Hayatım çocukluğumdan buyana hep yoksulluk azap ve hüzünle geçti.Sizlere yoksullugun insanı bir bataklıkta kanadı kırılmış bir kuş misali çırpınışını anlatacağım.
Ufak ama şirin bir köyde dogdum bir tepenin etegine kurulmuştu köyümüz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İnsanları fakir ama gönülleri zengin olan elinde olan olmayana verenlerdi.
Sadece ilkokulu okuyabildim diger okulları okuyamadım babam ise hiçbir okulu okuyamamış
Kendini çocuklarına adamış birçift öküzle eker biçer muhanete muhtaç olmaya çalışırdı.
Henüz onaltı yaşıma basmıştım birgün babamın bitkin bir şekilde soluk soluga geldi hemen koşarak baba baba neoldu sana böyle benzin saprarı dedim babam oglum yavrum osman
Çok hastayım durumum iyi değilim dedi. Ben çok korkmuştum babamı içeriye aldık o zamanlar nerede yol nerede otomobil nerede doktor ancak bir at arabasında yada bir hayvan üzerinde vilayete götürmekti babamızdı canımızdı ama götüremedik fırsat bile olmadı birsaat içerisinde vefat etti.
Babamın ölümüyle tüm aydınlık dünyam kararmıştı.tüm yük benim omuzlarıma yüklenmişti üç kızkardeşim ve birde ammen vardı kızların birisi evli digerleri bekardı annem ve kızkardeşlerimle beraber ekip biçip muhanete muhtaç olmadan geçinip gittik
Yıllar cabucanak geçiyordu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Askerlik pusulası geldi çattı vatani görevimi yapmak için
Devletin verdiği azık ve elbiseyle görev yerim olan Eskişehirin İnönü kasabasına gitmek için
Vilayetim Çankırıya yanımda beşlira para ile yola koyuldum sekiz saat deyince yürüyerek Vilayetime ordanda trenle Eskişehire giderek birliğime teslim oldum
Askerliğini edenler bilirlerya ilk zamanlar asker ocagında insana bir mahsunluk bir gariplik çöker ama daha sonra oralara ısınarak vatani görevimi yapmaya başladım.
Aradan aylar geçti köyümden annem ve kardeşlerimden hiçbir haber yada bir mektup bile alamadım ve çok üzülüyordum
Bölük komutanım Yüzbaşı Bahri komutanıma dedim komutanım ben askere geleli onbeşay oldu Annem ve kardeşlerimden bir haber alamadım dedim komutanım ham bir insan deyildi bana ongün izin verdi. Çok sevinmiştim Memleketime gideceğim annemi kardeşlerimi görecektim. Akşam terene bindim memleketime oradanda yürüyerek köyüme geldim
Geldimya gelmez olaydım evimizin kapısı kilitlenmiş pencereler tahtalarla kapatılmış
bacasından duman tütmez çatısına kuşlar konmaz olmuş kızlar kendilerine birer koca annem kendine bir koca bulmuş eski baba ocagını unutmuşlar evde nevar ne yoksa talan etmişler yağma etseler ne olacakki birçift öküz yatak yorgan çanak çömlek neye yararki
Boynu bükük kanadı kırık kuş misali geri birliğime dönmek için yola koyuldum. Geri kalan vatani görevimi mektubsuz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]parasız toplam üçyılk askerlik görevimi yaptım.
Babamdan kalma biriki tarla başımı sokacak kadar iki oda bir evimiz vardı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]bekardım kuru
taş dibine ocak yakacaktım Allahın emriyle bir kızla evlendim başlık parası olarakta ikiyüzlira para kayınpederede bir palto verdim evlendikten sonra karın tokluguna köylerde kır bekçiliği yaptım aradan yıllar geçti bir oglumuz olunca baba ocağına tekrar geldik.
