* 1929 ekonomik bunalımı birçok ülkede ekonomik bunalıma neden oldu. 1940’lı yıllara gelinene kadar dünya ülkeleri çok güç günler yaşadı. Derken 2. Dünya Savaşı başladı. Sanatçılar savaş karşıtı yapıtlar verdiler. Bu zorlu günler, yoksul Türkiye’yi de vurdu. Sanatçılar yoksulluğu, ezilmişliği, barışı, birdenbire zenginleşenleri, yoksul ile zengin arasında yükselen ekonomik ve sosyal uçurumu anlattılar yapıtlarında. Köy ve köylü, Adana’daki pamuk tarlaları, gündelikçi işçiler, varoşlarda oluşan yoksulluk, fabrikalar, fabrika işçileri, memurlar, devlet yönetiminde görülen aksaklıklar…son dönem edebiyatçılarının en çok işledikleri konular oldu.
Bu arada Cumhuriyet’in temel ilkeleri doğrusunda da yapıtlar verilmeye devam edildi.
*1941 yılında tercüme bürosu kuruldu. Bu sayede çok sayıda Doğu ve Batı klasiği dilimize çevrildi. Böylece dünya edebiyatı daha yakından takip edilebildi. Bu durum da etkileşimleri güçlendirdi. Artık Türk edebiyatı da dünya edebiyatının rüzgarına kapılabilmektedir. Çok yönlü olarak gelişebilmektedir. Konular uçsuzlaşmaktadır.
*Bu dönemde dil, köyde köylünün dili, kasabada kasaba dili, İstanbul’da İstanbul dili yapıtların dili oldu.
* Deneme ve eleştiri türü gelişti. Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Ahmet Hamdi Tanpınar, Mehmet Kaplan, Cemil Meriç….önemli adlardır
Bu arada Cumhuriyet’in temel ilkeleri doğrusunda da yapıtlar verilmeye devam edildi.
*1941 yılında tercüme bürosu kuruldu. Bu sayede çok sayıda Doğu ve Batı klasiği dilimize çevrildi. Böylece dünya edebiyatı daha yakından takip edilebildi. Bu durum da etkileşimleri güçlendirdi. Artık Türk edebiyatı da dünya edebiyatının rüzgarına kapılabilmektedir. Çok yönlü olarak gelişebilmektedir. Konular uçsuzlaşmaktadır.
*Bu dönemde dil, köyde köylünün dili, kasabada kasaba dili, İstanbul’da İstanbul dili yapıtların dili oldu.
* Deneme ve eleştiri türü gelişti. Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Ahmet Hamdi Tanpınar, Mehmet Kaplan, Cemil Meriç….önemli adlardır