En Kralı'ndan ruhsuz bir gece
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Kral TV Müzik Ödülleri gecesi, umduğumun aksine renksiz ve ruhsuz bir törene dönüştü. İnsanların gözlerinde "bitse de gitsek" bakışları yakaladım. Bunda Doğuş Grubu'nun gündem karşısındaki talihsizliğinin de etkisi vardı. Güzellik Yarışması'nın yapılacağı gün 10 şehit verilmişti. Kral Müzik Ödülleri gecesinde bu kez Mardin'de yaşamını yitiren 44 vatandaşımızın acısı yüreklere çörekleniverdi. Beni tatmin eden tek konu ise, iki süzgeçli ve SMS katılımlı oylamanın yüzde 90 oranında "isabetli seçimlere" zemin hazırlamış olmasıydı. Bu kadar önemli ve prestijli bir müzik gecesinde ödül alan sanatçıların sahnede "play back" şarkı söylemeleri tuhaftı. Ödülleri, duayenlerin yerine sunucuların vermesi de geceyi sıradanlaştıran unsurların başında geliyordu. Doğuş'çular İsmail YK'yı müzik yelpazesinin neresine koyacaklarını bilememişlerdi. Sonunda onu Ebru Gündeş ile beraber "Fantezi-Arabesk" kategorisinde yarıştırınca, tuhaflık ikiye katlandı. İsmail ödüllerini aldığında alkış bir yana, salondan uğultular yükseldi. Zira "Bas Gaza" yılın en fazla ilgi gören ama en çok eleştirilen şarkısı olmuştu. İsmail de elinde ödülüyle sahnede boynunu büküp, "Hiç olmazsa bir alkışı benden esirgemeyin" dedi. Bu arada Rafet El Roman'ın prodüktörü Hüseyin Emre, sahneye genç sanatçısı Yusuf Güney'i çağırıp, kendi aldığı ödülü ona verince hiç de şık olmayan bir görüntü ortaya çıktı. Yusuf Güney çok yetenekli ve çok sevimli bir genç. Ama ayaküstü aldığı bu "Yılın Çırağı" ödülü onu onurlandırmak yerine biraz utandırdı. Teşekkür konuşmaları arasında, Mor ve Ötesi'nin gündeme gönderme yaparak söylediği "Yaşamanın ölmekten daha güzel olduğuna artık inanmamız lâzım" sözlerini beğendim. Yarışmayı Asuman Krause ile beraber sunan Behzat Uygur'un mesaj yüklü jestine ise uzun uzun alkış tuttum. Behzat, bazı sanatçıların ödül almaya gelmemesine vurgu yapmak için Yılın Yeni Yeteneği ödülünü alan Murat Dalkılıç'a şöyle seslendi: "Bak seni burada uzun uzun konuşturuyorum. İçinden geleni söyle. Çünkü bu senin ilk ödül heyecanın. Ama bana bir söz vermeni istiyorum. İleride daha büyük bir şöhret olup, bu ödüllere layık görüldüğünde şehir dışında olup, gelmemezlik etmeyeceksin..." Bu arada gecenin tatsız bir saldırı olayıyla noktalanması da talihsizlikti. Bir saldırgan, Serdar Ortaç'ı tuvalette yumruklayınca törenin tadı iyice kaçtı. Sanatçıların, ödül törenlerine yanlarında korumalarıyla girip, çıkmaları çok eleştiri alırdı. Bu son olaydan iki sonuç çıktı. 1- Tuvalete birlikte giremiyorsanız, tören gecelerine koruma getirmeyiniz. 2- Ünlü ya da ünsüz, bu ülkenin insanlarını ne şık davet salonlarında ne de köy evlerinde koruyabiliyoruz... Sevgili Serdar kardeşime büyük geçmiş olsun... Mardin'de yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır...
yazan: yüksel aytuğ sabah gazetesi
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Kral TV Müzik Ödülleri gecesi, umduğumun aksine renksiz ve ruhsuz bir törene dönüştü. İnsanların gözlerinde "bitse de gitsek" bakışları yakaladım. Bunda Doğuş Grubu'nun gündem karşısındaki talihsizliğinin de etkisi vardı. Güzellik Yarışması'nın yapılacağı gün 10 şehit verilmişti. Kral Müzik Ödülleri gecesinde bu kez Mardin'de yaşamını yitiren 44 vatandaşımızın acısı yüreklere çörekleniverdi. Beni tatmin eden tek konu ise, iki süzgeçli ve SMS katılımlı oylamanın yüzde 90 oranında "isabetli seçimlere" zemin hazırlamış olmasıydı. Bu kadar önemli ve prestijli bir müzik gecesinde ödül alan sanatçıların sahnede "play back" şarkı söylemeleri tuhaftı. Ödülleri, duayenlerin yerine sunucuların vermesi de geceyi sıradanlaştıran unsurların başında geliyordu. Doğuş'çular İsmail YK'yı müzik yelpazesinin neresine koyacaklarını bilememişlerdi. Sonunda onu Ebru Gündeş ile beraber "Fantezi-Arabesk" kategorisinde yarıştırınca, tuhaflık ikiye katlandı. İsmail ödüllerini aldığında alkış bir yana, salondan uğultular yükseldi. Zira "Bas Gaza" yılın en fazla ilgi gören ama en çok eleştirilen şarkısı olmuştu. İsmail de elinde ödülüyle sahnede boynunu büküp, "Hiç olmazsa bir alkışı benden esirgemeyin" dedi. Bu arada Rafet El Roman'ın prodüktörü Hüseyin Emre, sahneye genç sanatçısı Yusuf Güney'i çağırıp, kendi aldığı ödülü ona verince hiç de şık olmayan bir görüntü ortaya çıktı. Yusuf Güney çok yetenekli ve çok sevimli bir genç. Ama ayaküstü aldığı bu "Yılın Çırağı" ödülü onu onurlandırmak yerine biraz utandırdı. Teşekkür konuşmaları arasında, Mor ve Ötesi'nin gündeme gönderme yaparak söylediği "Yaşamanın ölmekten daha güzel olduğuna artık inanmamız lâzım" sözlerini beğendim. Yarışmayı Asuman Krause ile beraber sunan Behzat Uygur'un mesaj yüklü jestine ise uzun uzun alkış tuttum. Behzat, bazı sanatçıların ödül almaya gelmemesine vurgu yapmak için Yılın Yeni Yeteneği ödülünü alan Murat Dalkılıç'a şöyle seslendi: "Bak seni burada uzun uzun konuşturuyorum. İçinden geleni söyle. Çünkü bu senin ilk ödül heyecanın. Ama bana bir söz vermeni istiyorum. İleride daha büyük bir şöhret olup, bu ödüllere layık görüldüğünde şehir dışında olup, gelmemezlik etmeyeceksin..." Bu arada gecenin tatsız bir saldırı olayıyla noktalanması da talihsizlikti. Bir saldırgan, Serdar Ortaç'ı tuvalette yumruklayınca törenin tadı iyice kaçtı. Sanatçıların, ödül törenlerine yanlarında korumalarıyla girip, çıkmaları çok eleştiri alırdı. Bu son olaydan iki sonuç çıktı. 1- Tuvalete birlikte giremiyorsanız, tören gecelerine koruma getirmeyiniz. 2- Ünlü ya da ünsüz, bu ülkenin insanlarını ne şık davet salonlarında ne de köy evlerinde koruyabiliyoruz... Sevgili Serdar kardeşime büyük geçmiş olsun... Mardin'de yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır...
yazan: yüksel aytuğ sabah gazetesi
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
En son sivaslı_yaren tarafından Perş. 7 Mayıs 2009 - 7:56 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi