Denizler ülkesinde bir kadın yaşarmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]denizin dalgalarını her seyrettiğinde dünyanın tam olması gerektiği yerinde olduğunu düşünürmüş. Küçük dünyasında mutluymuş kendine göre… Tutkunmuş maviye birde martılara… Yeşil ve mavi iç içe çıplak ayak gezermiş kumsalda…
Yakamozlar yokmuş…
Ovalar ülkesinde bir adam yaşarmış. Toprak yanığı yüzü güldüğünde gözlerinin içi gülermiş. Ovalar ülkesinden çıkmak zorunda kalmış zamanın birinde. Yolu denizler ülkesine düşmüş. Kadını görmüş uzaklardan kumsalda… Oturmuş kumlara ellerinde yaralı bir martı okşamakta gözleri ağlamaklı… Bakmış kadın adama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adam sadece gülümsemiş. Tutmuş martının kanadını sarmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] okşamış. Kadın adama teşekkür etmiş adam yine gülümsemiş.
Kadının aklına gözleri takılmış adamın… Nerden çıktı şimdi akşamın bu vaktinde demiş kadın... Ama yok o gözler hep aklında denize bakmış evet… Evet demiş işte onun gözlerinde yakamozlar saklı… Işıl ışıl gözlerinde deniz saklı… Gözleri mavi bile değilken adamın adını deniz gözlü koymuş kadın
Adam sabah ilk iş kumsala gitmiş gözleri ile kumsalı taramış kadın yok. Martı kadın nerdesin demiş nerdesin. Beklemiş… Beklemiş yok martı kadın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gözlerine hüzün düşmüş karanlık çökmüş omuzları düşmüş dönmüş denize ardını gidecekken bir çığlık duymuş. Bakmış kimseler yok uzaklara bakmış martı kadın…
Martı kadın kumsala inerse deniz gözlü adamı görme korkusunu yaşamış… İçinde beliren fırtınalara isim verememesine şaşırıyor. Oradan oraya savruluyormuş kalbi… Şimdi demiş artık yakamozlar düşmüştür denizin üstüne deniz gözlü adamın gözleri gibi… Tutamamış kendini koşmuş kumsala…
Kadın görmüş tam denizle kumsalın birleştiği yerde adamı… her iki yanında deniz her iki yanında yakamozlar. Uzatmış ellerini adama denizden bir meltem esmiş hafiften saçları dağılmış. adam tutmuş ellerini kadının saçları deniz kokuyormuş kadının. Adamın saçları ise dağ çiçekleri…
Sabahın ilk saatlerine kadar el ele oturmuş martı kadın ile deniz gözlü adam. Ay batmamak için güneş doğmamak için direnmiş zaman zalim kayıvermiş avuçlarından… Kaybolmuş birer birer onlara aşk şarkıları söyleyen yakamozlar… Güneş bulutlara saklanmış bulutlar yağmış gözlerine… Adam ovalar beni beklemekte demiş. Martı kadın git o zaman demiş. Martı kadın bakmış deniz adamın gözlerine. Yakamozlar… Yakamozlar yokmuş…
Adam gitmiş… Ovalarına… Gülen gözlerini kumsalda bırakarak… Martı kadın kendine iyi bak deniz gözlüm demiş… Denizler ülkesinde her gece kumsalda deniz adamın gözlerini aramış yakamozlarda… İki damla yaş düşmüş denize gözlerinden… Ve sessiz çığlıklarla yakamozlar inlemiş…
O deniz ülkesinde derler ki martı kadın kadar severse yüreğin yanarsa eğer sevda ile yakamozların çığlıklarını duyarsın…
Yakamozlar yokmuş…
Ovalar ülkesinde bir adam yaşarmış. Toprak yanığı yüzü güldüğünde gözlerinin içi gülermiş. Ovalar ülkesinden çıkmak zorunda kalmış zamanın birinde. Yolu denizler ülkesine düşmüş. Kadını görmüş uzaklardan kumsalda… Oturmuş kumlara ellerinde yaralı bir martı okşamakta gözleri ağlamaklı… Bakmış kadın adama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adam sadece gülümsemiş. Tutmuş martının kanadını sarmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] okşamış. Kadın adama teşekkür etmiş adam yine gülümsemiş.
Kadının aklına gözleri takılmış adamın… Nerden çıktı şimdi akşamın bu vaktinde demiş kadın... Ama yok o gözler hep aklında denize bakmış evet… Evet demiş işte onun gözlerinde yakamozlar saklı… Işıl ışıl gözlerinde deniz saklı… Gözleri mavi bile değilken adamın adını deniz gözlü koymuş kadın
Adam sabah ilk iş kumsala gitmiş gözleri ile kumsalı taramış kadın yok. Martı kadın nerdesin demiş nerdesin. Beklemiş… Beklemiş yok martı kadın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gözlerine hüzün düşmüş karanlık çökmüş omuzları düşmüş dönmüş denize ardını gidecekken bir çığlık duymuş. Bakmış kimseler yok uzaklara bakmış martı kadın…
Martı kadın kumsala inerse deniz gözlü adamı görme korkusunu yaşamış… İçinde beliren fırtınalara isim verememesine şaşırıyor. Oradan oraya savruluyormuş kalbi… Şimdi demiş artık yakamozlar düşmüştür denizin üstüne deniz gözlü adamın gözleri gibi… Tutamamış kendini koşmuş kumsala…
Kadın görmüş tam denizle kumsalın birleştiği yerde adamı… her iki yanında deniz her iki yanında yakamozlar. Uzatmış ellerini adama denizden bir meltem esmiş hafiften saçları dağılmış. adam tutmuş ellerini kadının saçları deniz kokuyormuş kadının. Adamın saçları ise dağ çiçekleri…
Sabahın ilk saatlerine kadar el ele oturmuş martı kadın ile deniz gözlü adam. Ay batmamak için güneş doğmamak için direnmiş zaman zalim kayıvermiş avuçlarından… Kaybolmuş birer birer onlara aşk şarkıları söyleyen yakamozlar… Güneş bulutlara saklanmış bulutlar yağmış gözlerine… Adam ovalar beni beklemekte demiş. Martı kadın git o zaman demiş. Martı kadın bakmış deniz adamın gözlerine. Yakamozlar… Yakamozlar yokmuş…
Adam gitmiş… Ovalarına… Gülen gözlerini kumsalda bırakarak… Martı kadın kendine iyi bak deniz gözlüm demiş… Denizler ülkesinde her gece kumsalda deniz adamın gözlerini aramış yakamozlarda… İki damla yaş düşmüş denize gözlerinden… Ve sessiz çığlıklarla yakamozlar inlemiş…
O deniz ülkesinde derler ki martı kadın kadar severse yüreğin yanarsa eğer sevda ile yakamozların çığlıklarını duyarsın…