Ilık bir bahar günü başladı herşey; üniversiteyi yeni
kazanmıştım içim kıpır kıpır ellerimde kitaplar okula
gidiyordum çok yabancıydı yaşadıklarım herşeyden önce
ikinci öğretimdi dersler 17.30’da başlıyordu herkes
evine giderken ben okula gidiyordum. Sınıfa ilk
girdiğimde gördüklerim hiç hoşuma gitmemişti sınıfın
hemen hemen hepsi kız öğrenciydi bu kadar da olmazki
derken sınıftan içeri hoş çok hoş bir delikanlı girdi
aman Allah’ım kalakalmıştım sanki bütün dünya durmuş
bir tek benim kalbim güm güm atıyordu. Kimdi bu
yarabbim şansım ilk defa yüzüme gülüyor benim olduğum
sınıfta yakışıklı bir erkek ders alıyordu şansım
dönüyormuydu ne? Ders başlayınca sınıfta bir tanışma
seremonisi başladı herkes kısa kısa kendini
tanıtıyordu sıra ona gelmişti benim yıldız gözlüme adı
Levent’ti İzmitliydi Hereke’den 1976 doğumluydu aah ah
konuşması hiç bitmesin diye dualar ettim daha çok şey
öğrenebilmek için deliriyordum. Bütün gece uyumadım
hayaller kurdum o prens oluyor beni dansa kaldırıyordu
rüyalarımda Türk filmi gibi yani. Her anım o olmuştu
sabahları güne Levent seni seviyorum diye başlıyordum.
Ondan bir gülümseme bir söz duyabilmek için gözlerinin
içine bakıyordum ama yok nafile beni görmüyordu bile
tabi görmez dedim ya sınıf kız kaynıyor diye herkes
etrafında pervane ahh eşşek kafam bi yanına gidebilsem
cesaretimi toplayıp Levent nasılsın? Diyebilsem ama
nerdeeee....
Günler günleri kovaladı aylar ayları ben hergün hiç
üşenmeden ona şiirler yazdım hemde hiç aksatmadan
hemde bütün kalbimle
Bir kere baksan yüzüme yıldız gözlüm
Sensiz nasıl da biçare yaralı gönlüm
Dağılmışım yıkılmışım aşkınla
Bir gülsen bana ölürüm ay yüzlüm
Bütün günümü Başak burcunu incelemekle haritalardan
hereke’yi aklıma çizmekle geçiriyordum. Havalar
kararıpta dersler başlayınca çaktırmadan onu
izliyordum Allah’ım ben nasıl bu kadar yanmış nasıl bu
kadar tutulmuştum. Bir cesaret Allahım bana bir
cesaret ver diyordum ama yüzüne bakınca siliniyordu
herşey unutuyordum bütün kelimeleri sesim çıkmaz
oluyordu eski şen neşeli kıpır kıpır kız yoktu artık
arkadaşlarımda anlıyorlardı durumu da yapacak bir şey
yoktu karasevda dedikleri şeydi bendeki onun gözüne
güzel görünmek için makyaj bile yapmaya başlamıştım
gerçi beceremiyordum ama belki daha güzel olurum diye
yapıyordum işte ama o yok görmüyordu beni belki
görüyorda o da birşey söyleyemiyordu bana züürt
tesellisi seninki diyebilirsiniz belkide..
Sonunda okullar kapandı benim aşkım daha da büyüdü ama
o artık yoktu işim Allah’a kalmıştı yine sonra bir
gece uykumdan garip çok garip bir hisle uyandım
uyandığımda ter içindeydim Levent’i görmüştüm rüyamda
bende seni sevdim diyordu sana gelebilmek için çok
uğraşıyorum ama herşey üzerime geliyor diyordu. Hava
çok sıcaktı hemde çok sıcak balkon kapısını açmak için
kapıya gidiyordum ki sallanmaya başladım heryer
sallanıyordu durmadan sallanıyordu bağırmaya
çalışıyordum olmuyordu sallantı bitmiyordu gözümün
önüne Levent geliyordu tut ellerimi bırakma diyordu
ama tutamıyordum ayakta bile duramıyordum ki....Evet
tarih 17 Ağustos 1999’du o zalim depremin olduğu gün
olayın vehametini televizyondan öğrendim hemde hiç
kıpırdamadan. Spiker merkez üssü Adapazarı diyordu
yani İzmit yani Yıldız gözlümün yaşadığı yer içimden
kopanları dilimdeki o garip metalik geçmek bilmeyen
tadı ve titreyen bedenime hakim olamadığım günü hiç
unutmuyorum 17 Ağustos 1999.
Ondan bir haber alabilmek için bütün imkanları
zorladım bütün arkadaşlarıma sordum ama yok haber
yoktu ondan sanki tarihte hiç olmamıştı bütün
yaşadıklarım bir hayaldi bir siluetten ibaretti
herşey.. Umudumu kaybetmiştim kendime kızıyor kızıyor
hıncımı alamıyor tekrar kızıyordum ne vardı sanki ona
sevdiğimi söyleyebilseydim onu bir kez olsun son
birkez olsun görebilseydim ertelemeseydim sevdamı
haykırsaydım doyasıya varsın beni alaya alsın varsın
gülsün geçsindi ama bilsin sevdiğimi nasıl yandığımı
tutuştuğumu...
