{Aşklar Üşürken GElirdi...}
AŞK LAR ÜŞÜRKEN GELİRDİ
Vakit ilerledikçe kent ışıkları da sesleri gibi kaybolmaya başlamıştı.Şehir kaplumbağa gibi korkulardan kaçmak için sığınmıştı kabuğuna..Hava çok soğuktu.Çatı katımdan görünen pencerelerin arkası buğulanmıştı.Camların kenarları buz tutmuştu. Ellerim çok üşüyordu elimde eldivenlerim vardı ve yazmaya çalışıyordum. Ayağımdaki kalın babadan kalma postallar bile ayaklarımın morarmasını engelleyemiyordu. Soğuğu düşünmemeye çalışarak daktiloya vuruyordum parmaklarımı. Daktilom yatağımın üzerindeydi ben yerde oturup yazıyordum.Yazmalıydım.
Zaman zaman tek odası ve bir küçük küvetli banyosu olan çatı katımın bir yerine gözüm takılır ve ne kadar zaman bilmem sanki orayı hiç görmemiş gibi bakar bakardım. Giysi dolabım -gerçi ona dolap bile denmezdi ya-kumaştandı. Çoğu zaman kapamazdım fermuarını da. Dağınıklığını saklayacak kıyafetim olmazdı ki hiç.Varım yoğum bu tek odalı kat[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daktilom[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yatağım ve biraz ıvır zıvırdı. Yazardım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] parmaklarım acırdı daktilonun tuşlarına vururken.Tuşlar sertti ve ben vururken sanki acı çekermiş gibi kesik kesik inlerlerdi. Yanlış vuramazdım onlara. Herşeyimdi yazılarım beni kurtaracaktı onlar. Belki ilerde bir yazar olurum diye gündüz bir bulaşıkçıda çalışır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gece yazardım.
Ve bir kadın severdim üşürken. Her sabah aynı duraktan aynı otobüse binerdik.Hiç yüzüme bakmazdı.Her sabah aynı saatte aynı yerden binerdik otobüse ama hiç bakmazdı. Başı önde belki işi -belki baka birşeyi işte- düşünür gibi gözükürdü. Hiç konuşamazdım. Ellerim ceplerimde bakardım sessizce başını kaldıracak mı diye.. O hiç bakmazdı. Bulaşıkçıya varır varmaz yıkamaya başlardım akşamdan kalmış bulaşıkları. Üşürdü ellerim. Yazdıkça umudum tükenirdi. Yazdıkça düşüncelerim benim içimden çıkmak için savaşır olurdu .Git derdi bir yanım. Gece ışıkları yanmayan şehre git.
Yemek servisine de başlamıştım. Sabah bulaşık yıkardım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] öğlenleri genelde yemek ısmarlayan çok olurdu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kıramazdı onları ustam gönderirdi beni servise.
Acaba hiç tanınmazmıydım diye düşünürdüm Ozan Yıldız'a rastlamasaydım diye düşünüyorum bu sıralar. Keşke diyorum o ölmeden ona duyduğum saygıyı sevgiyi biraz daha anlatabilseydim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Beni bulaşıkçıyken tanıyıp bu yazarlık günlerime getiren o[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yıllar öncesine kadar bana babalık eden adama..
Ve bir pişmanlığım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir keşkem daha var. Duraktaki kızı keşke bir daha görebilseydim. O kendini öldürmeden önce keşke onu sevdiğimi söyleyebilseydim. Belki de aşklar ben üşürken gelirdi...
Vakit ilerledikçe kent ışıkları da sesleri gibi kaybolmaya başlamıştı.Şehir kaplumbağa gibi korkulardan kaçmak için sığınmıştı kabuğuna..Hava çok soğuktu.Çatı katımdan görünen pencerelerin arkası buğulanmıştı.Camların kenarları buz tutmuştu. Ellerim çok üşüyordu elimde eldivenlerim vardı ve yazmaya çalışıyordum. Ayağımdaki kalın babadan kalma postallar bile ayaklarımın morarmasını engelleyemiyordu. Soğuğu düşünmemeye çalışarak daktiloya vuruyordum parmaklarımı. Daktilom yatağımın üzerindeydi ben yerde oturup yazıyordum.Yazmalıydım.
Zaman zaman tek odası ve bir küçük küvetli banyosu olan çatı katımın bir yerine gözüm takılır ve ne kadar zaman bilmem sanki orayı hiç görmemiş gibi bakar bakardım. Giysi dolabım -gerçi ona dolap bile denmezdi ya-kumaştandı. Çoğu zaman kapamazdım fermuarını da. Dağınıklığını saklayacak kıyafetim olmazdı ki hiç.Varım yoğum bu tek odalı kat[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daktilom[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yatağım ve biraz ıvır zıvırdı. Yazardım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] parmaklarım acırdı daktilonun tuşlarına vururken.Tuşlar sertti ve ben vururken sanki acı çekermiş gibi kesik kesik inlerlerdi. Yanlış vuramazdım onlara. Herşeyimdi yazılarım beni kurtaracaktı onlar. Belki ilerde bir yazar olurum diye gündüz bir bulaşıkçıda çalışır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gece yazardım.
Ve bir kadın severdim üşürken. Her sabah aynı duraktan aynı otobüse binerdik.Hiç yüzüme bakmazdı.Her sabah aynı saatte aynı yerden binerdik otobüse ama hiç bakmazdı. Başı önde belki işi -belki baka birşeyi işte- düşünür gibi gözükürdü. Hiç konuşamazdım. Ellerim ceplerimde bakardım sessizce başını kaldıracak mı diye.. O hiç bakmazdı. Bulaşıkçıya varır varmaz yıkamaya başlardım akşamdan kalmış bulaşıkları. Üşürdü ellerim. Yazdıkça umudum tükenirdi. Yazdıkça düşüncelerim benim içimden çıkmak için savaşır olurdu .Git derdi bir yanım. Gece ışıkları yanmayan şehre git.
Yemek servisine de başlamıştım. Sabah bulaşık yıkardım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] öğlenleri genelde yemek ısmarlayan çok olurdu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kıramazdı onları ustam gönderirdi beni servise.
Acaba hiç tanınmazmıydım diye düşünürdüm Ozan Yıldız'a rastlamasaydım diye düşünüyorum bu sıralar. Keşke diyorum o ölmeden ona duyduğum saygıyı sevgiyi biraz daha anlatabilseydim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Beni bulaşıkçıyken tanıyıp bu yazarlık günlerime getiren o[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yıllar öncesine kadar bana babalık eden adama..
Ve bir pişmanlığım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir keşkem daha var. Duraktaki kızı keşke bir daha görebilseydim. O kendini öldürmeden önce keşke onu sevdiğimi söyleyebilseydim. Belki de aşklar ben üşürken gelirdi...
En son Mavi_Kiyamet tarafından C.tesi 28 Şub. 2009 - 11:26 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi