmaya çalışır.
İkna çabaları ile mutsuz görüntü değişmez ise ki genellikle de değişmez o zaman gönül kırıklığı ile ikinci safha gelişir.
II.Sorgulama
İkinci safha erkeğin evlilikle ilgili olarak kendini “sorgulama”sıdır.
Karşısındaki kişinin aslında anlaşılabilecek biri olmadığı onunla evlenmekle pek de isabetli bir karar vermediği düşüncesine kapılır.
Eğer bu birlikteliğe baştan muhalif olanlar var idiyse onları dinlememekle nasıl bir hata yaptığını düşünür. “Ne olacak bu işin sonu?” diye düşünmekten kendini alamaz.
Pişmanlık dolu duygu ve düşünceler içinde bir nevi çaresizliğin yaşanmaya başladığı safhasıdır bu safha!
III. Soğuma
Pişmanlık zemininde gelişen kendini sorgulama safhası erkeğin bu ilişkiden hızla soğumasına sebep olur. Başlangıçtaki sevginin artık hafiflemekte olduğunu hissedilir.
“Birliktelik” tatsızlaşmış ve zevk vermez olmuştur.
Bu safhada artık ikna gayreti pek görülmez.
İlişkiler ve iletişim mesafeli olmaya başlamış ve “nerden ince ise oradan kopsun!” umursamazlığı bütün davranışlara sinmeye başlamıştır.
IV. Cezalandırma
Artık minnetsiz davranmaya daha önce yaptığı iyi şeyleri de yapmamaya eşinin hoşuna gitmeyecek başka eğilimler göstermeye ve evini açık bir şekilde ihmal etmeye başlar.
Mümkün olduğunca konuşmaz konuşsa bile yüzüne bakmaz. Sert ve suratsız bir tavır sergiler. Onunla bir yere gitmemeye özellikle hanım tarafı ile ilişkilerini sınırlı tutmaya özen gösterir. Bazen kabalaşma hatta şiddete meyletme bile görülebilir.
Bu durum bazı kadınları düşündürür.
Daha iyisini istediği ya da mevcutla yetinmediği için gösterdiği olumsuz tavırlar sonucu sahip olduklarını da kaybetmekte olduğunu fark edenler olur. Panik başlayabilir.
Gördüğü tepkilerle mutsuzluğu artan ve artık bu iş bitmeli diye düşünenlere karşılık sergilediği olumsuz davranışlarından geri adım atarak tekrar erkeğini kazanmanın hesaplarını yapmaya başlayanlar durumu kurtarma çabası gösterenler olabilir.
V. Kopma
Son safhada duygusal kopuş tamamlanmış fiziki ayrılma artık kapıya dayanmıştır. Bunun nasıl olacağını tarafların kişilikleri ekonomik durumu ailelerin müdahalesi sosyal ve mesleki çevre ayrılışın ortaya çıkaracağı problemler gibi faktörler tayin edecektir. Ancak şurası kesindir ki ayrılma olmasa bile artık hiçbir şey eskisi gibi değildir.
Tatsız tuzsuz mutsuz saygıdan yoksun sevginin uçup gittiği yıllarca sürecek didişmeler!