Türkülerimiz Ve Hikayeleri Kayyto10


Join the forum, it's quick and easy

Türkülerimiz Ve Hikayeleri Kayyto10
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
İsmail YK'nın 2015 Albümü Çıkmıştır!

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

Türkülerimiz Ve Hikayeleri

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1Türkülerimiz Ve Hikayeleri Empty Türkülerimiz Ve Hikayeleri Ptsi 18 Mayıs 2009 - 12:56

Mavi_Kiyamet

Mavi_Kiyamet
BanLı Üye
BanLı Üye

TÜRKÜNÜN HİKAYESİ
Ellili yılların başında[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Dihiller sülalesinden Topal Salih ile ailesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir kan davası yüzünden Karadeniz'den kaçıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Mumcular yöresine yerleşirler. Bir miktar mal mülk edindikten sonra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Fesleğen Yaylası 'na bağlı Hayıtlı Köyü 'nden genç Mustafa 'yi yanlarına yardımcı tutarlar. Mustafa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ailenin yanında çalışmaya başlar ama başlaması ile birlikte ailenin genç kızı Hörü' ye de abayı yakar. Topal Salih olayın farkına kısa sürede varır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çeker Mustafa 'yi bir kenara. Biraz kem küm[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sonunda baklayı ağzından çıkartır Mustafa Topal Salih olayı anlayışla(!) karşılar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Hele kız biraz daha serpilsin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dört yıl sonra senindir Hörü." der. Eh bu durumda Mustafa artık aileden sayılır. Çalışmasının karşılığında bir bedel ödenmez. Dört yıl boğaz tokluğuna it gibi çalışır. Dile kolay dört yıl bu. Ne zaman kolay geçer[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ne Mustafa'nın sevdası eksilir. Ama sonuçta tamamlanır şart koşulan süre. Mustafa varır Salih 'in yanına ister Hörü 'yü. istemesine ister ama[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] işi biten Topal Salih durmaz sözünde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Vermiyom kızı sana." der. Bir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] iki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] üç[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] beş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bakar ki Mustafa olmuyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] donandığı gibi basar Topal Salih 'in Oluklu 'daki kulübesini. Bir kez daha ister kızı. İhtiyar yine direnir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Mustafa sokar bıçağı Topal'm gırtlağına. Topal'ın karısı hamle yapınca kaçmak için[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu da bıçaklayıp kenara koyar. Sıra Hörü Kız'a gelince önce birlikte kaçmak için ikna etmeye çalışırsa da bakar ki o da karşı çıkıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] iyiden çıldırır Mustafa. Sekiz parçaya doğrar sevdiğini. Sekiz parçaya doğrar da her bir parçasını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kasap dükkanında çengele asar gibi oracıktaki künnük ağacının dallarına asar. Sonra da vurur kendini Hayıtlı Dağları'na. Muğla 'dan jandarma gelir Mustafa 'nın peşine. On beş gün sürer takip. On beşinci gün Mustafa 'nın ölüsü köye indirilir. [

HAYITLI
Hayıtlı 'dan çıktım da imanım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] vardım Oluklu 'ya.
Oluklu'da üç cana kıydım döndüm ardıma.
Mektuplar da yazdım imanım taktım koluna[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Leşini de serdim künnük dalına.
Aldım tüfeğimi de imanım çıktım insan avına[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Jandarmalar kol kol olmuş Hayıtlı yolunda.
Hayıtlı Dağları 'm imanım kara duman bürüdü.
Dumanın içine a canım Mustafa yürüdü.
Mustafa 'nın sevdiği kızın adı Horu 'ydü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Yaşı on beşe varmadan ömrü çürüdü.
Gençler mezarımı da imanım yan yana kazsınlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Mezarımın taşma Genç Mustafa yazsınlar.
Evlerine vardım imanım kapıları kapalı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Mustafa 'ya sebep oldun Hayıtlı 'nın topalı



Kırmızı Gül Demet Demet Ali diye bir oğlan varmış zamanında.Savaş patlak vermeden evvel gönül vermiş bir güzele[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] evlenmiş ve evliliğinin daha kırkı çıkmadan askere çağrılıvermiş.Ali sevdiğini anası ile bir başına bırakıvermiş ve askere gitmiş.Ali askere gitmesinden epey bir süre geçmesinden sonra savaşın bittiği haberi gelmiş köye Ali'nin anası ile sevdiği mutluluk sarhoşu olmuşlar.Ali'nin içinde bulunduğu grubun şehre dönüş tarihi belli olmuş bunun üzerine anası ve karısı başlamışlar hazırlığa.Ve o gün geldiğinde anası demiş ki:

"Kızım ben gidip tren istasyonunda bekleyeyim oğlumu sende hazırlıkları tamamla evde" deyip tren istasyonun yolunu sabahın köründe tutmuş.Anası başlamış beklemeye.Bir tren gelir biri gider ve oğlan gelmezmiş.Anası hava kararıncaya kadar beklemiş ve oğlan gelmemiş.Umudunu kesen ana evin yolunu tutmuş.

Eve geldiğinde gelinin odasında sesler geldiğini duyup kapıya yanaştığında içerde bir erkek olduğunu anlar.Bizim Anadolu'nun anası namusunu kirli bırakır mı içerden tüfeği kaptığı gibi odaya dalıverir ve yorgana doğru boşaltır mermileri.Ortalık kan gölüne dönmüştür.O arada yorgan sıyrılıverir yatağın üstünden.Birde ne görsün iki yıldır askerde olan oğulcuğu ile ona gözü gibi bakan gelini yatağın içersindedir.Meğersem anası istasyonda beklerken görememiştir oğlunu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] oğlanda koştura koştura eve gitmiş ve sevdiceğini yalnız bulunca dayanamamıştır.Bundan sonra ana az olan aklını da yitirip yollara düşer ağzında bir türkü;

Kırmızı Gül Demet Demet...



Meyrik Türküsü’nün Hikayesi

Meyrik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Pazarcık ‘ın Damlataş Köyü’nün “Kantarma Obası”nda veremden ölen ve üzerine ağıtlar yakılan güzel bir gelindir

Meyrik evlenmeden önce verem hastalığına tutulmuştur. Teyzesinin oğlu Hasan’la evlendirilir. Evliliklerinin daha 3.ayında Meyrik hastalanır ve Kahramanmaraş Devlet Hastanesi’ne kaldırılır. Çok geçmeden köye Meyrik ‘in ölüm haberi gelir. Kadınlar toplanır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ağıt yakarlar. Olayın en ilgi çekici yanı “Meyrik Türküsü”nün ağıt olarak [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o anda irticalen Meyrik Gelin’in hem teyzesi hem de kayınvalidesi tarafından söylenmesidir. Yıl 1970’tir.

Daha sonraları 1971 yılında Aşık Mahzuni Şerif köye gelerek Meyrik Türküsü’nü besteler. Halen Türk Halk Müziği’nin en sevilen türkülerinden biri olan bu yanık türkü[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birçok sanatçı tarafından söylenmiştir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] söylenmeye de devam etmektedir.




Maraş'tan Bir Haber Geldi (Meyrik)

Maraş'tan bir haber geldi
Dediler ki Meyrik öldü oy oy
Keşke Meyrik ölmeseydi
Kesileydi elim kolum oy oy

Oy Meyrik Meyrik Meyrik
Ben kurbanam sana Meyrik
Ben hayranam sana Meyrik (vay)

Doktor yarayı kesiyor
Gene Meyrik kan kusuyor oy oy oy
Dediler ki Meyrik öldü
Anası kime (bana) küsüyor oy oy oy

Oy Meyrik Meyrik Meyrik
Ben kurbanam sana Meyrik
Ben hayranam sana Meyrik (vay)

Şu Meyrik'in acısına
Çarşaf serin gecesine oy oy oy
Keşke Meyrik ölmeseydi
Sabır onun kocasına (anasına) oy oy oy

Oy Meyrik Meyrik Meyrik
Ben kurbanam sana Meyrik
Ben hayranam sana Meyrik (vay)


ÇÖKERTME

Çökertme türküsünün kahramanı olan Halil[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] babası tarafından Van ili [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Erciş ilçesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Bozüyük köyündedir. Ailenin büyükleri önce Van’dan İstanköy’ e gelir ve daha sonra da Bodrum Karabağ’da Bekiroğlu tepesine yerleşirler. Halil’in babası[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Demirci Ali usta burada bir çingene kızı ile evlenir ve Halil dünyaya gelir. Halil bir namus meselesinden dolayı kız kardeşini öldürdükten sonra kaçak gezmeye başlar. Sık sık İstanköy’e gitmektedir. Bu gidişlerden birinde düğüne davet edilir. Düğünde iken Halil’i Rumlar ihbar ederler. Yakalatırlar. Sonuçta Halil yedi yıl hapis yatar. Bu olay üzerine Halil Rumlara diş bilemektedir. Hapisten çıkınca da onlara haşin davranır. Böylece Rumlarla Halil arasında bir husumet doğar. Halil bu arada türküde ‘Çakır Gülsüm’ olarak adlandırılan Hafize adlı kadına ilgi duymaya başlar ve Halil ilk olarak Gülsüm’ ü Kara kaya’ da ki bir düğünden zorla kaçırır.

Gülsüm ve annesi ise o dönemde Bodrum’un yönetiminden sorumlu Çerkes Kaymakam olarak bilinen Ömer Lütfi Bey’in evinde hizmetkarlık yapmaktadır. Türküde adı geçen İbrahim Çavuş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kolculardandır ve Çakır Gülsüm’ ün ilk kocasıdır. Arkadaş olmaları sebebiyle Halil’i devamlı kollamaktadır. Halil ikinci olarak Gülsüm’ ü [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Dertlinin Ali’nin Karabağdaki evinden alarak dağa kaldırır. Yalıkavak karşısındaki Güdürde bir in bulur ve Gülsüm’ le burada yaşamaya başlar. Bu olaylara kızan kaymakam Ömer Lütfi Bey [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Halil’in üzerine Selam oğlu adlı bir kişiyi gönderir. Selam oğlu Halil’i bulur fakat önceden tanıştıkları için kaymakam konusunda Halil’i uyarır. Halil uyarıları dinleyerek buradan kaçar ve Gülsüm’ le birlikte Yalıkavak yakınındaki Çökertmeye gelir. Amacı bir kayıkla adalara kaçmakdır.

Rum gemicilerden ‘Kosta Paho’ ( Kos’lu İstanköylü Paho) ile anlaşır. Rumlarla aralarındaki husumetten dolayı Paho[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tayfa Andon vasıtasıyla Halil’i Çerkes kaymakam’a ihbar eder. Kaymakamın emriyle denizden kol kayığı ile kolcubaşı Barka’nın Ali harekete geçer. Ayrıca Paho’ nun demir atacağı karaya yakın yerde de jandarma komutanı Ömer Çavuş önceden pusuya yatırılır. Halil’i adalara götürecek kayık yola çıkar. Paho[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Halil’i yakalatabilmek için dalgaları bahane ederek Aspata gitmeyi teklif eder ve deniz durulunca adalara rahat geçebileceklerini söyler.

Halil bu teklife inanır. Tekne ; Aspat ‘tan Bitez koyuna gelerek Hırsız Yatağı denen yere yakın olarak açıkta demir atar. Akşam olduğunda teknede içki faslı başlar. Paho[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Halil ve Gülsüm’ ün içkilerine ‘Balık Ağısı’ denilen bir bitkinin sersemletici zehrini koyar. Bu zehrin etkisi ile Halil ve gülsün uykuya dalarlar. Ömer Çavuş kara pusudadır. Paho[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Halil ve Gülsüm’ ü uyuttuktan sonra demir alır ve teknesini yavaş yavaş kıyıya yanaştırmaya başlar

Ömer Çavuş tam kıyıya yanaşmadan tekneye ateş edilmesi emrini verir. Kurşunların kendisine isabet edeceğinden korkan Paho tekneyi açığa bırakır. Tam bu sırada Kolcu başı Barka’nın Ali de kol kayığı ile Paho’ nun teknesini sarar. Paho Halil’den çekindiği için onu uyandırır. Geçen süre içerisinde Barka’nın Ali tekneye girmiştir. Halil ve Gülsüm sersemlemiş bir vaziyette güverteye çıkartılırlar. Güvertede Halil’in ayağı kayar [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Barka’nın Ali Halil’i bacağından yaralar. Halil yaralı bir vaziyette Bodrum’a getirilir ve kaymakamlık binası önünden karaya çıkartılır. Halk kaymakamlık binası önünde toplanmıştır. O sırada ‘Kel Mülazım’ adı verilen jandarma komutanı ‘Hükümete karşı gelenlerin sonu budur’ gibilerden konuşma yapar. Halil yaralı bir vaziyette kaymakamlık binası önünde bulunan bir mahsene atılır. Yaraları tımar edilmez. Burada bir süre acı içinde inler. Daha sonra Ömer Çavuş tarafından boğazına çökülerek öldürülür ve sırtındaki elbiseleriyle birlikte alel acele gömülür.
Bu olay üzerine Bodrum’dan ‘Üçlü Saçayağı’ olarak adlandırılan türkülerin ikincisi olan ‘Çökertme’ yakılır.

TÜRKÜ
Çökertmeden çıktımda Halil’ im aman başım selamet
Bitez de yalısına varmadan Halil’im aman koptu kıyamet
Arkideşim İbram Çavuş Allah’ına emanet
Burası da Aspat değil Halil’im aman Bitez yalısı
Ciğerime ateş sardı aman kurşun yarası
Gidelim gidelim Halil’im çökertmeye varalım
Kolcular gelirse Halil’im nerelere kaçalım
Teslim olmayalım Halil’im aman kurşun saçalım
Burası da Aspat değil Halil’im aman Bitez yalısı
Ciğerime ateş sardı aman kurşun yarası
Güvertede gezer iken aman kunduram kaydı
İpeklide mandilimi aman örüzger aldı
Çakırda gözlü Gülsüm’ümü Çerkes kaymakam aldı
Burası da Aspat değil Halil’im aman Bitez yalısı
Ciğerime ateş sardı aman kurşun yarası



Denizin Dibinde Hatcem

Burdur’dan Antalya’ya doğru giderken yaklaşık 38 km. uzaklıkta bulunan Arvallı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yeni adı ile Bağsaray köyünde geçer hikaye.

Hikayeye göre Hatçe isminde bir güzel kadın köyün meydanındaki duvarında çift oluklu pınar bulunan bir evde oturur. Türküde sözü geçen pınar bu pınardır.

Hatçe güzel ve alımlı bir köy güzelidir. Köyün çobanı hatça’ya gönlünü kaptırır. O da çobanı sever. Ne var ki Hatçe köydeki eğitmen ile evlidir ve eğitmen de Hatça'ya kötü davranmaktadır. Kader onları bir türlü bir araya getirmemiştir. Her ne kadar olumsuzluklar çok olsa da aşklarına engel olamazlar ve bir zaman sonra birlikte kaçmaya karar verirler. Çobanla birlikte kaçarak Antalya’ya yerleşirler. Yaklaşık 5 ay sonra yakın bir köyde (Kayış Köyü) de buna benzer bir olay gerçekleşir ve İbrahim Can isimli mahalli sanatçı bu türküyü yakar.

Benim ninem gençliğinde bu türküdeki hikayeye şahit olmuş. Bize anlatırdı hep.

Türkünün TV'de falan genelde 2 kıtası okunur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aslında uzun bir türküdür. Tamamı aşağıda:


Denizin Dibinde Haçcem Demirden Evler
Ak Gerdanın Altında Da Çiftedir Benler
O Gınalı Barmaklar Da O Beyaz Eller
Yolcuyu Yolundan Eyleyen Dilber

Ovalara Duman İnmiş Göremedin Mi
A Gız Gendi Saçını Öremedin Mi
Dalga Dalga Dalga Dalga Dalgalanıyor
Haçceyi Görenler Aman Sevdalanıyor

Arvalı'nın Önünde De Pınarlar Harlar
Haçcem Çıkmış Pencereye Ay Gibi Parlar
Ben Haçceyi Yitirdim De Dumanlı Dağlar
Gözlerimin Pınarları Durmadan Çağlar

Alçaklara Garlar Yağmış Yükseklere Buz
Gel Seninle Gezelim İnce Belli Gız
Onu Onu Onu Onu Onun Onuna
Ben De Yandım Haçcenin Mor Fistanına

Yüce Dağ Başında Haçcem Ekin Ekilmez
Yağmur Yağmayınca (Aman) Kökü Sökülmez
Ellerin Köyünde Haçcem Gahır Çekilmez
Doldur Ağuları İçelim Haçcem

Alçaklara Garlar Yağmış Yükseklere Buz
Gel Seninle Gezelim İnce Belli Gız
Onu Onu Onu Onu Onun Onuna
Ben De Yandım Haçcenin Mor Fistanına



Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Similar topics

-

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz