Şişmanlık, vücuda alman besinlerin, enerji harcamasının az olması nedeniyle yanmayıp yağ olarak birikimi sonucu oluşur. Su, vücutta yağa dönüşmediği için şişmanlatan biretmen değildir. İnsan ihtiyacı olunca su içer. Vücuttan su kaybı olmasa, ishal gibi durumlar da olmasa, su içmeye gerek kalmaz. Ancak, vücutta oluşan zararlı maddelerin dışarı atılması için; idrarla, dışkı ile, terleme ile su kaybetmek zorunluluğu vardır. İnsan aldığı fazla suyu normal koşullarda dışarıya atar. Ancak, böbrek hastalıkları gibi durumlarda idrar çıkışı olmadığında vü-cutta su tutulur.. Su, inorganik olduğundan vücutta yağa veya başka bir maddeye dönüşmez. Bu nedenle, insanın çok su içtiği zaman hissettiği ani şişkinlik bir süre sonra kaybolur. Bu durumun şişmanlıkla bir ligisi yoktur .
Tuz da inorganik maddedir ve vücutta yağa dönüşmez. Bu nedenle de şişmanlatması söz konusu değildir.
Tuzu gereğinden çok aldığımızda, kanda tuz miktarı artar ve susarız. Sonuçta, su içme gereği duyarız. İçilen su ile birlikte fazla tuz idrarla, terle dışarı atılır. Ancak, böbreklerde, karaciğerde bozukluk olursa, tuz dışarı atıîamaz, kanda miktarı artar ve suyu da çekerek vücudun belirli yerlerinde «ödem» denilen şişlikler oluşur. Bu, hastalık durumudur. Normal durumlarda böyle birşey oluşmaz.
_________________
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Tuz da inorganik maddedir ve vücutta yağa dönüşmez. Bu nedenle de şişmanlatması söz konusu değildir.
Tuzu gereğinden çok aldığımızda, kanda tuz miktarı artar ve susarız. Sonuçta, su içme gereği duyarız. İçilen su ile birlikte fazla tuz idrarla, terle dışarı atılır. Ancak, böbreklerde, karaciğerde bozukluk olursa, tuz dışarı atıîamaz, kanda miktarı artar ve suyu da çekerek vücudun belirli yerlerinde «ödem» denilen şişlikler oluşur. Bu, hastalık durumudur. Normal durumlarda böyle birşey oluşmaz.
_________________
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]