YÜKSEK YÜKSEK TEPELERE
Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler
Uçan da kuşlara malum olsun
Ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı
Ben köyümü özledim
Babamın bir atı olsa binse de gelse
Annemin yelkeni olsa uçsada gelse
Kardeşlerim yollarımı bilsede gelse
Çok eski bir söylentiye göre Malkara köylerinden birinde Zeynep adında çok güzel bir kız vardr. Onun güzelliği dillere destandır .
Günün birinde [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Zeynep´in köyünde büyük bir düğün olur.Bu düğüne çevre köy ve kasabalardan insanlar cağrılır.oyunlar eğlenceler yapılır.Gösterilerin en önemliside at yarışlarıdır . Bu düğüne [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]üc gün üc gece yol teperek gelen Ali adında bir genç iyi bir at yarışçısıdır.Bu gencin gözü bir ara Zeynep´ e ilişir ..Yüreğinde sıcak nehirler dolaşmaya başlayan Ali köyüne döndüğünde durumu babasına açar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aldığı olumlu cevap karşısında aile büyükleri ile Zeynep´i istemeye gelirler.
Kız babası-anası kızlarını uzak yere vermek istemeselerde kısa zamanda düğünleri olur..
Zeynep gelin olduktan sonra yedi sene ailesini kardeşlerini ve köyünü göremez ...
Tüm yalvarmaları boşa giden Zeynep´in yüreğindeki hasret günden güne büyüyerek dayanılmaz bir hal alır.
Zeynep artık teselliyi Türkülerde bulur .Ezgiler yakmaya başlar .Kına gecelerinde ve düğünlerde söylediği türkülerle gelinleri kızları büyüler..
Zeynep´in evi köyün en yüksek tepesindedir [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]türkülerini oradan söyler..
Kocası Zeynep´in hasretine aldırış etmez sevgisi çoktan bitmiş itip kakmalar başlamıştır ..
Zeynep kocasının bu tutumundan yataklara düıer ...Sonunda köy halkı Zynep´in anne ve babasının gelmesine karar verir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kocasının da baska çaresi kalmamıştır ..
Uzun yolculuktan sonra Zeynep´in anne ve babası gelirler ..Zeynep son nefesinde yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar türküsünü anasına babasına mırıldanır .Çevresindeki tüm insanlar duygulanıp göz yaşı dökerler .
Hasretini biraz olsun gideren Zeynep için çok geç kalınmıştır .O bir daha yataktan kalkamaz.Türküsü de o günden bu güne söylenip durur.
Halk arasında “Zahidem” adıyla ün yapan türkünün şairi Aşık Arap Mustafa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 1901
yılında Çiçekdağı’na bağlı Orta Hacı Ahmetli köyünde dünyaya gelmiştir. Babasını
annesini çok küçük yaşlarda yitirdi. İlk önce bir akrabasının himayesinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daha
sonraları da onun bunun yanında büyüdü.
Arap Mustafa’nın babası düğünlerde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] toplantılarda “Koca Oyunu” adı verilen
oyunda “Arap” rölünü üstlenirdi. Bu nedenle Mustafa’ya da “Arap” lakabı
takılmıştır. Kimsesiz kalan Arap Mustafa 10 yaşına gelince Yukarı Hacı Ahmetli
köyünden Hacı Bürozadeler’den Mehmet’e çiftçi durdu. Zaman içinde çalışkan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
babayiğit[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] giyimine özen gösteren yakışıklı bir delikanlı olan Arap Mustafa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Ağasının yeni yetişen Zahide’ye gönlünü kaptırdı. Fakir ve kimsesiz olduğundan
bu sırrını bir türlü açığa vuramadı.
20’sinde askere giden Mustafa’nın aklı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] deliler gibi sevdiği Zahide’de kalmıştı.
Köydeki dostlarına mektuplar göndererek Zahide’den haber almaya çalışan Arap
Mustafa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Zahide’nin başka biriyle evlendirildiğini ve düğünün’ün de bir hafta
sonra olacağını duyunca üzüntüsünü aşağıda içli mısralara dökmüştür. Türküyü
Neşet Ertaş plağa okuyup tanıtmıştır. (1)
Zahide Kurbanım n'olacak Halim
Gene bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Zahidem bu hafta oluyor gelin
Hezeli de deli gönül hezeli
Çiçekdağı döktü m'ola gazeli
Dolaştım alemi gurbet gezeli
Bulamadım Zahidem'den güzeli
Ay ile doğar da gün ile aşar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Zahide’mi görenin tebdili şaşar
İyinin kaderi kötüye düşer[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Diken arasında kalmış gül gibi.
Zahide’m kurbanım kurtar bu dardan
Baban anlamadı bizim bu haldan
Kekiline sürmüş kokulu yağdan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Derdin beni del’ediyor Zahide’m.
