Mum ateşe gönül vermiş ateş onu eritip tüketsede razıymış çünkü seviyormuş bu Sevgiye hayatını adayan mumun tek korkusu ise eridiğinde ateşin sönmesiymiş.
Düşünüyorumda düşüncelerin en güzeli senin beni düşünüp düşünmediğini düşünürken düşündüğünü düşünüyor olmam olsa gerek.
Sen beni benim seni sevdiğim kadar sev ki ,ben senin beni benim seni sevdiğim kadar sevdiğini bileyim.
Sen Allah’a dilenen bir dilek, gözlere uzanan ellerimsin. Sen gözlerimden süzülen yaş, tek düşüncem hasretimsin. Sen yaşadığım ömür, sen her gece rüyama giren biricik Sevgilimsin.
Sönmesin gönlümün ümit çırası, nasılsa cehennem senden sonrası, bendeyse sevipte yanma sırası, küllere dönsemde ateşim sen ol.
Bir şiir yaz bana içinde alabildiğince mutluluk olsun ayın gölgesinde unutulan Sevgi tohumlarıyla yeşere dursun veya bir şarkı söyle özlemimdeki Sevgiliyi anlatsın yağan yağmurlarla ıslanan bedenimi parlayan gözleriyle kurulasın.
Sevmiyorum şu saatin sesini,akmasın dursun zaman.herşeyin bir öncesi ve sonrası vardır derler ya; Yalan. senden önce vardım belki ama Aşkım senden sonra olmayacağım inan.
Kimbilir hangi akşam güneşle beraber bende söneceğim, kimbilir hangi ellerden son suyumu içeceğim, belki göremeden öleceğim fakat yinede seni EBEDİYEN SEVECEĞİM.
Kavuşmak tutkusuyla delirince bu gönlüm, duvarları deler gözlerim, seni görürüm. İşte o an, dağ bir karış, deniz bir adım, o an saçlarını dağıtan rüzgar değil, nefesimdir gülüm.
Sen varya sen, ayni sigaram gibisin. Dumani gözlerin, külü dudaklarin. Yalniz aranizda bir fark var. Sigarami ben, beni ise sen yakiyorsun.
Aramızdaki mesafeler ne kadar uzun olursa olsun sonsuzluğa giden tüm yollara adını yazdım. Hangi yoldan geçersen geç seni sevdiğimi okuyacaksın…
İnsanlar hep birilerinin peşinden koşarlar, ama dönüp de kendi peşlerinden koşanlara hiç bakmazlar…
Sonbahara inat ağaç hala yeşermekte, geceye inat gün hala ağarmakta, ben ise kadere inat hala seni sevmekteyim. İnat bu ya, mahşere kadar “seni seveceğim”…
Yanağına düşen kar tanesi eriyip dudaklarına indiğinde ve o bir damla serinliği biriyle paylaşmak istediğinde yüzünü rüzgara dön, ordayım!
Seni seviyorum diyenin Sevgisinden şüphe et, çünkü Aşk sessiz, Sevgi dilsizdir
Gayem zat-ı alinizi taciz etmek değil, efkar-ı umumiyede muhabbet kurmaktır. Cevabı müspetiniz kalb-i hazalimi tamir-i temin edeceğinden, desti muhabbetinize talibim…
Güzelsin, şirinsin, şahanesin. Çektiğim çileme tek bahanesin. Melek mi, şeytan mı bilmem ki nesin…
Bir telefon bekliyorum, Sevgilim diye başlayan, seni seviyorum diye biten. Bir telefon bekliyorum, dün gelmesi gereken ve bugün hala gelmeyen…
Hayatta üç şeyi sevdim. Seni, kalbimi, ümit etmeyi. Seni sevdim, sensin diye. Kalbimi sevdim, seni sevdi diye. Ümit etmeyi sevdim, belki seversin diye…
Hayatta iki kör tanıyorum; 1.’si senden başkasını görmeyen ben, 2.’si beni göremeyen sen…
Bir yağmur damlası seni seviyorum anlamını taşısaydı ve sen bana, seni ne kadar sevdiğimi soracak olsaydın, inanki bir tanem her gün yağmur yağardı…
Eğer geceler seni düşündüğüm kadar uzun olsaydı asla sabah olmazdı…
Seni asil insanların basit Sevgileriyle değil, basit insanların asil Sevgileriyle sevdim. Bu güzel Aşkımıza nokta koyma, sana kucak dolusu virgül getirdim…
Gülmek için mutlu olmayı bekleme, belki mutluluk gülüşünde saklıdır, sakın ağlayayım deme! Belki bir yerlerde senin bir tek gülüşün için yaşayan biri vardır…
Bir yudum mutluluk, Peşinden koşuyorum, ne olacak halim bilmiyorum, Sevmişim seni bir kere, Doyamadan gidiyorum …
En büyük okyanusta bir su damlası olmak, uçsuz bucaksız sahilde bir kum tanesi olmak ama en önemlisi milyonlarca insanın içinden senin Sevgilin olmak…
Bugün her zamankinden farklı bir şey yapayım dedim olmadı yine sana defalarca aşık olup seni düşündüm…
Ağzımdan çıkacak söz olsan konuşmam, gözümden akacak yaş olsan ağlamam, kalbime hapsettim seni hiçbir yere bırakmam!
Güneşin doğduğu da bir gerçek battığı da… Kalbimin attığı da bir gerçek, günün bittiği de… Ne çıkar tüm gerçekleri saysak tek tek. Seni seviyorum, işte o en büyük gerçek…
Bir gül olmak isterdim, dalımdan koptuğum an yalnız senin için kopayım ve yalnız senin avuçlarında solayım diye bir tanem…
Seni ne kadar sevdiğimi öğrenmek istersen yere düşen yağmur damlalarını tutmaya çalış, tutabildiklerin senin Sevgin tutamadıklarınsa benim sana olan Sevgimdir…
Ağlayışımm terk edip gidişine değil. Ben, sensizken, senden diye sensizliğini de sevmiştim. Sen, seninle, seni de sensizliğini de alıp gittin…
Ben seni unutmak için sevseydim sana olan tutkumu kalbime değil, güneşin çıktığı zaman kaybolan buğulu camlara yazardım…
Allah’ım canımı bir sonbahar günü al ki, o vefasız getirecek bir gül bile bulamasın…
İnsanlar tanıdım yıldızlar gibiydi, hepsi parlıyordu, hepsi gökteydi. Ama ben seni, güneşi seçtim, bir güneş için bin yıldızdan vazgeçtim…
Dünyada 2 renk gül olsun, biri kırmızı diğeri beyaz. Sen beni unutursan kırmızılar solsun, ben seni unutursam beyazlar kefenim olsun…
Dünyadaki en güzel şeyi sana vermek isterdim ama seni sana veremem ki…
Sen seni seveni görmeyecek kadar körsen, o da sana Sevgisini söylemeyecek kadar gururludur…
Zannetme ki gözlerim sana baktıkça bıkacak, ölsem de ruhum seninle kalacak, kapanırsa gözlerim senden önce bu hayata, inan ki son sözüm seni seviyorum olacak…
Şu dünyada hiçbirşey deymez birdamla göz yaşına kendini bir damlaya ifade etmektir duygusal anlamda birdamla ile ömrünü göre bilmektir zifiri karanlıkta.