Çocugumuza açlık ve yoklugu tattırmamak için didindik durduk aradan yıllar geçti çocuk bir iki derken yeditane evlat sahibi olduk üç oglan dört kız onları anlımın teriyle amelelik ortakcılık yaparak çalışıp büyüttük.. Dedimya yedi çocugum var diye iş dünyaya çocuk getirmek değil onların istikbalini kazanmaktı. Ama gel görkü cahillik hep cahillik işte.
Büyük oglum Ali’nin evlilik çagı gelmiş yukarı mahalledeki birkıza Gülhan’a yanmış kızın nişanlı olmasına ragmen kızla anlaşarak kaçtılar. Bizim oglanın kızı kaçırmasıyla kız tarafı ve kızın nişanlı oldugu eski nişanlı tarafı ile aramızda husumet başladı. Araya komşuların girmesiyle kıztarafına ozamanın parası ile beşbinlira başlık parasına anlaştık ve bir of çektik oğlumuzu ve gelinimizi saklandıkları yerden alıp evimize getirdik gönül rahatlıgıyla ama aradan ikigün geçmeden kızın babası kızımı kaçırdılar diye şikayet etmesi üzerine oglumuzu kızın yaşının reşit olmaması sebebi ile hapse kızıda babasına teslim ettiler babası kızı eski nişanlısına götürdükleri günün gecesi teslim etmişler o gece evimede silahla ateş ettiler şükürki kimseye birşey olmadı kimsenin görmediği içinde birşey çıkmadı. Ogluma küçük kızı alıkoymaktan onbeş ay ceza vertdiler kızın Aliyi ben kaçırdım demesi sebebi az ceza almasına yardımcı oldu.
Oglum cezasını tamamladıktan sonra direk askere gönderdiler asker dönüşü yine adı daha önce kaçırdıgı kıın ismi ile aynı olan bir kızla evlendirdim anlayacağınız oglana ikikere düğün yapmış oldum .Diger çocuklarımda daha sonra kendileri hayatlarını kurtardılar biri hariç hepsi evlendiler yurd yuva sahibi oldular. Hep evlatrım için çalıştım dididim durdum artık bende oldum bir çocuk yaşım iyice ilerledi evlatlarım evlendikten sonra pek arayıp sormaz oldular neyer ne içersiniz sormaz oldular artık çalışacak gücüm olmadıgı için istemesemde mecburen üç oglumada nafaka davası açtım o arayıp sormayan erkek evlatlar hemen köyün yolunu tuttular ama nafile mahkeme bir celsede karar verdi ve onları nafaka ödemeye mahkum etti birkaç ay yatırdılar daha sonra yatırmadılar elden vermeye devam ettiler bir öfke ile şikayetci olmuştum daha sonra herşeyi unuttuk.
Allah selamet versin çocuklarıma maddi ve manevi yardımda bulundular bazen kalbimi kırsalarda ben onları hep sevdim seksenbir yaşıma bastım şeker ve tansiyon hastasıyım purostatan amaliyat oldum Allah kimsenin başına vermesin bu hastalıgı idrarımı yandan torbaya yapıyorum en altaki torbanın üçgünde en üsteki torbanın ise hergün değişmesi gerekiyor yaşlısın uykuda üzerine yatıyorsun birde bakmışın torba patlamış üstün hep ıslanmış birilerine muhtaçsın eşinde olsa evlatların kızların ve erkek evlatlarında olsa senden uzaklaşıyorlar senden kaçıyorlar İnsan yükü babada olsa anada olsa agır oluyor ama elden birşey gelmiyor. Amaliyat olalı ikibuçukyıl oldu yavaş yavaş zayırlamaya yememye içmemeye öbür tarafa hak dünyaya yaklaşıyoruz.
Şunu unutmuyalım hayat bir sınav iyi yada kötü iyi ekersen iyi kötü ekersen kötü biceceksin yani ne ekersen onu biçersin bu yüzden baba ve annemize elimizden geldigi kadar yardımcı olmaya onları kırmamaya onların hayır dualarını almaya çalışalım yukardaki bahsettiğim hikaye gerçek bir hikayedir.