Ziyaret’ten çıktım Cender’in özü
Kum gibi kaynıyor Zahide’m gözü
Aslını sorarsan esalet yerden
Hacı Bürolardan Mehmet’in kızı.
Gurbet ellerinde esinim esir
Zahide’m kurbanım hep bende kusur
Eğer baban seni bana verirse
Nemize yetmiyor el kadar hasır.
Çiçekdağı’nda da hiç gitmez duman
Zahide’rn kurbanım hallarım yaman
Yapamadım şu babayın gönlünü
Fakir diye bana vermedi baban.
Anamdan doğalı çok çektim cefa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Şu yalan dünyada sürmedim sefa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Adımı namımı soran olursa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Orta Hacı Ahmetli Arap Mustafa.
Arapoğlu Mustafa’nın kendisine Mecnun gibi aşık olduğundan etkilenen Zahide[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Mustafa için şiirler söylemiştir. Bu şiirin üç kıtasını H. Vahit
Bulut[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 1973 yılında Yukarı Hacı Ahmetli köyünden Zahide’nin yakın arkadaşı ve
sırdaşı Fatik’ten derlemiştir.(2) Baştaki iki kıta tarafımızdan derlenmiştir.
Bu nasıl sevdaymış geldi başıma
Felek ağu kattı tatlı aşıma
Sevda çekenlere zor gelir gurbet
Gece gündüz elim kalkmaz işime.
Aşağıda sap kağnısı geliyo
Derdin beni elik elik eliyo
Kurbanlar olayım gara Mustafam
Babam beni yad ellere veriyo.
Arapoğlu derler gayeten atik
Gözleri kara da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kaşları çatık
Git nazlı y de bir haber getir
Bastığın yerlere kurbanım Fatik.
Ağlayarak yayığımı yayarım
Yarim gitti günlerini sayarım
Çıksa Büyüköz’e mendil sallasa
Islık çalsa ıslığını duyarım.
Coşkuna da deli gönül coşkuna
Aşkından Zahide döndü şaşkına
Sensiz edemiyom nazlı civanım
N’olur bir yol görün Allah aşkına.
AH Le YaR yaR /Türkünün Hikayesi
Yücel Arzen bir Eylül ayında Bursa'da sevdiği ama karşılık bulamadığı bir kıza yazmış bu türküyü. Bursa' da "Gurbet Ufukları" adlı şiir programına katıldığında yapıyor bu açıklamayı.
Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler
Uçan da kuşlara malum olsun
Ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı
Ben köyümü özledim
Babamın bir atı olsa binse de gelse
Annemin yelkeni olsa uçsada gelse
Kardeşlerim yollarımı bilsede gelse
Çok eski bir söylentiye göre Malkara köylerinden birinde Zeynep adında çok güzel bir kız vardr. Onun güzelliği dillere destandır .
Günün birinde [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Zeynep´in köyünde büyük bir düğün olur.Bu düğüne çevre köy ve kasabalardan insanlar cağrılır.oyunlar eğlenceler yapılır.Gösterilerin en önemliside at yarışlarıdır . Bu düğüne [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]üc gün üc gece yol teperek gelen Ali adında bir genç iyi bir at yarışçısıdır.Bu gencin gözü bir ara Zeynep´ e ilişir ..Yüreğinde sıcak nehirler dolaşmaya başlayan Ali köyüne döndüğünde durumu babasına açar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aldığı olumlu cevap karşısında aile büyükleri ile Zeynep´i istemeye gelirler.
Kız babası-anası kızlarını uzak yere vermek istemeselerde kısa zamanda düğünleri olur..
Zeynep gelin olduktan sonra yedi sene ailesini kardeşlerini ve köyünü göremez ...
Tüm yalvarmaları boşa giden Zeynep´in yüreğindeki hasret günden güne büyüyerek dayanılmaz bir hal alır.
Zeynep artık teselliyi Türkülerde bulur .Ezgiler yakmaya başlar .Kına gecelerinde ve düğünlerde söylediği türkülerle gelinleri kızları büyüler..
Zeynep´in evi köyün en yüksek tepesindedir [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]türkülerini oradan söyler..
Kocası Zeynep´in hasretine aldırış etmez sevgisi çoktan bitmiş itip kakmalar başlamıştır ..
Zeynep kocasının bu tutumundan yataklara düıer ...Sonunda köy halkı Zynep´in anne ve babasının gelmesine karar verir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kocasının da baska çaresi kalmamıştır ..
Uzun yolculuktan sonra Zeynep´in anne ve babası gelirler ..Zeynep son nefesinde yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar türküsünü anasına babasına mırıldanır .Çevresindeki tüm insanlar duygulanıp göz yaşı dökerler .
Hasretini biraz olsun gideren Zeynep için çok geç kalınmıştır .O bir daha yataktan kalkamaz.Türküsü de o günden bu güne söylenip durur.
