Cemal bir inşaat firmasında vinç operatörü olarak çalışıyordu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]hayatta ezilmişliği gözlerindeki donmuş bakışlarında açıkça görünüyordu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adeta pazara çıkarılmış bir ürün gibi sergiliyordu gözleri acılarını.
Uzaktan bakarda üzülürdüm haline belki aşırı duygusallık belki içimdeki insancıl yanım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] beni ben yapan ruhum.
Yağmurlu bir sabah şantiyenin çatı sarkıntısının altına sığınmış dalmış gitmişti belki memleketinin havasına suyuna belki özlediği anasına babasına yada aşkına[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aşkının meyvesine tutturmuş inceden bir uzun hava sesi de yabana atılmaz hani.
Dayanamadım yanına yavaşça yanaştım sesinin güzelliği konuşabilmek için bir fırsattı
> Hemşerim ne güzel sesin varmış!
< Allah vergisi beyim kaderi güzel olsun insanın.
> Adım güveç senin adın?
< Cemal.
> Sen güzel bir insana benziyorsun ben bu şantiyeye yeni şantiye şefi geldim seni bir haftadır görüyorum tanışmak bu güne kısmetmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yemek saati gelmiş yemekten sonra ofise gel biraz konuşalım.
< Olur beyim gelirim
Dedi.Daha yakından görmüştüm cemal’i azda olsa tanıma fırsatı bulmuştum 40-45 yaşlarında görünüyordu keşke nereli olduğunu yaşını sorsaydım diye geçti içimden.
(Neyse sonra öğrenirim) dedim..
O sağanak yağmurun ardından güzel bir güneş parlamaya başladı beton ve asfalt kaplı sokaklarda duyulamayan çok nefis bir toprak kokusu sarmıştı her yanı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ofisimin penceresini açıp o kokuyu derin derin soluyordum birden kapı çalındı.
> Gir
Yine o ezik duruşuyla cemal belirdi kapıda
< Gel demiştiniz ya onun için geldim
> İyi yaptın otur
dedim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
> Çay içermisin
<Yok beyim sağ olasın
Aslında içerdi belki ama sıkılıyordu aramızdaki mevki farkı saygılı olmasını gerektirdiğini düşünüyor olmalıydı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] belli ki aldığı terbiye ona böyle davranması gerektiğini öğretmişti.
< İçeriz içeriz
diyip iki çay istedim.Çaylarımızı içerken aklımdaki soruları da sormaya başlamıştım tek tek.
> Cemal nerelisin sen?
< Beyim ben Diyarbakırlıyım
> Cemal bende Diyarbakır da yedi yıl kaldım babam öğretmendi tayini çıktı İstanbul a yerleştik sonra bir daha gitmek kısmet olmadı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aslında bir ara gitmeyi düşünüyorum[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ama köyün adını hatırlamıyorum.
< Beyim giderseniz bende gelirim hem çocuğu özlüyorum hem de ihtiyaçlarını görürüm
> Kimsen yok mu memlekette yardımcı olacak?
<Yok beyim bizde bir hikmettir dedemin babamdan başka çocuğu olmamış benimde hiç kardeşim olmadı.
>Eee anne tarafı onlarda mı yok?
Hafif bir gülümseme ile
< Yok beyim anne tarafımda aynı hep evinin tek kızları aslında dedelerimden öncesi de böyle diyorlar ben bilmem.
> Baban ve Annen?
< Sizlere ömür onları da geçen yıl kaybettim anlayacağın bir Köroğlu bir ayvaz ama benim derdim büyük.
>Nedir cemal büyük derdin yardımcı olabiliriz belki
< Keşke beyim olsa çaresi
Ah ah diyerek içini çekti derinden
< Sorma beyim sorma öğlen üzeri karşılaştığımızda dedim ya insanın kaderi güzel olsun diye neyse beyim bana müsaade işime dönmeyim.
dedi ve gene o boynu bükük ezikliğiyle selam verip çıktı odadan onun acılarını tazelediğim için çok üzülmüştüm
Sonradan öğrendim ki oğlu ile hanımını üç yıl önce bir kazada kaybetmiş her bayram gider onların mezarlarında onlarla konuşur hallerini hatırlarını sorar ihtiyaçlarının olup olmadığını sorup dönermiş
Uzaktan bakarda üzülürdüm haline belki aşırı duygusallık belki içimdeki insancıl yanım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] beni ben yapan ruhum.