Tüm Okuyucularıma Saygılarımla
Ufak ama şirin bir köyde dogdum bir tepenin etegine kurulmuştu köyümüz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İnsanları fakir ama gönülleri zengin olan elinde olan olmayana verenlerdi.
Sadece ilkokulu okuyabildim diger okulları okuyamadım babam ise hiçbir okulu okuyamamış
Kendini çocuklarına adamış birçift öküzle eker biçer muhanete muhtaç olmaya çalışırdı.
Henüz onaltı yaşıma basmıştım birgün babamın bitkin bir şekilde soluk soluga geldi hemen koşarak baba baba neoldu sana böyle benzin saprarı dedim babam oglum yavrum osman
Çok hastayım durumum iyi değilim dedi. Ben çok korkmuştum babamı içeriye aldık o zamanlar nerede yol nerede otomobil nerede doktor ancak bir at arabasında yada bir hayvan üzerinde vilayete götürmekti babamızdı canımızdı ama götüremedik fırsat bile olmadı birsaat içerisinde vefat etti.
Babamın ölümüyle tüm aydınlık dünyam kararmıştı.tüm yük benim omuzlarıma yüklenmişti üç kızkardeşim ve birde ammen vardı kızların birisi evli digerleri bekardı annem ve kızkardeşlerimle beraber ekip biçip muhanete muhtaç olmadan geçinip gittik
Yıllar cabucanak geçiyordu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Askerlik pusulası geldi çattı vatani görevimi yapmak için
Devletin verdiği azık ve elbiseyle görev yerim olan Eskişehirin İnönü kasabasına gitmek için
Vilayetim Çankırıya yanımda beşlira para ile yola koyuldum sekiz saat deyince yürüyerek Vilayetime ordanda trenle Eskişehire giderek birliğime teslim oldum
Askerliğini edenler bilirlerya ilk zamanlar asker ocagında insana bir mahsunluk bir gariplik çöker ama daha sonra oralara ısınarak vatani görevimi yapmaya başladım.
Aradan aylar geçti köyümden annem ve kardeşlerimden hiçbir haber yada bir mektup bile alamadım ve çok üzülüyordum
Bölük komutanım Yüzbaşı Bahri komutanıma dedim komutanım ben askere geleli onbeşay oldu Annem ve kardeşlerimden bir haber alamadım dedim komutanım ham bir insan deyildi bana ongün izin verdi. Çok sevinmiştim Memleketime gideceğim annemi kardeşlerimi görecektim. Akşam terene bindim memleketime oradanda yürüyerek köyüme geldim
Geldimya gelmez olaydım evimizin kapısı kilitlenmiş pencereler tahtalarla kapatılmış
bacasından duman tütmez çatısına kuşlar konmaz olmuş kızlar kendilerine birer koca annem kendine bir koca bulmuş eski baba ocagını unutmuşlar evde nevar ne yoksa talan etmişler yağma etseler ne olacakki birçift öküz yatak yorgan çanak çömlek neye yararki
Boynu bükük kanadı kırık kuş misali geri birliğime dönmek için yola koyuldum. Geri kalan vatani görevimi mektubsuz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]parasız toplam üçyılk askerlik görevimi yaptım.
Babamdan kalma biriki tarla başımı sokacak kadar iki oda bir evimiz vardı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]bekardım kuru
taş dibine ocak yakacaktım Allahın emriyle bir kızla evlendim başlık parası olarakta ikiyüzlira para kayınpederede bir palto verdim evlendikten sonra karın tokluguna köylerde kır bekçiliği yaptım aradan yıllar geçti bir oglumuz olunca baba ocağına tekrar geldik.
Çocugumuza açlık ve yoklugu tattırmamak için didindik durduk aradan yıllar geçti çocuk bir iki derken yeditane evlat sahibi olduk üç oglan dört kız onları anlımın teriyle amelelik ortakcılık yaparak çalışıp büyüttük.. Dedimya yedi çocugum var diye iş dünyaya çocuk getirmek değil onların istikbalini kazanmaktı. Ama gel görkü cahillik hep cahillik işte.