Halk arasında “Zahidem” adıyla ün yapan türkünün şairi Aşık Arap Mustafa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 1901
yılında Çiçekdağı’na bağlı Orta Hacı Ahmetli köyünde dünyaya gelmiştir. Babasını
annesini çok küçük yaşlarda yitirdi. İlk önce bir akrabasının himayesinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daha
sonraları da onun bunun yanında büyüdü.
Arap Mustafa’nın babası düğünlerde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] toplantılarda “Koca Oyunu” adı verilen
oyunda “Arap” rölünü üstlenirdi. Bu nedenle Mustafa’ya da “Arap” lakabı
takılmıştır. Kimsesiz kalan Arap Mustafa 10 yaşına gelince Yukarı Hacı Ahmetli
köyünden Hacı Bürozadeler’den Mehmet’e çiftçi durdu. Zaman içinde çalışkan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
babayiğit[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] giyimine özen gösteren yakışıklı bir delikanlı olan Arap Mustafa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Ağasının yeni yetişen Zahide’ye gönlünü kaptırdı. Fakir ve kimsesiz olduğundan
bu sırrını bir türlü açığa vuramadı.
20’sinde askere giden Mustafa’nın aklı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] deliler gibi sevdiği Zahide’de kalmıştı.
Köydeki dostlarına mektuplar göndererek Zahide’den haber almaya çalışan Arap
Mustafa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Zahide’nin başka biriyle evlendirildiğini ve düğünün’ün de bir hafta
sonra olacağını duyunca üzüntüsünü aşağıda içli mısralara dökmüştür. Türküyü
Neşet Ertaş plağa okuyup tanıtmıştır. (1)
Zahide Kurbanım n'olacak Halim
Gene bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Zahidem bu hafta oluyor gelin
Hezeli de deli gönül hezeli
Çiçekdağı döktü m'ola gazeli
Dolaştım alemi gurbet gezeli
Bulamadım Zahidem'den güzeli
Ay ile doğar da gün ile aşar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Zahide’mi görenin tebdili şaşar
İyinin kaderi kötüye düşer[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Diken arasında kalmış gül gibi.
Zahide’m kurbanım kurtar bu dardan
Baban anlamadı bizim bu haldan
Kekiline sürmüş kokulu yağdan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Derdin beni del’ediyor Zahide’m.
Ziyaret’ten çıktım Cender’in özü
Kum gibi kaynıyor Zahide’m gözü
Aslını sorarsan esalet yerden
Hacı Bürolardan Mehmet’in kızı.
Gurbet ellerinde esinim esir
Zahide’m kurbanım hep bende kusur
Eğer baban seni bana verirse
Nemize yetmiyor el kadar hasır.
Çiçekdağı’nda da hiç gitmez duman
Zahide’rn kurbanım hallarım yaman
Yapamadım şu babayın gönlünü
Fakir diye bana vermedi baban.
Anamdan doğalı çok çektim cefa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Şu yalan dünyada sürmedim sefa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Adımı namımı soran olursa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Orta Hacı Ahmetli Arap Mustafa.
Arapoğlu Mustafa’nın kendisine Mecnun gibi aşık olduğundan etkilenen Zahide[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Mustafa için şiirler söylemiştir. Bu şiirin üç kıtasını H. Vahit
Bulut[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 1973 yılında Yukarı Hacı Ahmetli köyünden Zahide’nin yakın arkadaşı ve
sırdaşı Fatik’ten derlemiştir.(2) Baştaki iki kıta tarafımızdan derlenmiştir.
Bu nasıl sevdaymış geldi başıma
Felek ağu kattı tatlı aşıma
Sevda çekenlere zor gelir gurbet
Gece gündüz elim kalkmaz işime.
Aşağıda sap kağnısı geliyo
Derdin beni elik elik eliyo
Kurbanlar olayım gara Mustafam
Babam beni yad ellere veriyo.
Arapoğlu derler gayeten atik
Gözleri kara da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kaşları çatık
Git nazlı y de bir haber getir
Bastığın yerlere kurbanım Fatik.
Ağlayarak yayığımı yayarım
Yarim gitti günlerini sayarım
Çıksa Büyüköz’e mendil sallasa
Islık çalsa ıslığını duyarım.
Coşkuna da deli gönül coşkuna
Aşkından Zahide döndü şaşkına
Sensiz edemiyom nazlı civanım
N’olur bir yol görün Allah aşkına.
AH Le YaR yaR /Türkünün Hikayesi
Yücel Arzen bir Eylül ayında Bursa'da sevdiği ama karşılık bulamadığı bir kıza yazmış bu türküyü. Bursa' da "Gurbet Ufukları" adlı şiir programına katıldığında yapıyor bu açıklamayı.