Yorucu bir yolculuğun ardından artık kampüsün girişindeydi. Bir an durakladı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cesaretini topladı ve derin bir nefes alarak yürümeye başladı. Buraya gelene kadar her şeyi düşünmüş ve zaman zaman umutsuzluğa kapılmıştı. Ama artık her şeyi geri de bırakmış ve hayatını yönünü değiştirme vakti gelmişti.
Çevredeki öğrencilere aldırmadan kalabalığın içinde ilerliyordu. Fakültenin bahçesine geldiğinde bir banka oturdu. Sessizce etrafı izlemeye koyuldu. Çıkan öğrencilere dikkatle bakıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aradığı kişiyi bulmaya çalışıyordu. Zaman geçtikçe heyecanı artmış ve tedirginleşmeye başlamıştı. Valizi çıkan öğrencilerin dikkatini çekmiş daha da rahatsız edici bir hal almıştı. O bunların hiçbirine aldırmıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aradığını bulmaya çalışıyor ve sessizce bekliyordu. Bu bekleyiş sanki yıllardır sürüyordu.
Neredeyse herkes çıkmış artık kimse kalmamıştı. Umudunu yitirmişti. Artık geri dönemeye karar verdi. Çantasını ve valizi aldı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] oturduğu banktan kalktı. Çıkışa doğru ilerlemeye başladı. Bu hayal kırıklığı yüreğine saplanmış bir hançer gibi sızlıyordu. Her adımda bir yaş düşüyordu gözlerinden. Boş yolda ilerlerken bir el omzuna dokundu. Umutsuzca arkasına döndüğünde aradığı kişi onu bulmuştu. Şaşkınlığın ve onu bulmanın heyecanıyla donup kaldı. Daha fazla dayanamadı ve gözyaşları eşiğinde Kağan’ın boynuna sarıldı. Öyle bir özlem vardı ki yüreklerin de ayrılmak istemiyorlardı. Hıçkırıklardan konuşmaya fırsat bulamıyor ve ne söyleyeceğini bilemiyordu. Bütün kelimeleri tükenmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cümleleri yok olmuştu. Sessizce başını kaldırdı ve yaşlı gözlerini Kağan’ın gözleriyle bütünleştirdi. Kağan eliyle yaşlarını silerken ‘seni özledim’ diyebildi.
Fakültenin tamamı boşalmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sadece Kağan ve Cemre kalmıştı. Saat 8:00’i gösteriyordu. Hafif bir yağmur başlamıştı.
Yağmur etkisini arttırmış sağnak halinde yağıyordu. Cama düşen damlaları izlerken bir yandan da çaylarını yudumluyorlardı. Sessizlik hakimdi masaya. İkisi de olayları akışına bırakmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aralarına hiç ayrılık girmemiş gibi huzur içindeydiler. Kafe de onların dışında üç kişi daha vardı. Bir adam elindeki kitabını okurken iki genç kız aralarında koyu bir sohbete dalmışlardı. Sessizliği ilk bozan Kağan oldu;
- Nasılsın?
- İyiyim. Ya sen?
- Şaşkınım. Seni burada görmek büyük sürpriz oldu.
- ….
- Seni buraya davet ettiğimde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunun imkansız olduğunu söylemiştin.
- Evet. Öyleydi. Ama artık buradayım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yanındayım.
- Buradasın yanımdasın. Peki ailen nasıl karşıladı.
- Onlara geri döneceğimi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] biraz kendimi dinlemem gerektiğini ve onları sık sık arayacağımı yazdığım bir not bıraktım.
- Cemre gerçekten iyi misin?
- Aslında bilmiyorum. Artık hiçbir şeyden mutlu olamıyorum. Devamlı ağlıyorum ve sinir krizleri geçiriyorum. gerçeği söylemek gerekirse aklımı kaybetmekten korkuyorum.
Kağan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Cemre’nin sözlerinin ardından ellerini tuttu sıkıca ve ‘artık ben yanındayım’ dedi. Onun bu duruşu her zaman Cemre’ye güven vermişti ve bu güveni şimdi Kağan’ın gözlerinin içinde görebiliyordu. Birden ikisi de sustu. Tekrar sessizlik hakimdi masaya. Sanki hiç ayrılmamış gibi hiç özlem girmemişti aralarına. Cemre dışarıda yağmura öyle dalmıştı ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hiç tanımadığı bir şehirde olduğunu unutmuş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]sadece ilk kez geldiği bir yer gibiydi. düşünmeyi bir kenara bırakıp sadece yağmuru izlemek ona büyük huzur veriyordu. Ve artık sevdiğinin yanındaydı. Mutlu olmalıydı. Yeni yaşama adım atıyordu. Umut doluydu yüreği. Artık hayatında terk edişler değil kavuşmalar vardı. Vuslata kurmuştu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hayatının geri kalan yarısını.
Biran gözleri Kağan’a kaydı. Ona bakıyor ve susuyordu.
- Ne düşünüyorsun ?
- Bizi. kavuşmamızı.
- Ayrılığı da ben istemiştim. Sessizce gitmiştim.
- Neden gittin.
- Gitmeliydim yoksa hiçbir zaman burada olamazdım.
- Sana ulaşmayı çok denedim. Ama olmadı artık umudumu kaybetmiştim.
- Seninle olan tüm bağlarımı kestim ama hiçbir zaman koparamadım. Hep bir yerlerde sana dair bir şeyler çıkıyordu karşıma.
- Neden ama neden. Sorun neydi. Ben miydim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sen miydin.
