Saatin alarmı bile çalmadan yeni bir güne uyandı. Yatağından kalkıp perdeleri açtı. Birkaç gündür soğuk giden hava kaybolmuş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] lacivertler yerini iç açıcı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] pırıl pırıl gökyüzüne bırakmıştı. Aslında alıp başını avare avare gezmek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kalabalıklar arasında kaybolmak istiyordu. Tanımadığı herkese “Günaydın” demeli[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] martılarla tanışmalı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] balıkçının oltasını kaparak misinayı yukarı çekmeli[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hatta densizlik yapıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] takılan balığı özgür bırakmalıydı. “Ah İstanbul! Nasıl da abuk sabuk hayaller kurduruyorsun insana” diye düşündü. Bugün bunların hiç biri olmayacaktı. Her şey planlandığı gibi giderse eğer; bugünün anlamı ve kendi adına yaşayacakları[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] belki de hafızasından hiç silinmeyecekti.
Camın önünde öylece kalakalmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] oraya buraya koşuşturan telaşlı insanları seyrederken cep telefonunun sesiyle kendine geldi. Aslında beklediği bir aramaydı. Yine de emin olmak için önce numaraya sonra da saatine baktı. Bir eliyle telefonu açarken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] diğeriyle saçlarını karıştırıyor- duş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] makyaj[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] giyinme-bilumum hazırlık için zamanla yarışması gerektiğini hesap ediyordu. Ne olursa olsun bugün[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] pek çoğunun yüzünü resimlerden gördüğü insanları tanıyacaktı. Telefondaki hoş bir bayan sesiydi. Hakkında sadece öğretmen olduğunu biliyordu. Yok[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hatta Edebiyat öğretmeni olduğunu da biliyordu. Aslında ilk konuşmada bile sıcak elektrik almıştı. Hemen konuya girdi:
-Alo[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] geliyorsun değil mi?
-Geliyorum da!
-Da’sı ne ?
-Ne bileyim işte[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nereye geleceğim tam olarak belli oldu mu?
-Evet[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Galata Köprüsünde buluşacağız. Yanına kâğıt[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kalem almayı unutma sakın!
-O neden?
-Al işte[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir şeyler yazman gerekebilir.
-Anlamadım ama neyse… Ben yine de tedirginim. Nasıl olacak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] buluşabilecek miyiz? Gözümde büyütüyorum. Ben böyleyim işte! Pireyi deve yapar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ortalığı telaşa veririm… Önce Mecidiyeköy’e gitmem lazım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sonra… Sonrası yok[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] umarım yetişirim. Yetişemesem bile ararım. Geç kalırsam eğer[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nerede olduğunu nokta olarak öğrenirim. Of! Yine telaş yaptım bak.
-Bana bırak her şeyi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gözlerini kapat ve gel işte!
-Kapatayım değil mi?
-Evet[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kapat ve gel…
Aslında en az onun kadar heyecanlıydı. Telefonu kapattığı halde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] son esprinin tebessümü dudaklarında takılı kalmıştı. “Sakin ol! Sakin ol kızım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hiçbir terslik çıkmayacak!” diye kendini telkin ediyordu. Odanın içinde bir o yana bir bu yana dolanırken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] telefon hâlâ elindeydi. Oysaki hazırlanması için bir buçuk saatten az zaman kalmıştı. Alelacele bir telefon daha etmesi gerekiyordu.
-Alo[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] benim… Her şey yolunda gidiyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gelmeye karar verdi. Galata Köprüsünde buluşacağız. Beni alacak mısın?
-Tamam[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ben sizi 13.15 de alırım. Ya diğerleri?
-Peki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ben o saatte hazır olacağım. Geç kalma sakın! Diğerleri ile bu gün görüşemedim. Onlar saat 14.00’de orada olacak. Varınca ararız…
-Anladım. Sorun yok o zaman… Aralarında optikçi var. Kesinlikle son moda güneş gözlüğü takacaklardır. Gözlüklerinden tanırız!
-Güzel şakaydı. Hah ha! Kaçıncı asırda yaşıyoruz. İletişim cebimizde artık.
Telefonu kapatır kapatmaz hazırlanmaya başladı. Her geçen dakika aleyhine işliyordu. Yoğun trafik keşmekeşi gözünü korkutuyordu. Üstüne üstlük bu şehirde “Şurası” denilen her yer cehennemin dibi kadar uzak gelmişti ona. Neyse ki gidilecek mekânı iyi bilen birisiyle olmak rahatlatıyordu. “Kapat gözlerini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] git işte!” diye söylendi kendi kendine.
“Belki de bir cinayetin sır perdesi aralanacak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tüm kirli çamaşırlar dökülecek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birbirini tanımayan ve ilk kez gören insanların maskeleri düşecekti.” Kafasından geçen son kurgunun kahramanlarını seçecek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tasvirler kazıyacaktı zihnine. Böyle bir hikâyenin kahramanı olmak haz veriyordu.
Son hazırlıklarını yaparken sehpanın üzerinde duran cep telefonundan parazit sesi duydu. Birkaç gündür aralıksız gariplikler oluyordu. Bir yerlerden gizlice izleniyormuş gibi hissetti. Telefonu da dinleniyor olabilirdi. Büyük buluşmanın verdiği heyecan panikatak yapmıştı. Her şeyden kuşkulanan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sudan nem kapan bir kişiliği yoktu aslında. Ama üst üste yaşanan anormallikler böyle düşünmeye itiyordu. “Saçmalıyorsun!” diye düşündü. Cep telefonunu çantasına attığı anda çalmaya başladı. Önce irkildi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sonra açtı. En iyi can dostu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] erkek arkadaşı buluşma yerine taksi ile götürmek üzere kapının önündeydi.
-Hazır sayılırım! Altı dk sonra çıkıyorum…
Sığ Labirent / Derin Bulmaca ( Buluşma) – Bölüm 2
Camın önünde öylece kalakalmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] oraya buraya koşuşturan telaşlı insanları seyrederken cep telefonunun sesiyle kendine geldi. Aslında beklediği bir aramaydı. Yine de emin olmak için önce numaraya sonra da saatine baktı. Bir eliyle telefonu açarken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] diğeriyle saçlarını karıştırıyor- duş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] makyaj[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] giyinme-bilumum hazırlık için zamanla yarışması gerektiğini hesap ediyordu. Ne olursa olsun bugün[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] pek çoğunun yüzünü resimlerden gördüğü insanları tanıyacaktı. Telefondaki hoş bir bayan sesiydi. Hakkında sadece öğretmen olduğunu biliyordu. Yok[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hatta Edebiyat öğretmeni olduğunu da biliyordu. Aslında ilk konuşmada bile sıcak elektrik almıştı. Hemen konuya girdi:
-Alo[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] geliyorsun değil mi?
-Geliyorum da!
-Da’sı ne ?
-Ne bileyim işte[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nereye geleceğim tam olarak belli oldu mu?
-Evet[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Galata Köprüsünde buluşacağız. Yanına kâğıt[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kalem almayı unutma sakın!
-O neden?
-Al işte[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir şeyler yazman gerekebilir.
-Anlamadım ama neyse… Ben yine de tedirginim. Nasıl olacak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] buluşabilecek miyiz? Gözümde büyütüyorum. Ben böyleyim işte! Pireyi deve yapar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ortalığı telaşa veririm… Önce Mecidiyeköy’e gitmem lazım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sonra… Sonrası yok[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] umarım yetişirim. Yetişemesem bile ararım. Geç kalırsam eğer[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nerede olduğunu nokta olarak öğrenirim. Of! Yine telaş yaptım bak.
-Bana bırak her şeyi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gözlerini kapat ve gel işte!
-Kapatayım değil mi?
-Evet[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kapat ve gel…
Aslında en az onun kadar heyecanlıydı. Telefonu kapattığı halde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] son esprinin tebessümü dudaklarında takılı kalmıştı. “Sakin ol! Sakin ol kızım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hiçbir terslik çıkmayacak!” diye kendini telkin ediyordu. Odanın içinde bir o yana bir bu yana dolanırken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] telefon hâlâ elindeydi. Oysaki hazırlanması için bir buçuk saatten az zaman kalmıştı. Alelacele bir telefon daha etmesi gerekiyordu.
-Alo[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] benim… Her şey yolunda gidiyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gelmeye karar verdi. Galata Köprüsünde buluşacağız. Beni alacak mısın?
-Tamam[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ben sizi 13.15 de alırım. Ya diğerleri?
-Peki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ben o saatte hazır olacağım. Geç kalma sakın! Diğerleri ile bu gün görüşemedim. Onlar saat 14.00’de orada olacak. Varınca ararız…
-Anladım. Sorun yok o zaman… Aralarında optikçi var. Kesinlikle son moda güneş gözlüğü takacaklardır. Gözlüklerinden tanırız!
-Güzel şakaydı. Hah ha! Kaçıncı asırda yaşıyoruz. İletişim cebimizde artık.
Telefonu kapatır kapatmaz hazırlanmaya başladı. Her geçen dakika aleyhine işliyordu. Yoğun trafik keşmekeşi gözünü korkutuyordu. Üstüne üstlük bu şehirde “Şurası” denilen her yer cehennemin dibi kadar uzak gelmişti ona. Neyse ki gidilecek mekânı iyi bilen birisiyle olmak rahatlatıyordu. “Kapat gözlerini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] git işte!” diye söylendi kendi kendine.
“Belki de bir cinayetin sır perdesi aralanacak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tüm kirli çamaşırlar dökülecek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birbirini tanımayan ve ilk kez gören insanların maskeleri düşecekti.” Kafasından geçen son kurgunun kahramanlarını seçecek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tasvirler kazıyacaktı zihnine. Böyle bir hikâyenin kahramanı olmak haz veriyordu.
Son hazırlıklarını yaparken sehpanın üzerinde duran cep telefonundan parazit sesi duydu. Birkaç gündür aralıksız gariplikler oluyordu. Bir yerlerden gizlice izleniyormuş gibi hissetti. Telefonu da dinleniyor olabilirdi. Büyük buluşmanın verdiği heyecan panikatak yapmıştı. Her şeyden kuşkulanan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sudan nem kapan bir kişiliği yoktu aslında. Ama üst üste yaşanan anormallikler böyle düşünmeye itiyordu. “Saçmalıyorsun!” diye düşündü. Cep telefonunu çantasına attığı anda çalmaya başladı. Önce irkildi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sonra açtı. En iyi can dostu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] erkek arkadaşı buluşma yerine taksi ile götürmek üzere kapının önündeydi.
-Hazır sayılırım! Altı dk sonra çıkıyorum…
Sığ Labirent / Derin Bulmaca ( Buluşma) – Bölüm 2
Saat: 14:3o Galata Köprüsü
…
-İşte burası
-Yok[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yok orası
-Ne taraftan gelecekler acaba?
-Araba ile geliyorlarsa eğer[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] karşıda olabilirler…
Farklı yönlerden giriş yapılan köprüdeki “Kaç numaralı dubada buluşulacak?” karmaşasından sonra; aslında caddenin iki taraflarındaki aynı numaralı dubanın yanında olduklarını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yine telefon trafiği sonunda anladılar. Muhteşem espri tekrar gündeme oturdu. Haksız da sayılmazdı hani. Şık giyimli iki bayan da gözlerindeki son derece modern güneş gözlükleri ile dikkat çekiyordu. Birbirlerine el salladıktan sonra alt geçişi kullanarak bir mekânda buluşma sağlandı. İlk tanışma ve çay kahve faslı devam ederken duygulardaki eksantrik haller yerini yüzlerde tebessüm ve bakışmalara bırakmıştı. Girişteki iki kişinin içeriyi izleyen gözlerini üzerlerinde hissettiler. Belli ki beklenen onlardı ve hepsi ayağa kalktı. Yeni bir tanışma faslı ve yarım saatlik sohbetten sonra yeniden yolculuk göründü. Saatler su gibi akıyor zamanla yarışılıyordu adeta.
Alelacele otoparka doğru yürüyen beş kadın iki erkekten oluşan gurup siyah bir arabanın içine balık istifi gibi doldular. Hemen hareket ettikleri halde birkaç adımdan fazla yol gidememişlerdi. Önce nedenini anlamadan bekleyişe geçtiler. Bir süre sonra sohbet ortamı dağılmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nedenine dair merak başlamıştı. Belki de bilinçli olarak çıkışta trafik kapatılmıştı. Emin değildiler. Bekleyiş uzadıkça konvoy gibi sıraya dizilen araçlardan korna sesleri yükseliyordu. Sinir katsayısı artmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] diğer araçlardan küfür sesleri yükselmeye başlamıştı.
