Gök Cisimleri Arasındaki Fark
GÖK CİSİMLERİ ARASINDAKİ FARKLAR
Kuran’da yıldızlardan, güneşten, aydan ve gezegenlerden söz
edilmektedir. Bu kelimelerin geçtiği ayetlere dikkatli bakıldığında bu
gök cesimleri arasında bazı farklar belirtildiği oraya çıkmaktadır. Bu
farklar o dönemin teknolojisi ve bilgisiyle bilinebilecek detaylar
değildir. Örneğin ayette güneş için şöyle denmektedir:
Sizin üstünüze sapasağlam yedi-gök bina ettik. Parıldadıkça parıldayan bir kandil (Güneş) kıldık. (78 Nebe Suresi, 12-13)
Bu ayette Güneş’in bir ısı ve ışık kaynağı olarak kandil kelimesiyle
belirtmesi oldukça önemlidir. Ay ile Güneşin birlikte geçtiği ayette
ise yine Güneşi kandil olarak belirtirken Ay’ın ise bir ışık
kaynağından öte yansıtıcı olduğu ifade edilmektedir.
RESİM-11
Ve Ay’ı bunlar içinde bir nur kılmış, Güneş’i de (aydınlatıcı ve yakıcı) bir kandil yapmıştır. (71 Nuh Suresi, 16)
Mürselat suresinde ise yıldızların bir sonu olduğu ve söneceği bildirilmektedir:
Yıldızlar söndürüldüğü zaman (77 Mürselat Suresi, 8 )
Yıldızların bir yakıtının olduğu ve zamanı geldiğinde bu yakıtın
tükenip yıldızların söneceği, günümüzden 14 asır öncesinin
teknolojisiyle bilinmesi imkansızdır. Kuran’da yıldızların söneceği
bildirilirken onların yörüngelerinde olan gezegenlerin ise dağılacağı
vurgulanmaktadır.
Gezegenler saçıldığı zaman (82 İnfitar Suresi 2 )
Kıyamet hakkındaki bir haberin verildiği bu ayette, yıldızların
söndüğünde onların yörüngesinde bulunan ve yıldızların çekim gücüyle bu
yörüngedeki hareketini sürdüren gezegenlerin de bu etkiden kurtulup
bulundukları yörüngeden sapacakları bildirilmiştir. Yıldızların
söndüğünden söz edilirken gezegenler hakkındaki bu detay ayette
vurgulanmış ve onların savrulacağı belirtilmiştir. Ayete verilen bu
bilgiler Kuran’ın Allah sözü olduğunu bir kez daha insanlara
göstermektedir.
GÖK CİSİMLERİ ARASINDAKİ FARKLAR
Kuran’da yıldızlardan, güneşten, aydan ve gezegenlerden söz
edilmektedir. Bu kelimelerin geçtiği ayetlere dikkatli bakıldığında bu
gök cesimleri arasında bazı farklar belirtildiği oraya çıkmaktadır. Bu
farklar o dönemin teknolojisi ve bilgisiyle bilinebilecek detaylar
değildir. Örneğin ayette güneş için şöyle denmektedir:
Sizin üstünüze sapasağlam yedi-gök bina ettik. Parıldadıkça parıldayan bir kandil (Güneş) kıldık. (78 Nebe Suresi, 12-13)
Bu ayette Güneş’in bir ısı ve ışık kaynağı olarak kandil kelimesiyle
belirtmesi oldukça önemlidir. Ay ile Güneşin birlikte geçtiği ayette
ise yine Güneşi kandil olarak belirtirken Ay’ın ise bir ışık
kaynağından öte yansıtıcı olduğu ifade edilmektedir.
RESİM-11
Ve Ay’ı bunlar içinde bir nur kılmış, Güneş’i de (aydınlatıcı ve yakıcı) bir kandil yapmıştır. (71 Nuh Suresi, 16)
Mürselat suresinde ise yıldızların bir sonu olduğu ve söneceği bildirilmektedir:
Yıldızlar söndürüldüğü zaman (77 Mürselat Suresi, 8 )
Yıldızların bir yakıtının olduğu ve zamanı geldiğinde bu yakıtın
tükenip yıldızların söneceği, günümüzden 14 asır öncesinin
teknolojisiyle bilinmesi imkansızdır. Kuran’da yıldızların söneceği
bildirilirken onların yörüngelerinde olan gezegenlerin ise dağılacağı
vurgulanmaktadır.
Gezegenler saçıldığı zaman (82 İnfitar Suresi 2 )
Kıyamet hakkındaki bir haberin verildiği bu ayette, yıldızların
söndüğünde onların yörüngesinde bulunan ve yıldızların çekim gücüyle bu
yörüngedeki hareketini sürdüren gezegenlerin de bu etkiden kurtulup
bulundukları yörüngeden sapacakları bildirilmiştir. Yıldızların
söndüğünden söz edilirken gezegenler hakkındaki bu detay ayette
vurgulanmış ve onların savrulacağı belirtilmiştir. Ayete verilen bu
bilgiler Kuran’ın Allah sözü olduğunu bir kez daha insanlara
göstermektedir.