Evin içine sızan güneş ışığıyla kalkması gerektiğini anladı. Hiçbir zaman çalar saat kurmazdı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hoş evde kurulacak bir saat de yoktu ama. Yan yana yattığı üç kardeşine basmadan kapının yanına kadar ilerledi. Kolları yırtılmış gövde kısmındaki kabartmalar ise yerini çamur lekelerine bırakmış tişörtünü giydi. İlk haftalığıyla almıştı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o zamanlar ayda en az bir tişörtün paçavraya döndüğünü bilmiyordu. Saat yediye geliyordu. Yolu uzundu. Mutfağa geldiğinde annesinin ona yolluk ekmek arası zeytin hazırladığını gördü. Zeytini çok severdi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] özellikle yeşil zeytini. Rahmetli babası ne istediğini sorsa hep dolma zeytin derdi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sonraları dolma zeytin yerini boşa bıraktı ama yinede mutluydu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hayatta küçük şeylerden keyif duyabilme böyle bir şey olsa gerekti.
Gerçekten mutlu olmayalı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mutlu olup olmadığını düşünecek rahatlıktaki zamanı bile bulamayalı ne kadar olmuştu. Bir bardak çay içti. Yumurta istemedi annesinden. Evde 2 tane yumurta kaldığını biliyordu. Kardeşlerinin büyüyebilmesi için yumurta şarttı değilse kendisi gibi küçücük kalırlardı. Hiçbir kardeşinin çalışmasını istemiyordu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] eğer bu durumlarından bir kurtulma ihtimali varsa bu okumak olmalıydı. Annesi gündeliğe gidiyordu haftada üç gün. Evin yükünü ikisi çekiyorlardı yaklaşık üç yıldır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] babasının kamyonunun şarampole yuvarlamasından sonra. Kendi durumundaki insanların aksine halinden o kadar da hoşnutsuz değildi. Bir umut ışığı her zaman vardı her zaman hayatta. Bez ayakkabısını giydi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hızlı adımlarla durağa doğru yürüdü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] geç kalırsa ustasından okkalı bir azar yiyeceğini biliyordu. Ağustos ayının güney halkına yaptıkları kötülükleri ahretten önce yeryüzünde çekmeleri için bir ön fırsat olduğunu düşünüyordu. Çalıştığı yerin yanındaki yazlıklarda saat ondan sonra insanlar sokağa çıkmak istemiyordu. Saat on iki gibi ise apartmanlarının altında oynayan çocuklar dışında kimse olmuyordu. Birçok kişi için öğleden sonra dört gibi başlayan yaşamlar Rıfat için saat sekizde başlayıp akşama kadar süren bir amelelik olarak hayat buluyordu. Şehrin çok da dışında olmayan bir gecekondu mahallesinde oturuyorlardı. Babası zamanında Şanlıurfa’daki arazilerini satmak zorunda kalmış şehrin bu yönde gelişeceğini umup bir ev almıştı buradan. Planları pek tutmadı ama yinede başını sokacak bir evleri oldu.
Otobüs geldiğinde kendisi gibi şehre çalışmaya gidecek insanlar arasında otobüse bindi. Şu belediye otobüsü çok iyi olmuştu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dolmuşlar hem çok geç geliyor hem de daha fazla ücret alıyorlardı. Günün kazancını otobüse bırakmak bütün mahalleli için önemli bir sorundu. Başını otobüsün camına yaslayıp bir süre kestirebilmek umuduyla manzarayı seyretti. Yıllardır bıkmadan izlenilen eski Türk filmleri gibi geliyordu bu çoğunlukla deniz kıyısına paralel yapılan yolculuk. Yol üzerindeki bütün ayrıntıları zihnine kazımıştı artık. Şöyle radyolu bir müzik çaları olsun isterdi hep. Çalıştığı yerin yanındaki yazlıklarda çocuklar kulaklarından düşürmüyorlardı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onlar kadar lüks modellerini istemiyordu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] işini görse yeterdi. Yol devam etti. Kafası bu kez çok erken düştü. Nostaljik film kendini bilim kurgu rüyalara bıraktı.
Gerçekten mutlu olmayalı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mutlu olup olmadığını düşünecek rahatlıktaki zamanı bile bulamayalı ne kadar olmuştu. Bir bardak çay içti. Yumurta istemedi annesinden. Evde 2 tane yumurta kaldığını biliyordu. Kardeşlerinin büyüyebilmesi için yumurta şarttı değilse kendisi gibi küçücük kalırlardı. Hiçbir kardeşinin çalışmasını istemiyordu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] eğer bu durumlarından bir kurtulma ihtimali varsa bu okumak olmalıydı. Annesi gündeliğe gidiyordu haftada üç gün. Evin yükünü ikisi çekiyorlardı yaklaşık üç yıldır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] babasının kamyonunun şarampole yuvarlamasından sonra. Kendi durumundaki insanların aksine halinden o kadar da hoşnutsuz değildi. Bir umut ışığı her zaman vardı her zaman hayatta. Bez ayakkabısını giydi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hızlı adımlarla durağa doğru yürüdü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] geç kalırsa ustasından okkalı bir azar yiyeceğini biliyordu. Ağustos ayının güney halkına yaptıkları kötülükleri ahretten önce yeryüzünde çekmeleri için bir ön fırsat olduğunu düşünüyordu. Çalıştığı yerin yanındaki yazlıklarda saat ondan sonra insanlar sokağa çıkmak istemiyordu. Saat on iki gibi ise apartmanlarının altında oynayan çocuklar dışında kimse olmuyordu. Birçok kişi için öğleden sonra dört gibi başlayan yaşamlar Rıfat için saat sekizde başlayıp akşama kadar süren bir amelelik olarak hayat buluyordu. Şehrin çok da dışında olmayan bir gecekondu mahallesinde oturuyorlardı. Babası zamanında Şanlıurfa’daki arazilerini satmak zorunda kalmış şehrin bu yönde gelişeceğini umup bir ev almıştı buradan. Planları pek tutmadı ama yinede başını sokacak bir evleri oldu.
Otobüs geldiğinde kendisi gibi şehre çalışmaya gidecek insanlar arasında otobüse bindi. Şu belediye otobüsü çok iyi olmuştu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dolmuşlar hem çok geç geliyor hem de daha fazla ücret alıyorlardı. Günün kazancını otobüse bırakmak bütün mahalleli için önemli bir sorundu. Başını otobüsün camına yaslayıp bir süre kestirebilmek umuduyla manzarayı seyretti. Yıllardır bıkmadan izlenilen eski Türk filmleri gibi geliyordu bu çoğunlukla deniz kıyısına paralel yapılan yolculuk. Yol üzerindeki bütün ayrıntıları zihnine kazımıştı artık. Şöyle radyolu bir müzik çaları olsun isterdi hep. Çalıştığı yerin yanındaki yazlıklarda çocuklar kulaklarından düşürmüyorlardı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onlar kadar lüks modellerini istemiyordu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] işini görse yeterdi. Yol devam etti. Kafası bu kez çok erken düştü. Nostaljik film kendini bilim kurgu rüyalara bıraktı.