[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Yılmaz Erdoğan'ın karısı ben olacaktım
Şarkıcı Sevda Karababa, Radyo Pink'te 'Cadı Kazanı'nın 'Sevgililer Günü' özel programına konuk oldu. Özel hayatıyla ilgili
konuşurken gözyaşlarını tutamayan Karababa, "Bana 'Hep niçin kariyerini bırakıp gittin?' diye sordular. Hep bir bahane
buldum. Ama itiraf ediyorum ki, asıl neden aşktı. Kime mi aşıktım? Yılmaz Erdoğan'a. Evet 1 yıl kimsenin bilmediği çok
büyük bir aşk yaşadık. Ben ona kabak kemane çalardım, o bana şiirler okur, yazardı. Hapise düşmüş arkadaşları için
omuzumda ağlardı. O dönem ona inanılmaz şarkılar yazdım. Hatta bir tanesi var ki, bu son albümümde de okumak
istedim. Ama okuyacak gücü bulamadım. Şu anki eşinin yerinde aslında benim olmam lazımdı. Çünkü onu gerçekten
çok sevdim" dedi.
"Ölümden döndüm"
Erdoğan'ın kendisine haksızlık ettiğini söyleyen Karababa, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi bana yapılanın haksızlık
olduğunu düşünüyorum. Onun yüzünden ne aşka inancım kaldı ne sevgiye. Kariyerimi bile yok sayıp buradan kaçtım.
Yaşanan bu büyük aşkın en büyük şahidi Metin Arolat'tır. O kadar aşık olmuştum ki, gözüm hiçbir şey görmüyordu.
Yaşadığımız ilişkide gel-gitler yüzünden sürekli ağlıyordum. Hatta bir kere de ona giderken kaza yaptım, ölümden
döndüm. Benim kariyerimi, her şeyimi burada bırakıp çekip gitmem, Yılmaz'ı unutmak için Amerika'da evlenmemin nedeni
budur. Bana hep sabah kahvaltıları hazırlardı ve 'Eğer bir kadına değer veriyorsan onunla kahvaltı yapar, ona kahvaltı
hazırlarsın' derdi. Ama benim onu sevdiğim kadar sevmemiş demek ki beni. Bir sürü güzel şey yaşamıştık oysa. Dur gitme
deseydi bu aşka sahip çıksaydı gitmezdim. Niye bunları açıkladığıma gelince; bir insana yapılabilecek en kötü şey aşka
inancını kaybettirmektir."
Yılmaz Erdoğan'ın karısı ben olacaktım
Şarkıcı Sevda Karababa, Radyo Pink'te 'Cadı Kazanı'nın 'Sevgililer Günü' özel programına konuk oldu. Özel hayatıyla ilgili
konuşurken gözyaşlarını tutamayan Karababa, "Bana 'Hep niçin kariyerini bırakıp gittin?' diye sordular. Hep bir bahane
buldum. Ama itiraf ediyorum ki, asıl neden aşktı. Kime mi aşıktım? Yılmaz Erdoğan'a. Evet 1 yıl kimsenin bilmediği çok
büyük bir aşk yaşadık. Ben ona kabak kemane çalardım, o bana şiirler okur, yazardı. Hapise düşmüş arkadaşları için
omuzumda ağlardı. O dönem ona inanılmaz şarkılar yazdım. Hatta bir tanesi var ki, bu son albümümde de okumak
istedim. Ama okuyacak gücü bulamadım. Şu anki eşinin yerinde aslında benim olmam lazımdı. Çünkü onu gerçekten
çok sevdim" dedi.
"Ölümden döndüm"
Erdoğan'ın kendisine haksızlık ettiğini söyleyen Karababa, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi bana yapılanın haksızlık
olduğunu düşünüyorum. Onun yüzünden ne aşka inancım kaldı ne sevgiye. Kariyerimi bile yok sayıp buradan kaçtım.
Yaşanan bu büyük aşkın en büyük şahidi Metin Arolat'tır. O kadar aşık olmuştum ki, gözüm hiçbir şey görmüyordu.
Yaşadığımız ilişkide gel-gitler yüzünden sürekli ağlıyordum. Hatta bir kere de ona giderken kaza yaptım, ölümden
döndüm. Benim kariyerimi, her şeyimi burada bırakıp çekip gitmem, Yılmaz'ı unutmak için Amerika'da evlenmemin nedeni
budur. Bana hep sabah kahvaltıları hazırlardı ve 'Eğer bir kadına değer veriyorsan onunla kahvaltı yapar, ona kahvaltı
hazırlarsın' derdi. Ama benim onu sevdiğim kadar sevmemiş demek ki beni. Bir sürü güzel şey yaşamıştık oysa. Dur gitme
deseydi bu aşka sahip çıksaydı gitmezdim. Niye bunları açıkladığıma gelince; bir insana yapılabilecek en kötü şey aşka
inancını kaybettirmektir."