Ellerimi acıtırdı yokluğunda kozalaklar...Hırçındılar oldukça...Gittiğinden bugüne düşman oldum onlara ve ıhlamurlar azaldı attığım her adımda. Nerde bir kozalak görsem bir tekme atıyorum en öfkeli yanımla sırtına, ayağıma değiyor parmak uçları canını yakıyorum durduk yere ...Ve ıhlamur kokusu arıyorum sakinleşmeye yüz sürdüğüm zamanlarda ama yoklar...
İstanbul'da azdır ıhlamuru içine çektiğin sokaklar ve galiba bundan naif olmayan hayatlar hırçınlık kozalaklardan öfke kozalak sırtı bir aşktan
Birşeyi idda etmek yada ikna etmek değil amacım. Göllere hayat verende yağmurdan bir damla , mahalleye can veren sokaktaki bir lamba ya da kurşunsuz bir benzin mesela ve belkide bunlar sadece hayattan teoromik bir parça!
Aksiyon değil aranan belki çatıya çıkıp düzeltilemeyen bir anten ama çaba gösterilen, karıncalar azaldığında sevinilen bir hadise istenilen.
Hiçbiri hayal değil belki kimi için hayat yada haya denilebilir adına , hırslı bir iç çekme merasiminin aksinde olana. İsyan değil , başka bir yüzeyden bakabilmek yaşama! Zeka uğruna mı ? Hayır belki de ilk kez kalbinle davranmaya başlamak adına...
Suçsuz görünsemde çoğu kez taş çaldım okey denilen oyunda hiçbirşey uğruna olsada herşey kadar az gelmedi hiç birşey kadar yetti o serserilik bana .
Yol mu daralmış kaldırımlar mı büyük yada taş mı daha çok acıtır kinaye mi ? Her türlü etkilenirsin aslında bazen madden bazen maneviyat atlar ortaya...
Kavuşamamak mı hak olan , değer bilmek için sonu bilinmeyen belki hüzünlü belki mutlu biten nostaljik bir tonda ayrılık mı?
Hangisini yaşarsan yaşa acı var nihayetinde bu dünyada! Hiçbir değişiklik yeni bir duygu keşfettirmez ya da eksiltmez koleksiyondan bir parça.
Dünyanın öbür ucunda da NANKÖR bu insan ve gaddar tüm şeytanlar. Meleklerse azalıyor yavaştan.Ve acıyan da acınan da biliyor ki herkes eşit bu dünyada. Yani aynı konumdasın bir başkası için Afrika'da aç kalan bir çocukla ...
İki elle hayatta kalabileceğin halde tek elle mücadele etmeyi öğrendiğin bir yer işte bu dünya. Zihniyetine mide bulandırabileceğin öyle çok insan var ki!
böylesine bir yaşamda tek bir aşktandır sabretmenin sebebi o da ilahi olana
İstanbul'da azdır ıhlamuru içine çektiğin sokaklar ve galiba bundan naif olmayan hayatlar hırçınlık kozalaklardan öfke kozalak sırtı bir aşktan
Elimde bir kozalak var şimdi , gözlerime sürülüyor demi. Öfkeliyim , hırçınlık da var kanımda. Uykularıma kaçıyor aşkın kelepçeleri. Gereksiz yere hayattan çıkarıyorum öfkemi.
Değmeseydi mahremime sözlerin
ne hayata kalırdı izlerim
ne de kozalaklara düşmandı gözlerim.
Şimdi nerde bir kozalak görsem bir tekme atıyorum en öfkeli yanımla sırtına ,ayağıma değiyor parmak uçları canını yakıyorum durduk yere .. Kalsaydın na-mahremimde hiçbir şey bırakmazdım geriye.
ben sende
sen İstanbul'da
İstanbul'da kozalaklar
Bu şehirde azdır ıhlamuru içine çektiğin sokaklar ve galiba bundan naif olmayan hayatlar hırçınlık kozalaklardan öfke kozalak sırtı bir aşktan.
İstanbul'da azdır ıhlamuru içine çektiğin sokaklar ve galiba bundan naif olmayan hayatlar hırçınlık kozalaklardan öfke kozalak sırtı bir aşktan
Birşeyi idda etmek yada ikna etmek değil amacım. Göllere hayat verende yağmurdan bir damla , mahalleye can veren sokaktaki bir lamba ya da kurşunsuz bir benzin mesela ve belkide bunlar sadece hayattan teoromik bir parça!
Aksiyon değil aranan belki çatıya çıkıp düzeltilemeyen bir anten ama çaba gösterilen, karıncalar azaldığında sevinilen bir hadise istenilen.
Hiçbiri hayal değil belki kimi için hayat yada haya denilebilir adına , hırslı bir iç çekme merasiminin aksinde olana. İsyan değil , başka bir yüzeyden bakabilmek yaşama! Zeka uğruna mı ? Hayır belki de ilk kez kalbinle davranmaya başlamak adına...
Suçsuz görünsemde çoğu kez taş çaldım okey denilen oyunda hiçbirşey uğruna olsada herşey kadar az gelmedi hiç birşey kadar yetti o serserilik bana .
Yol mu daralmış kaldırımlar mı büyük yada taş mı daha çok acıtır kinaye mi ? Her türlü etkilenirsin aslında bazen madden bazen maneviyat atlar ortaya...
Kavuşamamak mı hak olan , değer bilmek için sonu bilinmeyen belki hüzünlü belki mutlu biten nostaljik bir tonda ayrılık mı?
Hangisini yaşarsan yaşa acı var nihayetinde bu dünyada! Hiçbir değişiklik yeni bir duygu keşfettirmez ya da eksiltmez koleksiyondan bir parça.
Dünyanın öbür ucunda da NANKÖR bu insan ve gaddar tüm şeytanlar. Meleklerse azalıyor yavaştan.Ve acıyan da acınan da biliyor ki herkes eşit bu dünyada. Yani aynı konumdasın bir başkası için Afrika'da aç kalan bir çocukla ...
İki elle hayatta kalabileceğin halde tek elle mücadele etmeyi öğrendiğin bir yer işte bu dünya. Zihniyetine mide bulandırabileceğin öyle çok insan var ki!
böylesine bir yaşamda tek bir aşktandır sabretmenin sebebi o da ilahi olana
İstanbul'da azdır ıhlamuru içine çektiğin sokaklar ve galiba bundan naif olmayan hayatlar hırçınlık kozalaklardan öfke kozalak sırtı bir aşktan
Elimde bir kozalak var şimdi , gözlerime sürülüyor demi. Öfkeliyim , hırçınlık da var kanımda. Uykularıma kaçıyor aşkın kelepçeleri. Gereksiz yere hayattan çıkarıyorum öfkemi.
Değmeseydi mahremime sözlerin
ne hayata kalırdı izlerim
ne de kozalaklara düşmandı gözlerim.
Şimdi nerde bir kozalak görsem bir tekme atıyorum en öfkeli yanımla sırtına ,ayağıma değiyor parmak uçları canını yakıyorum durduk yere .. Kalsaydın na-mahremimde hiçbir şey bırakmazdım geriye.
ben sende
sen İstanbul'da
İstanbul'da kozalaklar
Bu şehirde azdır ıhlamuru içine çektiğin sokaklar ve galiba bundan naif olmayan hayatlar hırçınlık kozalaklardan öfke kozalak sırtı bir aşktan.