Büyük oglum Ali’nin evlilik çagı gelmiş yukarı mahalledeki birkıza Gülhan’a yanmış kızın nişanlı olmasına ragmen kızla anlaşarak kaçtılar. Bizim oglanın kızı kaçırmasıyla kız tarafı ve kızın nişanlı oldugu eski nişanlı tarafı ile aramızda husumet başladı. Araya komşuların girmesiyle kıztarafına ozamanın parası ile beşbinlira başlık parasına anlaştık ve bir of çektik oğlumuzu ve gelinimizi saklandıkları yerden alıp evimize getirdik gönül rahatlıgıyla ama aradan ikigün geçmeden kızın babası kızımı kaçırdılar diye şikayet etmesi üzerine oglumuzu kızın yaşının reşit olmaması sebebi ile hapse kızıda babasına teslim ettiler babası kızı eski nişanlısına götürdükleri günün gecesi teslim etmişler o gece evimede silahla ateş ettiler şükürki kimseye birşey olmadı kimsenin görmediği içinde birşey çıkmadı. Ogluma küçük kızı alıkoymaktan onbeş ay ceza vertdiler kızın Aliyi ben kaçırdım demesi sebebi az ceza almasına yardımcı oldu.
Oglum cezasını tamamladıktan sonra direk askere gönderdiler asker dönüşü yine adı daha önce kaçırdıgı kıın ismi ile aynı olan bir kızla evlendirdim anlayacağınız oglana ikikere düğün yapmış oldum .Diger çocuklarımda daha sonra kendileri hayatlarını kurtardılar biri hariç hepsi evlendiler yurd yuva sahibi oldular. Hep evlatrım için çalıştım dididim durdum artık bende oldum bir çocuk yaşım iyice ilerledi evlatlarım evlendikten sonra pek arayıp sormaz oldular neyer ne içersiniz sormaz oldular artık çalışacak gücüm olmadıgı için istemesemde mecburen üç oglumada nafaka davası açtım o arayıp sormayan erkek evlatlar hemen köyün yolunu tuttular ama nafile mahkeme bir celsede karar verdi ve onları nafaka ödemeye mahkum etti birkaç ay yatırdılar daha sonra yatırmadılar elden vermeye devam ettiler bir öfke ile şikayetci olmuştum daha sonra herşeyi unuttuk.
Allah selamet versin çocuklarıma maddi ve manevi yardımda bulundular bazen kalbimi kırsalarda ben onları hep sevdim seksenbir yaşıma bastım şeker ve tansiyon hastasıyım purostatan amaliyat oldum Allah kimsenin başına vermesin bu hastalıgı idrarımı yandan torbaya yapıyorum en altaki torbanın üçgünde en üsteki torbanın ise hergün değişmesi gerekiyor yaşlısın uykuda üzerine yatıyorsun birde bakmışın torba patlamış üstün hep ıslanmış birilerine muhtaçsın eşinde olsa evlatların kızların ve erkek evlatlarında olsa senden uzaklaşıyorlar senden kaçıyorlar İnsan yükü babada olsa anada olsa agır oluyor ama elden birşey gelmiyor. Amaliyat olalı ikibuçukyıl oldu yavaş yavaş zayırlamaya yememye içmemeye öbür tarafa hak dünyaya yaklaşıyoruz.
Şunu unutmuyalım hayat bir sınav iyi yada kötü iyi ekersen iyi kötü ekersen kötü biceceksin yani ne ekersen onu biçersin bu yüzden baba ve annemize elimizden geldigi kadar yardımcı olmaya onları kırmamaya onların hayır dualarını almaya çalışalım yukardaki bahsettiğim hikaye gerçek bir hikayedir.
Tüm Okuyucularıma Saygılarımla