[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kızıla Boyalı Saçlar - Kostas Mourselas
Okura meydan okuyan, okuru uyaran, kızdıran bir roman. Erotik, duygusal, bayağı, çirkin, dehşet verici… Yalın anlatımı olan, mizah dolu, alaycı, sert eleştirilerle dolu bir kitap. Asıl olarak da egemen sisteme ve o sistemi bir nedenle içselleştirenlere karşı müthiş bir eleştiri. Çağdaş Hamletler, zorbalar, kutsallaştırılan serseriler, genelevler, mahalleler, gecekondular, erkek delisi kadınlar, üçkağıtçılar, küçük burjuvalar, geçmişin idealistleri olan günümüzün başarılı işadamları, dolandırıcılar, rezil kişiler, insanlara değil aynadaki görüntülerine aşık olanlar, bir dönemin ve insanların resmi.
Çevirmenin birkaç sözü: “Sefil düşünceler ve küçüklükler arasında kaybolup, hayattaki büyük sırrı çözemedik, soru da cevapsız ve acımasız kalakaldı: Nasıl yaşadın, neden öyle yaşadın, neyi yapabilecekken yapmadın, başka bir yol, başka bir anlam arıyordun, yanlış zilleri, yanlış kapıları çaldın, yanlış yollara saptın, yanlış insanları sevdin, yanlış yataklarda uyudun, yanlış evlerde yaşadın. Neden hayal ettiklerini, düşündüklerini bu kadar küçümsüyorsun? Bu soru çok basit gibi görünebilir, bazı insanlar bu soruyu belki hiç kendilerine sormayabilir ya da sormaktan kaçınabilir. Önemli olan bu sorulan sorunun hangi amaca hizmet ettiğidir.”
Okura meydan okuyan, okuru uyaran, kızdıran bir roman. Erotik, duygusal, bayağı, çirkin, dehşet verici… Yalın anlatımı olan, mizah dolu, alaycı, sert eleştirilerle dolu bir kitap. Asıl olarak da egemen sisteme ve o sistemi bir nedenle içselleştirenlere karşı müthiş bir eleştiri. Çağdaş Hamletler, zorbalar, kutsallaştırılan serseriler, genelevler, mahalleler, gecekondular, erkek delisi kadınlar, üçkağıtçılar, küçük burjuvalar, geçmişin idealistleri olan günümüzün başarılı işadamları, dolandırıcılar, rezil kişiler, insanlara değil aynadaki görüntülerine aşık olanlar, bir dönemin ve insanların resmi.
Çevirmenin birkaç sözü: “Sefil düşünceler ve küçüklükler arasında kaybolup, hayattaki büyük sırrı çözemedik, soru da cevapsız ve acımasız kalakaldı: Nasıl yaşadın, neden öyle yaşadın, neyi yapabilecekken yapmadın, başka bir yol, başka bir anlam arıyordun, yanlış zilleri, yanlış kapıları çaldın, yanlış yollara saptın, yanlış insanları sevdin, yanlış yataklarda uyudun, yanlış evlerde yaşadın. Neden hayal ettiklerini, düşündüklerini bu kadar küçümsüyorsun? Bu soru çok basit gibi görünebilir, bazı insanlar bu soruyu belki hiç kendilerine sormayabilir ya da sormaktan kaçınabilir. Önemli olan bu sorulan sorunun hangi amaca hizmet ettiğidir.”