REŞAT NURİ GÜNTEKİN (1889-1956): Realist bir analyışa sahip olan yazar Milli Eğitim müfettişliği görevi ile Anadolu’yu dolaşmış, buradaki yaşamı gözlemlemiş, bu gözlemlerini yalın bir dil ve anlatımla eserlerinde dile getirmiştir.
Reşat Nuri Güntekin , romanlarında yoğun bir Anadolu atmosferi vardır. Bu atmosfer içinde yurt ve toplam gerçeklerini, töreden kaynaklanan doğru ya da yanlış inanışları ele alır. Bu konular, öykülerinde, mizah unsuruyla da berleştirilerek verilir. Yazar, ilk ününü, duygulsal bir aşkı dile getirdiği ve birçok yönleriyle Anodul’yu anlattığı “Çalıkuşu” romanıyla sağlamıştır. Sanatçının önemli eserleri şunlardır:
Roman: Çalıkuşu, Damga, Yeşil Gece, Yaprak Dökümü, Bir Kadın Düşmanı, Miskinler Tekkesi, Kan Davası...
Öyküler: Tanrı Misafiri, Leyla ile Mecnun, Olağan İşler...
Oyunları: Hançer, Hülleci, Tanrı Dağı Ziyafeti...
MEHMET FUAT KÖPRÜLÜ (1890-1966): Türk Edebiyatı araştırmalarını sistemleştiren ve edebiyat tarihçişi olarak ün kazanan sanatçının eserleri de bu yoldadır. Bugün bilinen birçok şair Mehmet Fuat Köprülü 'nün arıştırmaları sonucunda ortaya çıkarılmıştır.
Eserleri:
Türk Edebiyatı Tarihi, Türk Edebiyatında ilk Mutasavvuflar, Divan Edebiyatı Antolojisi, Türk Saz Şairleri Antolojisi.
YAKUP KARDİ KARAOSMANOGLU (1889-1974): Yakup Kadri Karaosmanoğlu , romanlarında kusursuz bir anlatım ve sağlam tekniği ile dikkat çeken sanatçı, tarihi ve sosyal olaylardan her birini bir romanına konu edinerek, Tanzimat dönemiyle Atatürk Türkiyesi arasındaki dönem ve kuşakların geçirdikleri sosyal değişiklik ve bunalımları yaşayış ve görüş ayrılıklarını işlemiş: düşünce ve teze dayalı özlü yapıtlar vermiştir. Eserlerini ve içereklerini şöyle inceleyebiliriz:
“Hep o şarkı ” da Abdülaziz döneminin yaşamı,
“Bir Sürgün ”de II. Abdülhamit’in baskılı yönetimiyle savaşmak için Fransa’ya kaçan Jön Türkler,
“Kiralik Konak”ta Tanzimat’tan I. Dünya Savaşı’na kadar yetişen üç kaşaktaki görüş ayrılığı,
“Hüküm Gecesi” nde Meşrutiyet devrinindeki Bektaşi tekkelerinin durumu,
“Sodom ve Gomore” de mütareke döneminde, işgal altındaki İstanbul’da ortaya çıkan ahlaki çöküntü,
“Yaban”da Kurtuluş Savaşı yıllanrındaki bir Anadolu köyü,
“Ankara” da yeni başkentin üç dönemi,
“Panorama I, II” de Cumhuriyet döneminin 1952’ye kadarki durumunu bir bir ele almıştır.
Diğer eserleri:
Anı: Zoraki Diplomat, Politikada 45 yıl,Vatan Yolunda, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları....
Monografi: Ahmet Haşim, Atatürk
Mensur şiirleri: Erenlerin Bağından, Okun Ucundan
Hikayeleri: Bir Serencam, Rahmet, Milli Savaş Hikayeleri
Tiyatro eserleri: Nirvana, Veda, Sağanak, Mağara
Önemli Makaleleri: İzmir’den Bursa’ya, Ergenekon, Kadınlık ve Kadınlarımız....
YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958): Milli Edebiyat hareketini makaleleri ve konferanslarıyla destekleyen Yahya Kemal in, esasen , kendine özgü Milli Edebiyat’ınkinden farklı bir anlayışı vardır. İstanbul şairi olarak tanınır. Omanlı İmparatorluğunun geçmişteki parlak günlerine büyük bir özlem duyar. Başlıca konuları: İstanbul, tarih, yurt sevgisi, aşk, ölüm ve sonsuzluktur. Divan şiirinin özünü kakalama çabası içinde olan sanatçı, eski şiirin ölçü, uyak ve ahenk unsurunu ön planda tutmuştur. Onun eserlerinde malzeme eski, şiir ise yenidir. Örneğin, Divan Edebiyatında aşkı terrennüm eden gazel biçimiyle kahramanlık şiirleri ve Istanbul’a duyduğu sevgiyi dile getiren şiirler yazmıştır.
Şiir kitapları: kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgarıyla, Rübailer,
Nesir Kitapları: Aziz İstanbul, Eğil Dağlar, Siyasi ve Edebi Portreler, Siyasi Hikayeler, Edebiyat Dair.
HECENİN BEŞ ŞAİRİ (BEŞ HECECİLER)
Bu şariler 19117de Selanik’te “Genç Kalemler”le başlayan Milli Edebiyat akımının ilklerine bağlı olarak, halk şiirimizin özelliklerinden, yerli kaynaklarımızdan yararlanarak, şiirimizin aruzdan heceye geçişinde önemli rol aynamışlardır. Şiirlerinde Anadolu manzaralarını ve Anadolu yaşayışını coşkulu bir dille işlemişlerdir. Hece ölçüsünün genellikle 11’li ve 14’lü kalıbını kullanmışlardır. Daha sonraları, yeni biçimler arayarak oldukça uzun şiirler de yazmışlardır. Eserlerindeki dil ise konuşma dilidir. Bu şarirlerimiz şunlardır:
HALİT FAHRİ OZANSOY
ENİS BEHİÇ KORYÜREK
YUSUF ZİYA ORTAÇ
ORHAN SEYFİ ORHON
FARUZ NAFIZ ÇAMLIBEL
Reşat Nuri Güntekin , romanlarında yoğun bir Anadolu atmosferi vardır. Bu atmosfer içinde yurt ve toplam gerçeklerini, töreden kaynaklanan doğru ya da yanlış inanışları ele alır. Bu konular, öykülerinde, mizah unsuruyla da berleştirilerek verilir. Yazar, ilk ününü, duygulsal bir aşkı dile getirdiği ve birçok yönleriyle Anodul’yu anlattığı “Çalıkuşu” romanıyla sağlamıştır. Sanatçının önemli eserleri şunlardır:
Roman: Çalıkuşu, Damga, Yeşil Gece, Yaprak Dökümü, Bir Kadın Düşmanı, Miskinler Tekkesi, Kan Davası...
Öyküler: Tanrı Misafiri, Leyla ile Mecnun, Olağan İşler...
Oyunları: Hançer, Hülleci, Tanrı Dağı Ziyafeti...
MEHMET FUAT KÖPRÜLÜ (1890-1966): Türk Edebiyatı araştırmalarını sistemleştiren ve edebiyat tarihçişi olarak ün kazanan sanatçının eserleri de bu yoldadır. Bugün bilinen birçok şair Mehmet Fuat Köprülü 'nün arıştırmaları sonucunda ortaya çıkarılmıştır.
Eserleri:
Türk Edebiyatı Tarihi, Türk Edebiyatında ilk Mutasavvuflar, Divan Edebiyatı Antolojisi, Türk Saz Şairleri Antolojisi.
YAKUP KARDİ KARAOSMANOGLU (1889-1974): Yakup Kadri Karaosmanoğlu , romanlarında kusursuz bir anlatım ve sağlam tekniği ile dikkat çeken sanatçı, tarihi ve sosyal olaylardan her birini bir romanına konu edinerek, Tanzimat dönemiyle Atatürk Türkiyesi arasındaki dönem ve kuşakların geçirdikleri sosyal değişiklik ve bunalımları yaşayış ve görüş ayrılıklarını işlemiş: düşünce ve teze dayalı özlü yapıtlar vermiştir. Eserlerini ve içereklerini şöyle inceleyebiliriz:
“Hep o şarkı ” da Abdülaziz döneminin yaşamı,
“Bir Sürgün ”de II. Abdülhamit’in baskılı yönetimiyle savaşmak için Fransa’ya kaçan Jön Türkler,
“Kiralik Konak”ta Tanzimat’tan I. Dünya Savaşı’na kadar yetişen üç kaşaktaki görüş ayrılığı,
“Hüküm Gecesi” nde Meşrutiyet devrinindeki Bektaşi tekkelerinin durumu,
“Sodom ve Gomore” de mütareke döneminde, işgal altındaki İstanbul’da ortaya çıkan ahlaki çöküntü,
“Yaban”da Kurtuluş Savaşı yıllanrındaki bir Anadolu köyü,
“Ankara” da yeni başkentin üç dönemi,
“Panorama I, II” de Cumhuriyet döneminin 1952’ye kadarki durumunu bir bir ele almıştır.
Diğer eserleri:
Anı: Zoraki Diplomat, Politikada 45 yıl,Vatan Yolunda, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları....
Monografi: Ahmet Haşim, Atatürk
Mensur şiirleri: Erenlerin Bağından, Okun Ucundan
Hikayeleri: Bir Serencam, Rahmet, Milli Savaş Hikayeleri
Tiyatro eserleri: Nirvana, Veda, Sağanak, Mağara
Önemli Makaleleri: İzmir’den Bursa’ya, Ergenekon, Kadınlık ve Kadınlarımız....
YAHYA KEMAL BEYATLI (1884-1958): Milli Edebiyat hareketini makaleleri ve konferanslarıyla destekleyen Yahya Kemal in, esasen , kendine özgü Milli Edebiyat’ınkinden farklı bir anlayışı vardır. İstanbul şairi olarak tanınır. Omanlı İmparatorluğunun geçmişteki parlak günlerine büyük bir özlem duyar. Başlıca konuları: İstanbul, tarih, yurt sevgisi, aşk, ölüm ve sonsuzluktur. Divan şiirinin özünü kakalama çabası içinde olan sanatçı, eski şiirin ölçü, uyak ve ahenk unsurunu ön planda tutmuştur. Onun eserlerinde malzeme eski, şiir ise yenidir. Örneğin, Divan Edebiyatında aşkı terrennüm eden gazel biçimiyle kahramanlık şiirleri ve Istanbul’a duyduğu sevgiyi dile getiren şiirler yazmıştır.
Şiir kitapları: kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgarıyla, Rübailer,
Nesir Kitapları: Aziz İstanbul, Eğil Dağlar, Siyasi ve Edebi Portreler, Siyasi Hikayeler, Edebiyat Dair.
HECENİN BEŞ ŞAİRİ (BEŞ HECECİLER)
Bu şariler 19117de Selanik’te “Genç Kalemler”le başlayan Milli Edebiyat akımının ilklerine bağlı olarak, halk şiirimizin özelliklerinden, yerli kaynaklarımızdan yararlanarak, şiirimizin aruzdan heceye geçişinde önemli rol aynamışlardır. Şiirlerinde Anadolu manzaralarını ve Anadolu yaşayışını coşkulu bir dille işlemişlerdir. Hece ölçüsünün genellikle 11’li ve 14’lü kalıbını kullanmışlardır. Daha sonraları, yeni biçimler arayarak oldukça uzun şiirler de yazmışlardır. Eserlerindeki dil ise konuşma dilidir. Bu şarirlerimiz şunlardır:
HALİT FAHRİ OZANSOY
ENİS BEHİÇ KORYÜREK
YUSUF ZİYA ORTAÇ
ORHAN SEYFİ ORHON
FARUZ NAFIZ ÇAMLIBEL