“Güneş mutlu insanlara gülümser; mutsuzları yakar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kavurur!”
Mutlu başlayan yolculuk işkenceye dönüşmüştü. Espriler yapılarak ortam bir nebze olsun yumuşatıldıysa da uzun sürmedi. Bunlar yetmezmiş gibi; nerden peydahlandığı bilinmeyen hırpani bir seyyar gözlük satıcısı musallat olmuş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] illaki elindeki gözlüğü asıl mesleği optisyen olan bayana satmaya çalışıyordu. Orijinalinin kötü taklidi bir gözlük aralarında el değiştiriyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] inatçı bir ısrarla arabanın camından atılıyordu. Bizim milletimize has[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] böylesi bir satış tarzı civardaki turistler tarafından ilgi ile izleniyordu.
-Git başımdan kardeşim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] almıyorum ya!
Oldukça şatafatlı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bordo renkli Jeep Grand Cherokee dikiz aynasına bakanları cezp ediyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir yandan da trafik sıkışıklığı yüzünden öndeki arabalardan hangisinin ilerlemeye engel olduğu ve aracın niyeti anlaşılmaya çalışılıyordu. Görevliler sakin olunması için telkinde bulunurken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] öfke had safhadaydı. Bordo aracın sürücüsü araya girmeye çalışan birisine korna çalarak izin vermemişti. İyi bir gözlemci olan arkadaki bey “Bu adamlar bizi izliyor!” diye düşündü. Zira aynı anda arabadaki herkes endişe ile birbirlerine bakıyordu. İçlerinde garip bir korku oluştu.
Bir sürelik çaresiz bekleyiş akabinde görevliler yardımıyla yan tarafa park edilen arabadan çelimsiz bir bayan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] terden sırılsıklam olmuş saçları ve kızarmış yüzü ile indi. Etrafına mahcup bakışlar atarak ne kadar üzgün olduğunu ifade etmeye çalışıyordu. Arabalarının camı açık olduğu halde bunalmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sabırları bitmiş araç sahiplerinden homurtulu sesler yükseliyordu:
“İyi kullanamıyorsan trafiğe çıkmayacaksın! Senin yüzünden bunca insan perişan oldu...”
Nihayet hareket edilmişti. Hangi güzergâhtan gidileceği hakkında kısa süren tartışmadan sonra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ortak bir karara varıldı. Sahil boyu trafik yoğunluğunun az olması nedeniyle idealdi. Birbirine sıkışmış halde yol alırken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bacaklarda uyuşma emarelerine karşı ayakları oynatarak çözüm aranıyordu. İçerdekilerden en rahat seyahat eden sadece sürücüydü. Onunda yaşanan aksilikler karşısında morali bozulmuştu. Trafiği kontrol etmek amaçlı aynalara bakarken otoparkta[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tam arkalarında duran aracın aynı güzergâhta olduğunu gördü. Emin olabilmek için biraz daha dikkatli bakınca diğerleri de dönüp arkaya baktılar. Fazlaca tesadüfî durum endişelere neden olmuştu. Arabanın içindeki sessizlik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] beyinlerde sabit bir düşüncenin dolaşmasını tetikledi.
“Takip mi ediyor acaba?”
( Devam edecek)
…
-İşte burası
-Yok[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yok orası
-Ne taraftan gelecekler acaba?
-Araba ile geliyorlarsa eğer[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] karşıda olabilirler…
Farklı yönlerden giriş yapılan köprüdeki “Kaç numaralı dubada buluşulacak?” karmaşasından sonra; aslında caddenin iki taraflarındaki aynı numaralı dubanın yanında olduklarını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yine telefon trafiği sonunda anladılar. Muhteşem espri tekrar gündeme oturdu. Haksız da sayılmazdı hani. Şık giyimli iki bayan da gözlerindeki son derece modern güneş gözlükleri ile dikkat çekiyordu. Birbirlerine el salladıktan sonra alt geçişi kullanarak bir mekânda buluşma sağlandı. İlk tanışma ve çay kahve faslı devam ederken duygulardaki eksantrik haller yerini yüzlerde tebessüm ve bakışmalara bırakmıştı. Girişteki iki kişinin içeriyi izleyen gözlerini üzerlerinde hissettiler. Belli ki beklenen onlardı ve hepsi ayağa kalktı. Yeni bir tanışma faslı ve yarım saatlik sohbetten sonra yeniden yolculuk göründü. Saatler su gibi akıyor zamanla yarışılıyordu adeta.
Alelacele otoparka doğru yürüyen beş kadın iki erkekten oluşan gurup siyah bir arabanın içine balık istifi gibi doldular. Hemen hareket ettikleri halde birkaç adımdan fazla yol gidememişlerdi. Önce nedenini anlamadan bekleyişe geçtiler. Bir süre sonra sohbet ortamı dağılmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nedenine dair merak başlamıştı. Belki de bilinçli olarak çıkışta trafik kapatılmıştı. Emin değildiler. Bekleyiş uzadıkça konvoy gibi sıraya dizilen araçlardan korna sesleri yükseliyordu. Sinir katsayısı artmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] diğer araçlardan küfür sesleri yükselmeye başlamıştı.
“Güneş mutlu insanlara gülümser; mutsuzları yakar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kavurur!”
Mutlu başlayan yolculuk işkenceye dönüşmüştü. Espriler yapılarak ortam bir nebze olsun yumuşatıldıysa da uzun sürmedi. Bunlar yetmezmiş gibi; nerden peydahlandığı bilinmeyen hırpani bir seyyar gözlük satıcısı musallat olmuş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] illaki elindeki gözlüğü asıl mesleği optisyen olan bayana satmaya çalışıyordu. Orijinalinin kötü taklidi bir gözlük aralarında el değiştiriyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] inatçı bir ısrarla arabanın camından atılıyordu. Bizim milletimize has[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] böylesi bir satış tarzı civardaki turistler tarafından ilgi ile izleniyordu.
-Git başımdan kardeşim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] almıyorum ya!
Oldukça şatafatlı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bordo renkli Jeep Grand Cherokee dikiz aynasına bakanları cezp ediyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir yandan da trafik sıkışıklığı yüzünden öndeki arabalardan hangisinin ilerlemeye engel olduğu ve aracın niyeti anlaşılmaya çalışılıyordu. Görevliler sakin olunması için telkinde bulunurken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] öfke had safhadaydı. Bordo aracın sürücüsü araya girmeye çalışan birisine korna çalarak izin vermemişti. İyi bir gözlemci olan arkadaki bey “Bu adamlar bizi izliyor!” diye düşündü. Zira aynı anda arabadaki herkes endişe ile birbirlerine bakıyordu. İçlerinde garip bir korku oluştu.
Bir sürelik çaresiz bekleyiş akabinde görevliler yardımıyla yan tarafa park edilen arabadan çelimsiz bir bayan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] terden sırılsıklam olmuş saçları ve kızarmış yüzü ile indi. Etrafına mahcup bakışlar atarak ne kadar üzgün olduğunu ifade etmeye çalışıyordu. Arabalarının camı açık olduğu halde bunalmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sabırları bitmiş araç sahiplerinden homurtulu sesler yükseliyordu:
“İyi kullanamıyorsan trafiğe çıkmayacaksın! Senin yüzünden bunca insan perişan oldu...”
Nihayet hareket edilmişti. Hangi güzergâhtan gidileceği hakkında kısa süren tartışmadan sonra[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ortak bir karara varıldı. Sahil boyu trafik yoğunluğunun az olması nedeniyle idealdi. Birbirine sıkışmış halde yol alırken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bacaklarda uyuşma emarelerine karşı ayakları oynatarak çözüm aranıyordu. İçerdekilerden en rahat seyahat eden sadece sürücüydü. Onunda yaşanan aksilikler karşısında morali bozulmuştu. Trafiği kontrol etmek amaçlı aynalara bakarken otoparkta[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tam arkalarında duran aracın aynı güzergâhta olduğunu gördü. Emin olabilmek için biraz daha dikkatli bakınca diğerleri de dönüp arkaya baktılar. Fazlaca tesadüfî durum endişelere neden olmuştu. Arabanın içindeki sessizlik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] beyinlerde sabit bir düşüncenin dolaşmasını tetikledi.
“Takip mi ediyor acaba?”
( Devam edecek)