Sonbahar yaprakları sararırken ve dökülürken,
Ömrümüzden yitirdiğimiz her günün bir anısı gibi,
İlkbaharın o ılık rüzgarları okşarken içimizi,
Gecenin ayazı , ayak sesleri bir şair yalnızlığı kadar yorgun ,özgür.
Yalnızlık kuşun kanatlarına saklanmış her yeni yılda karşılar gibi bizleri,
Gülümser gibi candan yürekten...
Engin dağların hüzünlü şarkısı , gelincik kadar duygusal, mağrur.
Ney sesleri duyulur köylerin bacalarından...
Tren garlarından oyun oynayarak gider dumanlar...
Buzdan yapılı heykeller sanki el sallar bu ahenge.
Evet sonbahar duygular karışık,gönlüm yorgun ama gösterdiklerin huzur dolu...
Zıtlıklar bu kadar mı güzeldir ?Mevsimler de farklıdır şehirlerde...
Kardelenin zorluğuna inat, yağmurun yağışına inat...
Sonbahar seni anlatır bu yaşam hep seni...
Göçmen kuşlar gibi ayrılıyorken bu şehirden!
Koş gel yeniden koş gel...!
Ömrümüzden yitirdiğimiz her günün bir anısı gibi,
İlkbaharın o ılık rüzgarları okşarken içimizi,
Gecenin ayazı , ayak sesleri bir şair yalnızlığı kadar yorgun ,özgür.
Yalnızlık kuşun kanatlarına saklanmış her yeni yılda karşılar gibi bizleri,
Gülümser gibi candan yürekten...
Engin dağların hüzünlü şarkısı , gelincik kadar duygusal, mağrur.
Ney sesleri duyulur köylerin bacalarından...
Tren garlarından oyun oynayarak gider dumanlar...
Buzdan yapılı heykeller sanki el sallar bu ahenge.
Evet sonbahar duygular karışık,gönlüm yorgun ama gösterdiklerin huzur dolu...
Zıtlıklar bu kadar mı güzeldir ?Mevsimler de farklıdır şehirlerde...
Kardelenin zorluğuna inat, yağmurun yağışına inat...
Sonbahar seni anlatır bu yaşam hep seni...
Göçmen kuşlar gibi ayrılıyorken bu şehirden!
Koş gel yeniden koş gel...!