- İkimizde. Her konuşmamızda tartışmaktan çok yoruldum. Aramızda yollar vardı ama bu yollar benim kalbimden geçiyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sevgimi yok ediyor gibiydi. Gücüm yoktu. Dayanamadım ve gittim. Gitmeliydim.
Gülderen YURTTAŞ
Çevredeki öğrencilere aldırmadan kalabalığın içinde ilerliyordu. Fakültenin bahçesine geldiğinde bir banka oturdu. Sessizce etrafı izlemeye koyuldu. Çıkan öğrencilere dikkatle bakıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aradığı kişiyi bulmaya çalışıyordu. Zaman geçtikçe heyecanı artmış ve tedirginleşmeye başlamıştı. Valizi çıkan öğrencilerin dikkatini çekmiş daha da rahatsız edici bir hal almıştı. O bunların hiçbirine aldırmıyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aradığını bulmaya çalışıyor ve sessizce bekliyordu. Bu bekleyiş sanki yıllardır sürüyordu.
Neredeyse herkes çıkmış artık kimse kalmamıştı. Umudunu yitirmişti. Artık geri dönemeye karar verdi. Çantasını ve valizi aldı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] oturduğu banktan kalktı. Çıkışa doğru ilerlemeye başladı. Bu hayal kırıklığı yüreğine saplanmış bir hançer gibi sızlıyordu. Her adımda bir yaş düşüyordu gözlerinden. Boş yolda ilerlerken bir el omzuna dokundu. Umutsuzca arkasına döndüğünde aradığı kişi onu bulmuştu. Şaşkınlığın ve onu bulmanın heyecanıyla donup kaldı. Daha fazla dayanamadı ve gözyaşları eşiğinde Kağan’ın boynuna sarıldı. Öyle bir özlem vardı ki yüreklerin de ayrılmak istemiyorlardı. Hıçkırıklardan konuşmaya fırsat bulamıyor ve ne söyleyeceğini bilemiyordu. Bütün kelimeleri tükenmiş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cümleleri yok olmuştu. Sessizce başını kaldırdı ve yaşlı gözlerini Kağan’ın gözleriyle bütünleştirdi. Kağan eliyle yaşlarını silerken ‘seni özledim’ diyebildi.
Fakültenin tamamı boşalmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sadece Kağan ve Cemre kalmıştı. Saat 8:00’i gösteriyordu. Hafif bir yağmur başlamıştı.
Yağmur etkisini arttırmış sağnak halinde yağıyordu. Cama düşen damlaları izlerken bir yandan da çaylarını yudumluyorlardı. Sessizlik hakimdi masaya. İkisi de olayları akışına bırakmış[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aralarına hiç ayrılık girmemiş gibi huzur içindeydiler. Kafe de onların dışında üç kişi daha vardı. Bir adam elindeki kitabını okurken iki genç kız aralarında koyu bir sohbete dalmışlardı. Sessizliği ilk bozan Kağan oldu;
- Nasılsın?
- İyiyim. Ya sen?
- Şaşkınım. Seni burada görmek büyük sürpriz oldu.
- ….
- Seni buraya davet ettiğimde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunun imkansız olduğunu söylemiştin.
- Evet. Öyleydi. Ama artık buradayım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yanındayım.
- Buradasın yanımdasın. Peki ailen nasıl karşıladı.
- Onlara geri döneceğimi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] biraz kendimi dinlemem gerektiğini ve onları sık sık arayacağımı yazdığım bir not bıraktım.
- Cemre gerçekten iyi misin?
- Aslında bilmiyorum. Artık hiçbir şeyden mutlu olamıyorum. Devamlı ağlıyorum ve sinir krizleri geçiriyorum. gerçeği söylemek gerekirse aklımı kaybetmekten korkuyorum.
Kağan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Cemre’nin sözlerinin ardından ellerini tuttu sıkıca ve ‘artık ben yanındayım’ dedi. Onun bu duruşu her zaman Cemre’ye güven vermişti ve bu güveni şimdi Kağan’ın gözlerinin içinde görebiliyordu. Birden ikisi de sustu. Tekrar sessizlik hakimdi masaya. Sanki hiç ayrılmamış gibi hiç özlem girmemişti aralarına. Cemre dışarıda yağmura öyle dalmıştı ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hiç tanımadığı bir şehirde olduğunu unutmuş[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]sadece ilk kez geldiği bir yer gibiydi. düşünmeyi bir kenara bırakıp sadece yağmuru izlemek ona büyük huzur veriyordu. Ve artık sevdiğinin yanındaydı. Mutlu olmalıydı. Yeni yaşama adım atıyordu. Umut doluydu yüreği. Artık hayatında terk edişler değil kavuşmalar vardı. Vuslata kurmuştu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hayatının geri kalan yarısını.
Biran gözleri Kağan’a kaydı. Ona bakıyor ve susuyordu.
- Ne düşünüyorsun ?
- Bizi. kavuşmamızı.
- Ayrılığı da ben istemiştim. Sessizce gitmiştim.
- Neden gittin.
- Gitmeliydim yoksa hiçbir zaman burada olamazdım.
- Sana ulaşmayı çok denedim. Ama olmadı artık umudumu kaybetmiştim.
- Seninle olan tüm bağlarımı kestim ama hiçbir zaman koparamadım. Hep bir yerlerde sana dair bir şeyler çıkıyordu karşıma.
- Neden ama neden. Sorun neydi. Ben miydim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sen miydin.
- İkimizde. Her konuşmamızda tartışmaktan çok yoruldum. Aramızda yollar vardı ama bu yollar benim kalbimden geçiyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sevgimi yok ediyor gibiydi. Gücüm yoktu. Dayanamadım ve gittim. Gitmeliydim.
Gülderen YURTTAŞ