Yağmurlu bir sabah şantiyenin çatı sarkıntısının altına sığınmış dalmış gitmişti belki memleketinin havasına suyuna belki özlediği anasına babasına yada aşkına[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aşkının meyvesine tutturmuş inceden bir uzun hava sesi de yabana atılmaz hani.
Dayanamadım yanına yavaşça yanaştım sesinin güzelliği konuşabilmek için bir fırsattı
> Hemşerim ne güzel sesin varmış!
< Allah vergisi beyim kaderi güzel olsun insanın.
> Adım güveç senin adın?
< Cemal.
> Sen güzel bir insana benziyorsun ben bu şantiyeye yeni şantiye şefi geldim seni bir haftadır görüyorum tanışmak bu güne kısmetmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yemek saati gelmiş yemekten sonra ofise gel biraz konuşalım.
< Olur beyim gelirim
Dedi.Daha yakından görmüştüm cemal’i azda olsa tanıma fırsatı bulmuştum 40-45 yaşlarında görünüyordu keşke nereli olduğunu yaşını sorsaydım diye geçti içimden.
(Neyse sonra öğrenirim) dedim..
O sağanak yağmurun ardından güzel bir güneş parlamaya başladı beton ve asfalt kaplı sokaklarda duyulamayan çok nefis bir toprak kokusu sarmıştı her yanı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ofisimin penceresini açıp o kokuyu derin derin soluyordum birden kapı çalındı.
> Gir
Yine o ezik duruşuyla cemal belirdi kapıda
< Gel demiştiniz ya onun için geldim
> İyi yaptın otur
dedim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
> Çay içermisin
<Yok beyim sağ olasın
Aslında içerdi belki ama sıkılıyordu aramızdaki mevki farkı saygılı olmasını gerektirdiğini düşünüyor olmalıydı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] belli ki aldığı terbiye ona böyle davranması gerektiğini öğretmişti.
< İçeriz içeriz
diyip iki çay istedim.Çaylarımızı içerken aklımdaki soruları da sormaya başlamıştım tek tek.
> Cemal nerelisin sen?
< Beyim ben Diyarbakırlıyım
> Cemal bende Diyarbakır da yedi yıl kaldım babam öğretmendi tayini çıktı İstanbul a yerleştik sonra bir daha gitmek kısmet olmadı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aslında bir ara gitmeyi düşünüyorum[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ama köyün adını hatırlamıyorum.
< Beyim giderseniz bende gelirim hem çocuğu özlüyorum hem de ihtiyaçlarını görürüm
> Kimsen yok mu memlekette yardımcı olacak?
<Yok beyim bizde bir hikmettir dedemin babamdan başka çocuğu olmamış benimde hiç kardeşim olmadı.
>Eee anne tarafı onlarda mı yok?
Hafif bir gülümseme ile
< Yok beyim anne tarafımda aynı hep evinin tek kızları aslında dedelerimden öncesi de böyle diyorlar ben bilmem.
> Baban ve Annen?
< Sizlere ömür onları da geçen yıl kaybettim anlayacağın bir Köroğlu bir ayvaz ama benim derdim büyük.
>Nedir cemal büyük derdin yardımcı olabiliriz belki
< Keşke beyim olsa çaresi
Ah ah diyerek içini çekti derinden
< Sorma beyim sorma öğlen üzeri karşılaştığımızda dedim ya insanın kaderi güzel olsun diye neyse beyim bana müsaade işime dönmeyim.
dedi ve gene o boynu bükük ezikliğiyle selam verip çıktı odadan onun acılarını tazelediğim için çok üzülmüştüm
Sonradan öğrendim ki oğlu ile hanımını üç yıl önce bir kazada kaybetmiş her bayram gider onların mezarlarında onlarla konuşur hallerini hatırlarını sorar ihtiyaçlarının olup olmadığını sorup dönermiş