Ona o yanımdayken söyleyemedim şimdi burdan söylüyorum
aradan 6-7 yıl geçti hala kimseyi sevemedim yerine
kimseyi koyamadım LEVENT SENİ SEVİYORUM ÖLÜRCESİNE ben
o gün öldüm seninle öldüm sensiz öldüm artık gelsende
farketmez karşıma çıksanda farketmez ben seni sensiz
sevmeye öyle alıştım ki....
kazanmıştım içim kıpır kıpır ellerimde kitaplar okula
gidiyordum çok yabancıydı yaşadıklarım herşeyden önce
ikinci öğretimdi dersler 17.30’da başlıyordu herkes
evine giderken ben okula gidiyordum. Sınıfa ilk
girdiğimde gördüklerim hiç hoşuma gitmemişti sınıfın
hemen hemen hepsi kız öğrenciydi bu kadar da olmazki
derken sınıftan içeri hoş çok hoş bir delikanlı girdi
aman Allah’ım kalakalmıştım sanki bütün dünya durmuş
bir tek benim kalbim güm güm atıyordu. Kimdi bu
yarabbim şansım ilk defa yüzüme gülüyor benim olduğum
sınıfta yakışıklı bir erkek ders alıyordu şansım
dönüyormuydu ne? Ders başlayınca sınıfta bir tanışma
seremonisi başladı herkes kısa kısa kendini
tanıtıyordu sıra ona gelmişti benim yıldız gözlüme adı
Levent’ti İzmitliydi Hereke’den 1976 doğumluydu aah ah
konuşması hiç bitmesin diye dualar ettim daha çok şey
öğrenebilmek için deliriyordum. Bütün gece uyumadım
hayaller kurdum o prens oluyor beni dansa kaldırıyordu
rüyalarımda Türk filmi gibi yani. Her anım o olmuştu
sabahları güne Levent seni seviyorum diye başlıyordum.
Ondan bir gülümseme bir söz duyabilmek için gözlerinin
içine bakıyordum ama yok nafile beni görmüyordu bile
tabi görmez dedim ya sınıf kız kaynıyor diye herkes
etrafında pervane ahh eşşek kafam bi yanına gidebilsem
cesaretimi toplayıp Levent nasılsın? Diyebilsem ama
nerdeeee....
Günler günleri kovaladı aylar ayları ben hergün hiç
üşenmeden ona şiirler yazdım hemde hiç aksatmadan
hemde bütün kalbimle
Bir kere baksan yüzüme yıldız gözlüm
Sensiz nasıl da biçare yaralı gönlüm
Dağılmışım yıkılmışım aşkınla
Bir gülsen bana ölürüm ay yüzlüm
Bütün günümü Başak burcunu incelemekle haritalardan
hereke’yi aklıma çizmekle geçiriyordum. Havalar
kararıpta dersler başlayınca çaktırmadan onu
izliyordum Allah’ım ben nasıl bu kadar yanmış nasıl bu
kadar tutulmuştum. Bir cesaret Allahım bana bir
cesaret ver diyordum ama yüzüne bakınca siliniyordu
herşey unutuyordum bütün kelimeleri sesim çıkmaz
oluyordu eski şen neşeli kıpır kıpır kız yoktu artık
arkadaşlarımda anlıyorlardı durumu da yapacak bir şey
yoktu karasevda dedikleri şeydi bendeki onun gözüne
güzel görünmek için makyaj bile yapmaya başlamıştım
gerçi beceremiyordum ama belki daha güzel olurum diye
yapıyordum işte ama o yok görmüyordu beni belki
görüyorda o da birşey söyleyemiyordu bana züürt
tesellisi seninki diyebilirsiniz belkide..
Sonunda okullar kapandı benim aşkım daha da büyüdü ama
o artık yoktu işim Allah’a kalmıştı yine sonra bir
gece uykumdan garip çok garip bir hisle uyandım
uyandığımda ter içindeydim Levent’i görmüştüm rüyamda
bende seni sevdim diyordu sana gelebilmek için çok
uğraşıyorum ama herşey üzerime geliyor diyordu. Hava
çok sıcaktı hemde çok sıcak balkon kapısını açmak için
kapıya gidiyordum ki sallanmaya başladım heryer
sallanıyordu durmadan sallanıyordu bağırmaya
çalışıyordum olmuyordu sallantı bitmiyordu gözümün
önüne Levent geliyordu tut ellerimi bırakma diyordu
ama tutamıyordum ayakta bile duramıyordum ki....Evet
tarih 17 Ağustos 1999’du o zalim depremin olduğu gün
olayın vehametini televizyondan öğrendim hemde hiç
kıpırdamadan. Spiker merkez üssü Adapazarı diyordu
yani İzmit yani Yıldız gözlümün yaşadığı yer içimden
kopanları dilimdeki o garip metalik geçmek bilmeyen
tadı ve titreyen bedenime hakim olamadığım günü hiç
unutmuyorum 17 Ağustos 1999.
Ondan bir haber alabilmek için bütün imkanları
zorladım bütün arkadaşlarıma sordum ama yok haber
yoktu ondan sanki tarihte hiç olmamıştı bütün
yaşadıklarım bir hayaldi bir siluetten ibaretti
herşey.. Umudumu kaybetmiştim kendime kızıyor kızıyor
hıncımı alamıyor tekrar kızıyordum ne vardı sanki ona
sevdiğimi söyleyebilseydim onu bir kez olsun son
birkez olsun görebilseydim ertelemeseydim sevdamı
haykırsaydım doyasıya varsın beni alaya alsın varsın
gülsün geçsindi ama bilsin sevdiğimi nasıl yandığımı
tutuştuğumu...
Ona o yanımdayken söyleyemedim şimdi burdan söylüyorum
aradan 6-7 yıl geçti hala kimseyi sevemedim yerine
kimseyi koyamadım LEVENT SENİ SEVİYORUM ÖLÜRCESİNE ben
o gün öldüm seninle öldüm sensiz öldüm artık gelsende
farketmez karşıma çıksanda farketmez ben seni sensiz
sevmeye öyle alıştım ki....